Kayıtlar

zaman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Öyle Bir Zaman Gelecek ki…

  Öyle Bir Zaman Gelecek ki…   Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:   “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli bir şey olmayacaktır: Helal para, can-u gönülden arkadaşlık yapılacak bir kardeş ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” (Heysemî, I, 172)   “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!” (Buharî, Büyû; 7)   “Aranızda öyle bir grup ortaya çıkacaktır ki, namazınızı onların namazları, oruçlarınızı onların oruçları ve diğer amellerinizi de onların amelleri yanında az göreceksiniz. Onlar Kur’ân okurlar, fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar…” (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 36) İbadetler şekilde kalarak rûhânî tarafı zayıflayacak, nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesi yapılmayacak… Rasûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:   “Öyle bir zaman gelecek ki okumaya meraklı kurrâ çoğalacak; fakîhler (dini anlayıp yaşayan

Zamanın En Değerli Hazinedir

  Zamanın En Değerli Hazinedir   Zamanın “en değerli hazine” olduğunu, elimizden gittikten sonra tekrar kazanamayacağımız tek değer olduğunu biliriz. Ancak her zaman bu gerçeğe göre hareket ettiğimiz söylenemez. Zamanın değerini bilmek, onu ölçülü ve verimli kullanmakla olur. Bu da planlı, programlı olmayı gerektirir. Günübirlik/plansız, olayların akışına terk edilmiş bir hayat anlayışı Kur’an’ın ‘dünyayı imar’ ilkesine aykırıdır. Dünyayı imar hedefi, dünyada insanca bir hayat yaşama imkânı yakalayarak ‘iyi kul’ olmaya zemin hazırlamaktır. Bu da zamanın planlı ve verimli bir şekilde kullanılmasını zorunlu kılar. Hz. Peygamber, uzun bir ömür yaşadığı hâlde ebedi mutluluğu kazanmayı başaramayan kimsenin mazeretlerinin geçersiz olacağını bildirmiştir. Sınırlı ve sonlu olan hayatımızda sınırsız ve sonsuz mükâfatları kazanabilmenin ve dünya hayatında başarılı olabilmenin yolu, zamanı doğru ve verimli kullanmaktan geçer. Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Kıyamet gününde hiçbir ku

Zaman

  Zaman   Nedir zaman, nedir? Bir su mu, bir kuş mu? Nedir zaman, nedir? İniş mi, yokuş mu?   Bir sese benziyor; Arkanız hep zifir! Bir sese benziyor; Önünüz tüm kabir!   Belki de bir hırsız; İzi, lekesi var. Belki de bir hırsız; O yok, gölgesi var.   Annesi azabın, Sonsuzluk, şarkısı. Annesi azabın, Cinnetin tıpkısı.   İçimde bir nokta; Dönüyor aleve. İçimde bir nokta; Beynimde bir güve.   Akrep ve yelkovan, Varlığın nabzında. Akrep ve yelkovan, Yokluğun ağzında.   Zamanın çarkları, Sizi yürütüyor! Zamanın çarkları, Beni öğütüyor.   Zaman her yerde ve Her şeyin içinde. Zaman her yerde ve Acem'de ve Çin'de.   Kime kaçsam ondan; Ha yakın, ha ırak? Kime kaçsam ondan; Ya sema, ya toprak...   Necip Fazıl Kısakürek   (1936)  

Gençlerinizin Fıska Düştüğü, Kadınlarınızın Azdığı Zaman Haliniz Ne Olur

Gençlerinizin Fıska Düştüğü, Kadınlarınızın Azdığı Zaman Haliniz Ne Olur Rasûlullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bir gün: “- Gençlerinizin fıska düştüğü, kadınlarınızın azdığı zaman haliniz ne olur?” diye sormuştu. (Yanındakiler hayretle): “- Ey Allah’ın Rasûlü, yani böyle bir hal mi gelecek?” dediler. “- Evet, hatta daha beteri!” buyurdu ve devam etti: “- Emr-i bi’l-ma’rufta bulunmadığınız, nehy-i ani’l-münker yapmadığınız vakit haliniz ne olur?” diye sordu. (Yanındakiler hayretle:) “- Yani bu olacak mı?” dediler. “- Evet, hatta daha beteri!” buyurdular ve sormaya devam ettiler: “- Münkeri emredip, ma’rufu yasakladığınız zaman haliniz ne olur?” (Yanında bulunanlar iyice hayrete düşerek): “- Ey Allah’ın Rasûlü! Bu mutlaka olacak mı?” dediler. “- Evet, hatta daha beteri!” buyurdular ve devam ettiler: “- Ma’rufu münker, münkeri de ma’ruf addettiğiniz zaman haliniz ne olur?” Yanındaki Ashab: “- Ey Allah’ın Rasûlü! Bu mutlaka olacak mı?” diye sordular. “- Evet, olac

