Kayıtlar

sen etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hiç Olduğumu Bir Sen Anladın!

  Hiç Olduğumu Bir Sen Anladın!   Mahmud Efendi Kuddise Sirrûh Hazretleri, İsmailağa’ya ilk imam olduğu zaman kapı kapı dolaşıyor. Çevredeki her evin kapısını tıklayan Efendi Hazretleri: “- Ben bu caminin yeni imamıyım, bir sıkıntı ve ihtiyacınız olursa benim kapım her zaman açık. Sizi namaz da camimizde görmek bizi mutlu eder.” diyerek insanları namaza ve camiye çağırıyor. İnsanlarımız güzel muameleye güzel karşılık verirler. İnsanların yapısında da bu vardır.   “- Allah’ü Teâlâ razı olsun, ne demek hocam, inşallah hocam!” diyorlar. Herkesin aynı olması, herkesten aynı muameleyi beklemek de yanlış tabii. Ama böyle bir iş yapan her türlü hakarete hazırlıklı olması lazım. Efendi Hazretleri yine bir evin kapısına tıkladığında; o evden de et ve kemik yığını olarak tabir edilen iman ve akıldan nasibi olmayan dev gibi; boylu poslu, iri yarı bir adam çıkıyor. Efendi Hazretleri ona da aynı şeyleri söylüyor. Adam, Efendi Hazretlerine şöyle yukardan alaycı bir şekilde bakıyo

Senin Bu Yaptığını Allah’ü Teâlâ Görüyor!

  Feth bin Şuhruf Rahmetullahi Aleyh anlatır: “Adamın biri elinde bıçak ile bir kadına musallat oldu. Güçlü olduğu için kimse adama engel olamıyordu. Kadın çırpınıp duruyordu. Bu esnada Bişr-i Hafî Rahmetullahi Aleyh oradan geçmekte idi. Adama iyice yaklaşıp bir şey söyledi. Adam birden yere düştü. Kadın kurtuldu. Etrafındakiler adamın yanına gittiler. Gördüler ki adam zor nefes alıyordu. “- Sana ne oldu?” diye sorulunca: Adam: “- Bilmiyorum, ihtiyâr zât bana!”: “- Senin bu yaptığını Allah’ü Teâlâ görüyor!” deyince ayaklarımın bağı çözüldü ve gördüğünüz gibi yere düştüm.” “- Bu zât kimdir?” dedi. “- Bişr-i Hafî’dir!” dediler. Bunun üzerine adam “- Eyvah ben onu bir daha nasıl göreceğim?” dedi Ve kuvvetli bir sıtma hastalığına yakalanarak kısa bir zaman içinde öldü.

Allah’ü Teâlâ’nın, Seni Akranların Arasında Niçin Yücelttiğini Biliyor musun?

  Bişr-i Hafî Rahmetullahi Aleyh anlatır: Rü’yâmda Peygamber efendimizi Aleyhisselâm’ı gördüm. Bana: “- Ey Bişr, Allah’ü Teâlâ’nın, seni akranların arasında niçin yücelttiğini biliyor musun?” buyurdu. “- Bilmiyorum!” deyince, “- Sünnetime uyman, evliyâya hizmet etmen, din kardeşlerine nasîhat etmen, Eshâbımı ve Ehl-i Beytimi sevmen, işte seni iyiler mertebesine bunlar eriştirdi!” buyurdu.

Allahü Teâlâ Seni Her An Görüyor

Bir gün askerler bir mahkûmu meydana çıkarırlar. Suçu ağır olmalı ki çok kırbaç vururlar, derileri yarılır. Etlerinden kan sızmaya başlar. Lâkin genç bir kere bile sesini çıkarmaz. Muhafızlar dinlenmek için bir kenara çekilirler. Bu arada kalabalığın arasında meydanda olan Bişr-i Hafi Rahmetullahi Aleyh hazretleri gence yaklaşıp sorar:   “- Tahammülüne hayran kaldım.” “- Nasıl ağlayıp bağırabilirim ki, kalabalığın içinde sevdiğim kız var ve şu an beni görüyor.” “- İyi ama Allahü Teâlâ seni her an görüyor. Onun edebini gözetmeyi hiç düşünmedin mi? Allahü Teâlâ yarın ahirette, (Fazlasını istemiyorum ey kulum, sadece o kız için gösterdiğin gayreti, sabrı, edebi, aşkı, benim dinim için, benim rızam için niye göstermedin?) dese ne cevap vereceksin?”   Genç öyle bir “Allah!” der ki kendinden geçer. O kadar kırbaca direnen vücut bu ilâhi aşka, bu Rabbinden utanma duygusuna takat getiremez. Muhafızlar yanına koştuğunda çoktan can vermiştir.

