Rabbine İsyan Etme! Her Olanda Hayır Vardır!
Rabbine İsyan Etme! Her Olanda Hayır Vardır!
Serçe Allah’ü Teâlâ'ya küsmüştü.
Günler geçiyordu ve serçe
hiçbir şey söylemiyordu. İçine kapanmış derin bir hüzne boğulmuştu. Melekler
merakla Allah’ü Teâlâ'ya serçe'yi soruyorlardı ve her defasında Allah’ü Teâlâ,
meleklere:
“- O gelecek” diye cevap veriyordu.
“- Çünkü onun sesini
duyabilecek ve onun minik kalbindeki derdini anlayacak olan tek benim” diyordu.
Bir zaman sonra serçe, kalbi
hüzün, gözü yaşla dolu bir halde bir ağacın dalına kondu. Hiçbir şey
söylemiyordu öyle sessiz sessiz bekliyordu.
Allah’ü Teâlâ, serçe'ye
seslendi;
"- Söyle bana! Canını
sıkan ve kalbini hüzne boğan derdin nedir?"
Melekler serçe ne söyleyecek
diye ona bakıyordu. Serçe mahzun biraz da sitemli sesle;
“- Küçük bir yuvam vardı.
Yorulduğumda dinlendiğim üşüdüğümde sığındığım. Kimseyi rahatsız etmiyordum ve
kocaman dünya’da ufacık bir yerdi kimsenin yerini dar etmiyordu. Sen onu da
bana çok gördün neydi o zamansız fırtına? Esip yıktı yuvamı ve beni yuvasız
bıraktın."
Gene sustu ve konuşamadı
serçe. Sözleri boğazında düğümlendi. Sessizlik Arş-ı Rahmanda yankılanıyordu ve
melekler başlarını eğmiş Allah’ü Teâlâ’'nın vereceği cevabı bekliyordu. Allah’ü
Teâlâ’;
“- Sen, o yuvanda dinlenirken
seni avlamak isteyen bir yılan yuvana doğru geliyordu, seni yılandan korumak
için fırtınaya emrettim yuvanı yıktı. Böylece sen oradan uzaklaşarak yılandan
kurtuldun. Nice belâlar vardı ki muhabbetimle onları senden uzaklaştırdım. Sen
kuşatıcı rahmetimi ve muhabbetimi görmüyor geçici belâlardan dolayı bana düşman
mı oluyorsun?"
Serçe'nin gözleri doldu ve
hüngür hüngür ağlamaya başladı. Onu çok seven Allah’ü Teâlâ’'nın şefkat ve
merhameti karşısında mahcup ve utangaç bir sesle:
“-Affet Allah’ım!” diyebildi sadece.
Ve gönül sözü Arş-ı İlahi’de
yankılandı
“- Affet Allah’ım!”
Başımıza gelen her musibette,
elbette ki nice hayırlar gizlidir.
Rabbimize isyan etmek yerine,
olan da hayır vardır diyerek her gelene rıza göstermek gerekmez mi?
Yorumlar
Yorum Gönder