Kayıtlar

Fatih Sultan Mehmed Dönemi Adalet

  Fatih Sultan Mehmed Dönemi Adalet   Fatih Sultan Mehmed Han; İstanbul’un fethinden sonra, vazifesini emrinin hilâfına yapan bir Hristiyan mimarın kolunu kestirmişti. İstanbul kadısı Hızır Bey, Fatih’in en yakın arkadaşı ve dostu idi. Kendisini İstanbul kadılığına da Fatih tayin etmişti. Eli kesilen Hristiyan mimar, Kadı Hızır Bey’e gidip Fatih’i dâvâ etti. Fatih’e devlet silsile-i merâtibinde hitap tarzı, iken Hızır Bey, Padişah’a, tebaadan herhangi bir insana karşı kullanılan hitapla; “- Murad oğlu Mehmed, şu saatte mahkemeye gelin!” şeklinde celp gönderdi. Fatih, duruşma günü mütevâzı bir şekilde sûrette mahkemeye gitti. Maznun mahalline oturdu. Hızır Bey, yerini aldı. Ve muhakeme başladı. Mahkemelerde hâkim adâlet tevzî ettiği için oturur; diğerleri ayağa kalkarak, ayakta ifade verirdi. Hızır Bey, Fatih’i oturur vaziyette görünce, O’na; “- Şer‘i şerif murâfaası üzresin, ayağa kalk!” diye ihtar etti. Bu îkaz üzerine Fatih, ifade için ayağa kalktı. Kadı Hızır Bey

Gelsen de Bir Gelmesen de

  Gelsen de Bir Gelmesen de   Artık olan oldu bize, Gelsen de bir gelmesen de… Gelemeyiz biz yüz yüze Gelsen de bir gelmesen de…   Hep kendini çektin naza, Yok, bahara yahut yaza, Bıktım gayrı yaza yaza, Gelsen de bir gelmesen de…   Bir candır bu bir andır bu, Giden gelmez bir handır bu, Dağ taş değil insandır bu, Gelsen de bir gelmesen de…   Göreceğim bir boş kafes, Ceset kalmış çıkmış nefes, Nerde o can nerde o ses, Gelsen de bir gelmesen de…   Osman Yüksel Serdengeçti

Ölen Bir Müslüman, Dünyaya Gelseydi Ne Yapardı?

  Ölen Bir Müslüman, Dünyaya Gelseydi Ne Yapardı?   Mübarek bir zat, bir Müslümana ait kabrin önünde durup, talebelerine sorar: “—Bu kabirdeki kişi, tekrar dünyaya gelse sizce ne ile uğraşır, ne yapar?” Talebenin birisi der ki: “—Elbette sürekli namaz kılar.” Diğer bir talebe de der ki: “—Devamlı oruç tutar.” Bir diğeri de der ki: “—Cihat eder, emri maruf yapar?” Velhasıl talebeler faydalı bütün işleri sayarlar. O zat buyurur ki: “—Bu mezarda yatan kişi artık dünyaya gelemez. Ama bizim oraya gideceğimiz kesindir. Bizler de onun gibi öleceğiz. O halde neden şimdi bu söylediklerimizi yapmıyoruz? Neyi bekliyoruz? Onun kaybettiği fırsatı, ganimet bilelim; yarına bırakmadan faydalı işlerle uğraşalım.”

Mahşer Gününde İlk Çağırılacaklar

  Mahşer Gününde İlk Çağırılacaklar   Mahşer günü çetin bir gündür. O gün insanlar kademe kademe, grup grup hesaba çekileceklerdir. Bu yazımızda ilk çağrılacaklardan üç grubun halini paylaşalım. Bir seslenici bağıracak. Ve bütün mahşer ehli bu sesi duyacak: "Fazilet ehli nerededirler?" Bir grup insan cevap verip ayağa kalkarlar. Ve onlar süratle cennete doğru koşarlar. Yolda melekler onlarla karşılaşır. Melekler sorar; "- Sizi süratle cennete koşarken görüyoruz! Sizler kimlersiniz?" Onlar, "Biz fazilet ehliyiz!" derler. Melekler: "- Sizin faziletiniz neydi?" diye sorarlar. Onlar: "- Bize zulüm edildiği zaman biz sabrederdik. Ve bize kötülük edildiğinde affederdik" derler. Melekler onlara: "- Girin cennete! " Cennet, çalışanların ne güzel ecir karşılığıdır!" derler. Sonra bir seslenici şöyle çağırır: "- Sabır ehli nerededirler?" Bazı insanlar ayağa kalkarlar. Ve onlar süratle cen

