Kayıtlar

Bir Dakikada 7.320 Sevap Kazanmak İstemez Misin?

Bir Dakikada 7.320 Sevap Kazanmak İstemez misin?   Bir dakikada 7.320 sevap kazanmak istemez misin? Kur'an-ı Kerim Allah Teâlâ’nın kitabıdır. Her harfine 10 sevap verilir. Kur'an-ı Kerimin her satırı 35-40 harftir. Bir satır okursan 350-400 sevap amel defterinin sayfasına yazılır. Bir satırı dört saniyede okunur.  Kur’an’ı Kerim 600 sayfadır.  Her sayfası 15 satırdır.  Bir sayfası bir kaç dakikada okunur. Bir sayfa okursan: 400 × 15 = 6.000 sevap kazanırsın. Bir gün 1.440 dakikadan ibarettir.  Bunun 3-5 dakikasını Kur'an-ı Kerim okumakla geçiremez misin?  Ben Kur'an-ı Kerim okumayı bilmiyorum diye bir mazeret gösteremezsin. Fatiha-i Şerife her Müslümanın ezberinde mümkündür. Fatiha-i Şerif 122 harftir.  122 × 10 = 1.220 sevap eder, 6 defa okunursa amel defterine 7.320 sevap yazılır.   Yüce peygamberimiz; "Allah Teâlâ’nın kitabından bir harfe bir sevap vardır.  Bir sevaba da on misli verilir." buyuruyor. (Tirmizi)   Buna göre günde bir dakikanı feda edersen:

Zembilli Ali Efendinin Dirayeti

Zembilli Ali Efendinin Dirayeti Bilindiği gibi Yavuz Sultan Selim, şiddetiyle ve hiddetiyle meşhur bir Osmanlı Padişahıdır. Yavuz zamanında, İranla İmparatorluğun arası son derece açılmıştı. Yavuz, Şah İsmail'i bozguna uğrattıktan sonra bütün Alevileri kılıçtan geçirmiş ve İstanbul'a dönerek, aynı şeyi Hristiyanlar için de plânlamaya başlamıştı. Bu mesele hakkında, yani Hristiyanların da kılıçtan geçirilmesi hakkında, Şeyhu'l İslâm’ı Zenbili Ali Efendiden fetva istedi. Şeyhu'l İslâm ise, gizlice patriğe haber gönderip meseleyi bildirdi ve padişahın huzuruna bir heyet göndermelerini tavsiye etti. Rum patriğinin padişahın huzuruna çıkmasını ise, Sadrazam Piri Mehmed Paşa ile görüşen Şeyhu'l İslâm Zenbili Ali Efendi temin etmişti yine... Rum Patriği padişahın huzuruna çıkmak üzere Edirne'ye geldiği zaman, Piri Mehmet Paşa sözünde durdu ve heyet huzura kabul edildi. Yavuz: - İsteğiniz nedir? Diye sorduğunda, onlar Şeyhu'l İslam’ın verdiği talim

Yavuz Ve Zenbilli

Yavuz Ve Zenbilli Zenbilli Ali Efendi hakkında anlatılan ikinci mes'ele ise şöyledir: Yavuz Sultan Selim, İran'la bütün ticarî münasebetlerini kesmiş ve bilhassa ipek ticaretini kat'î surette yasak etmişti. Bu yasağı unutan dört yüz kadar tüccar ise, İran'la ticarî münasebet kurmuş ve ipek satışında bulunmuşlardı. Yavuz Sultan Selim' Han, bunların idam edilmesini istiyordu. Zenbilli Ali Efendi ise, idamlarına fetva vermiyordu. Aynı zamanda bu tüccarlar, Zenbilli'yi kurtulmaları için Padişaha aracı kılmışlardı. Zenbilli Ali Efendi, bu mes'eleyi Padişahla konuşurken bir ara padişah: - Sen devlet işlerine karışma! Dedi. Bu ağır konuşma üzerine Zenbilli Ali Efendi, padişahın huzurundan selamlamada bile bulunmadan çıkıp gidiyor. Daha sonra Zenbilli'nin haklı olduğuna kanaat getiren Yavuz, dört yüz tüccarı affettiği gibi Şeyhu'l İslâm'dan özür diliyor ve gönlünü almak için ona Rumeli ve Anadolu Kazaskerliklerini teklif ediyor.

Kanuni Ve Karınca

Kanuni Ve Karınca Kanunî Sultan Süleyman Han'ın, bahçede kıymetli bir ağacı vardı. Bu ağacı karıncalar sardı. Kanunî karıncalar için Şeyhu'l İslâm Ebussuûd Efendiye bir tezkere yazdı: “Ağacımı bürüdü karınca, Günahı var mıdır onu karınca?” Şeyhu'l İslâm Kanuniye cevap veriyor: “Yarın mahşer yerine varınca, Hakkını alır Süleyman'dan karınca...” (Alıntı)

Dokuz Büyük Günah

Dokuz Büyük Günah   Büyük günahlar İbn-i Ömer’den (radıyallahü anh) rivâyet edildiği üzere dokuz tanedir. 1- Allah’ü Teâlâ’ya şirk (ortak) koşmak. 2- Haksız yere adam öldürmek. 3- Nâmuslu ve iffet sahibi kadına zinâ isnâd etmek. 4- Zinâ yapmak. 5- Cihâddan, cephedeki düşman karşısından firar etmek. 6- Sihir yapmak. 7- Yetim malı yemek. 8- Müslüman olan anne ve babasının haklarına riâyet etmemek. 9- İlhad. Allahü teâlânın haram kıldığı hususlarda dinin emrinden çıkmak...

Receb- Ayının Zikirleri

Receb- Ayının Zikirleri 1- Receb- ayının ilk 10 günü (1’i ile 10’u Arası) Ebû Hureyre Radıyallâhu Anh’dan rivâyet edilen: “Ramazan ayının evveli büyük bir rahmettir, ortası tam bir mağfirettir, sonu ise cehennemden azattır.” hadîs-i şerîfinden dolayı olsa gerektir ki âlimlerimiz, her biri yüzer kere okunmak üzere: İlk on günde: ”سُبْحَانَ اللَّهِ الْحَيُّ الْقَيُّومُ جَلَّ شَانُهُ“ “100 defa “Subhanallahil Hayyi'l-Kayyûm” celle şanuhu “Ey acıyanların en merhametlisi!” 2- Receb- ayının 10-ile 20 sinde (10’u ile 20’si Arası) İkinci on günde: ”سُبْحَانَ اللَّهِ الأَحَدِ الصَّمَد جَلَّ شَانُهُ“ “100 defa “Subhanallahil Ehadi's-Samed” celle şanuhu “Ey tüm günahları çokça bağışlayan!” 3- Receb- ayının son 10 günü (20’si ile 30’u Arası) Üçüncü on günde: ”سُبْحَانَ اللَّهِ غَفُورٌ رَحِيمٌ جَلَّ شَانُهُ“  “100 defa “Subhanallahil Gafuru'r-Rahîm” celle şanuhu “Ey boyunları cehennemden âzâd eden!” zikirlerini okumayı müstehap görmüşlerdir.

Büyük Odunları, Önce Küçük Odunları Tutuşturuyorlar

Büyük Odunları, Önce Küçük Odunları Tutuşturuyorlar Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh Hazretleri, bir gün, bir sabiye (küçük çocuğa ) rastladı. Çocuk toprak ile oynuyordu. Bazen gülüyor ve bazen de ağlıyordu. Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh buyurdu: İçime O çocuğa selam vermek doğdu. Nefsim kibirlenip selam vermekten vazgeçti. Ben nefsime şöyle seslendim: -Ey nefsim! Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Hazretleri küçük ve büyük herkese selam verirdi. Sende bu çocuğa selam ver! Ve O çocuğa selam verdim, Çocuk: -Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekâtuhû, Ey Malik bin Dinar Kuddîse Sırrûh. Sordum: -Beni nereden tanıdın? Daha önce beni görmüşlüğün yoktu? Çocuk: -Melekût âleminde ruhum, senin ruhunla karşılaştı. Ölmeyen ve sürekli Hayy olan Allah’ü Teâlâ bizleri tanıştırdı. Ben ona sordum: -Akıl ile Nefsin arasındaki fark nedir? Çocuk: -Nefsin, seni bana selam vermekten alıkoyandır. Aklın ise seni selam vermeye teşvik eden ve zorlayandır. Yin

