Kayıtlar

Canlar Canını Buldum Bu Canım Yağma Olsun

Canlar Cânını Buldum! Canlar cânını buldum bu cânım yağma olsun, Assı ziyandan geçtim dükkânım yağma olsun! Ben benliğimden geçtim gözüm hicabın açtım, Dost vaslına eriştim gümanım yağma olsun! Benden benliğim gitti hep mülkümü dost yuttu, Lâ-mekâna kavm oldum mekânım yağma olsun! Taalluktan üzüştüm ol dosttan yana uçtum, Aşk divanına düştüm divanım yağma olsun! İkilikten usandım birlik hanına kandım, Derd-i şarabın içtim dermanım yağma olsun! Varlık çün sefer kıldı dost andan bize geldi, Viran gönül nur doldu cihanım yağma olsun! Geçtim bitmez sağınçtan usandım yaz-u kıştan, Bostanlar başın buldum bostanım yağma olsun! Yunus ne hoş demişsin bal-u şeker yemişsin, Ballar balını buldum kovanım yağma olsun! Sözlük Assı: Kâr, kazanç Hicab: Perde, örtü, utanç Vasl: Kavuşma Guman: Şüphe La-mekan: Mekansız Kavm: Kavim, yaşanılan yer, topluluk Taalluk: Alaka, ilgi Üzüşmek: Kesilmek, koparılmak Sağınç: Emel, istek Yunus Emre

Açık Hakikat

Açık Hakikat Allah vardır, birdir, açık hakikat, Bunu ispat ediyor bütün kâinat. Taş, toprak, su, hava, hayvan ve nebat, Hakkın varlığını göstermiyor mu? Gökte yıldızların kandil yakışı, Gecenin ardından, günün çıkışı, Güneşin gülerek, bize bakışı, Hakkın varlığını göstermiyor mu? Kelebeğin kanadının nakışı, Arının altıgen petek yapışı, Köstebeğin yerde tünel açışı, Hakkın varlığını göstermiyor mu?

Âlemi Başıboş Sanma, Ey Ahmak!

Âlemi Başıboş Sanma, Ey Ahmak! Âlemi başıboş sanma ey ahmak, Bütün mahlûkatı yaratan vardır. Başını kaldır da âleme bir bak! Göğü yıldızlarla donatan vardır. Tesadüf olur mu şu yüce nizam? Her şeyde görülür büyük intizam. Takvimli bir saat gibi muazzam, Ay ile güneşi yürüten vardır. Bize yağlı fındık veriyor çalı, Bir böcek ipekten dokuyor halı, Zehirli bir arı yapıyor balı, Bunların hepsini öğreten vardır. İnek su içiyor, saf süt oluyor, Ağaç, ekşi tatlı meyve veriyor, Şimşekler çakıyor, rahmet yağıyor, Gökte yıldırımı gürleten vardır. Maksatsız göz görür, kulak duyar mı? Hoca, aklı olan küfre kayar mı? Cehennemde tatlı cana kıyar mı? Dilimizi döndürüp söyleten vardır.

İbretlik...

İbretlik... Eskiden kocam vardı, eşyam yoktu... Şimdi eşyam var; ama eski kocam yok! Evlenmeye karar verdik... Anlaştık... Eşya, düğün masrafı, düğün salonu, şaşalı bir düğün falan olmasın dedik... Üç odalı bir eve girdik. Sadece temel ihtiyaçlar aldık... Buzdolabı, ütü, ocak, halı, perde vb. Mobilya yoktu... Bir iki tane sandalye almıştık. Yatak odası, oturma odası, yemek odası, misafir salon takımı, gümüşlük gibi mobilya almamıştık... Kocam işten direk eve geliyordu. Kazancımız yetiyordu. Az bir masraf ile düğün yaptığımız için borcumuz yok gibiydi… Beş altı ay böyle geçti. Ama evimize hayırlı olsuna, ziyarete, yemeğe gelen herkes bizi küçük görmeye başladı... Mobilyasız olmaz dediler. Yerde yemek istemeyen oldu. Dizim ağrıyor deyip bir daha gelmeyen oldu... Her gelen alın alın diyordu. Alın demeleri kolaydı. Ama neyle alacaktık? Eşim de bunları duyuyor ve görüyordu. Ama kazancımız yetmez diye yanaşmıyordu. Sonra ne olduysa ben dayanamadım ar

