Kayıtlar

Son Fırsat

Resim
  Son Fırsat   Hâlidiye yolunun pîri Mevlâna Hâlidi Bağdadi Kuddise Sırrûhu şöyle buyurmuştur. “Kişi her şeyin sahibi olan Cenab-ı Hakk’ın bir daha kendisine fırsat vermeyebileceği düşüncesinde olmalı; hiçbir anını boşa geçirmemelidir. Vakitlerini Hakk Teâlâ’nın zikrine, O’nunla beraber olmaya, O’nunla huzur bulmaya kullanmalıdır. Kendisini ölmüş, kefene sarılmış ve kabre konulmuş kabul etmeli; bu haldeyken merhamet edilerek yalnızca Allah’ü Teâlâ’yı zikretmek için mezardan çıkmasına izin verildiğini, her an geri dönme emrinin gelebileceğini düşünmelidir…”   Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî Kuddise Sırrûhu Hâlidiyye Risalesi İsimli Eseri

İnsanın Kur'an-ı Kerim'de Geçen 7 Zayıf Noktası

İnsanın Kur'an-ı Kerim'de Geçen 7 Zayıf Noktası   Cenâb-ı Hak, insan fıtratına fücûr ve takvâ tohumlarını ekmiş ve ona her iki alanda da terakkî ve tedennî imkânı sunmuştur. Bu bakımdan insan hâlet-i rûhiyesinin müsbet ve menfî olmak üzere iki vechesi bulunmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de insanı nefsin vartalarına düşmekten korumak, onu hayra ve takvâya istikâmetlendirmek için daha ziyâde insan psikolojisinin zaaf noktalarına temâs edilmiştir.    İnsanın Kur'an-ı Kerim'de geçen 7 zayıf noktası   İşte insan hâlet-i rûhiyesinin zaaf noktaları:   1-     İnsan Çok Zâlim ve Câhildir   Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:   “Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar, bunu yüklenmek­ten çekindiler, (mes’ûliyetinden) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o, çok zâlim (ve) çok câhildir.” (el-Ahzâb, 72)   Âyet-i kerîmede geçen “emânet” umûmiyetle insanın Rabbine karşı mes’ûliyetini yâni dînî emirleri yerine getirmekle mükellef olmasını ifâde e

Hayat Güzeldir

Resim
  Hayat Güzeldir    Bir uçak yolculuğu esnasında beyaz bir kadın ile zenci bir adam yan yana oturmaktaydılar. Beyaz kadın bu durumdan rahatsız olmuştu; hostesten kendisine başka bir yer bulmasını istedi. Zenci birinin yanında oturamazdı. Hostes, uçağın tamamen dolu olduğunu; ancak VIP bölümünde yer olup olmadığına bakacağını söyledi. Diğer yolcular olayı şaşkınlık ve tiksinti dolu bakışlarla izliyorlardı; kadın, yaptığı saygısızlık yetmezmiş gibi bir de VIP bölümünde yolculuğuna devam edecekti. Teninin renginden dolayı kendine hakaret edilen adam ise suskundu, cevap vermemeyi tercih etmişti. Kadın ise zenci adamdan uzakta VIP bölümünde seyahat edeceğini düşünerek hostesin dönmesini bekliyordu. Hostes birkaç dakika sonra geri geldi: “- Geciktiğim için çok özür dilerim; neyse ki VIP bölümünde boş yer bulabildim. Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, sonra yer değişikliği için pilottan izin almam gerekiyordu. ‘Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak mecburiyetinde

Türkoğlu Türk'üm Ben...

  Türkoğlu Türk'üm Ben...   Ceddim belli atam belli, Toprak belli vatan belli, Şehit olup yatan belli, Türkoğlu Türküm ben...   Bir sabah ağarınca tan, Ergenekon’da yazıldı destan, Bu topraklar sanma ki bostan, Türkoğlu Türküm ben...   Altaylardan çıkıp geldim, Malazgirt’te ne canlar verdim, Koskoca bir orduyu yendim, Türkoğlu Türküm ben...   Tarihler boyu hep coştum, Fatih önde İstanbul’a koştum, Çağ kapattım çağ açtım, Türkoğlu Türküm ben...   Düşman sürüsüne karşı Mehmed’im, Çanakkale’de 253 bin şehidim, Destanlar yazdım tarih şahidim, Türkoğlu Türküm ben...   İstiklal için ölümü aldım göze, Düşmanların topunu getirdim dize, Cümlesini kovdum döktüm denize, Türkoğlu Türküm ben...   Ezan oldum dinmedim, Bayrak oldum inmedim, Şehit oldum ölmedim, Türkoğlu Türküm ben...   Namertle yoldaş olmadım, Dokuz yandım sönmedim, Asla yolumdan dönmedim, Türkoğlu Türküm ben...   Oğuz boylum asil soylum, Yılanl

Öyle Bir Zaman Gelecek ki…

  Öyle Bir Zaman Gelecek ki…   Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:   “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli bir şey olmayacaktır: Helal para, can-u gönülden arkadaşlık yapılacak bir kardeş ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” (Heysemî, I, 172)   “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!” (Buharî, Büyû; 7)   “Aranızda öyle bir grup ortaya çıkacaktır ki, namazınızı onların namazları, oruçlarınızı onların oruçları ve diğer amellerinizi de onların amelleri yanında az göreceksiniz. Onlar Kur’ân okurlar, fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar…” (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 36) İbadetler şekilde kalarak rûhânî tarafı zayıflayacak, nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesi yapılmayacak… Rasûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:   “Öyle bir zaman gelecek ki okumaya meraklı kurrâ çoğalacak; fakîhler (dini anlayıp yaşayan