Kayıtlar

Bitti Yolculuğun İşte Son Durak

  Bitti Yolculuğun İşte Son Durak   Bitti yolculuğun işte son durak, Getirdiler seni başlar üstünde. Ne idin ne oldun kalk haline bak, Bir kefenden başka ne var üstünde... Ne idin ne oldun kalk haline bak, Bir kefenden başka ne var üstünde...   Şeytan düşmandır onu dost bildin, Bugün yarın derken geldi ecelin. Tövbeden bir nasip almadan gittin, Bir kefenden başka ne var üstünde... Tövbeden bir nasip almadan gittin, Bir kefenden başka ne var üstünde...   Ne vicdan tanıdın ne de dinini, Doyurmak istedin hep sen nefsini Kalk da şöyle bir yokla kendini. Bir kefenden başka ne var üstünde... Kalk da şöyle bir yokla kendini, Bir kefenden başka ne var üstünde...   Bize rahmet eyle ya Rap ne çare, Yaradana yüzüm yok ki bi çare. Dünyayı terk edip giderken kabre, Bir kefenden başka ne var üstünde... Dünyayı terk edip giderken kabre, Bir kefenden başka ne var üstünde...   Toplayıp sakladın dünya malını, Sormadın bir gün fakir halini.

Nefsi Emmare’nin Askerleri

‘Nefsi Emmare’nin Askerleri   ‘Nefsi emmare’nin sayısız askeri var ise de aslı yedidir. 1.      Şehvet, 2.      Gazap, 3.      İnat, 4.      Kibir, 5.      Tamah, 6.      Haset, 7.      Kin. Çocuk dünyaya gelip buluğa erinceye kadar dönemde şehveti olmadığından onda bu sıfatlar var ise de saman alevi gibi gelip geçicidir ve müessir değildir. Ne zaman ki şehveti galip gelir, gazabı da inadı da artar. Kibri bayrak açar. Buğzu, tama'ı hasedi ortaya çıkar. Hepsi birbirine bağlı olarak çalışır. Hepsinin başında şehvet kuvvesi vardır. Bunların hepsine birden “emmare nefs” denir. Bu sıfatlar insanın nefsinden kıyamete kadar sökülüp atılamaz. Her an bunlar ile amel olunur. Bu sıfatların zahirleri zemmedilmiştir. Batınları ise vücud için her biri bir cevher kabul edilmiştir. Bu kuvvelerin batınlarının kıymetini gönlünü marif nuruyla nurlandıran gerçek erler bilir, seyreder.

Aşkın Askerleri ve Nefsin Zulmani Mertebeleri

Aşkın Askerleri ve Nefsin Zulmani Mertebeleri   Sıddîk Nâci Eren Efendi bir sohbetinde Aşkın Askerlerini şöyle anlatıyor:   Aşk askerleri (ilahi aşk, ilahi müjdeciler, ilahi nurlar)   kalbe girince emmâre (Nefs-i emmâre; Kulu, Rabbinden uzaklaştırarak kötülükleri işlemeye tahrîk eden en süflî durumdaki isyankâr nefs) şehrini mahvederler. Bizde üç tane şehir var.   Bunlar zulmânidir.   Hep dünyaya aittir. Kalp, Nefsi Emmâre’de dünya sevgisi, mal, evlat vesaire ile dolmuştur. Aşk askerleri kalbe girdiği zaman bunu kabul etmez. İslam’a dön; Allah’a (c.c.) dön; Resul’e Sallallahü Aleyhi Vesellem dön der ve kılıçtan geçirir hepsini.   Nefsi Levvame’ye ( Nefs-i levvâme; yaptığı kötülüklerden, Allah Teâlâ’nın emir ve yasaklarına karşı gösterdiği ihmâl ve kusurlardan pişmanlık duyarak vicdânı muazzeb olan (eziyet çeken) ve bu sebeple de kendisini şiddetle kınayan nefstir) vardığında da bakarsın koyunlar, keçiler, mandalar, sığırlar, develer durur kalpte. Aşk Askerleri niçin h

Beklemeyin Olur mu?