Padişahın Devesi

Padişahın Devesi Bir padişahın canından çok sevdiği bir devesi vardı. Padişah sadece bu deveye bakmaları için birkaç kişi vazifelendirmişti. Padişahın deveye olan sevgisi o kadar fazla idi ki: - Kim bana bu devenin öldüğünü söylerse onun kellesini keserim, diyordu. Fakat deve de nihayet bir hayvandı... Bir gün beş gün derken kaç sene yaşadıysa her hayvan gibi o da öldü. Şimdi kim gidip de padişaha: - Deve öldü!, diyebilecekti. Bir - iki gün sonra içlerinden biri: - Ben bunu gider padişaha söylerim, dedi ve padişahın huzuruna çıkıp saymaya başladı: - Sultanım kıymetli deveniz yattı kalkmıyor, yumdu gözlerini açmıyor, uzattı ayaklarını toplamıyor... Adamı sonuna kadar dinleyen padişah: - Desene deve öldü, demiş. Adam: - Padişahım onu da siz söyleyin, çünkü işin içinde kelle var, diyor. (Alıntı)

Ağaçların Korkusu

Ağaçların Korkusu Ormanlar arasında bir gürültü, bir bağırıp çağırmadır başladı. Büyük ağaçlar: - Ne oluyor yahu? Ne bağırıyorsunuz? Diye sorduklarında, küçükler: - Kenarlardan başlamışlar kesmeye... Adamın biri elinde bir demirle kesip geliyor, derler. Büyük ağaçlar: - Korkmayın çocuklar, korkmayın... İyi baktınız mı? Bizden bir şey var mı adamın elinde? Diye sorduklarında, onlar: - Var efendim var! Adamın elindeki kesici şeyin balta sapı bizden, Diye cevap verirler. O zaman büyük ağaçları bir korku kaplar: - Şimdi korkun işte... Eğer bizden birisi ise, hepimizi de kesebilir, derler.

Bir Mühtedi

Bir Mühtedi Bütün dinleri ve bu arada îslâmiyeti de tetkik eden, Kur'an- ı Kerîm'i inceleyerek, Hak din olduğuna kanaat getirdiği için Müslüman olan bir Alman, İslâm dininin doğuş yeri olan Suudi Arabistan'a gitmişti. Orada insanların Îslâmiyeti yaşayış biçimlerine ve itikadlarına muttali olup Kral Faysalla da görüşünce: - Allah'a şükürler olsun ki, sizi ve ülkenizi görmeden Müslüman oldum. Benim okuduğum kitaplar ve Kur'an- ı Kerim hatalı olmadığına göre, sizin İslâm’la bir alâkanız olmasa gerek, diyor. (Alıntı)

Recep Ayının Faziletleri

Recep Ayının Faziletleri Recep Ayının Faziletleri Hakkındadır -İkrime, İbn-i Abbas’tan (RA) naklen Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlattı: - “Receb Allah’ın Celle Celâlühü ayıdır; Şaban benim ayımdır; Ramazan ümmetinin ayıdır.” Musa b. İmran; Enes b. Malik’ten (RA) anlattığına göre; Rasulüllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurmuştur: - “Cennette bir ırmak vardır; bu ırmağın adı: Receb’dir. Sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Bir kimse, receb ayında bir gün oruç tutar ise, Allah-ü Teâlâ, kendisine o ırmaktan içirir.” Enes b. Malik’in (RA) şöyle dediği anlatıldı: - Cennette bir köşk vardır; buna ancak receb ayında oruç tutanlar girebileceklerdir. Ebu Hüreyre (RA) şöyle anlattı: - Rasulüllah (SAV) Efendimizin ramazan ayı dışında; ancak Receb ve Şaban ayında oruç tutardı. Enes b. Malik (RA) r.a. Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlattı: - “Bir kimse, bu haram aylarda üç gün oruç tutar ise, yani: Perşembe, cuma, cumartesi gününü, Allah-ü T

Receb-i Şerif

Receb-i Şerif Recep Kelimesi Üzerine - Recep. Lâfzı, iştikak yollu çıkan isimler arasında sayılır. Kelime kökü de: - Tercip. Masdarı köküdür. Tercib ise. Araplara göre şu demeğe gelir: - Saygı. Yani: Tâzim. Bu aya saygı gösterip tâzim edildiği zaman şöyle denir: - Ben bu aya saygılı oldum. (Recebtü hâzeşşehre) Bu tâbir, Habbab b. Münzir b. Cümuh’un sözünde dahi geçmiştir. Ki, bu Sakîfe-i Beni Sâide'de olmuştu. Şöyle ki: Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz vefat ettiği gün, tayin edilecek halife için, ansar ve muhacirin ihtilâfa düştüler. Bu arada, ansar, muhacirine şöyle dedi: - Bir emir sizden olsun; bir tane de bizden. Bu sırada, Habbab kızdı; kılıcını çekti ve şöyle dedi: - Ene cüzeylehal-Muhakkek ve uzaykuhal-mürecceb. (Kavmim arasında ulu, onların boyun eğip saygı gösterdiği biriyim.) Burada; bu cümlenin biraz lügat manâsına göre ayrıntılarına girelim: - Cüzayk. Tâbirini kullanmıştır ki; şu demeğe gelir: - Sahiplerine göre p

