Kayıtlar

İngilizlerden Tarihi İtiraf

Resim
İngilizlerden Tarihi İtiraf İngiliz uzmanlar, "İngilizlerin Kut’ta ve Çanakkale’de yaptıkları en büyük hata düşman askerleri hafife almaktı" diye konuştu. İngiltere’nin Çanakkale’de aldığı darbeden sonra Bağdat’ı kolayca ele geçirerek Ortadoğu ve Güney Asya’daki Müslüman tebaası arasında imajını tamir etme planının Kut’ül Amare’deki yenilgi ile geri teptiğine işaret eden İngiliz askeri tarihçiler, İngiltere’nin en büyük hatasının Osmanlı ordusunu hafife almak olduğunu belirtti.  ‘Hatırlamalıyız’ Geçtiğimiz aylarda ikinci baskısını yapan “Kut 1916, İngiltere’nin Irak’taki unutulan felaketi” kitabının yazarı Albay Patrick Crowley, Osmanlı Devleti’nin 100 yıl önce İngiliz kuvvetleri ve müttefiklerine karşı kazandığı Kut-ül Amare zaferinin yıl dönümünde konuştu. Crowley, “İngilizlerin Kut’ta ve Çanakkale’de yaptıkları en büyük hata düşmanı hafife almaktı. Osmanlı askeri tahmin ettiklerinin ötesinde yetkinliğe sahipti” dedi.  Türk birliklerini komuta eden Nure

Kendinle Barışık Olmak

Kendinle Barışık Olmak Kendinle barış, dünya seninle barışmaya hazırdır. Hala anlamadınız değil mi? Önemli olan HAKLI ya da HAKSIZ olmak değil! Kavganın KAZANANI yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan KALP kırmamak... Önemli olan YARGILAMADAN, karşılıksız SEVEBİLMEK ve İYİLİK yapabilmek... Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, BİLGE olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi KONTROL etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa ASLA MUTLU olamazsınız. Albert Einstein

İyi Hayata Dair

İyi Hayata Dair Akıllı kişilerin saygısını, çocukların sevgisini kazanmak... Doğanın ve çevremizdeki tüm güzelliklerin farkında olmak... Başkalarının en iyi yanlarını görüp desteklemek... Hiçbir karşılık beklemeden kendi armağanını vermek; çünkü almak vermeyi de getirir. Yitik bir ruhu kurtarmak, hasta bir çocuğu iyileştirmek, kitap yazmak ya da bir dost uğruna hayatını tehlikeye atmak gibi bir görevi yerine getirmiş olmak. Büyük coşku ve neşeyle kutlamak, gülmek, kendinden geçerek şarkı söylemek... Umutsuz zamanlarda bile umudunu korumak; çünkü umut ettiğin sürece yaşarsın. Sevmek ve sevilmek... Anlaşılmak ve anlamak... Sen hayatta olduğun için birini biraz daha mutlu olduğunu bilmek. İşte başarının anlamı! Ralph Waldo Emerson

Sevgi İle Üretici Oluruz

Sevgi İle Üretici Oluruz Dostlarım, sevmek ve sevilmeye ne kadar şiddetle ihtiyacımız var, biliyor musunuz? Açlık sadece ekmeğe duyulan açlık değildir. Varlığınızın derinliklerinde duyulan bir açlık vardır. Sevgiye duyulan açlıktır bu ve nefes almak kadar gerekli bir ihtiyaçtır. Sevgi hem sizde hem bizde bulunması gereken bir şeydir. Ruhlarımızı beslemek için hepimiz ona sahip olmalıyız. Ona sahip olmalıyız, çünkü onsuz zayıflar, yok olur gideriz. Sevgisiz, kendimize olan güvenimiz zayıflar. Cesaretimiz kırılır. Dünyaya güven içinde bakamaz oluruz. Sevgisiz, kendi içimize kapanırız. Sevgisiz kalırsak kendi kendimizi yiyip bitiririz. Sevgi ile üretici oluruz. Sevgi ile yorulmadan ilerleriz. Sevgi ile sadece onunla başkaları için fedakârlık yapabiliriz. (Dan George, Salish Kabilesi) Mitaku Oyasin – Kızılderili Hikmetleri