Beklemeyin Olur mu?   •      Sevmek için sevilmeyi, •      Yardım etmek için Cumaları, •      Barışmak için küsmeyi, •      Dua etmek için acıları, •      Nazik olmak için karşıdakinin gülümsemesini, •      Selâmlaşmak için karşıdakinin selâm vermesini...   Beklemeyin olur mu?

Yaptığın Kötülüğe Pişman Ol Kaçırdığın İyiliklere İse Üzül!

Yaptığın Kötülüğe Pişman Ol Kaçırdığın İyiliklere İse Üzül!   Cemâleddîn Kürânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İran’da Küran’da doğdu. 768 (m. 1367)’de Mısır’da vefât etti. Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki: ·         “O esnada Allahü teâlâ ile huzûrda olmasan da, zikri terk etme! Çünkü zikir ettiğin hâlde O’ndan gâfil olman, zikir etmediğin zamanki gafletinden daha azdır. Umulur ki, böyle zikir, seni gafletten uyandırır ve huzûra kavuşturur.” ·         “Kalbin ölü olmasının alâmetlerinden biri, insanın kaçırdığı iyiliklere üzülmemesi ve yaptığı kötülüklere pişman olmamasıdır.” ·         “Eğer adâletle muâmele olunursan, küçük günahlardan bile helak olursun. Allahü teâlâ ihsân ile muâmele ederse, büyük günâhın da olsa kurtulursun.” ·         “Zulmet nefsin askeri, ordusu olduğu gibi, nûr da kalblerin askeridir. Allahü teâlâ bir kuluna yardım etmek isteyince, nûr askerleri ile imdâd edip, zulmetten onu uzak eder.” ·         “İbâdetine, senden meydana geldi diye s

Şeytanın Askerleri

  Şeytanın Askerleri   Kur’an-ı Kerim’de, Şeytanın hizbi, şeytanın dostları gibi ifadeler yanında İblis’in askerleri ifadesi de dikkat çeker. Bu ifade, şeytanın yoldaşlarının onun bir nevi emir kulları olduklarını anlatır. İlgili kısımda şöyle bildirilir: ·      Hesap günü, Cennet günahlardan sakınanlara yaklaştırılır. ·      Cehennem de taşkınlık yapanlar için gözler önüne serilir. ·      Cehennemliklere, Hani nerede Allah’ı bırakıp da taptıklarınız? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı? Denilir. ·      Ve arkasından hepsi, putlar ve taşkınlık yapanlar o cehenneme fırlatılır. ·      Ve İblis’in bütün askerleri de oraya gönderilir. ·      Orada birbirleriyle çekişirlerken derler ki: ·      Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. ·      Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk. ·      Ve bizi hep o günahkârlar saptırdı. ·      Artık bizim için ne bir şefaatçi var, ne de yakın bir dost. ·      Ah

Nefsin Haylaz Askerleri

Nefsin Haylaz Askerleri   Nefsin en haylaz askeri olan dil, biz sustuğumuz zaman yenilgiye uğrar. Susarken dış dünyanın etkilerinden uzaklaşıp içimizdeki savaşın kumandanı oluruz… Çoğu zaman, sadece susarak karşımızdaki cahillerden kurtulmamız da mümkündür...

İmtihan

İmtihan   Geçmişin herkesin saygısını kazanmış derin hocalarından biri, yıllarca ders verdiği bir öğrencesini bir gün karşısına aldı ve şöyle dedi:             “- Sen artık yılların tahsil ve terbiyesi sonucu belirli bir düzeye geldin. Gerekli bilgileri nazari olarak kavradın. Ama bu öğrendiklerinden sonuç çıkaracak yorum yapacak, gerektiğinde bunlardan yararlanacak hâle geldin mi? Bunu öğrenmek için sana bir soru soracağım. Doğru cevap verdiğin takdirde sana icazet (diploma) vereceğim.” Öğrenci: “- Peki, hocam, sorunuzu sorun, bilirsem beni serbest bırakın, ben de zaten bunu istiyorum!”, dedi. Hoca sorusunu şöyle yöneltti: “- Diyelim ben seni serbest bıraktım, ilk önce bir sıla-i rahim (yakın akraba ziyareti) yaparsın. Memleketine giderken elbette köylerden yaylalardan geçeceksin. Yolun üstünde davar sürülerine, çoban köpeklerine rastlayacaksın. Varsayalım ki böyle bir yerde beş altı tane köpek birden sana saldırdı. Nasıl kurtulursun?” Öğrenci cevap verdi. “- Elimdek

