Kayıtlar

zatlar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hikmet Ehli Zatlar Buyuruyor ki:

  Hikmet Ehli Zatlar Buyuruyor ki:   1- Halk, çok amelle meşgul olurken sen az da olsa iyi, güzel amelle meşgul ol! 2- Halk, nafile ibadetlerle oyalanırken sen farzları tam yapmaya çalış! 3- Herkes, dışını süslerken sen, içini, kalbini süsle! 4- Herkes, başkasının aybını araştırırken, sen kendi ayıplarınla meşgul ol! 5- Herkes, dünyadaki faydasız şeyleri imar ederken, sen ahiretini imar et! 6- Herkes, insanlara yaranmaya çalışırken, sen Allah’ın rızasını kazanmaya çalış! 7- Herkes, fanilerle dost olurken, sen bâki olan Allah ile dost ol! 8- Herkes, bir şeye güvenirken, sen yalnız Allah’ü Teâlâ’ya güven! 9- Herkes, nefsini beğenirken sen kötülemeye çalış! 10- Herkes, mal toplarken, sen cömert ol.

Neden Bu Zamanda Büyük Veli Zatlar Yetişmiyor?

Neden Bu Zamanda Büyük Veli Zatlar Yetişmiyor? İmamı Azam Ebu Hanifenin (r.a) babası Sabit hazretleri bir akarsuyun kenarında abdest alırken suyun üstünde gelmekte olan bir elmayı farketti. Onu yakalayıp ısırdı. Tam suyu boğazından geçerken: “– Bu elmanın sahibi acaba helal eder mi?” diye aklından geçti. Akarsuyu takip edip elma bahçesine ulaştı. Biraz yukarda, bir elma ağacının akan suya doğru eğildiğini gördü. Dalları elma doluydu. Anlaşılmıştı. Bu elma buradan düşüp kendisinin yanına kadar gelmişti. Bahçeye girdi ve bahçe sahibini buldu. Durumu ona anlattı ve: “– Bana hakkınızı helal ediniz. Bilmeden, düşünmeden elmanızı ısırmış oldum”, dedi. Bahçe sahibinin şartı vardı. “– Bana iki sene hizmet edersen o zaman düşünürüz”, dedi. Sabit Hazretleri adamın şartını kabul edip başladı hizmet etmeye. İki sene boyunca adama hizmette bulundu. İki sene sonunda: “– Hakkınızı helal edecek misiniz, iki senedir size hizmet ediyorum”, dedi. Bahçe sahibinin şart

Siz Bari Yanmayın

Siz Bari Yanmayın             Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ömür su gibi akıyor. Bu dünya fânidir. Fâni, yok demektir. Rüyadaki gibi, hayalde olan varlıkların peşinde koşuyoruz. İnsan demek âciz demektir. Çok mükemmel olan insanın beynindeki bir tıkanıklık veya böbreğindeki bir sıkıntı, onu ne hale getirir. Allah’ü Teâlâ, İbrahim Aleyhisselam’a, (Kazma küreğini al, filan dağa çık, orada büyük bir kabir var, onu kaz, içinde ne varsa bak) buyurdu. İbrahim Aleyhisselam, o dağa çıktı, kabri buldu. Allah’ü Teâlâ’nın emrine uyarak, mezarı kazınca, mezar içinde muazzam büyüklükte bir insan cesedi ile başında yazılı bir levha gördü. Bu levhada şunlar yazıyordu: (Ben Ad kavminin melikiyim, bin sene yaşadım, bin orduyla savaştım, hepsini yendim, bin defa evlendim, bin çocuğum oldu. Servetimin sayısını, sınırını ölçemez hâle geldim. Ama bir gün devası olmayan bir hastalığa yakalandım. Beni bu dertten kurtarın, ne isterseniz vereceğim dedim, hattâ bütün servetimi vermeyi taahhüt ettim,