Kıyamet Günü Nefret Edilen 8 Grup

  Kıyamet Günü Nefret Edilen 8 Grup   Bir rivayette şöyle bilgi veriliyor. Kıyamet günü Yüce Allah’ü Teâlâ tarafından en büyük azaba uğrayan şu 8 grup insandır:   1- Sekarrun olanlar. Dilleriyle halkı döven, söven ve birbirlerini lanetlemeye sebep olanlar. Bunlar yalancı olanlardır. 2- Hayyalun olanlar. Bunlar kibir sahipleridir. Kendilerini başkalarından üstün görürler. 3- Din kardeşlerine karşı yüreklerinde kin besleyenler. Halbuki bu insanlar kin besledikleri din kardeşlerini gördüklerinde onlara sempatik gelecek hareketler yaparlar. Yaltaklanır ve kendilerini onlara karşı iyi düşünüyor gösterirler. 4- Allah’ü Teâlâ’ya ve Resulüne çağrıldıklarında son derece geride kalıp ağır davrananlar. Şeytana ve şeytanın emrine çağrıldıklarında (Yani fitne, kötülük, günah, şer, günah ortamı, kaos, karışıklık gibi) hemen süratle koşanlar. 5- Karşılaştıkları dünyevi bir menfaati veya malı kendilerine ait olmasa bile, yalan yeminle kendilerine aitmiş gibi gösterenler. 6- İnsanlar

Şeytanın En Çok Sevdiği Kişiler

Şeytanın En Çok Sevdiği Kişiler   Bazı insanlar var ki şeytanın dostudurlar. Farkında olmasalar da şeytan tarafından çok sevilirler. Bunlardan olmamak lazım. Aşağıda sayacağım özelliklerden biri bizde varsa bir an tövbe edip bu halden sıyrılalım. O halde soralım şeytan kimleri sever.   Şeytanın sevdiklerinin listesi şöyledir:   1- Kibirli zenginler. 2- İhanet eden, halkı aldatan tüccarlar. 3- Zalim idareciler. 4- Zina ve fuhuş yapanlar. 5- Bol bol yalan yere yemin edenler. 6- Kul hakkı yiyenler. 7- Yetim malı yiyenler. 8- İçki içip tövbe etmeyenler. 9- Cimri olanlar. Misafirden rahatsız olanlar. 10- İnsanları arkadan çekiştirenler. Koğuculuk yapanlar. 11- İnsanların iffet, ırz ve namuslarını kirleten ve bunları ortaya saçıp insanları rezil edenler. 12- Hırsızlık yapanlar. İnsanların mallarını çalanlar. 13- Hanımının nikâhını sürekli ağzında gezdirip, en ufak bir tartışmada hanımını boşayanlar. 14- Eşine şiddet uygulayanlar. 15- Çocuklarının rız

Şeytanın 15 Azılı Düşmanı

  Şeytanın 15 Azılı Düşmanı   1- Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem; O,bütün şeytanların ve şeytanlaşmış iki ayaklıların baş düşmanıdır. 2- Adil imam (idareci); Adaletle geçireceği her dakika onun için cennet vesilesidir. 3- Mütevazı olan zengin. O büyüklenmez. Çünkü, mal ve mülkün bir imtihan için verildiğini bilir. 4- Doğru tüccar. 5- Hüşû duyan, Allah’ü Teâlâ’dan korkan ve mütevazı alim. 6- Nasihat eden mümin. 7- Kalbinde merhamet olan mümin. 8- Tövbesinin üzerinde durup sebat eden kişi. 9- Haramdan sakınan (verâ sahibi) kişi. Haram işlese bile hemen tövbe eder. 10- Taharet (temizlik, gusul ve abdeste) devam eden mümin. Çünkü temizlendikçe namaza koşar. 11- Çok sadaka veren mümin. 12- İnsanlarla olduğu zaman ahlakı güzel olan mümin. 13- İnsanlara faydalı olan mümin. 14- Kuran-ı Kerim'i öğrenen, ezberleyen ve gereğini yaşayan kişi. 15- İnsanlar uyurken geceleri kıyamla (uyanık ve namaz kılmakla) geçiren kişiler.

Taşa Oturma Kuzum!