70 Bin Meleğin Sevab Yazdığı Salâvat

70 Bin Meleğin Sevab Yazdığı Salâvat جَزَى اللَّهُ عَنَّا سَيِّدِنَا مُحَمَّدًا صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم مَا هُوَ أَهْلُهُ Okunuşu: Cezallahü anna seyyidina Muhammeden Sallallahü Aleyhi Veselleme ma hüve ehlüh . Anlamı: Allahü Teâlâ, Muhammed Aleyhisselamı biz ümmetine olan merhametinden dolayı layık olduğu bir mükafâtla en yüksek dereceye erdirsin. Fazileti: Hz. Abdullah b. Abbas Radiyallahü Anh anlatıyor: Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Kim, ‘Cezallahu anna muhammeden ma hüve ehlüh’ derse: 70 bin melek ona sevap yazarlar.” Kaynak: (Mecmau’z-Zevaid, 10/163).

Yetiş ey Keştibânım

Yetiş ey Keştibânım Yetiş ey keştibânım, büsbütün deryada yangın var, Değil derya yalınız cümle hep sahrada yangın var… Erişti nev-bahâr vakti figâna başladı bülbül, Değil bülbül yalınız ol gül-i ranâda yangın var… Kaşınla kirpiğin zülfün beni mest etti ey dilber, Değil mestane gözler kâmet-i zîbâda yangın var… Muhabbetden yarattı Ol Habîb'i Hazret-i Mennân, Değil kim Ol Muhammed Hazret-i Mevlâ'da yangın var… Hitab-ı "kün fekân" erdi zuhura geldi akl-ı küll, Felekler gulgule düştü kamu esmada yangın var… Zemîne indi me'vâdan nice yıllar döküp kan yaş, Yalınız ağlayan Âdem değil Havva'da yangın var… Nice yıl hasret-i hicran oduyla yaktı Kenan'ı, Yanan Yakûb değil gör Yûsuf u Zelha'da yangın var Cihan halk olalı göster bana âsûde ahvâlin, Ki yok bir istirahat esfel ü âlâda yangın var… Erişti Sâmî-yi Sultân beraber dilber-i rûhân, Değil yalınız Erzincan Yemen San'a'da yangın var… Bilinmez

Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Taziyesi

Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Taziyesi Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimizin taziye mektubu şöyledir: Allahü Teâlâ sana selamet versin! Ona hamd ederim. Herkese iyilik ve zarar, yalnız Ondan gelir. Allah’ü Teâlâ, sana çok sevap versin. Sabretmeni nasip eylesin! Onun nimetlerine şükretmenizi ihsan eylesin! İyi bilmeliyiz ki, kendi varlığımız, mal, servet, kadın ve çocuklarımız, Allah’ü Teâlâ’nın, sayısız nimetlerinden, tatlı ve faydalı ihsanlarındandır. Bu nimetleri, bizde sonsuz kalmak için değil, emanet olarak kullanmak, sonra geri almak için vermiştir. Bunlardan, belli bir zamanda faydalanırız. Vakti gelince, hepsini geri alacaktır. Allah’ü Teâlâ, nimetlerini bize vererek sevindirdiği zaman, şükretmemizi, vakti gelip geri alınca da, sabretmemizi emreyledi. Senin bu oğlun, Allah’ü Teâlâ’nın tatlı, faydalı nimetlerinden idi. Geri almak için sana emanet bırakmış idi. Şimdi, geri alırken de, sana çok sevap, iyilik verecek, acıyarak, doğru yolda iler

Hayır Kapılarının Açılması İçin Okunacak Dua

Hayır Kapılarının Açılması İçin Okunacak Dua اَللّٰهُمَّ يَا مُفَتِّحَ الْاَبْوابِ اِفْتَحْ لَنَا خَيْرَ الْبَابِ Okunuşu: Allahümme yâ müfettihal ebvâb, iftah lenâ hayral bâb! Anlamı: Ey kapıları açan Allah’ım! Bize hayır kapılarını aç…” Yâ Müfettiha’l-Ebvâb esması anlamı: Bütün kapıları açan.