Recep Ayı Duası

Recep Ayı Duası Enes b. Malik (radiyallahü anh)’ın rivayet ettiğine göre Recep ayı girdiğinde Peygamber Efendimiz şöyle dua ederdi: عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا دَخَلَ رَجَبٌ قَالَ: اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبٍ وَشَعْبَانَ وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ. Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan ayına ulaştır! (Mu’cemü’l-Evsat, 4/189; az farkla Müsned, 1/259)

Allah’ü Teâlâ’nın Sevmediği Üç Kişi Hangileridir?

Allah’ü Teâlâ’nın  Sevmediği Üç Kişi Hangileridir? Allah’ü Teâlâ’nın gazaplandığı üç kişi: 1- Zina eden yaşlı kişi, 2- Büyüklük taslayan fakir, 3- Ve hakka tecavüz eden zâlim zengindir.” (Nesâî, Kıyam-ül leyl: 17, Tirmizî)

Allah’ü Teâlâ’ya Misafir Olmak

Allah’ü Teâlâ’ya Misafir Olmak Herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada, bir ayyaş yaşıyordu. Bütün gününü, gecelerinin çoğunu kasabanın meyhanesinde geçiriyordu. Evini, işini, çoluk-çocuğunu çoktan unutmuştu. Bu yüzden herkes kendisine soğukluk duyuyordu. Kimse kendisiyle ne doğru dürüst konuşuyor, ne de selam alıp veriyordu. Bu haldeyken günün birinde vakti saati doldu ve öldü. Kendisine yaşarken duyulan hoşnutsuzluk ölümünden sonra bile sürdürüldü. O kadar ki, namazını kılacak kimse çıkmadı. Cenazesi ortada kaldı. Adamın karısı kocasının ölüsünü bir küfeye koyup sırtına yüklendi ve gömmesi için o çevrede yaşayan ve iyilikseverliği ile tanınan bir çobana götürdü. Çoban bir çukur açıp adamı gömdü Ardından herkes "Cehennemi boylamıştır!" diye düşünüyordu. Aradan bir müddet geçti Beldenin ileri gelenlerinden biri rüyasında ayyaş adamı Cennet’te gördü "Adam canım rüyadır, rüyada her şey görülür!" diye geçiştirdi. Ama her gece aynı rüya tekrarlanıyordu. H

Hediyelerin Hazırsa; Ölümü Temenni Edebilirsin!

Hediyelerin Hazırsa; Ölümü Temenni Edebilirsin! Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek dedi ki: -İzin ver yâ Resulallah, ölümümü temenni edeyim. Peygamber efendimiz buyurdu ki: -Ölüm öyle bir şeydir ki onun için hazırlıklı ol! Yol uzun, azık ister. Ölümü temenni edenin on hediye hazırlaması lazım. O kimse sordu: - Hediyeler kime yâ Resulallah? Peygamber efendimiz buyurdu: 1- Azrail'in hediyesi 2- Kabrin hediyesi 3- Münker ve Nekir'in hediyesi 4- Mizanın hediyesi 5- Sırat köprüsünün hediyesi 6- Malik'in hediyesi 7- Rıdvan'ın hediyesi 8- Ruhun hediyesi 9- Peygamberinin hediyesi 10- Rabbinin hediyesi. - Bu hediyeler nelerdir, ya Resulallah? Azrâil'in hediyeleri dörttür: 1- İyi huylu olmak, 2- Geçirdiğin ibadetleri kaza etmek, 3- Ölüme hazırlanmak, sefere çıkacak yolcu gibi, 4- Kalbinde Allah aşkını taşımak. Kabrin hediyeleri de dörttür: 1- Söz taşımayı terk, 2- Elbiseye idrar sıçratmamak, 3- Kur'a