Kayıtlar

Gel etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Aldattın Kandırdın Beni

  Aldattın Kandırdın Beni   İnânmak yokmuş sana, ey dünyâ aldattın beni; Seni seven pişmân imiş, aldattın kandırdın beni…   Ben sanırdım bakidir o, meğerki o fâni imiş; Bildim şimdi ne olduğun, aldattın kandırdın beni…   Bir kez ibret almadım, yâ ben niçin aldandım; Pişmân oldum uyandım, aldattın kandırdın beni…   Her ne istersen verdin, ben sana kalırım derdin; Yüzüme güldün yürüdün, aldattın kandırdın beni…   Gel ey Sıddık dön Allah’a, uyma nefse şu cihana; Dünyâ sözün hep yalandır, aldattın kandırdın beni…

Gel Yanalım Dostlar ile

  Gel Yanalım Dostlar ile   Hak yolunu gözler isen, Gel yanalım dostlar ile. Âşık izin izler isen, Gel yanalım dostlar ile.   Yok, bu dünyanın vefası, Bî-aded külli cefâsı. Hiç bunun yoktur vefası, Gel yanalım dostlar ile.   Hep yana yana bulmuşlar, Hak dîdarına ermişler. Seferin kaydın görmüşler, Gel yanalım dostlar ile.   N’idem sanırsın dünyada, Yeter gezdiğin hevâda. Derman isteyelim derde, Gel yanalım dostlar ile.   Hani ata hani ana, Bildin bu dünyayı fenâ. Onda rahat gerek cana, Gel yanalım dostlar ile.   Ey biçare Yunus heman, Dost yoluna gerek kurban. Ver canını iste canan, Gel yanalım dostlar ile.   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Tövbeye Gel Tövbeye

  Dünya’ya mağrur kişi, Tövbeye gel tövbeye! Uçmadan ömrün kuşu, Tövbeye gel tövbeye!   Ey halk içinde ulu, Olmuş nefsinin kulu, İşit hey yaman havli, Tövbeye gel tövbeye!   Sakalına baka bak, Kara iken oldu ak, Dünya sana kurdu fak, Tövbeye gel tövbeye!   Ulu kıyamet kopa, Düz ola dere tepe, Niceler yoldan sapa, Tövbeye gel tövbeye!   Kaça gide can kuşu, Kuru kala ten dahi, Yunus Emre sen dahi, Tövbeye gel tövbeye!   Yunus Emre Kuddise Sirrûh   Dünya’ya mağrur kişi, Tövbeye gel tövbeye! Uçmadan ömrün kuşu, Tövbeye gel tövbeye!   Ey halk içinde ulu, Olmuş nefsinin kulu, İşit hey yaman havli, Tövbeye gel tövbeye!   Sakalına baka bak, Kara iken oldu ak, Dünya sana kurdu fak, Tövbeye gel tövbeye!   Ulu kıyamet kopa, Düz ola dere tepe, Niceler yoldan sapa, Tövbeye gel tövbeye!   Kaça gide can kuşu, Kuru kala ten dahi, Yunus Emre sen dahi, Tövbeye gel tövbeye!   Yunus Emre Kuddise Sir

Kendine gel!

  Kendine gel!   Acı su da, tatlı su da berraktır. Sakın görünüşe aldanma… Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır. Kendini nasıl gördüğün değil, ALLAH'ın ve İnsanların seni nasıl gördüğü önemlidir. ·      Zâlim olduğun halde, kendini mazlum görmen; ·      Fâcir olduğun halde, kendini müttekî görmen; ·      Haram yediğin halde, kendini haramdan kaçınan görmen; ·      İnsanlara eziyet ettiğin halde, kendini merhametli görmen; “En Büyük Belâlardandır” , “Kendine gel!” ·      İstiğfar arttıkça yürekte rehavet artar; ·      tebessüm arttıkça muhatapların muhabbeti artar; ·      Sadaka arttıkça malda bereket artar; ·      İhlâs arttıkça saadet artar; ·      Anne babaya yardım arttıkça ilâhi yardım artar. Müslümanlar arasında yakınlaşma arttıkça kuvvet artar. (Alıntı)

Ey Gönül Gel Gayriden Geç

  Ey Gönül Gel Gayriden Geç   Ey gönül gel gayriden geç aşka eyle iktida, Zümre-i ehl-i hakikat anı kılmış mukteda.   Cümle mevcudat-u malumata aşk akdem dürür, Zira aşkın evveline bulmadılar ibtida.   Hem dahi cümle fena buldukta aşk baki kalır, Bu sebebdeb dediler kim aşka yoktur intiha.   Dilerim senden Hüda’ya eyle tevkifin refik, Bir nefes gönlüm senin aşkından etme gel cüda.   Masivayı aşkının sevdasını gönlümden al, Aşkını eyle iki âlemde bana aşina.   Aşk ile tamuda olmak cennetidir âşıkın, Lik cennette olursa tamudur aşkın ana.   Ey Niyazi Mürşid istersen bu yolda aşka uy, Enbiya vü Evliyaya aşk oluptur rehnüma.   Niyazi Mısri Kuddise Sirrûh

