Kayıtlar

İmam-ı Bakır Rahmetullahi Aleyh’ten Hikmetli Sözler

  İmam-ı Bakır Rahmetullahi Aleyh’ten Hikmetli Sözler   ·      “Yıldırım mü'min olana da isadet eder, mü'min olmayana da. Ama her an Allah’ü Teâla Celle Celâlüh Hazretleri’ni hatırlayana isabet etmez.” ·      “Bir kimsenin seni ne kadar çok sevdiğini anlamak istersen, senin o kimseyi ne kadar sevdiğine dikkat et. Yani sen onu ne kadar seviyorsan, o da seni o kadar seviyor demektir.” ·      “Allah’ü Teâlâ Celle Celâlüh Hazretleri’nin korkusundan dolayı yaşaran göz, cehennem ateşinden yanmaz. Yani cehenneme girmez. Allah’ü Teâlâ Celle Celâlüh Hazretleri’nin rızası için bir kimsenin gözünden bir damlacık yaş dökülse, Allah’ü Teâlâ Celle Celâlüh Hazretleri o kimsenin çok günahını affeder.” ·      “Bir kimsenin kalbinde ne kadar kibir varsa, aklında o kadar noksanlık var demektir.” ·      “Kul ne kadar dua ederse, Allah’ü Teâlâ Celle Celâlüh Hazretleri ondan o kadar belâyı giderir. Kendinde mevcut olan bir kusuru başkasında arayan ve kendi işlemekte olduğu bir ayıbı başk

Cemâlûllah’ı Görmek!

  Cemâlûllah’ı Görmek!   Firdevs cennetinde bir vadi vardır ki oraya Mezid vadisi denir, oranın her yeri nûrdan minberlerle doludur. Cumâ günü olunca peygamberler o minberlere çıkarlar. Sıddîklar, şehidler ve sâlihler de zümrüt ve zebercetle süslü altın kürsülere çıkarlar, bütün cennet ehli de minberlerin etrafında toplanır. Hepsi birden Allah’ü Teâlâ’ya hamd ederler. Allah’ü Teâlâ Teâlâ mü’minlere:   “Size bugün başka bir ihsanım daha var!” diyerek, Cemâliyle tecellî eder.   Hef hafta Cemâlûllah’ı görecekler! Bu Cemâl tecellîsine her hafta nâil olanlar vardır ki bunlar çocukluklarından ömürlerinin sonuna kadar Allah’ü Teâlâ’ya îmân, taat ve zikir ile yaşayanlardır.   Ayda bir defa Cemâlûllah’ı görecekler! Cemâlullâhı ayda bir defa görmek şerefiyle ikram olunanlar vardır ki bunlar da Allah’ü Teâlâ’ın taat ve zikrine gençliklerinden bir kısmını isyanda geçirdikten sonra daha gençlik elden gitme­den dönüp de ömrünün sonuna kadar îmân ve zikirle yaşayanlardır.   Y

İşleri Bitmeyen, Hayırsız Evlât…

Resim
  İşleri Bitmeyen, Hayırsız Evlât…   Baba: “- Evlâdım seni çok göresim geldi, nerelerdesin?” Evlât: “- Baba çok işim var...   Baba: “- Evlâdım seni arıyorum, ama ulaşamıyorum. Evlât: “- Baba toplantılarım var.   Baba: “- Evlâdım seni bugün yemeğe bekliyoruz. Evlât: “- Baba arkadaşlarla önceden yaptığımız bir program var.   Baba: “- Evlâdım bir sesini duyayım dedim. Evlât: “- Babacığım şimdi kapatmak zorundayım, ben seni ararım.   Baba: “- Evlâdım seni ne zaman göreceğiz? Evlât: “- Baba çok işim var, bir ara uğrarım.   Baba: “- Evlâdım dün gece rüyalarıma girdin, iyi misin? Evlât: “- İyiyim baba iyiyim... Şimdi araba kullanıyorum, seni sonra ararım...   Baba: “- Evlâdım ne zaman arasam işin var, yoğunsun, seni çok özledim, ne zaman görüşeceğiz? Evlât: “- Of baba yaaa!”   Bir zaman sonra Evlât babasına telefon eder… Telefonu açan babasının komşusudur. Evlât: “- Babamla görüşeceğim, çok işim var, gelemeyeceğimi söyleyecektim

Ey Rahmeti Bol Padişah

  Ey Rahmeti Bol Padişah   Ey rahmeti bol pâdişâh, Cürmüm ile geldim sana, Ben eyledim hadsiz günâh, Cürmüm ile geldim sana.   Hadde tecâvüz eyledim, Deryâ-yı zenbi boyladım, Ma'lûm sana ki neyledim, Cürmüm ile geldim sana.   Senden utanmayup hemân. Ettim hatâ gizlü ayân, Urma yüzüme el-emân, Cürmüm ile geldim sana.   Aslım çü bi katre menî, Halk eyledin andan benî, Aslım denî, fer'îm denî, Cürmüm ile geldim sana.   Gerçi kesel fısk-ü-fücûr, Ayb-ı-zelel çok hem kusûr, Lâkin senin adın Gafûr, Cürmüm ile geldim sana.   Zenbim ile doldu cihân, Sana ayân zâhir nihân, Ey lutfü bî-had Müste'ân, Cürmüm ile geldim sana.   Adın senin Gaffâr iken, Ayb örtücü Settâr iken, Kime gidem sen vâr iken, Cürmüm ile geldim sana.   Hiç sana kulluk etmedim, Rah-ı rızâna gitmedim, Hem buyruğunu tutmadım, Cürmüm ile geldim sana.   Bin kerre bin ol pâdişâh, Etsem dahî böyle günâh, Lâ-taknetû yeter penâh, Cürmü

