Mahşer Gününde İlk Çağırılacaklar

 Mahşer Gününde İlk Çağırılacaklar

 

Mahşer günü çetin bir gündür. O gün insanlar kademe kademe, grup grup hesaba çekileceklerdir. Bu yazımızda ilk çağrılacaklardan üç grubun halini paylaşalım.

Bir seslenici bağıracak. Ve bütün mahşer ehli bu sesi duyacak: "Fazilet ehli nerededirler?"

Bir grup insan cevap verip ayağa kalkarlar. Ve onlar süratle cennete doğru koşarlar. Yolda melekler onlarla karşılaşır.

Melekler sorar;

"- Sizi süratle cennete koşarken görüyoruz! Sizler kimlersiniz?"

Onlar, "Biz fazilet ehliyiz!" derler.

Melekler:

"- Sizin faziletiniz neydi?" diye sorarlar.

Onlar:

"- Bize zulüm edildiği zaman biz sabrederdik. Ve bize kötülük edildiğinde affederdik" derler.

Melekler onlara:

"- Girin cennete! "

Cennet, çalışanların ne güzel ecir karşılığıdır!" derler.

Sonra bir seslenici şöyle çağırır:

"- Sabır ehli nerededirler?"

Bazı insanlar ayağa kalkarlar. Ve onlar süratle cennete doğru koşarlar.

Yolda melekler onlarla karşılaşır.

Melekler sorar:

"- Sizi süratle cennete koşarken görüyoruz! Sizler kimlersiniz?"

Onlar "Biz sabır ehliyiz!" derler.

Melekler sorarlar:

"- Sizin sabrınız neydi?"

Onlar:

"- Biz Allah’ü Teâlâ’nın emirlerine uyar ve ibadetleri konusunda doğru yolda sabrederdik. Ve biz Allah’ü Teâlâ’nın isyanlarının üzerine yani günah işlememek için sabrederdik" derler. "Girin cennete! Cennet, çalışanların ne güzel sevaplarını alacakları yerdir!" derler.

Sonra seslenici şöyle seslenir: "Birbirlerini Allah’ü Teâlâ için sevenler nerededirler?"

Bazı insanlar ayağa kalkarlar. Ve onlar süratle cennete doğru koşarlar.

Yolda melekler onlarla karşılaşırlar.

Melekler sorar: "Sizi süratle cennete koşarken görüyoruz! Sizler kimlersiniz?"

Onlar:

"- Biz muhabbet ehliyiz! "

Birbirimizi Allah’ü Teâlâ için sevenleriz!" derler.

Melekler sorarlar:

"- Sizin Allah’ü Teâlâ için olan muhabbetiniz neydi?"

Onlar:

"- Biz birbirimizi sırf Allah’ü Teâlâ için severdik" derler. "Girin cennete! Cennet, çalışanların karşılığını alacağı sevap yeridir!" derler.

Elbette çağrılacaklar sadece bunlar değildir. Rabbim bizleri cennete çağrılanlardan eylesin. Cehenneme doğru davet edilenlerden değil.

Cennete en sonda giren kişi

Cennet ehli cennete davet edilir.

Cehennem ehli de cehenneme sokulur.

Zor, çetin, dehşetli ve uzun bir gündür.

Belki milyonlarca yıla denk bir gündür.

Bu arada cehennemde kalıp da, sonradan tahliye edilip cennete girenler vardır. Çünkü mümin kişi cehennemde ebedi kalmayacaktır. Efendimiz buradan bir manzarayı bize aktarıyor ve şöyle buyuruyor: "Cennete en son girecek olan kişi, bir yürüyüp, bir düşen kişidir. Onu ateşe atarlar.

Ateşten kurtulunca şöyle der:

"- Beni cehennemden kurtaran Allah’ü Teâlâ’yı tespih ederim (O noksan sıfatlardan uzaktır.) Daha önce ve sonra gelenlerin hiçbirine vermediğini bana verdi. Yani beni cehennemden kurtardı. "

O kişi için gölgesi çok büyük olan bir ağaç yükselir. Adam burayı görünce der ki:

"- Ya Rabbi! Onu bana yaklaştır! "

Ondan başka bir şey istemem!" Onu ağaca yaklaştırır ve suyundan içirir.

Sonra onun için önceki ağaçtan daha büyük bir ağaç yükseltilir. O yine der ki:

"- Rabbim! Beni o ağaca yaklaştır!"

Senden bundan başkasını istemeyeceğime söz veririm. Allah’ü Teâlâ onu yaklaştırır.

Adam gölgeye gider. Sonra Yüce Allah’ü Teâlâ önceki ağaçlardan daha büyük bir ağaç gösterir. Adam bu sefer yine dua eder:

"- Ya Rabbi! Beni ona yaklaştır!"

Adam o ağaca yaklaştırıldığı zaman cennet ehlinin seslerini duyar ve şöyle dua eder:

"Ey Rabbim! Beni cennete yaklaştırırsan artık senden başka bir şey istemem!"

Bunun üzerine Yüce Allah’ü Teâlâ buyurur ki:

"- Ey Adem oğlu! Sen ne sözünde durmaz kimsesin! Kaç kere söz verdin, sözünde durmadın, hep caydın, hep yalan söyledin! Sana dünya ve onun gibisini versem razı olur musun?"

Bunun üzerine adam:

"- Sen benimle alay mı ediyorsun? Halbuki sen âlemlerin Rabbisin!" der.

 

Hadisi rivayet eden İbni Mes'ud burada güldü (tebessüm etti). Yanında olanlar ona "Neden tebessüm ettin?" diye sordu.

O:

"- Efendimiz de Sallallahü Aleyhi Vesellem böyle böyle tebessüm etmişlerdi!" dedi.

 

O zaman, sahabe, Efendimiz'e Sallallahü Aleyhi Vesellem:

"- Ya Resulallah! Neden tebessüm ediyorsun?" diye sorduklarında:

Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem:

"- Yüce Allah’ü Teâlâ güldüğü için!" buyurdular.

Yüce Allah’ü Teâlâ’nın gülmesi gibi ifadeler insanın gülmesi ile benzetilmemelidir. Bunun yorumunu ve nasıl olduğunu sadece yüce Allah’ü Teâlâ bilir. Bizler bu konuda sadece ifadeyi arz etmekle yetinir ve keyfiyetini Allah’ü Teâlâ’ya bırakırız.

Allah’u Teâlâ:

"- Ben alay etmem! Fakat istediğimi yapabilirim. Her şeye kadirim!" buyurur. Ve kuluna burayı nasip eder.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis