Kayıtlar

Kendinize Sormanız Gereken 51 Soru

Kendinize Sormanız Gereken 51 Soru Bazı sorular vardır, kendimize sormaya bir türlü cesaret edemeyiz. Ancak onları sorduğumuzda, içimizde bir şeylerin değişmeye başladığını hissederiz. Bu yazımızda insanların kendisine sorması gereken en önemli 51 soruyu yayımlıyoruz. Bu soruların doğru veya yanlış yanıtları bulunmamaktadır. Sadece kendimize yönelik bir farkındalık kazandırmak ve bizleri kendimiz hakkında biraz daha düşündürmek amacıyla hazırlanmıştır. İşte Kendinize Sormanız Gereken 51 Soru 01-   Tam olarak ne istiyorsunuz? İstediğinize ulaştığınızı nasıl bileceksiniz? 02-   Kim ya da ne olmak istiyorsunuz? 03-   Neye sahip olmak istiyorsunuz? Gerçekten neye sahipsiniz? 04-   Kendinizle ve başkalarıyla ilgili neyi kontrol edebilir ya da edemezsiniz? 05-   Güçlü yanlarınız nelerdir? 06-   Geliştirilmesi gereken yanlarınız nelerdir? 07-   Hayatta değer verdiğiniz en önemli 5 şey nedir? 08-   Yaptığınız işi seviyor musunuz? (Bugün milli piyangodan size büyük i

Ölmeden Önce Keşfetmeniz Gereken 5 Sır

Ölmeden Önce Keşfetmeniz Gereken 5 Sır Yazar: Özgür ŞAHİN Son okuduğum kitabın adını, yazımın başlığı olarak kullanmak istedim. Yazarı Dr. John Izzo. Pegasus Yayınevi’ nden çıkmış. Kitabı çok beğendim. Kitap 235 bilge kişi ile yapılan röportajların sonuçları üzerine yazılmış. Bu 235 kişi 59-105 yaş arasındaki kişilerden seçilmiş. 1000 kişiye sormuşlar, “Çevrenizdeki bilge diye tanımladığınız bir tanıdığınızın ismini söyler misiniz?”. Böylece 235 kişi ile röportaj yapılmış. Bu röportajların sonucunda ortaya hayatın 5 sırrı çıkmış ve bu kitap böylece yazılmış. 59-105 yaş aralığındaki bu kişilere sorulan sorulardan bazılarını yazar okuyucu ile paylaşmış. Şimdi kitaptan alıntı yaparak bu soruları sizlere sormak istiyorum? 1- Bir akşam partisinde olduğunuzu ve herkesin bir çember etrafında oturduğunu düşünün. Ev sahibi, hayatlarını birkaç dakika anlatması için herkesi davet eder. Eğer partideyseniz ve bu birkaç dakikada hayatınız hakkında insanların mümkün olduğunca çok şey bilm

Yaratıcılığınızı Geliştirmek için 7 Yol

Resim
Yaratıcılığınızı Geliştirmek için 7 Yol Yazar: Özgür ŞAHİN Herkes yaratıcı olmak ister, fakat radikal fikirler üretmeye geldi mi çoğu kişi kendine güvenmez. Yaratıcı olma yolları hakkına birkaç bilgi vermeden önce yaratıcılık hakkında şu yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz. İyi haber: aslında herkes yaratıcı olabilir. Önemli olan bunu gerçekleştirmek için doğru koşulları oluşturmaktır. İşte yaratıcılığınızı ortaya çıkarmak ve yüksek seviyede başarı elde etmek için ilham verici fikirler kitabının yazarı David Margolis’den bazı tavsiyeler: 1- Fikir üretmeyi bir alışkanlık haline getirin Kendinizi her gün bir fikir ortaya çıkarmaya şartlayın. Bu sizin yaratıcılık kasınızı, her gün spor salonuna gitmenin vücudunuzu güçlendirmesi gibi, güçlendirecektir. Yüzlerce ve yüzlerce yeni fikir ortaya çıkarmalısınız. 2- Sunumunuza çalışın Yaratıcı sunumunuzu kafanızda çalışmanız yeterli değildir. Sunumunuzu yapacağınız sahn

Gevşemeyin, Mahsun Olmayın Eğer Mü'min İseniz En Üstün Sizlersiniz

Gevşemeyin, Mahsun Olmayın Eğer Mü'min İseniz En Üstün Sizlersiniz Prof. Dr. Ömer Çelik Allah Teâlâ bütün kâinatı bir ıstıfâya, daha açık bir ifadeyle eleyip seçmeye yönelik halk etmiştir. Yeryüzündeki her şey, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini denemek için yaratıldığı gibi (Kehf 18/7), ölüm ve hayat da hangimizin daha güzel davranacağını sınamak için var edilmiştir (Mülk 67/2). Dolayısıyla yaratılıştan gaye, iyilerle kötüleri ayırıp, kötülük edenleri yaptıkları ile cezalandırmak, güzel davrananları da daha güzeliyle mükâfatlandırmaktır (Necm 53/31). Bununla birlikte Kur'an-ı Kerim'de, savaşların, bir kısım belâ ve musibetlerin meydana gelmesinin sebep ve hikmetleri açıklanırken de, dikkatimizi celbeden mühim bir hususa temas edilmektedir: Hakk'ın ortaya çıkıp batılın yok olması; mü'minlerle münafıkların, iyilerle kötülerin birbirinden tefrik edilmesi. Allah Teâlâ Bedir harbinin hikmetini bildirirken "(Bu savaş) Allah'ın murdarı te

Hz. Ali Radiyallahü Anh ve Dehri: Ya Varsa!

Hz. Ali Radiyallahü Anh ve Dehri: Ya Varsa!   Hz. Ali Radiyallahü Anh hazretlerine, birisi geldi. Adam, ölümü, tekrar dirilmeyi, ahirette hesabı, cenneti ve cehennemi inkâr ediyordu. Hz. Ali Radiyallahü Anh’a: “– Ya Ali, siz Müslümanlar ölüme ve ölüm ötesine inanıyorsunuz; biz ise inanmıyoruz. Siz cehennemden kurtulmak, cennete girmek için bir sürü ibadet ediyor, mallarınızı harcıyor, zahmete giriyorsunuz. Bu zahmetlere ne gerek var? Bunca zahmetlere değer mi? Hem ölümden sonra tekrar dirilmenin olacağı ne malum?”  Diye sordu.   Hz Ali Radiyallahü Anh adamı sükûnetle dinledi, sonra ona şu cevabı verdi:  “ “– Evet, ölümden sonra dirilmek, hesaba çekilmek, cennete veya cehenneme girmek, ya senin dediğin gibi yoktur; ya da bizim dediğimiz vardır. Önce senin dediğinin doğru olduğunu düşünelim. Ölümden sonra ahiret hayatı yoksa seninle biz aynı durumdayız. Sana da yok bize de yok. Bu arada bizim Allah’ü Teâlâ için kıldığımız namazların, yaptığımız ibadetlerin, hayır ve i

Ölmeden Önce Kendimize Sormamız Gereken 41 Soru

Ölmeden Önce Kendimize Sormamız Gereken 41 Soru Hayatımız boyunca bazı soruları kendimize sormaya bir türlü cesaret edemeyiz. Bütün cesaretimizi toplayıp onları sorma cesareti gösterdiğimizde de, içimizde bir şeylerin değişmeye başladığını hissederiz. Aşağıda kendimize sormamız gereken en önemli soruları bulacaksınız. Bu soruların doğru veya yanlış yanıtları bulunmamaktadır. Evet, "ölümü ve ahreti" yeniden düşündürecek "41 soruyu" kendimize şu andan itibaren sormaya başlayabiliriz. 01- Nereden geldim ve nereye gidiyorum? 02- Bu dünyaya ben ne için geldim? 03- Kendim için istediğimi başkaları için de istiyor muyum? 04- Toplum ve insanlık için ne yaptım? 05- Arkamdan beni hatırlatacak neler yapıyorum? 06- Bir asır önceki insanlar, şimdi neredeler? 07- Hayatımda en çok neye değer veriyorum? 08- İçimdeki "ben" ile yaptıklarım uyuşuyor mu? 09- Bir gün sonra öleceğimi bilsem, ne yapmak isterdim? 10- Yaptığım yanlışların hesabını ver