Dini Konularda Kendini Kandırmanın 42 Yolu

Dini Konularda Kendini Kandırmanın 42 Yolu 01. Benim kalbim temiz! 02. Dinlerin özü iyiliktir! 03. İleride nasıl olsa yaparım! 04. Nasıl olsa Allah affeder! 05. Nasıl olsa affedilmem artık! 06. Çalışmak da ibadettir! 07. Nefsime söz geçiremiyorum! 08. Emirlerine uyamıyorum ama Allah’ı çok seviyorum! 09. Herkes böyle yaşıyor! 10. Ailemde ya da yetiştiğim çevrede görmedim! 11. Hacıdan hocadan korkacaksın! 12. Dindarlar samimi gelmiyorlar bana! 13. Bu kadar kötülüğün ve kötünün olduğu yerde ben yine iyiyim! 15. Şeytana uyuyorum! 16. Peygamberler ve Allah dostları gibi olamayız! 17. Dini yaşayanlar genelde gelir seviyesi düşük kimseler! 18. Bana dini anlatmasının ardında bir beklentisi var mutlaka! 19. Bu kadar hassas olma ince düşünme! 20. Elhamdülillah biz de Müslümanız! 21. Artık devir değişti! 22. Önce geleceğimi garanti altına almalıyım! 23. Dünyaya bir kere geliyoruz! 24. Düşündürmeyin beni! Hatırlatmayın bana! 25. Günahı benim boyn

Çocuğun Ölmesini Bekleyen Akbaba

Resim
Sudan’lı Çocuk Fotoğrafı Ve Kısa Öyküsü Çocuğun Ölmesini Bekleyen Akbaba Bu fotoğraf 1994’de Sudan’daki kıtlık sırasında çekildi ve fotoğrafçı Kevin Carter’a Pulitzer ödülünü kazandırdı. Çocuk emekleyerek 1 km. ötedeki Birleşmiş Milletler yemek kampına gitmeye çalışıyor. Arkasındaki akbaba, çocuğun ölmesini bekliyor. Fotoğrafı çeken Kevin Carter, fotoğrafı çeker çekmez, oradan ayrılıyor. Ve kimse çocuğa ne olduğunu bilmiyor. Fotoğrafçı Kevin Carter 3 ay sonra depresyona giriyor ve intihar ediyor. Ve dünya hala dönüyor… Dikkat Edelim: Şu dehşetli soruyu sormak istemiyorum. Acaba çocuk öldü de gerçekten akbaba onu yedi mi? Yoksa ben efendimi yemek istemiyorum, kendim açlıktan ölmeye razıyım mı dedi? Çünkü insan tüm mahlûkatın efendisidir. Allah’ü Tealâ insanı “Eşref-i Mahlûk ” yani “Kâinatın en üstünü” olarak yaratmıştır. İnsan yeryüzünde Allah’ü Teâlâ’nın halifesidir. Acaba bu dehşet verici manzara karşısında ödül veren jürinin içi rahat mı idi? Acab

Hayır, Ben O Değilim!

Resim
Hayır, Ben O Değilim! Hayır, ben o değilim! Hani çölde ölmek üzereyken bir fotoğrafçının deklanşöründe yaşamını bırakan… Hani yanı başında ölmesini bekleyen kartalla aynı karede fotoğrafı çekilen çocuk… Hani o fotoğrafı çektikten bir yıl kadar sonra, meslek aşkının insan hayatından önce gelmesini kendi içinde çözemeyerek, intihar eden gazetecinin çektiği fotoğraftaki çocuk… Ben o değilim! Ama onun kadar masum ve açım! Onun kadar yardıma muhtacım! Beni bu çöllerde unutmayın!

Sömüren, Sömürülen!!!

Resim
Sömüren, Sömürülen!!! “Beyaz adamlar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim, topraklarımız ise beyazların elindeydi.” (Jomo Kenyatta) Yaklaşmakta olan küresel kriz, sizi kendi adınıza korkutuyor ama aç Afrika için ne düşünüyorsunuz? "Dünya genelinde artan gıda krizi, tehlikeli boyutlara ulaşmak üzere..." "Birçok ülkede gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan ayaklanmalar meydana geldi." "Çatışmaların bölgesel savaşlara dönüşmesinden korkuluyor..." Bunların hepsini, günlerdir duya duya hafızalarınıza nakşetmiş durumdasınız... Kendinizin aç kalacağınızdan korkuyorsunuz, tedbir alıyorsunuz. Ama yaklaşmakta olan küresel kriz, sizlere, hiç Afrika’yı hatırlatıyor mu? Ya da bundan sonra hatırlatacak mı? İşte açlığın pençesinde, açlıkla imtihan edilen o Afrikalı çocuk... O çocuğun rızkın