Bulmak

Bulmak Bir an kayboldun gibi! Yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine Kapılıp gidiyorum saçının sellerine Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm Ölümsüzlüğü

Samimi amel nedir? Allah bağlısı kişi kimdir?

Samimi amel nedir? Allah bağlısı kişi kimdir? Havariler İsa Aleyhisselâm'a sorarlar: “Samimi (hâlis) amel nedir? Allah bağlısı kişi kimdir?” İsâ Aleyhisselâm buna şu ibret dolu cevabı verir: “Samimi amel, katıksız ameldir. Yani yalnız Allah'ü Teâlâ’nın hoşnutluğunu kazanmayı gaye güden ameldir. Allah'ü Teâlâ bağlısı kişi ise yaptığını sadece Allah'ü Teâlâ için yapan, O’ndan başka kimsenin işlediği ameli bilmesini istemeyen kişidir.”

İnsan Ölüm Yastığına Baş Koyar Koymaz

İnsan Ölüm Yastığına Baş Koyar Koymaz Bu Dünyada İnsanlara Üç Şey Eşlik Eder 1- Para, mal-mülk, 2- Akraba ve dostlar, 3- Yapılan hayır ve iyilikler. Fakat bunlardan sadece “Yapılan hayır ve iyilikler (salih ameller)”   vefalıdır. Zira insan, ölüm yastığına baş koyar koymaz; mal-mülk elinden gider. Çünkü insan bir kuruş harcayacak enerjiyi kendinde bulamaz. Zaten definden sonra mirasçılar bölüşürler. Ölünce akraba ve dostlar mezara kadar gelir. Mezara konunca onlar da döner gelir. Salih ameller ise ondan ayrılmaz. Mahşer günü kurulacak mizana kadar gelir. Mizanda sahibini sevindirerek Cennete kadar taşır. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “Ölüyü (kabre kadar) üç şey takip eder: Çoluk-çocuğu, malı ve ameli. Bunlardan ikisi döner, biri kalır. Çoluk-çocuğu ve malı döner, ameli (kendisiyle) kalır.” (Buhârî, Rikak 42; Müslim, Zühd 5. Ayrıca bk.Tirmizî, Zühd 46; Nesâî, Cenâiz 52)

Biz Dünyadan Gider Olduk

Biz Dünyadan Gider Olduk Biz dünyadan gider olduk, Kalanlara selam olsun, Bizim için hayır dua Kılanlara selam olsun! Ecel büke belimizi, Söyletmeye dilimizi, Hasta iken halimizi Soranlara selam olsun! Tenim ortaya açıla Yakasız gömlek biçile, Bizi bir arı vech ile Yuyanlara selam olsun! Azrail alır canımız, Kurur damarda kanımız, Yayılacak kefenimiz, Saranlara selam olsun! Gider olduk dostumuza, Eremedik kastımıza, Namaz için üstümüze Duranlara selam olsun! Sözdür söylenir araya, Kimse değmez bu yaraya, İletip bizi mezara Koyanlara selam olsun! Âşık odur Hakk'ı seve, Hak derdine kıla deva, Bizim için hayır dua, Kılanlara selam olsun! Dünyaya gelenler gider, Asla gelmez yola gider, Bizim halimizden haber Soranlara selam olsun! Âşık Yunus söyler sözü, Kan yaş ile dolu iki gözü, Bilmeyen ne bilsin bizi, Bilenlere selam olsun! Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Seyyidül İstiğfar Duası

Seyyidül İstiğfar Duası قَالَ رَسُولُ اللهِ (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لَا إ لَهَ إ ِلَّا أ َنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ وَ أ نَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ أ َعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ أَبُؤُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَبُؤُ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي فَإِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُبَ إ ِلَّا أَنْتَ Okunuşu: “Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû’ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû’ü bizenbî fağfirlî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente” Anlamı: “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka (ibâdete lâyık) hiçbir ilâh yoktur. Ancak sen varsın. Beni sen yarattın. Şüphesiz ben senin kulunum. Gücüm yettiği kadar, Zât-ı Ecelli âlâna verdiğim sözde durmağa çalışıyorum. Ya Rabbi! İşlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum. Bana lütuf ve ihsan buyurduğun nimetleri ikrar ve itiraf ediyorum, günahlarımı da itiraf ediyorum