Yürek Dede

Resim
  Yürek Dede   Yürek dede namıyla salih bir zat vardı... Bir gün hanımı ayaklarından felç oldu. Ne kadar doktor doktor dolaştıysa bir çare bulamadılar. Bir doktor şöyle dedi: “- Allah Teâlâ'dan ümit kesilmez. Hanımını bindir bir deveye diyar diyar dolaşın. Bulduğun şifalı otlardan yedir çayını içir İnşaallah birisi şifa olur...” Yürek dede diyar diyar dolaştı. Bir gün çadırını bir tepeye kurmuştu... Biraz ilerisinden dönemin hükümdarı yanındakilerle tedbili kıyafet geçiyordu. Birisi şöyle dedi: “- Hünkârım şu ilerde Yürek dede isminde salih bir zat var...” Hükümdar da: “- Gelin bakalım anlarız şimdi salih mi değil mi!” dedi Ve Yürek dedenin çadırına geldiler... Selamlaştıktan sonra hükümdar Yürek dedeye... “- Dede biz uzun yoldan geliyoruz bize et pişir de yiyelim" dedi. Misafir et isteyince yürek dede şaşırdı ama misafiri de mahzun etmek olmazdı... Çadıra hanımın yanına girdi durumu anlattı. Bir develeri bir de keçiyle oğlakları vardı. Oğla

Ey Dost Sana Geldim

Ey Dost Sana Geldim   Cennetler gönüller itminan için, Cehennem nankörden intikam için, Bu dünya fanidir, imtihan için, Zorluklara göğüs, germeye geldim… Bu dünya fanidir, imtihan için, Hak edip rızana, ermeye geldim…   Gafile zorluklar, usanç yeridir, Bize zelil hayat, utanç yeridir, Dünya ahiretin, kazanç yeridir, Kapında kıtmirim, ölmeye geldim… Dünya ahiretin, kazanç yeridir, Can verip Canana, ermeye geldim…   Hep Seni anlatır, bu ayetlerin, Seni hatırlatır, tüm nimetlerin, İhsan ikramındır, hep ziynetlerin, Bin Esma tecellin, görmeye geldim… İhsan ikramındır, hep ziynetlerin, Saadet güllerin, dermeye geldim…

Îmânın Şubeleri

  Îmânın Şubeleri   Îmânın cüzlerinin ve bunun gereği olan hasletlerin neler olduğunu, İmâm, Muhaddis Ebû Bekr Ahmed İbnü'l- Hüseyn el- Beyhakî'nin (384- 458) “Şu'abu'l- Îmân” isimli eserini ihtisâr eden Ebû Ca'fer Ömer el- Kazvînî'nin (v. 699) “Muhtasaru Şuabil- îmân”ından aynen tesbît edelim:   01- Allah'a (azze ve celle) îmân. 02- Allah'ın (azze ve celle) rasûllerine (sallallahü aleyhim ve sellem) îmân. 03- Meleklere îmân. 04- Kur'ân'a ve ondan önce indirilmiş olan kitapların hepsine îmân. 05- Kaderin hayrının ve şerrinin Allah'dan (azze ve celle) olduğuna îmân. 06- Âhiret gününe îmân. 07- Öldükten sonra dirilmeye îmân. 08- İnsanların kabirlerinden diriltildikten sonra (hesap için) meydânda haşrolunacaklarına (toplanacaklarına) îmân. 09- Mü'minlerin yurt ve karârgâhlarının Cennet, kâfirlerin varacakları yer ve karârgâhlarının Cehennem olacağına îmân. 10- Allah'ı (azze ve celle) sevmenin vücûbun