Allah’ü Teâlâ’dan Dilerken

Allah’ü Teâlâ’dan Dilerken Allah Teâlâ’dan gururumu yok etmesini istedim. Allah’ü Teâlâ “Hayır dedi, gurur yok etmek benim görevim değil, senin bırakabileceğin bir şeydir.” dedi. Allah’ü Teâlâ’dan sakat çocuğumu iyileştirmesini istedim. Allah’ü Teâlâ “Hayır dedi, onun ruhu sağlam, vücut o kadar önemli değil. O geçici bir şeydir.” dedi. Allah’ü Teâlâ’dan bana sabır vermesini istedim. Allah’ü Teâlâ “Hayır dedi, sabır büyük acılar çekilerek öğrenilebilecek bir şeydir. Sabır verilmez, hak edilir.” dedi. Allah’ü Teâlâ’dan beni mutlu etmesini istedim. Allah’ü Teâlâ, “Hayır dedi, Ben sadece nimetlerimi sunarım, mutlu olmak sana bağlıdır.” dedi. Allah’ü Teâlâ’dan beni çektiğim acılardan kurtarmasını istedim. Allah’ü Teâlâ “Hayır dedi, çektiğin acılar günlük kaygılarının önemsizliğini anlamanı, onlardan uzaklaşmanı ve bana daha çok yaklaşmanı sağlar.” dedi. Allah’ü Teâlâ’dan ruhumu olgunlaştırmasını istedim. Allah’ü Teâlâ “Hayır dedi, kendi kendine olgunlaşmalısın, a

Sevgi İle Üretici Oluruz

Sevgi İle Üretici Oluruz Dostlarım, sevmek ve sevilmeye ne kadar şiddetle ihtiyacımız var, biliyor musunuz? Açlık sadece ekmeğe duyulan açlık değildir. Varlığınızın derinliklerinde duyulan bir açlık vardır. Sevgiye duyulan açlıktır bu ve nefes almak kadar gerekli bir ihtiyaçtır. Sevgi hem sizde hem bizde bulunması gereken bir şeydir. Ruhlarımızı beslemek için hepimiz ona sahip olmalıyız. Ona sahip olmalıyız, çünkü onsuz zayıflar, yok olur gideriz. Sevgisiz, kendimize olan güvenimiz zayıflar. Cesaretimiz kırılır. Dünyaya güven içinde bakamaz oluruz. Sevgisiz, kendi içimize kapanırız. Sevgisiz kalırsak kendi kendimizi yiyip bitiririz. Sevgi ile üretici oluruz. Sevgi ile yorulmadan ilerleriz. Sevgi ile sadece onunla başkaları için fedakârlık yapabiliriz. (Dan George, Salish Kabilesi) Mitaku Oyasin – Kızılderili Hikmetleri

Sevgi Evrendeki En Büyük Güçtür

Sevgi Evrendeki En Büyük Güçtür “Sevgi” evrendeki en büyük güçtür. Siz en küçük madde parçacıklarında, atomun çekirdeği ile elektron sisi arasındaki boşluğun SEVGİYLE dolu olduğunu keşfedeceksiniz. Bu sevgi özü sizi oluşturan özdür! O gerçek bir güce sahiptir! Ve bu gücü salıverdiğinizde size hiçbir şey dokunamaz!   Bu gezegen üzerinde hiçbir kötülük ya da karanlık size yaklaşamaz. Çünkü siz gerçek kimliğinizin enerjisine sahip çıkmışsınızdır. Bu sevginin varlığınıza nüfuz etmesine ve huzur yaratmasına niyet ettiğinizde, o altın koltukta oturan melek harekete geçer. Kryon

Ceylan İle Aslan

Resim
Ceylan İle Aslan Her sabah bir ceylan uyanır Afrika'da. Kafasında tek bir düşünce vardır: En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek... Yoksa aslana yem olacaktır. Her sabah bir aslan uyanır Afrika'da. Kafasında tek bir düşünce vardır: En yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek... Yoksa açlıktan ölecektir. İster aslan, ister ceylan olun hiç önemi yok. Yeter ki güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini, Hem de bir önceki günden daha hızlı Koşuyor olmanız gerektiğini bilin... Yaşam adlı koşuyu ne kadar güzel anlatmış Afrika atasözü, Bir önceki günden daha hızlı koşmak gerekmektedir. Çünkü eğer aslansanız Ve en yavaş koşan ceylanı bir önceki gün yakalamışsanız Ve bugün bir ceylan yakalamak niyetindeyseniz, Artık bilmelisiniz ki en yavaş ceylan dünkünden daha hızlıdır, O halde düne göre hızınızı arttırmanız gerekmektedir... Yok, eğer ceylansanız Ve henüz aslana yem olmamışsanız Hızınızı düne göre mutlaka art

O Tankı Çalıştırırım, İndiririm, Kandil'e Giderim, Yerle Bir Ederim!

