Kayıtlar

Ben Emir Kuluyum

Ben Emir Kuluyum Hizmetçinin biri evde ayna temizliyormuş. Evin sahibi: — Aynaya bir yumruk vur da kırılsın, demiş. Hizmetçi hemen aynaya bir yumruk vurunca ayna kırılıvermiş. Efendi kızmış: — Ben sana vur dediysem hemen vurmak mı lâzım? Demiş. Hizmetçi de: — Efendi, demiş. Ben emir kuluyum ne emredilirse onu yaparım. (Alıntı)

Yumruk Kadar Fare

Yumruk Kadar Fare Tüccarın biri ticaret için sefere çıkarken ambarındaki buğdayları bir arkadaşına emânet etmiş. Emânet ettiği arkadaşı ise buğdayları satıp parasını da bir güzel yemiş. Tüccar uzun seferinden dönünce buğdayları arkadaşından istemiş. Arkadaşı: — Vallahi dostum buğdayı fareler yedi bitirdi. İki yüz batman buğdaydan hiç bir şey bırakmadılar, demiş. Zeki tüccar arkadaşının çocuğu kendi evinin önünden geçerken içeri almış ve eve saklamış. Ertesi günü arkadaşını pek kederli görünce sebebini sormuş. Arkadaşı: — Hiç sorma dostum! Oğlumu kaybettim... Demiş. Tüccar: — Ben oğlunu gördüm. Dün bir kartal havalandırıp götürdü, demiş. Arkadaşı inanmamış: — Nasıl olur demiş, koskoca çocuğu bir kartal götürür? .” Hemen tüccar bu sözü fırsat bilip: — İkiyiz batman buğdayı yumruk kadar fare nasıl yiyip bitirdi ise senin çocuğu da kartal öylece götürdü, demiş. Arkadaşı çaresiz kalınca tüccara buğdayını vermek mecburiyetinde kalmış. (Alıntı)

Vakitsiz Konuşanın Hâli

Vakitsiz Konuşanın Hâli Bir gölde iki kazla bir kurbağa yaşarlarmış. Pekiyi geçinip giderlermiş. Bir gün gölün suyu çekilmeye ve göl kurumaya başlamış. Bir başka göle gitmeyi düşünmüşler, fakat kurbağayı oraya nasıl götürelim Diye düşünürlerken akıllarına şöyle bir şey gelmiş: Kazlar ayaklarına bir sopa alacaklar ve kurbağa o sopayı ağzı ile ısıracak hiç ağzını açmadan kazlarla havadan gideceklermiş. Düşündükleri gibi yapmışlar. Havadan giderken kurbağanın bu halini gören diğer arkadaşları aşağıdan gülmüşler ve onunla alay etmişler. Kurbağa buna cevap vereyim derken ağzını “vırak” Diye açıverince kendini aşağıda bulmuş ve vakitsiz konuşmanın cezasını böyle çekmiş. (Alıntı)

Fitneci Kadının Başına Gelen

Fitneci Kadının Başına Gelen Adamın birinin cahil bir karısı varmış. Fitneci bir komşu kadın gelir bu kadına sık sık onu kötülüğe sevk edecek tarzda sohbetler edermiş. Ahlâkını bozacak hikâyeler anlatır onu azdırmaya, kötü yola düşürmeye gayret edermiş.  Nihayet cahil kadının ahlâkını iyice zedelemiş ve bir yabancı erkekle buluşmasını temin edecek kadar işi ileri götürmüş. Cahil kadının kocası karısının hareketlerinden şüphe ettiği için iyi bir takiple böyle bir buluşmayı sezmiş ve önlemiş. Karısını bir güzel dövdükten sonra götürüp evinin kömürlüğüne bağlamış ve yatmış.  Evin önünden Fitneci kadının geçmekte olduğunu gören ve bağlı bulunan cahil kadın Fitneci kadını çağırmış. Bir müddet kendi yerinde bağlı kalması için rica etmiş ve kendisi hacetini gidereceğini bildirmiş. Kocası bu arada cahil kadına ismi ile bağırmış fakat ses alamamış. Fitneci kadın deşifre olmamak için ses etmemiş. Adam da çok kızmış ve yanına gidip, karanlıkta kendi karısı zann

