Kayıtlar

sana etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kendimi Sana Şikâyet Ediyorum Allah'ım!

Resim
  Kendimi Sana Şikâyet Ediyorum Allah'ım! Bismillâhirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabbil âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ Muhammedin ve alâ âlihi ve ashâbihi ecmaîn. Ben Yusuf Aleyhisselâm değilim bu kuyu derin… Ben İbrahim Aleyhisselâm değilim bu ateş beni yakar… Ben Eyyüp Aleyhisselâm değilim bu dert beni yıkar… Ben Musa Aleyhisselâm değilim bu çöl beni aşar… Ben Yakup Aleyhisselâm değilim bu keder beni tüketir... Ben Nuh Aleyhisselâm değilim bu tufan beni boğar... Ben Yûnus Aleyhisselâm değilim bu karanlık beni boğar... Ben Bilal Radiyallahü Anh değilim bağrımdaki taş beni ezer… Ben Asiye Radiyallahü Anha değilim bu yalnızlık beni bitirir… Ben Meryem Radiyallahü Anha değilim bu suskunluk beni lâl eder... Ben acizim! Ben fakirim! Bana yardım et! “Yâ Hayra’n-Nâsirîn” Ey Yardım edenlerin en hayırlısı! Ey Allah’ım! “El Gaffar Celle Celâlüh” isminle beni affet! Ey Allah'ım! “El Fettah Celle Celâlüh” isminle, bana hayır kapılarını aç! Ey Allah'ım! “El Hafı

Ya Rab Hamdler Sanadır

  Ya Rab Hamdler Sanadır   Ya Rab hamdler sanadır, Sana yöneldi eller; Ya Rab umutla dolu seni zikreder diller. Rahmetine, nuruna susayan bu gönüller; Bizleri huzurundan boş çevirme Allah’ım…   Bütün kötülükleri terk ettik sana geldik; Senden sana sığındık, yine sana yöneldik; Sana koştuk Allah’ım, tövbe ettik düzeldik; Bizi bu kutlu yoldan hiç ayırma Allah’ım…   Gaflet içinde idik, günahlara bulaştık; Nefsimize zulmettik, hududumuzu aştık; Bize nasip eyledin bu günlere ulaştık; Bu mübarek aylarda, ikram eyle Allah’ım…   Nefsimizi ıslaha, muvaffak et bizleri; Minhaç olsun bizlere, Peygamber’in izleri; Hayatımıza girsin, hadisleri sözleri; Ona layık bir ümmet eyle bizi Allah’ım…   Mahbubunun aşkına, dertlerimizi gider; Şifa ver hastalara, bitsin elem ve keder; Ya Rab Ahiretimiz olmasın bundan beter; Habibine bağışla, affet bizi Allah’ım…   Gönlümüzü tenvir et, yüzümüzü ak eyle; Doğruluktan ayırma, sözümüzü hak eyle; İçimiz, dışım

Sana gelen iyilik Allah’ü Teâlâ’dandır...

  Sana gelen iyilik Allah’ü Teâlâ’dandır...   Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ Buyuruyor ki: مَٓا اَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّٰهِ ؗ  وَمَٓا اَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَؕ وَاَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولاًؕ وَكَفٰى بِاللّٰهِ شَهٖيداً ﴿٧٩﴾ Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter. (Nisa 79) Ya Rabbi! Bizleri nefsini tezkiye (temizleyen); kalbini tasfiye eden (arındıran) bahtiyar kullarından eyle!

Medet Allah Sana Sundum Elimi

  Medet Allah Sana Sundum Elimi   Medet Allah sana sundum elimi, Bizi güzel Muhammed'den ayırma! Gayrı kime ‘arz ideyim hâlimi, Bizi ol dost Muhammed'den ayırma!   Gerçi kim günahım bahrına daldım, İllâ ki ‘âcizem biçare kaldım, Sâ’ilem kapuna yalvaru geldim, Bizi güzel Muhammed'den ayırma!   Ey keremler kânı ganî celilim, İbrâhîm'e dedin dostum halîlim, Zâhirde bâtında oldur delilim, Bizi ol dost Muhammed'den ayırma!   Göster cemâlini bize görelim, Ayağı tozuna yüzler sürelim, Kabûl et cânımız kurbân verelim, Bizi güzel Muhammed'den ayırma!   Gerçi kim katında karadır yüzüm, İllâ ki fazlına bağladım özüm, Cümle yârenlere budur niyâzım, Bizi ol dost Muhammed'den ayırma!   Ol dem ol İsrâfîl sûru uruncak, Silkinüp toprağım kalkıp duruncak, Bölük bölük divânına varıncak, Bizi güzel Muhammed'den ayırma!   Pîrimin himmeti yoldan ırmasın, Meleklerin gelüp haber sormasın, Sırâtı mîzânı gözüm gö

Ne Diyeyim Sana?