Resim
O Tankı Çalıştırırım, İndiririm, Kandil'e Giderim, Yerle Bir Ederim! Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Beşparmak Dağlarının zirvesine Türk ordusunun tankını çıkaran Abdülkadir Kurt, 42 yıl sonra tankın bulunduğu yere gitti. Kurt, "Allah o günü getirmesin. O gün gelse ben o tankı çalıştırırım, indiririm, Kandil'e de giderim. Yerle bir de ederim." dedi. Kıbrıs Barış Harekâtı esnasında Beşparmak Dağlarında 2 Ağustos 1974'te yapılan Lapta muhaberelerinde Rumlar tarafından pusuya düşürülen tanklardan biri dağın zirvesinde kalmıştı. Tank mürettebatından er Abdülkadir Kurt, Beş Parmak Dağlarına çıkardığı tankın bulunduğu yere 42 yıl sonra ilk kez gitti. Abdülkadir Kurt, şöyle konuştu: "Bu tank bizim şerefimizdir. 42 yıldır ilk defa geliyorum. Benim tankım en öndeydi. Yol yoktu. Paletler bazı yerlerde uçurumdan gidiyordu. Rumlar bizim etrafımızı sardı. Her tarafta ateş vardı. Sonra Rumları püskürttük. Onların cephanesini de imha ettik. Allah bize güç verdi,

Yeni Güne Başlarken

Yeni Güne Başlarken “Siz her yeni güne açınca gözünüzü farklı planlar, programlar yaparsınız düşünerek yarını, dünü. Oysa dün yaşandı bitti, yarın ise gelecek mi hiç bilinmez… Bugünün sana yaşattıkları ve yaşatacakları senin düşündüğünle örtüşmez. “Hah işte bak ben bugünü tam istediğim, düşündüğüm, hayal ettiğim gibi yaşadım” dediğinizde bilin ki tam da gerçek olmuştur Yaratanın dileği. Bir melek yolunuzu çizer, bir diğeri kapı açar, sınırlar kalkar, sunarlar size kolaylıklar, sonunda hedef bulunur. Her şey “O”nun dilediği, dediği gibi olur.” (Meleklerden mesajlar)

İncitme Gönül

Gülü İncitme Gönül   Çiçeklerle hoş geçin, Balı incitme gönül. Bir küçük meyve için Dalı incitme gönül.   Konuşmak bize mahsus, Olsa da bir güzel süs, Ya hayır de, yahut sus. Dili incitme gönül.   Sevmekten geri kalma, Yapan ol, yıkan olma, Sevene diken olma, Gülü incitme gönül.   Başın olsa da yüksek, Gözün enginde gerek, Kibirle yürüyerek Yolu incitme gönül.   Mevlâ verince azma, Geri alınca kızma, Tüten ocağı bozma, Külü incitme gönül.   Dokunur gayretine, Karışma hikmetine. Sahibi hürmetine Kulu incitme gönül.   Bestami Yazgan

Zorlar ve Kolaylar

Zorlar ve Kolaylar Hayatta zor işler, kolay işler var, Bunları ayıran insan olmak zor... Bilgiçlik taslamak, konuşmak kolay, Az ve öz konuşup susan olmak zor... Akıl vermek kolay, iş bozmak kolay, Bozuğu onaran insan olmak zor... Niyet etmek kolay, başlamak kolay, Bir işi bitiren insan olmak zor... Almak kolay, benlik, bencillik kolay, Alan insan değil, veren olmak zor... Merak kolay, olay seyretmek kolay, Bakan insan değil, gören olmak zor... Kazanç kolay, servet, zenginlik kolay, Vicdanlı, namuslu patron olmak zor... Açları kandırmak, azdırmak kolay, Açları doyuran insan olmak zor... Yemin etmek kolay, söz vermek kolay, Verdiği sözünde duran olmak zor... Seçilmek, yükselmek, baş olmak kolay, Sahtekâr baskıyı kıran olmak zor... Hile, yalan, riya, kalleşlik kolay, Doğru olmak, içten insan olmak zor... Kan akıtmak kolay, acıtmak kolay, Acıyan yarayı saran olmak zor... Nefse uymak kolay, hırslanmak kolay, Nefs

Dünya’nın Yörüngesi Değişirse Ne Olur?