Allah’ü Teâlâ’nın Cemali (Cemâlûllah)

  Allah’ü Teâlâ’nın Cemali (Cemâlûllah)   Tüm güzellikleri yaratan Rabbimizi görmek O’nun cemalini seyretmek selâmını dinlemek kadar büyük bir saadet olabilir mi? Bu büyük buluşmanın gerçekleşmesi akla göre mümkün kaynaklarımıza göre kesin olduğu halde bazı insanlar bu konuda şüpheye düşebiliyorlar. Allah’ü Teâlâ’nın müminler tarafından görüleceği konusunda şüphesi olanlar şu soruları soruyorlar: Gözümüz bunca mesafeden güneşe bile bakamıyor. Güneşi ve bütün âlemleri yaratan Yüce Allah’ü Teâlâ’ın zatına bu göz nasıl bakacak buna nasıl dayanacak? Ayrıca bir şeyi görmek için onun bir yönde bulunması gerekir. Allah’ü Teâlâ hangi yönde gözükecek? Oysa Rabbül Âlemin için o şu yönde bulunur demek mümkün değil. Bu tür sorular her zaman sorulabilir. Bunlar bir müminin aklına da takılabilir. Bu durumlarda hemen şüpheye düşüp inkâra gitmek yerine problemi çözmenin peşine düşüp meseleyi incelemek gerekir. Ahiret şartları dünya ile aynı değil Önce konumuzu aydınlatacak temel esasları

Sadece Allah’ü Teâlâ’ya İbadet Ediniz!

  وعن أبي   سُفْيان صخْر بنِ حربٍ رضي اللَّه عنه في حدِيثِهِ الطَّويل في قصَّةِ هِرقل أَنَّ هِرقْلَ قال لأَبي سفْيان: فَماذَا يأْمُرُكُمْ بِهِ؟ يَعْني النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال: «اعْبُدُوا اللَّهَ وَحدَهُ، ولا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئاً، واتْرُكُوا ما يقُولُ آباؤُكمْ، ويأْمُرُنَا بالصَّلاةِ، والصِّدْقِ، والعفَافِ، والصِّلَةِ» متفقٌ عليه Ebû Süfyân Sahr İbni Harb radıyallahu anh’den -Herakliyus kıssasına dair uzun hadiste- rivayet edildiğine göre, Herakliyus Ebû Süfyân’a Peygamber Aleyhisselâm’ı kastederek: “- O size ne emrediyor?” Diye sordu. Ebû Süfyan der ki: “- Ben de onun bize, ‘Sadece Allah’a ibadet ediniz; ona hiçbir şeyi ortak koşmayınız; atalarınızın ibâdet ettiği putları terk ediniz!’ dediğini, bize namaz kılmayı, doğru ve iffetli olmayı, akrabayı görüp gözetmeyi’ emrettiğini söyledim.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy 6, Salât 1, Zekât 1, Cihâd 102, Şehâdât 28, Edeb 8, Tefsîru sûre (3) 4; Müslim, Cihâd)

Yalan Dünya

  Yalan Dünya   Yalanın çok yalancısın, Hem tatlısın, hem acısın, İçime düşen sancısın, Bırak beni yalan dünya…   Dünya, dünya yalan dünya, Beni benden çalan dünya, Tüm sevdiklerimi bir, bir, Acımadan alan dünya…   Ne Süleyman, ne Harun’a, Ne Firavun, ne Karun’a, Ne canlar gitti uğruna, Bırak beni yalan dünya…   Dünya, dünya yalan dünya, Beni benden çalan dünya, Tüm sevdiklerimi bir, bir, Acımadan alan dünya…   Bırak Hakk’a kul olayım, Sana değil Mevla’yayım, Nasıl edip kurtulayım? Bırak beni yalan dünya…   Dünya, dünya yalan dünya, Beni benden çalan dünya, Tüm sevdiklerimi bir, bir, Acımadan alan dünya…   Zalimlere sevilirsin, Başlara taç edilirsin, İşini iyi bilirsin, Bırak beni yalan dünya…   Dünya, dünya yalan dünya, Beni benden çalan dünya, Tüm sevdiklerimi bir, bir, Acımadan alan dünya…   (İlâhi Sözleri)

Sabır Sınavıdır Ömür Dediğin...

  Sabır Sınavıdır Ömür Dediğin...   Ruhlar giderlerken, sonsuz bir yola, Dünyada verirler, birkaç gün mola, Sanma ki, bu geliş, tesâdüf ola; Sabır sınavıdır, ömür dediğin…   Güneş,, doğmak için, sabahı bekler, Kozalarda, çile çeker, böcekler, Bil ki; her yürüyen, önce emekler, Sabır sınavıdır, ömür dediğin…   Tohum düşer, toprağında barınır, Bahar gelir, yaprak ile sarınır,   İnsanoğlu, Kur’ân ile arınır. Sabır sınavıdır, ömür dediğin…   Ateşe düşmeyen çıra yanar mı? O ateşte yanan, gayrı söner mi? Hakk’a giden, yarı yoldan döner mi? Sabır sınavıdır, ömür dediğin…   Nefsin işkencesi, düşmandan beter, Onun zulmü ancak, savaşla biter. Silah istiyorsan, irâden yeter, Sabır sınavıdır, ömür dediğin…   Ezel arşivinden, kader silinmez, Hakk’tan ne gelirse, karşı gelinmez, Her şerde hayır var, kulca bilinmez, Sabır sınavıdır, ömür dediğin...   Hor görme dünyada çile çekeni, Sabırla beslenir, gönül kökeni, Bülbüle diyor ki; gül