Sen Canından Geçmeden Canan Arzu Kılarsın

  Sen canından geçmeden, canan arzu kılarsın, Belden zünnur kesmeden, iman arzu kılarsın.   Men arefe nefsehu, dersin illâ değilsin, Melaikten yukarı, seyran arzu kılarsın.   Tıflı nareste gibi, eteğin at edinip. Ele çevgan almadan, meydan arzu kılarsın.   Bilemedin sen seni, sedefte ne cevhersin, Mısıra sultan iken, Kenan arzu kılarsın.   O ezel aleminde ebedi gözlemedin, Per ve balın bitmeden cevlan arzû kılarsın.   Yetmiş yedi perde var dostu arzulamaya, Yedisinden geçmeden yakin arzu kılarsın.   Otuzu gözde durur, otuzu gönüldedir, Onun dahi bilmeden görmek arzu kılarsın.   Sen bunda işe geldin uş yine varısarsın, Henüz sen kul olmadan sultan arzu kılarsın.   Yûnus düştün bu derde, Eyüp gibi sabreyle, Derde katlanamazsın, derman arzu kılarsın.   Yunus Emre Kuddise Sirrûh

Sensin Kerim, Sensin Rahim…

Sensin kerîm, sensin rahîm, Allah sana sundum elim. Senden artık yoktur umum, Allah sana sundum elim.   Ecel geldi vade erdi, Bu ömrüm kadehi doldu. Kimdir ki içmeden kaldı, Allah sana sundum elim.   Dilim tetiği bozuldu, Canım gövdemden üzüldü. İşte gözlerim süzüldü Allah sana sundum elim.   vurdular suyum ılıdı, Kavim kardaş cümle geldi. Esen kalsın kavim kardaş, Allah sana sundum elim.   Tez biçildi kefen donum, Ahrete yöneldi yolum. Aceb nice ola halim? Allah sana sundum elim.   Geldi salacam sarılır, Dört yana sala verilir. İl namazıma derilir, Allah sana sundum elim.   Salacamı götürdüler, Musallaya yatırdılar, Görklü tekbir getirdiler, Allah sana sundum elim.   Götürdüler bunda üşüp, İndirdiler anda şeşip, Toprağım örterler eşip, Allah sana sundum elim.   Çün toprağa düşürdüler, Toprağa el üşürdüler, Taşlar ile bastırdılar, Allah sana sundum elim.   İşte beni götürdüler, Makbereme getirdi

Sensin Kerim Sensin Rahim

Sensin kerîm, sensin rahîm, Allah sana sundum elim. Senden artık yoktur umum, Allah sana sundum elim.   Ecel geldi vade erdi, Bu ömrüm kadehi doldu. Kimdir ki içmeden kaldı, Allah sana sundum elim.   Dilim tetiği bozuldu, Canım gövdemden üzüldü. İşte gözlerim süzüldü Allah sana sundum elim.   vurdular suyum ılıdı, Kavim kardaş cümle geldi. Esen kalsın kavim kardaş, Allah sana sundum elim.   Tez biçildi kefen donum, Ahrete yöneldi yolum. Aceb nice ola halim? Allah sana sundum elim.   Geldi salacam sarılır, Dört yana sala verilir. İl namazıma derilir, Allah sana sundum elim.   Salacamı götürdüler, Musallaya yatırdılar, Görklü tekbir getirdiler, Allah sana sundum elim.   Götürdüler bunda üşüp, İndirdiler anda şeşip, Toprağım örterler eşip, Allah sana sundum elim.   Çün toprağa düşürdüler, Toprağa el üşürdüler, Taşlar ile bastırdılar, Allah sana sundum elim.   İşte beni götürdüler, Makbereme getirdi

Gönül Sen Ölmez misin?

  Gönül sen ölmez misin, ölmeye gelmez misin? Saçın sakalın ağarmış secdeye gelmez misin? Allah Allah ya Rabbi lütfeyle hidayeti Hidayetin olmazsa ben neyleyim ben bu hali   Gönül sen ölmez misin ölmeye gelmez misin? Tahtadan evin kurulmuş yatmaya gelmez misin? Allah Allah ya Rabbi lütfeyle hidayeti Hidayetin olmazsa ben neyleyim ben bu hali   Gönül sen ölmez misin ölmeye gelmez misin? Cennet kapısı açılmış girmeye gelmez misin? Allah Allah ya Rabbi lütfeyle hidayeti Hidayetin olmazsa ben neyleyim ben bu hali   Gönül sen ölmez misin, ölmeye gelmez misin? Yakasız gömlek biçilmiş, giymeye gelmez misin? Allah Allah ya Rabbi lütfeyle hidayeti Hidayetin olmazsa ben neyleyim ben bu hali