Resim
Dünya’nın Yörüngesi Değişirse Ne Olur? İçerisinde yaşadığımız gezegen ve ülkede, her gün canlı ve cansızların sayısız aktivitesi gerçekleşiyor. Fakat bu gezegenin dışında da sürekli devam eden bir hareketlilik var. Bunlardan belki de en çok bildiğimiz, mevsimleri oluşturan aktivite, yani Dünya’nın Güneş etrafında dolanması. Dünya, Güneş etrafında belirli bir yörüngede dolanır. Her bir tur dolanımını yaklaşık olarak 365 gün 6 saatte tamamlar. Nasıl Dünya’nın yer çekiminden dolayı bir nesneyi havaya attığımızda geri yere düşüyorsa, çapı Dünya’nın çapının yaklaşık 100 katı olan Güneş’in de yer çekimi Dünya’yı kendisine doğru çeker. Güneş’in bu çekim kuvveti, sistemi içerisinde bulunan bütün nesneler üzerinde etkilidir. Her yıl Dünya’nın Güneş etrafında dolanmasını sağlayan da bu çekim kuvvetidir. Dünya’nın Güneş etrafında belirli bir yörüngede dolandığını belirtmiştik. Peki bir şekilde Dünya yörüngesinden çıkarsa ne olur? Kısa cevap: Dünya üzerindeki hayat sona erer. Şimdik

Kalbini Temizle ve İffetini Muhafaza Et!

Kalbini Temizle ve İffetini Muhafaza Et! Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Fuhşiyâtın (kötülük ve edepsizliğin) açığına da gizlisine de yaklaşmayın!” (En’âm, 151) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Bir milletin içinde zina ve fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlemeye başladığında, mutlaka içlerinde vebâ hastalığı ve kendilerinden önce gelip-geçmiş milletlerde vuku bulmamış başka hastalıklar yayılır.” (İbn-i Mâce, Fiten, 22; Hâkim, IV, 583/8623) Peygamber Efendimiz’in, günaha düşmek üzere olan bir gence, mantıkî telkinlerde bulunarak iffetli olmanın lüzûmunu anlattığı şu hâdise, ne kadar ibretlidir: Ebû Ümâme (ra) anlatıyor: “Bir genç Peygamber Efendimiz’e geldi ve: “–Yâ Rasûlallah! Zina için bana izin verir misiniz?” dedi. Oradakiler hemen gencin üzerine yürüdüler ve azarlayarak “Sus, sus!” dediler. Peygamber Efendimiz: “–Yaklaş!” buyurdu. Genç Hz. Peygamber’in yanına varıp oturdu. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ona

Kur’ân-ı Kerîm’i Düşünerek Okumalı

Kur’ân-ı Kerîm’i Düşünerek Okumalı Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda imanlarını arttıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.” (Enfâl, 2) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Kıyâmet gününde Kur’ân ve dünyadaki hayatlarını ona göre tanzim eden Kur’ân ehli kimseler mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Kur’ân’ın önünde Bakara ve Âl-i İmrân sûreleri vardır. Her ikisi de kendilerini okuyanları müdafa için birbiriyle yarışırlar.” (Müslim, Müsâfirîn 253; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 5) Resûl-i Ekrem Efendimiz, Kur’ân-ı Kerîm’i düşünerek okurdu. Bazen sabaha kadar sadece bir âyet üzerinde düşündüğü olurdu. Bir gece “Onlara azab edersen zâten onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan elbette sen güç ve kudret sahibi, her şeyi yerli yerince yapansın” (Mâide, 118) âyetine takılıp kaldı. Ardından da Cenâb-ı Hakk’a yalvararak ümmetine şefaat etme yetkisini al

Cennet Çiçekleri

Cennet Çiçekleri Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah'ın katındadır.” (Enfâl, 28) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Çocuklarınıza ikrâm edin ve terbiyelerini güzel yapın.” (İbn-i Mâce, Edeb, 3) Hz. Âişe (ranhâ)’nın rivâyet ettiğine göre bir defasında Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, torunlarını severken ziyâretine İslâm’ın merhamet, şefkat, nezâket ve inceliğinden uzak bir bedevî geldi. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in çocukları ziyâde sevmesine hayret ederek: “–Yâ Rasûlallah! Siz çocuklarınızı öper (sever) misiniz? Biz çocuklarımızı öpüp okşamayız.” dedi. (Allah’ın evlât nîmetine karşı bedevînin duygusuz ve duyarsızlığı, Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’i müteessir etti.) Bedevîye: “–Allah senin gönlünden merhamet ve şefkati çekip çıkarmışsa ben ne yapabilirim!..” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 22) Kısa Günün Kârı Cennet meyveleri olan çocuklara şe