Hakkı Hak, Batılı Batıl Görme Duası

Hakkı Hak, Batılı Batıl Görme Duası اللَّهُمَّ أَرِني الْحَقَّ حَقّاً وَارْزُقْنِي اتِّبَاعَهُ، وَأَرِني الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَارْزُقْنِي اجْتِنَابَهُ اللَّهُمَّ أَرِنِي الْحَقَّ حَقًّا وَارْزُقْنِي اتِّبَاعَهُ، وَأَرِنِي الْبَاطِلَ بَاطِلاً، وَارْزُقْنِي اجْتَنَابَهُ،   . آمِيْنَ يَارَبَّ الْعَالَمِيْنَ Okunuşu: Allâhümme erine’l-hakka hakkan verzukne’I-ittibâa ileyh ve eri ne’I-bâtıla bâtilen verzukne’l-ictinâbe anh. Anlamı: Allah’ım bize hakkı hak olarak göster ve hakka tâbi ol makla rızıklandır. Ve bize bâtılı bâtıl olarak göster ve ondan kaçınmakla rızıklandır. Hadis-i Şerif: مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَراً فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ، فَإِنْلَمْ   يَسْتَطِعْ   . فَبِلِسَانِهِ، فَإِنْ لَمْ    يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ، وَذَلِكَ أَظْعَفُ اْلإِمَانِ “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin; diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle onu hoş görüp kabullenmesin ki, bu da imanın en zayıf de

Ümmeti Seveceğiz, Ümmete Dua Edeceğiz

Ümmeti Seveceğiz, Ümmete Dua Edeceğiz Keşke bin tane canımız olsaydı her canımızla bir kere bir tane Müslümana feda olsaydık! Her yerde Müslümanların dertleri, sıkıntıları var. Peygamber Efendimiz hadisi şerifinde en kıymetli duanın, “Ümmeti Muhammed Duası” olduğunu bildiriyor. Bu kıymetli dua: اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ رَحْمَةً عَامَّةً Okunuşu: “Allahümme’r-ham ümmete Muhammedin rahmeten âmme!” Anlamı: “Ey Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e umumî olarak rahm eyle; Ümmet-i Muhammed’e acı! (Sallallahü Aleyhi Vesellem)…” Kaynak: (Ali el-Müttakî, no: 3212, 3702) Diye dua etmek en kıymetli dua oluyor. Ümmeti seveceğiz, ümmetin derdiyle dertleneceğiz. Ümmetin dertleriyle dertlenmeyen gerçek Müslüman değildir! Her Müslümanın derdi bizim derdimizdir. Ümmet-i Muhammed rahat etmedikçe rahat içinde oturmayacağız, rahat etmeyeceğiz. Köşkün içindeyken bile rahat etmeyeceğiz. Zenginlik içinde refah içindeyken bile rahat etmeyeceğiz. Ümmet-i Muhammed’e her yönde

10 Bin Zikir Yapmaktan Daha Sevaplı Kelime-i Tevhid Zikri

10 Bin Zikir Yapmaktan Daha Sevaplı Kelime-i Tevhid Zikri Ya Muaz! Günde kac defa Allah’ü Teâlâ’yı zikrediyorsun? Günde on bin defa Lâilâhe illâllah diyerek mi? Bak sana bazı kelimeler öğreteyim, bu on bin defa demenden daha kolaydır senin için. Böyle dersen ne bir melek sevabını yazmağa takat getirebilir ne de bir başkası… Şöyle de!" لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ عَدَدَ كَلِمَاتِهِ، لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ عَدَدَ خَلْقِهِ، لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ زِنَةَ عَرْشِهِ، لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ مِلْأَ سَمٰوَاتِهِ، لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ مِثْلَ ذَلِكَ مَعَهُ، وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ مِثْلَ ذَلِكَ مَعَهُ، لَا يُحْصِيهِ مَلَائِكَةٌ وَلَا غَيْرُهُ. Okunuşu: Lâilâhe illâllahu adede kelimâtihî, lâilâhe illâllahu adede halkihî, lâilâhe illâllahu zinete arşihî, lâilâhe illâllahu mil-e semâvâthî, lâilâhe illâllahu misle zâlike me’ahû, vel hamdu lillahi misle zâlike mea’hû. Lâ yuhsîhi melâiketûn velâ gayruhu. Anlamı: Allah’ın kelimeleri adedince: Lâilâhe illâllah, yarattıkları a

