Kayıtlar

Hasan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ağır İftira ve Geyik Boynuzu

Ağır İftira ve Geyik Boynuzu Hasan Sezâi Efendi (1669 - 1738) zamanında, Edirne'de, kötü yola düşmüş bir kadın vardı. Bir zaman bu kadın halisane olarak tövbe edip, eski hâlinden vazgeçti. Salih ameller işlemeye başladı. Fakat uygunsuz kimseler tarafından tedirgin ediliyor, rahat bırakılmıyordu. Bu kadın Hasan Sezâi'ye gelerek yardım istedi. O da, kadına dergâhta kadınlara mahsus kısımda kalabileceğini bildirince, bir oda tahsis edilip, kadın orada kalmaya, ibâdet ve tâatla meşgul olmaya başladı. Bu arada boş durmayan fitneciler, Hasan Sezâi hakkında çirkin iftirâlar yaymaya başladılar. Daha da ileri giderek, bir gece dergâhın kapısına geyik boynuzu astılar. O ise bu hallere sabrediyor kimseye bir şey demiyordu. Geyik boynuzunu dergâhın içine aldırdı. Edirne vilâyeti günlerce bu dedikodularla çalkalandı. Hasan Sezâi Efendi yine sabrediyor, hiç ses çıkarmıyordu. Bu şayianın yayılmasından az zaman sonra, Edirne'de müthiş bir uyuz hastalığı peyda oldu. Hasa

14 Yaşındaki Mahmud Hasan'ın Hikâyesi

Resim
14 Yaşındaki Mahmud Hasan'ın Hikâyesi   Mahmud Hasan bugün 14 yaşında. Onun hayatla mücadelesi savaş öncesinde başlamış. Anne ve babası savaştan önce boşanıp her ikisi de başkasıyla evlenmiş. Hasan ve iki kardeşi babayla birlikte yaşamaya başlamış. Babaları savaşın hemen başlarında ölmüş ve üvey anneleri, üç kardeşi öz annelerine göndermiş. Ama onları üvey babaları da istememiş. Öz anne mecburen kardeşleri amcalarına emanet etmiş. Amcaları da artık bakamayacak duruma geldiği ve onun da eşi ilgilenmediği için kardeşleri Suriye’de yetimhaneye göndermiş. Bir müddet burada kaldıktan sonra İHH’nın desteklediği Kilis’te bulunan yetimlerin kaldığı Safa evine getirilmişler. Psikolog Dr. Ruba Hanım, Mahmud’un ilk geldiğinde günlerdeki durumunu; “Geceleri altını ıslatıyor ve korkarak uyanıyordu. Savaştan sonra çocuklar üzerinde en çok görülen sorunlardan dikkat eksikliği, odaklanamama sorunları yaşıyordu. Hiperaktivite de bu durumu artırıyordu. Çizdiği resimlerde hep siyah ve çok ko

12 Yaşındaki Anakaralı Hasan’ın Ağlatan Hikâyesi

Resim
12 Yaşındaki Anakaralı Hasan’ın Ağlatan Hikâyesi (Peygamberimizi Hasan Gibi Sevmek) Burada anlatılan hadise gerçek bir olaydır. Ethem Cebecioğlu Hoca’nın bir konuşmasından alıntıdır. Ses kaydı mevcuttur. “Bizim Ankara'da Hasan diye delikanlı çocuk… Ya 25 sene oldu ya da 30 seneye yakın ama 30 sene falan oldu öyle hatırlıyorum. Yaşadığımız hatıramız… Hasan güzel bir çocuktu. Yaşı 11-12 o civarda daha buluğa ermemiş. O sıralarda çağrı filmi vardı ve yaygındı. İlk İngilizce, sonra Arapça, sonra Türkçe versiyonlarını izledik. İnsan etkileniyor Kaddafi tarafından çektirilmiş. Antony Quin başrol de oynadığı kaliteli bir yapım. Hz. hamzayı anlatıyor. Hz. Hamza'nın merkezinden yola çıkarak peygamber efendimizin hayatını kesit olarak sunmaya çalışıyor. İşte bu film çıktığında, Hasan'ın babası bana demişti ki; tabi Hasan o zaman vefat etmiş babası bir hatıra olarak bana anlatıyor. Ailecek oturup çağrı filmini dvd koyduk ve izledik. 3 saat falan sürdü hepimiz hü

Kudüs'te Nöbet Tutan Son Osmanlı: Iğdırlı Hasan Onbaşı

Resim
Kudüs'te Nöbet Tutan Son Osmanlı: Iğdırlı Hasan Onbaşı Osmanlı ordusu Kudüs'ten çekilirken (9 Aralık 1917) Mescid-i Aksa'yı koruması için nöbetçi bırakılan Onbaşı Hasan'ın yürekleri titreten öyküsü... Tam 57 yıl nöbetine sâdık kalan Osmanlı askerini, merhum tarihçimiz İlhan Bardakçı 1972 yılının 12 Mayıs günü Mescid-i Aksa'nın merdivenlerinde görür ve yıllar sonra bu inanılmaz karşılaşmayı kaleme alır. Sayesinde haberdar olduğumuz canlı tarih âbidesini şöyle dile getirir rahmetli tarihçimiz: Mevki Kudüs. Mekân Mescid ül Aksa, Tarih 21 Mayıs 1972 Cuma. Ben ve gazeteci arkadaşım rahmetli Said Terzioğlu, İsrail Dışişleri rehberlerinin yardımı ile bu mübarek makamı dolaşıyoruz. Kudüs Kapalı Çarşısı'nda rüzgâr gibi dolanan entarili kahvecilerin ellerindeki askılara çarpmadan biraz yürüdünüz mü, önünüze çıkan kapı sizi Mescid ül Aksa'nın önüne kavuşturur. Miraç mucizesinin soluklanıldığı ilk Kıble'mize yani… Hemen oracıkta, ilk avlu var

Hasan Basri Hazretleri

Hasan Basri Hazretleri Müttakîler imamı, veliler serdarı, takva ve destanlık kahramanı Hasan Basrî hazretlerinin gönül incileriyle, ruhlarımızla sefere çıkıyoruz. Hicrî birinci asırda Medine’de doğup Basra’da yaşamış olan Hasan Basrî Hazretleri, kâh geceleri Kâbe mumu gibi yanar, kâh yaralı bir kuş gibi çırpınırdı. Dili inciler saçardı. Allah’ın Celle Celâlüh Habibine Sallallahü Aleyhi Vesellem sonsuz muhabbeti vardı. Kendisine sorulan sorulara verdiği o güzel cevaplara ve nasihatlerine şöyle bir kulak kabartalım. Nasibimize neler düşecektir kim bilir. Bir Bardak Soğuk Su Rüzgârın bile kaynar su gibi insanın yüzünü okşayıp geçtiği çok sıcak bir gündür. Hasan Basrî Hazretleri susamıştır. Kendisine bir bardak soğuk su getirilir ve: - Ey gönüllerin ışığı, buyur al iç, serinle, derler Bardağı eline alıp suyun soğukluğunu hissedince büyük bir feryad koparır ve bayılır. Kendisine geldiğinde gözlerinden inci yaşları dökülmektedir. Etrafındakiler şaşırıp sorarlar: - Ne