Arada Kalınca

Arada Kalınca İki keçi kavgaya tutuşmuş. Birbirlerine vura vura, kan revan içinde kalmışlar. Bir tilki de gelmiş onların dökülen kanlarını yalayarak, kendini tatmin etmeye çalışıyormuş. Nihayet bir ara kafası iki keçinin kafaları arasında kalınca tilki derhal kafası parçalanarak ölmüş. (Alıntı)

Gözü Yükseklerde Olanın Hâli

Gözü Yükseklerde Olanın Hâli Zayıf, perişan bir kedi varmış. Evin sahibi ona kuru ekmekten başka bir şey vermezmiş. Bir gün bir arkadaşı onu ziyarete gelmiş. Haline çok acımış. Zayıf kedi de onun semizliğine gıpta etmiş. Kendisinin de onunla birlikte gelmesi, oralarda beslenip semizlenmesi için arkadaşına yalvarmış.  Arkadaşı haline hamd etmesini söylemişse de anlatamamış. Beraber gitmişler. Gittikleri mahallede de bir adamın civcivlerini günlerdir kediler kapıp duruyormuş.  Bu gün bu kedileri bekleyeceğim ve geleni vuracağım Diye ahdetmiş.  Adam pusuda beklemekte iken tesadüfen o mahalleye yeni gelen zayıf kediyi görmüş ve hemen ateş edip öldürmüş. (Alıntı)

İpin Ucu

İpin Ucu Bir deve yavrusu annesinin peşinden gidiyormuş. Fakat annesi gibi hızlı yürüyemeyince annesine demiş ki: — Ey anneciğim! Sen çok insafsız bir kadınmışsın meğer. Biraz yavaş yürüsen olmaz mı? Sana bir türlü yetişemiyorum. Annesi: — Evlâdım! îpi çeken ben değilim ki. Şu önümüzde yularımızı çekendedir esas kabahat. Yoksa ben seni üzer miyim? Demiş. (Alıntı)

Sıhhat Hakkında

Sıhhat Hakkında Üçüncü Mustafa, zamanın velilerinden birine: — Dünyanın lezzeti nedir? Diye sordu. Veli Padişaha: — Yemek, içmek bir de yellenmek, Diye cevap verdi. Velinin böyle kaba cevap vermesine kızan padişah: — Sen benimle alay mı ediyorsun? Diyerek huzurundan kovdu. Padişahın huzurundan çıkarken veli: — Padişahım, ye, iç, dışarıya çıkarmak nasip olmasın, Diye beddua edip gitti. Aradan zaman geçti, padişah hastalandı, kabız oldu. Zamanın mütehassıs hekimleri gerekli ihtimamı gösteriyorlarsa da padişah bir türlü sıkıntıdan kurtulamıyordu. En sonunda anladı, velinin bedduasının tuttuğunu..... Veli'yi huzuruna çağırtıp özür diledi. Kendisini bu halden kurtarmasını rica etti. Veli: — Padişahım, eğer padişahlığı bana verirsen, seni bir defa yellendiririm, dedi. Çaresiz kalan padişah velinin isteğini-kabul etmek zorunda idi: — Olsun, dedi. Veli, himmetle padişahın karnını eliyle sıvazladı. Padişah bir kere yellendi ve rahatlayarak:

İbretlik Resimler

Resim
Ey Rabbimiz kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! Hayâ  Müslümanlar tembelliği, cehaleti, fitneyi yenmeden ayakta duramaz!!!