İbnü'l-Arabî Kuddise Sirrûh Hazretleri'nin Duası

İbnü'l-Arabî Kuddise Sirrûh Hazretleri'nin Duası اَللّٰهُمَّ يَا مَالِكَ الرِّقَابِ، وَيَا مُفَتِّحَ الْأَبْوَابِ، وَيَا مُسَبِّبَ الْأَسْبَابِ، هَيِّءْ لَنَا سَبَباً لاَ نَسْتَطِيعُ لَهُ طَلَباً * اَللّٰهُمَّ اجْعَلْنَا مَشْغُولِينَ بِأَمْرِكَ، أٰمِنِينَ بِعَدْلِكَ، أٰيِسِينَ مِنْ خَلْقِكَ، أٰمِنِينَ بِكَ، مُسْتَوْحِشِينَ عَنْ غَيْرِكَ، رَاضِينَ بِقَضَائِكَ، صَابِرِينَ عَلَى بَلاَئِكَ، مُنَاجِينَ لَكَ فِي أٰنَاءِ اللَّيْلِ وَأَطْرَافِ النَّهَارِ، مُبْغِضِينَ لِلدُّنْيَا، مُحِبِّينَ لِلْأٰخِرَةِ، مُشْتَاقِينَ إِلَى لِقَائِكَ، مُتَوَجِّهِينَ إِلَى جَنَابِكَ، مُسْتَعِدِّينَ لِلْمَوْتِ ﴿رَبَّنَا وَاٰتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلَى رُسُلِكَ وَلاَ تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ﴾ * اَللّٰهُمَّ اجْعَلِ التَّوْفِيقَ رَفِيقَنَا، وَالصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ طَرِيقَنَا * اَللّٰهُمَّ أَوْصِلْنَا إِلَى مَقَاصِدِنَا ﴿وَتُبْ عَلَيْنَا إِنَّكَ أَنْتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ﴾ * اَللّٰهُمَّ بِكَ أَصْبَحْنَا وَبِكَ أَمْسَيْنَا وَبِكَ نَحْيَا وَبِكَ نَمُوتُ وَإ

Mutlu Bir Ev Kadını Olmak İçin 10 Adım!

Mutlu Bir Ev Kadını Olmak İçin 10 Adım! Dünyanın ortak konuştuğu dillerden biri olan ev kadınlığı, nereye giderseniz gidin hep aynı işler ve aynı sorumluluklardan oluşuyor. Amerikalı yazar Darla Shine, “Mutlu Evkadınları” kitabında, mutlu bir ev kadını olmanın 10 adımını açıklıyor. 01-     Mızmızlanmayı bırakın! Umutsuz bir ev kadını gibi davranmayı bırakın. Bu düşünceyi aklınızdan atın. Yaşadığınız her güne şükredin. 02-   Ev kadını olmaktan gurur duyun! Dünyanın en önemli işidir ev kadınlığı. Sizin liderliğinizi, önerilerinizi bekleyen çocuklarınız var. Ailenizin kariyerinizden önemli olduğunu unutmayın. 03-   Ev kadını gibi görünmeyin! Yaklaşık bir aydır ev için belirlediğiniz bir kıyafetiniz mi var? Sürekli onları mı giyiyorsunuz? Bunu yapmayı bırakın ve kendinizi tekrar kadın gibi hissetmek için öncelikle işe kıyafetlerinizden başlayın. Sağlıklı yiyin ve çocuklar okuldayken spor yapın. Güçsüz düşmemek için vitamini eksik etmeyin. 04-   Evliliğiniz önce