Esma-ü Hüsna Hakkında

Esma-ü Hüsna Hakkında Hz. Ayşe Radiyallahü Anha validemizin bildirdiğine göre: Resûl-İ Ekrem aleyhissalatü vesselam bir gün, “Ey Ayşe, Allah'ın hangi isimle çağırıldığı zaman duayı kabul buyuracağını bana gösterip bildirdiğini bilir misin?” buyurdu. Ben: "Ey Allah’ın Elçisi! Babam anam sana feda olsun, o ismi bana öğret." diye ricada bulundum. O yine,   “Ey Ayşe, o ismi sana öğretmem uygun değildir. Çünkü şüphesiz senin o isimle dünyalık bir şey istemen senin için uygun olmaz.” buyurdu. Bunun üzerine ben de kalkıp abdest aldım ve iki rekât namaz kıldıktan sonra: اللَّهُمَّ إِنِّي أَدْعُوكَ اللَّهَ، وَأَدْعُوكَ الرَّحْمَنَ، وَأَدْعُوكَ الْبَرَّ الرَّحِيمَ، وَأَدْعُوكَ بِأَسْمَائِكَ الْحُسْنَى كُلِّهَا مَا عَلِمْتُ مِنْهَا وَمَا لَمْ أَعْلَمْ، أَنْ تَغْفِرَ لِي، وَتَرْحَمَنِي “Allahümme innî edûkellah ve edûkerrahmân ve edûke’l-berrerrahîm ve edûke biesmâike’l-husnâ küllehâ mâ alimtü minha ve mâ lem a’lem entağfiralî ve terhamenî.” -

Salâtı Ulîl Azim صَلَاة أولي العَزم

Salâtı Ulîl Azim صَلَاة أولي العَزم اللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَآدَمَ وَنُوحٍ وَإِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى وَعِيسَى وَمَا بَيْنَهُمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالْمُرْسَلِينَ صَلَوَاتُ الله وَسَلاَمُهُ عَلَيْهِمْ أَجْمَعِينَ Okunuşu: Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve Âdeme ve Nuhin ve İbrahime ve Musa ve İsa vema beynehum. Minen'nebiyyine vel murselin. Salavatullahi ve selamuhu aleyhim ecmain" Manası: Ey Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed'e Sallallahü Aleyhi Veselleme ve Hz. Âdem Aleyhiselâm’a, Hz. Nuh Aleyhiselâm’a, Hz. İbrahim Aleyhiselâm’a, Hz. İsa Aleyhiselâm’a ve bunların arasında (gelip geçmiş bütün) peygamberlere salât selâm ve bereketler ihsan eyle. Not: Günde 3 defa okuyunuz!

Korkunç Bir Felâketle Gelen Kurtuluş!!!

Korkunç Bir Felâketle Gelen Kurtuluş!!! Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden sağ kurtulan adamı, dalgalar küçük, ıssız bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günler kendisini kurtarmasını için Allah'ü Teâlâ’ya yakardı ve yardım bulurum umuduyla ufka baktı. Ama ne gelen oldu, ne giden… Daha sonra rüzgârdan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklardan bir kulübe yaptı. Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula gibi eşyaları bu kulübeye koydu. Günler hep aynı şekilde geçiyordu. Balık avlıyor, pişirip yiyor ve ufku gözlüyor, kendisini kurtarması için Allah'ü Teâlâ’ya dua ediyordu. Bir gün tatlı su getirmek için yürüyüşe çıkmıştı, geri döndüğünde kulübesinin alevler içinde yandığını gördü. Duman, dans ede ede göğe yükseliyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Şimdi bu ıssız adada, başını sokabileceği bir kulübe bile kalmamıştı. "Allah'ım, bunu