İnsâfa Gel İnsâfa

  İnsâfa Gel İnsâfa   Ey nefs yeter sehv ü zelel İnsâfa gel insâfa gel Terk eyleyip tûl-i emel İnsâfa gel insâfa gel   Bu âdet ü bid'at nedir Bu şöhret ü zînet nedir Bu kuru germiyyet nedir İnsâfa gel insâfa gel   Bir gün eser bâd-ı ecel Ten bâğına verir halel İhlâs ile eyle amel İnsâfa gel insâfa gel   İfsâdı ko ey nefs-i dûn Kad dalle kavmün müfsidûn Tâlibleri etme zebûn İnsâfa gel insâfa gel   Etme Hüdâyî'ye inâd Fermâna eyle inkiyâd Etmez misin Mevlâ'yı yâd İnsâfa gel insâfa gel   Aziz Mahmud Hüdayi (Kuddise Sirrûh)

Gel Hakka Gidelim

  Gel Hakka Gidelim   Hüdanın esmasından lafzetullah, Sıfatlar oldu murad hem de zatullah…   Bu isme oldu çün medlül zatullah, Murad ancak müsemmadır hüve Allah…   Haberdar olki ancak lafzetullah, Tezekkürdür veli maksut hüve Allah…   Hakikat zikre oldu o hemen rah, Hakikat zikirdir bilâkeyfdir meallah…   Bu ismüllahtaki lamdır harfi tarif, Bu zat ismidir ancak yok bunda tevsıf…   Gidince la; olur dahi ''hu'' tevgıf, Hu ile hay gamu hayvan ey şerif…   Onun için Lafzetullah oldu sultan, Vezirdir ismü zata ismü Rahman…   Pes ondan ismü rabdir sırrı sübhan, Dahi hayyu gayyum ismi bürhan…   Hüda; ismiyle gel hakka gidelim...   Allah ismi şerifi elif lam ile olduğunda hem zat hem de Allah Celle Celâlüh’ün sıfatları kast olunur. Fakat elif lâmsız söylenirse yalnız zatı pakı sübhaniyenin ismidir. (Alıntı)

Gel Dosta Gidelim Gönül

Gel Dosta Gidelim Gönül   Bir nazarda kalmayalım Gel dosta gidelim gönül; Hasret ile ölmeyelim, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Gel gidelim can durmadan, Suret terkini urmadan, Araya düşman girmeden, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Terk edelim ili şarı, Dost için kılalım zarı, Ele geçirelim yâri, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Bu dünya olmaz payidar, Aç gözünü canın uyar, Olgıl bana yoldaş u yâr, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Gerçek âşıkı bulalım, Hakk’ın haberin soralım, Yunus emre’yi alalım, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın hab

Gel Ey Gurbet Diyarında Esir Olup Kalan İnsan

  Gel Ey Gurbet Diyarında Esir Olup Kalan İnsan   Gel ey gurbet diyârında esir olup kalan insan, Gel ey Dünya harâbında yatıp gâfil olan insan.   Gözün aç perdeyi kaldır duracak yer mi gör Dünya, Kati mecnun durur buna gönül verip duran insan.   Kafeste bülbüle şeker verirler, fakat hiç durmaz, Acep niçin karar eder, bu zindana giren insan!   Ne müşkül hâl olur gaflette yatıp hiç uyanmayıp, Ölüm vaktinde Azrâil gelince uyanan insan.   Kararmış kalbin ey gâfil nasihat neylesin sana, Hacerden katıdır kalbi öğüt kâr etmeyen insan.   Aklını başına topla, elinde var iken fırsat, Sonsuz azap çekecektir, (Adam sen de) diyen insan.   Niyazi bu öğüdü sen ver evvel kendi nefsine, Değil gayriye andan kim tuta her işiten inşan.   Niyazi Mısrî Kuddise Sirrûh

Tevhide Gel Tevhide

Tevhide Gel Tevhide Buyruğun tut Rahman'ın, tevhide gel tevhide Tazelensin imanın, tevhide gel tevhide. Yaban yerlere bakma, cânın odlara yakma Her gördüğüne akma, tevhide gel tevhide. Mâsivâdan gözün yum, ne umarsan Hak'tan um Gitsin gönülden hümum, tevhide gel tevhide. Zahirde kalan kişi güç etme âsân işi Gider gayri teşvişi, tevhide gel tevhide. Şirki baştan savarsan, Hak bilmeye iversen Yaradan'ı seversen, tevhide gel tevhide. Emri yerine getir, erkenden işi bitir Sıdk ile iman getir, tevhide gel tevhide. Sen seni ne sanırsın, fâniye dayanırsın Üş bir gün uyanırsın, tevhide gel tevhide. Uyana gör gafletten, geç bu fani lezzetten İç kevser-i vahdetten, tevhide gel tevhide. Hüdayî'yi gûş eyle, şevke gelip çûş eyle Bu kevserden nûş eyle, tevhide gel tevhide. Aziz Mahmud Hüdayi Od: ateş Mâsivâ: Allâh'tan başka her şey Hümum: kederler Âsân: kolay Teşviş: kargaşa İvermek: acele etmek Sıdk: sadak