  Taşa Oturma Kuzum!   Eşinin kışkırtmalarıyla, bin bir eziyet edici sözler ve tavırlarla da evden gönderemediği annesini, en sonunda akıl hasta hanesine, yatırıp malını mülkünü de üstüne geçirmeyi planlanmıştı... Prosedürleri tamamladıktan sonra, akıl hastanesinin ambulansı belirmişti kapıda. Yaşlı kadını apar topar aldılar ve istemsiz çırpınışlarına da aldırmadan ambulansa götürmeye çalışırlarken, oğlu kapının önündeki taştan merdiven basamağında oturup, olanları izliyordu... Annesinin yaşlı gözleriyle kendisine bakıp bir şeyler diyecek olduğunu hissedince "- Anladım. Seni doğuracağıma taş doğursaydım diyeceksin değil mi?" diye söylenmişti. Umursamazcasına sırıtarak... Yaşlı kadının gözyaşları yanaklarına indi o an… Ve oğlunun beynine Yıldırım gibi çakacak ve yaptıklarına pişman ettirecek şu cümleler döküldü dudağından: "- Hayır, onu demeyecektim. Taşa oturma kuzum. Karnın ağrır!".

Gel Dosta Gidelim Gönül

Gel Dosta Gidelim Gönül   Bir nazarda kalmayalım Gel dosta gidelim gönül; Hasret ile ölmeyelim, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Gel gidelim can durmadan, Suret terkini urmadan, Araya düşman girmeden, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Terk edelim ili şarı, Dost için kılalım zarı, Ele geçirelim yâri, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Bu dünya olmaz payidar, Aç gözünü canın uyar, Olgıl bana yoldaş u yâr, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın haberin gelmeden, Ecel yakamız almadan, Azrail hamle kılmadan, Gel dosta gidelim gönül…   Gerçek âşıkı bulalım, Hakk’ın haberin soralım, Yunus emre’yi alalım, Gel dosta gidelim gönül…   Hakkın hab

Toplumu Yıkacak Dinamitler!

Toplumu Yıkacak Dinamitler!   1. Müslüman Bir Toplumu Çökertmek İstiyorsanız... Önce ev hanımlığını ve anneliği değersizleştirin ki evde ana kalmasın. Evde ana kalmayınca   nesiller televizyonun ve internetin emzirip büyüttüğü ruhsuz, kimliksiz ve merhametsiz nesiller olarak yetişsin.   2. Bir Toplumu Yıkmak İstiyorsanız... O toplumun babalarını borca, kredi kartı batağına, geçim derdine, işsizliğe ve açlığa mahkûm edin ki ne eşlerine, ne evlatlarına, ne de ailelerine ayıracak vakitleri kalsın. Taksit ödemekten, kirayı denkleştirme derdinden, çocuklarının okul masraflarını düşünmekten başka bir şey düşünmeye mecalleri kalmasın…   3. Bir Toplumu Çürütmek İstiyorsanız... Evliliği pahalılaştırıp, nikâhsız birlikteliği ucuzlatın ki genç nesiller haram yollara tevessül etsin. Zinayı kolaylaştırıp evliliği zorlaştırın ki nesiller, flörtün, ahlaksızlığın pençesinde eriyip gitsin. Aile politikalarıyla, nafaka kanunlarıyla, pozitif ayrımcılıkla aileye darbe üstüne darbe indiri

40 Hadis-i Şerif 54 (Samimiyet hakkında)

  40 Hadis-i Şerif 54 (Samimiyet hakkında) 01- Bir adam peygamberimiz Aleyhisselâm’a gelerek: “- Ey Allah’ın elçisi! Hem Allah rızası, hem de şöhret kazanmak arzusuyla savaşan kimse için ne var?” diye sorar. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Onun için hiçbir şey yoktur.” Adam sorusunu üç sefer tekrarladı. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem de her defasında: “Onun için hiçbir şey yoktur.” buyurdu ve şöyle devam etti: “Allah ancak kendi rızası gözetilerek samimi bir niyetle yapılan ibadetleri kabul eder.” (Nesai, Cihad, 24) 02- “Nice oruç tutanlar vardır ki oruçlarından yanlarına kalacak olan ancak açlık ve susuzluklarıdır. Nice geceleyin kalkıp namaz kılanlar da vardır ki, namazlarından yanlarına kalacak olan ancak uykusuzluklarıdır.” (İbn Mâce, Sıyâm, 21) 03- “Kim bir amel ve ibadeti insanlara işittirmek için yaparsa, Allah da onu kıyamet gününde insanların huzurunda rezil rüsvay eder. Kim riyakâr bir tutum sergilerse Allah da onun