İhtiyar Keçiler

Resim
İhtiyar Keçiler Bizim Mahalle Sabah ezanı duyulduğunda sokaklar da harekete geçerdi. Bazı evlerin ışıkları karanlıkta parlarken, bu evlerden tek tük insanlar çıkar, ağır aksak çarşı merkezine doğru yürürdü. İşte bu anlarda hırsızların, sarhoşların mesai saati ererdi. Ezan sesleri adeta onların alarm sesleriydi. Yükünü tutturan hırsız mutlu olurken, işi yarım kalanlar ise küfürler, kahırlar, lanetler çekerek sokaklardan toz olurdu. Polisler ve bekçiler ise büyük ihtimalle karakollarında uyku halinde tatlı bir rüya görüyordu. O gece semtte, mutlaka bir iki esnaf yahut birkaç ev soyulmuştu. Karakolun sanki çok umurundaydı. Üç kuruş maaşa talim eden memurların, zengin bir esnafın soyulmasına karşı gösterdiği tepki genelde olumlu olurdu. Dükkânı soyulan kasap Niyazi sabah vakti karakolun içine daha adım atar atmaz komiserin ağzından çıkanları duyduğunda inanamamıştı. Polisten rapor alan komiser avazı çıktığı kadar haykırmıştı... "Neee Niyazi’nin yüz kilo etini mi çalm

Keçiyi Kendi Sırtında Doğan Oğlağı Köpeğin Sırtında Taşıyan Rizeli Kız

Resim
Keçiyi Kendi Sırtında Doğan Oğlağı Köpeğin Sırtında Taşıyan Rizeli Kız Sırtında yeni doğum yapan keçisi, köpeğinin sırtına bağladığı okul çantasında ise yeni doğan oğlakla görülen Rizeli kız sosyal medyanın gündemine oturdu. Soğuk havaya rağmen insanın içini ısıtan sıcak görüntüler gelmeye devam ediyor. Fotoğraf Rize'de Çekildi Başta Twitter olmak üzere sosyal medyada paylaşım ve beğeni rekoru kıran fotoğraf iddiaya göre Rize'de çekildi. Yeni doğum yapmış keçisini sırtında taşıyan Rizeli kız, doğan keçi yavrusu için ilginç bir taşıma yöntemi bulmuş.   Yavrusu Da Çantanın İçinde Çoban köpeğinin sırtına bağladığı okul çantasının içine de yeni doğan oğlağı koyan Rizeli küçük kız,  karla kaplı dik yamaçta eve varmaya çalışıyor. Allah'ü Teâlâ gücüne güç versin, aklını daha da ziyadeleştirsin, Rizeli Küçük kız! Anadolu insanı budur! İyi tanıyalım!

Hz. Ali Radiyallahü Anh’den Hikmetler -1-

Hz. Ali Radiyallahü Anh’den Hikmetler -1-   001-    Kişinin imanındaki kemâli, yeminlerinden belli olur. 002-    Şu zamanda kardeş geçinenler, ayıp arayan casuslardır. 003-    Hakîkî kardeş dar günde yetişendir. 004-    Kişinin edebi, altınından hayırlıdır. 005-    Zenginliği açıklamak, şükürdendir. 006-    Kötüye iyilik et, efendisi ol. 007-    Borcun edâsı dindendir. 008-    Musîbetleri gizlemek mürüvvettendir. 009-    Zühd’ün efdali, gizli olandır. 010-    Âile fertlerine edep öğret! Onlara menfaat verir. 011-    Ana-babaya iyilik, amellerin en üstünüdür. 012-    Ömrün bereketi, güzel amelledir. 013-    Cumartesi ve Perşembe sabahları bereket zamanlarıdır. 014-    Sabrettiğin zaman, nefsini zaferle müjdele! 015-    Midesi, kişinin düşmanıdır. 016-    Erken kalk, mes’ud ol! 017-    Güler yüz, ikinci bir ihsandır. 018-    Dünyayı âhiret karşılığında sat da kazan. 019-    Belâ, insana dilinden gelir. 020-    Allah korkusuyla ağlamak, göze nurd