Korona Virüs Vasiyetnamesi

  Çin’den yola çıkan “Korona Virüs”   kısa sürede tüm dünyayı dolaşarak milyarlarca insanla tanıştı. 5 milyondan fazla insanı öldürdü, milyarlarca kişiyi ateşler, ağrılar içinde yataklara düşürdü, evlere hapsetti. Bütün şerhaneleri (kerhaneleri, meyhaneleri, kumarhaneleri…) hatta insanların ekmek tekneleri olan fabrikaları ve  ibadetheneleri bile kapattı. Tesettüre uymayan bayanlara bile peçe taktırdı. İnsanlar korkudan birbirlerinin ellerini sıkamadılar. Dünyada israf azaldı. İslâmiyet’in önemli bir sünneti olan;  “Yemekten önce ve sonra elleri yıkama”  Müslüman olan olmayan herkes tarafından uygulandı. Ölümü aklının ucuna bile getirmeyen dünyaperestler; sürekli ölümü hatırlar oldular. Nihayet Korona da hastalandı, yatağa düştü, hasta yatağında vasiyetini hazırladı. Müslüman Bilim Adamları,  “Korona Virüsün Vasiyeti’ ni ele geçirdiler.   “Ben Korona Virüs, Tüm Dünya Halkına Vasiyetimdir!” “Ben Korona Virüs! Bu aciz de sizler gibi Allah’ü Teâlâ’nın sıradan bir memuruyum;

Sen Putunu Örtüyorsun!

Sen Putunu Örtüyorsun! Züleyha, Yusuf Aleyhisselâma kastedip de üzerine gitmezden önce, odasında bulunan putunun üzerini örtmüş ve ondan sonra Yusuf Aleyhisselâmın üzerine yürümüştü. Yusuf Aleyhisselâm, ondan uzaklaşmakta iken arkasından şöyle bağırıyordu: “— Kalbinde zerre kadar da mı insaf yok Yusuf, niçin kaçıyorsun?” Yusuf Aleyhisselâm dönüp kendisine şu cevabı verdi: “— Sen bir taş parçasından ibaret olan putunun üzerini, seni görmesin diye örtüyorsun. Halbuki benim rabbim, beni daima görüyor. Nasıl olur da ben, senin isteğine razı olurum?”

Tul-i Emel, İnsanların Seni Övmesi Seni Aldatmasın

Ömer bin Abdülaziz Rahmetullahi Aleyh halife olunca gelen bir heyetteki 11 yaşındaki bir genç dedi ki: “- Allahü Teâlâ, hallerini razı olduğu şekilde ıslah etsin. İnsanlar, Allahü Teâlâ’nın onlar üzerindeki merhametine, tul-i emellerine, insanların kendilerini övmelerine aldanmakta, böylece ayakları kayarak ateşe (Cehenneme) düşmektedir. Ey Emir-ül-müminin! Allahü teâlânın üzerindeki merhameti, tul-i emel, insanların seni övmesi seni aldatmasın. Eğer aldanırsan ateşe düşen aldananlara dahil olursun. Eğer aldanmazsan, Allahü teâlâ seni bu ümmetin salihleri ile beraber bulundurur.”   Bu genç Hüseyin bin Ali Radiyallahü Anh’ın oğlu, yani Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın torunu idi.

Haksızlığa Sessiz Kalanlar, Savaşan Saldırganlar Kadar Suçludur...

Resim
Her gün Katil Devlet, Siyonist İsrail Filistin’de soykırım yaparken, masumların kanını oluk oluk akıtırken Hür Dünya dur deseydi; Ukrayna Rusya savaşı çıkmaz insanlık yeni acılar yaşamazdı. Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da… Milyonlarca Müslüman katledilirken Dünya susmasaydı Ukrayna Rusya savaşı çıkmazdı. BM yasası değiştirilse 5 sömürücü devletin veto hakkı alınsaydı; Güvenlik Konseyi kararını Rusya veto edemez Ukrayna Rusya savaşı çıkmazdı. Ukrayna Rusya savaşında; Rusya’yı durdurmak için; dünya nasıl birlik olduysa; Filistin halkını ve Müslüman katliamını durdurmak için de birlik olsaydı; Ukrayna Rusya savaşı çıkmazdı. O Zaman Diyoruz ki: “Haksızlığa sessiz kalanlar savaşan saldırganlar kadar suçludur...”

İnsanların Seni Ne Kadar Çabuk Unutacaklarını Bilseydin!!!

Resim
  أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِۜ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةًۜ وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ   Euzübillâhimineşşeytânirracîm Bismillâhirrahmânirrahîm. Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zâten bize döneceksiniz. (Enbiyâ Sûresi, 35)   Vefatından sonra insanların seni ne kadar çabuk unutacaklarını bilseydin, kesinlikle hayatını Allah’ü Teâlâ’dan başkasını razı etmek için yaşamazdın! İmâm-ı Gazâlî (Kuddise Sirrûh) Yâ Rabbi! Bütün nefeslerimizi rızâ-i ilâhi için alıp vermemizi nasip eyle!