Kayıtlar

Her Müminde Bulunması Gereken 54 Farz Şunlardır

  Her Müminde Bulunması Gereken 54 Farz Şunlardır   01- Allah-ü Teâlâ'yı bilip ibadet etmek. 02- Helâlinden yemek ve içmek. 03- Abdest almak. 04- Beş vakit namaz kılmak. 05- Cünüplükten gusletmek. 06- Kişinin rızkına Allah-ü Teâlâ'nın kefil olduğunu hak bilmek. 07- Helâlden pâk libas giymek. 08- Hakk'a tevekkül etmek. 09- Kanaat etmek. 10- Nîmetlere mukabil Hak Teâlâ'ya şükretmek. 11- Hak'tan gelen kazâya razı olmak. 12- Belâlara sabretmek. 13- Günahlara hemen tövbe etmek. 14- İhlâs üzere ibadet etmek. 15- Şeytanı düşman bilmek. 16- Kur'an'ı hüccet tutmak. 17- Ölümü hak bilmek. 18- Hak Teâlâ'nın sevdiğini sevip, sevmediğinden kaçmak. 19- Babaya ve anaya iyilik etmek. 20- El-emrü bil-ma'ruf ve nehy-ü anil münker yapmak (iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak). 21- Akrabayı ziyaret etmek (sıla-i rahim yapmak). 22- Emânete hıyânet etmemek. 23- Dâimâ Allah-ü Teâlâ’dan korkup, ferahı

Îmânın Şubeleri Nelerdir?

  Îmânın Şubeleri Nelerdir?   "Îmân altmış küsûr veya yetmiş küsûr bâbdır. Ednâsı yoldan ezâ veren şeyi izâle etmek, en yükseği 'Lâ ilâhe illallah' demektir..." Sünenü'n-Nesâî'nin son cildinde: "Îmân 70 küsûr şu'bedir. Hayâ da îmândan bir şu'bedir." Yine "Îmân altmış küsûr veya yetmiş küsûr bâbdır. Ednâsı yoldan ezâ veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Hayâ, îmândan bir şu'bedir” lafızları yer almıştır. 2. Hadîste, yolda eziyet veren şeylerin diken, taş, necâset vb. olduğu belirtildikten sonra hayânın îzâhına geçilmiştir. Sünenü İbn-i Mâce'deki lafızlarda da bazı farklar vardır: "Îmân altmış küsûr veya yetmiş küsûr bâbdır. Ednâsı yoldan ezâ veren şeyi izâle etmek, en yükseği “Lâ ilâhe illallah” demektir. Hayâ îmândan bir şu'bedir." Îmânın şu'beleriyle ilgili hadîs hakkında İmâm, Hâfız Ebû Hâtim İbn-i Hibbân demiştir ki: "Bu hadîsin ma'nâsını bir müddet araştırdım… Allahü teâlânın Kitâbındaki

Er Yarın Hak Divanında Belli Olur

  Er Yarın Hak Divanında Belli Olur   Gaflet ile Hakk’ı buldum diyenler, Er yarın Hak divanında bellolur. Ahret tedarikin gördüm diyenler, Er yarın Hak divanında bellolur.   Kiminin adı sofu, kiminin derviş; Derviş isen kardeş, takvaya çalış Gizlice yollardan sen Hakka eriş, Er yarın Hak divanında bellolur.   Devletliyim deyü fakire gülme, Gülüp gülüp kardeş, kem nazar kılma; Ölüm vardır yahu, sen gafil olma; Er yarın Hak divanında bellolur.   Fakiri sev, mala-mülke aldanma; Fani cihan sana kalacak sanma. Hakkın lutfuna koş, kahrına yanma. Er yarın Hak divanında bellolur.   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

İnsan Ömrü Uzayıp Kısalır mı

  İnsan Ömrü Uzayıp Kısalır mı   İnsan ömrü uzayıp kısalır mı konusu ayet ve hadisler ışığında İslam âlimleri tarafından incelenmiş ve farklı görüşler ortaya çıkmıştır.   Önce şunu kesinlikle bilmemiz gerekir: Dünyaya gelen her insan için bir ömür, yani yaşama süresi belirlenmiştir. Bazı insanların ömrü uzun, bazılarınınki kısadır. İnsan, ister uzun ömürlü olsun ister kısa ömürlü olsun, başka bir ifade ile ister az, ister çok yaşasın mutlaka ölecektir.   Bundan kurtuluş yoktur. Bunun kesin ve kaçınılmaz bir gerçek olduğu Kur’an-ı Kerim’de gayet açık ve net olarak bildirilmiştir. Ayrıca ecelin de asla değişmeyeceği ifade edilmiştir. Ömrün uzaması meselesine gelince, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:   “Herhangi bir kimseye uzun ömür verilmez yahut ömrü kısaltılmaz ki bu bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı) olmasın. Şüphesiz bu Allahla kolaydır.” (Fatır Sûresi- 11)   Allah Teâlâ, Hz. Nuh’u Aleyhisselâm kavmini uyarmak üzere elçi olarak göndermiş, Nuh Aleyhisse