Ne Zaman İhlâslı Sayılırız?

  Ne Zaman İhlâslı Sayılırız?   Maneviyat dünyasının büyük sultanlarından Yahya bin Muaz Rahmetullahi Aleyh Hazretleri, günün birinde etrafında toplanan insanlarla sohbet ediyor, onların gönüllerini ferahlatıyordu. Bir ara mecliste bulunanlardan biri: “- Kul ne vakit ihlâslı sayılır?” diye sordu. Yahya bin Muaz Rahmetullahi Aleyh Hazretleri, şu düşündürücü cevabı verdi: “- Kendisini öven insanla, tenkid eden insanı bir gördüğü vakit!”

Müslümanlar Ne Zaman Uyanır?

Müslümanlar Ne Zaman Uyanır   01- İmanlarını itikatlarını düzeltir, kâmil iman ve salih amel sahibi; ihlâslı, samimi ve asla doğruluktan ayrılmayan; İslâmiyet’i tüm kurallarıyla yaşam biçimi haline getirip şuurlu Müslümanlar olurlarsa; 02- İslâmiyet’e “Asrı Saadet Sahabeleri” gibi kalpten inanır; her tülü sapıklık ve bidatlerden uzaklaşır; “Kur’an-ı Kerim Ahlâkıyla” ahlâklanmak için çalışırlarsa; 03- 80 Yaşını geçen “Eyüp Sultan Hazretleri” gibi cihad aşkıyla yanıp, her türlü şart altında ve eğitim, bilim, ekonomi, siyaset medya vb. gibi her alanda cihad ederlerse; 04- Tüketmeyi değil üretmeyi severler; dünyanın en kaliteli mallarını verimli bir şekilde üretirler; sadece camide değil, ekonomide, ticarette hayatın tüm alanlarında İslâmiyeti tüm kurum ve kurallarıyla uygularlarsa; 05- Ne iş yaparlarsa yapsınlar; yaptıkları işi:  “En iyi ve en kaliteli”  yaparlarsa; 06- Müslümanlar, haram olan ırkçılık ve enaniyetten kurtulur; dürüst, tatlı dilli-güler yüzlü ve tevazu sahibi, d

Zaman “En Değerli Hazine”

Zaman “En Değerli Hazine” Zamanın “En Değerli Hazine” olduğunu, elimizden gittikten sonra tekrar kazanamayacağımız tek değer olduğunu biliriz. Ancak her zaman bu gerçeğe göre hareket ettiğimiz söylenemez. Zamanın değerini bilmek, onu ölçülü ve verimli kullanmakla olur. Bu da planlı, programlı olmayı gerektirir. Günübirlik/plansız, olayların akışına terk edilmiş bir hayat anlayışı Kur’an’ın ‘dünyayı imar’ ilkesine aykırıdır. Dünyayı imar hedefi, dünyada insanca bir hayat yaşama imkânı yakalayarak ‘iyi kul’ olmaya zemin hazırlamaktır. Bu da zamanın planlı ve verimli bir şekilde kullanılmasını zorunlu kılar. Hz. Peygamber, uzun bir ömür yaşadığı hâlde ebedi mutluluğu kazanmayı başaramayan kimsenin mazeretlerinin geçersiz olacağını bildirmiştir. Sınırlı ve sonlu olan hayatımızda sınırsız ve sonsuz mükâfatları kazanabilmenin ve dünya hayatında başarılı olabilmenin yolu, zamanı doğru ve verimli kullanmaktan geçer. Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Kıyamet gününde hiçbir kul şu