Geliniz Yiyiniz Ve Kendinize Hizmet Ediniz

Geliniz Yiyiniz Ve Kendinize Hizmet Ediniz Şeyh Ebü Zûr'a el-Hafız, Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh'dan rivayet eder. Rasulü ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimize, Merru'z-zahranda iken kendisine bir yemek getirildi. Fahri kâinat Sallallahü Aleyhi Vesellem, hazreti Ebû Bekir ve hazreti Ömer'e Radiyallahü Anhüma’ya hitaben: - Geliniz ve yiyiniz, buyurdu. Onlar ise: - Biz oruçluyuz, diye cevap verdiler. Hazreti peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, onlara: - Sahibinize gidiniz, sahibinize çalışınız; geliniz ve yiyiniz, buyurdu. Burada Rasulü Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz onlara: - Siz oruçla kendinizi hizmetten alıkoyacak, size hizmet edecek birine muhtaç olacak kadar zayıf düştünüz, geliniz yiyiniz ve kendinize hizmet ediniz, buyurarak onları hizmete teşvik etmiştir.

Benim On Yılda Geldiğim Yere, Sen İki Ayda Gelmeye Çalıştın

Benim On Yılda Geldiğim Yere, Sen İki Ayda Gelmeye Çalıştın Kavağın yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisi ile müthiş hızla büyümüş ve neredeyse, kavak ağacıyla aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa: -   Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç? -   On yılda... Demiş kavak. -   On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak. -   Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak. -   Doğru! Demiş ağaç. “Doğru! ” Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak, önce üşümeye başlamış sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış… Sormuş endişeyle kavak ağacına: -   Neler oluyor bana, ey kavak ağacı? -   Ölüyorsun... Demiş, kavak. Kabak ağlayarak: -   Niçin? Diyerek devam ettirmiş sorusunu… Kavak ağacı: -   Benim on yılda geldiğim yere sen iki ayda gelmeye çalıştığın için...

Gel Gör Beni Aşk Neyledi?

Gel Gör Beni Aşk Neyledi? Ben yürürüm yana yana aşk boyadı beni kana, Ne âkılem ne divâne gel gör beni aşk neyledi? Gâh eserim yeller gibi gâh tozarım yollar gibi, Gâh akarım seller gibi gel gör beni aşk neyledi? Akarsu gibi çağlarım dertli ciğerim dağlarım, Şeyhimi anıp ağlarım gel gör beni aşk neyledi? Tut elimden kaldır beni yâ vaslına erdir beni, Çok ağlattın güldür beni gel gör beni aşk neyledi? Ben yürürüm ilden ile şeyh ararım dilden dile, Gurbette hâlim kim bile gel gör beni aşk neyledi? Bir mecnun olup yürürüm o yâri düşte görürüm, Uyanıp mahzun olurum gel gör beni aşk neyledi? Miskin Yunus bîçâreyim baştan ayağa yâreyim, Dost ilinden âvâreyim gel gör beni aşk neyledi?     Yunus Emre Rahmetullahi Aleyh

Beri Gel Barışalım, Yâd İsen Bilişelim

Beri Gel Barışalım, Yâd İsen Bilişelim Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden Yüce Rabbimize sonsuz hamdü senalar, O’nun Habibi Edibi’ne, aline, ashabına, etbaına, kıyamate kadar var olan dostlarına salâtü selamlar olsun. Âmin. Bu yazımızda arabuluculuk ve barış içinde yaşamanın önemini paylaşacağız inşaallah. İnsanız, birlikte yaşıyoruz, her birimizi Rabbimiz farklı mizaçlarda halk etmiş. Kur’an-ı Kerim’inde bizleri kardeş ilan etmiş. Barış içinde yaşamamızdan razı olmuş. Müminler birbirinin kardeşidir. İki kardeşin arası açıldığında, diğer kardeşler onları barıştırmalıdır (Hucurat 10). Çünkü Müslümanların birbirine küs durması dine zarar verir. Bu sebeple dargınları barıştırmak oruçtan, namazdan ve sadaka vermekten daha faziletli bir davranıştır (Ebu Davud, Edep, 50). Evet, iki insanın arasını bulmak başlı başına bir iyilik, bir hayırdır. İnsanlar arasında laf taşımayı günah ve çirkin bir davranış kabul eden dinimiz, dargınları barıştırmak düşüncesiy