Kayıtlar

Âhiret etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünyâ Ve Âhiret Se'âdeti İçin Mühim Tavsiyeler

  Dünyâ Ve Âhiret Se'âdeti İçin Mühim Tavsiyeler Ebu'l-Hasan eş-Şâzelî Kuddise Sirrûh Hazretleri'nin şöyle anlattığı nakledilmiştir: Şu övülen hasletlere sımsıkı sarıl ki, bu sayede iki cihanda se'âdete erişesin! 001- Sakın kâfirlerden dost, mü'minlerden de kendine bir düşman edinme. 002- Takvâyı kendine (yegâne) azık edinerek (tıpkı bir yolcu gibi) dünyadan geç git. 003- Kendini ölülerin arasında kabul et (her an ölebileceğini aklından hiç çıkarma). 004- Allâh'ın bir olduğuna ve Muhammed ﷺ 'in O'nun Rasûlü olduğuna şâhitlik et. (Eğer böyle yaparsan) her ne kadar azda olsa sâlih bir amel sana yetecektir. 005- Ayrıca (her gün): "Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rasûlihî ve kâlû semi'ğnâ ve eta'ğnâ ğufrâneke rabbenâ ve ileyke'l-mesîr" اٰمَنْتُ بِاللهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتِبِهِ وَرُسُلِهِ، وَقَالُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَ اِلَيْكَ الْمَصِيرُ "Ben Allâh'a, O'nun melek

Dünya Ve Âhiret Saadeti İçin...

Dünya Ve Âhiret Saadeti İçin... M. Said Arvas Huzurla yaşayabilmemiz için yerde ve gökte bulunan bütün varlıklar bize hizmet ediyor; üstelik ücret de talep etmiyorlar!.. Rabbimize ne kadar şükretsek azdır... Biz daha dünyaya gelmeden, dünya hayatında rahat ve huzur içinde hayat sürebilmemiz için ne lazımsa hepsini yarattı ve bize ihsan eyledi. Bunların hiçbirini biz talep etmedik, böyle bir şeyi düşünmedik, düşünebilseydik bile yapmaya gücümüz yetmezdi. Tamamı bizi yaratan Rabbimizin lütfu ve ihsanıdır... Rızkımızı daha biz dünyaya gelmeden önce annemizin göğsünde hazırlamıştır. Sadi-i Şirazi rahmetullah-ı aleyh buyuruyor ki: "İnsanlar, rızıklarından niçin endişe ederler o dünyaya gelir gelmez rızkını hazır bulur." Yemeden, içmeden yaşamak mümkün olmaz. Havamızı, suyumuzu, gıdamızı akıl ve hayal edemeyeceğimiz kadar güzellikte kim yaratıyor ve bizlere ihsan ediyor!.. Güneş elmaya da, bibere de aynen yansıyor, ikisi de kırmızıdır. Birisini tatlandırıyor,

Ölüm var! Âhiret var!

Ölüm var! Âhiret var! Ebû Alî Dekkak hazretleri, vefat edince, sevdiklerinden biri, rüyâda gördü kendisini. Baktı ki çok üzgün, devamlı ağlıyor. - Efendim, niçin ağlıyorsunuz, dünyaya geri dönmeyi mi istiyorsunuz? Diye sordu. Cevabında; - Dünya’ya bir şey için dönerim, buyurdu. - O nedir ki efendim? Deyince; - Elime demirden bir baston alır, ayağıma demirden bir ayakkabı giyer, bütün dünyayı kapı kapı dolaşırım. Kapıya çıkanlara; Ey insanlar! Ölüm var, âhiret var! Gafletle yaşamayın. Cehennemde azaplar çok şiddetli, dayanamazsınız! Derim, buyurdu. Bu zat bir gün sohbetinde; - İyi dost ve arkadaş, insanı doğru yola getirir. Ben iyi biri miyim, diye merak ederseniz, kiminle arkadaşlık ettiğinize bakın. İyilerle beraberseniz, siz de iyisiniz demektir. Bozuklarla olursanız, siz de bozulursunuz, buyurdu. Hikmetini sordular. - Çünkü ahlâk bulaşıcıdır. Kalb, karşısında kim varsa ona kayar. Yâhut da onun kalbi meyledip sana akar. Velhâsıl bugün kurtulmanın, bir tek çâ

Şehitlerin Âhiretteki Sevabı

Şehitlerin Âhiretteki Sevabı Hadisler: Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şehitler beş kısımdır: Bulaşıcı hastalığa yakalanan, ishale tutulan, suda boğulan, göçük altında kalan ve Allah yolunda savaşırken şehit olanlar." Buhârî, Cihâd 30; Müslim, İmâre 164. Ayrıca bk. Buhârî, Ezân 32; Tirmizî, Cenâiz 65 Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre,   Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: – "Siz kimleri şehit sayıyorsunuz?" diye sordu. Sahâbîler: – Yâ Resûlallah! Kim Allah yolunda öldürülürse o şehittir, dediler. Peygamber Efendimiz: – "Öyleyse ümmetimin şehitleri oldukça azdır!" buyurdu. Ashâb: – O halde kimler şehittir, yâ Resûlallah! Dediler. Resûl-i Ekrem: – "Allah yolunda öldürülen şehittir; Allah yolunda ölen şehittir; bulaşıcı hastalıktan ölen şehittir; ishalden ölen şehittir; boğularak ölen şehittir" buyurdu.