Hepimizin soy ağacı Osmanlı’dır bakınız, Onlara kin duymayın buna yoktur hakkınız, Savaştığımız Yunan’la bile barış yaptınız, Bir ecdadınla barışamadın ne diyeyim sana?   Dedenin dedesi Osmanlı, bunu inkâra yeltenme, Batının tuzağına düşüp te ecdadına kinlenme! Ülkene sahip çık, kötü düşünceyle yemlenme! Ecdadına kin besliyorsun ya, ne diyeyim sana?   Cihanın yarısına adalet ile hükmetti dedemiz, Şu anda her yerde onların eserlerini gezeriz… Batının oyununa gelip, niye atamızı ezeriz, Ecdadına düşmansın ya, ne diyeyim sana…   Sen hiç nesline kin besleyen millet gördün mü? Gaza niyetini atını er meydanına sürdün mü? Yemen’de, Viyana’da, şehit olup, öldün mü? Ecdadını incitiyorsun ya, ne diyeyim sana…   Ta Mete’den bu yana şanlıdır hep neslimiz, Şu dünyada adaleti yaymaktı tüm derdimiz… Yaratılanı yaratandan ötürü hep sevmişiz… Ecdadını incitiyorsun ya, ne diyeyim sana…   Gel kardeşim vurma yazıktır, şanlı atana, Halâ nesline kin besliy

Sekiz Halde Melekler Sana Dua Eder

  1- Namazda ilk safta durduğunda, 2- Namazdan sonra mescitte oturdukça, 3- Hasta ziyareti sırasında, 4- Sekiz yolundaki kardeşini ziyaret ettiğinde, 5- Müslüman kardeşine arkasından dua ettiğinde, 6- İnsanlara hayrı öğretirken, 7- Abdestli olarak uyuduğunda, 8- Sahur yemeği yerken…   Allah’ü Teâlâ cümlemizi bu sekiz amele muvaffak eylesin!

Hesap Sorucu Olarak Kendi Nefsin Sana Yeterlidir

Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ mealen buyuruyor ki: Bismillâhirrahmânirrâhîm! اِقْرَأْ كِتَابَكَۜ كَفٰى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَس۪يبًاۜ Ahirette kendi hayat kitabımız, yani canlı çekim kayıtlarımız, yine bize seyrettirilip: “Kulum işlediğin amellerin kitabını oku; bugün hesaba çekici ve sorgu hâkimi olarak kendi nefsin sana yeterlidir!” (İsrâ Sûresi, 14) Buyurulacak.   Yâ Rabbi! Amel defterlerimizi tertemiz doldurmayı, dehşetli ‘Kıyamet Günü’ne hazırlıklı gitmeyi, orada korkan, üzülen ve ağlayan değil sevinç çığlıkları atan bahtiyar kullarından olmamızı nasip eyle! Âmîn!

Kıyamet Gününde Sana…

“Kimin oğlusun?” diye sorulmaz! Kıyamet gününde, Allah'u Zülcelal hiç kimseye, dünyada bu padişahtı, ağa idi, seyyid idi diye bakmaz. Allah-u Zülcelal, yalnızca kullarının ameline bakar. Bir defasında, Bedevinin biri oğluna şöyle dedi: “Oğlum! Kıyamet gününde kimse sana, ‘Kimin oğlusun’ diye sormaz. Sana ne amel yaptığını sorarlar.” Seyda Muhammed Konyevi Kuddise Sirrûh

Sana Yalvarmaktan Gayri Nem Kaldı benim!

  Sana Yalvarmaktan Gayri Nem Kaldı benim!   Ey Allah’ım aşkın düştü özüme, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim! Lütfedip de bakmaz isen kara yüzüme, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Unuttum ibadeti kalmadı bende, Aşkın ateşi Suzan olmuş parlıyor canda, Benim maksadım sensin iki cihanda, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Aşkın düştü bu canım yanıyor, Herkes muradın almış gidiyor, Bizim hasretimiz böyle kalıyor, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Gaflet ile geçti gecem gündüzüm, Acep ağarır mı bu kara yüzüm, Gayriyi unuttum sen oldun sözüm, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Cümle ihfanımızı hıfzet yâ Gâni, Sevindir onları kör et düşmanı, Lütfun ile bize bol et ihsânı, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Dertli Bilâl eder derdim özümde, Mâsiva kalmadı asla gözümde, Ben de düştüm Rasûl’ünün izine, Sana yalvarmaktan gayri nem kaldı benim!   Muhammed Bilâl NÂDİR

Dinle Evlât, Sana Bir Çift Söyleyecek Sözüm Var

  Dinle Evlât, Sana Bir Çift Söyleyecek Sözüm Var   Dinle evlât, sana bir çift söyleyecek sözüm var. Beni bilmek ister isen, Hakk'a bağlı özüm var Neslim bana bühtan etmiş, yüreğimde sızım var   Bu sayfalar tanır beni, ha bu kitaplar tanır. Şanlı tarih dile gelse, bütün dünya utanır.   İlim, irfan, medeniyet yaymak için büyüdüm. Kuru kavga için değil, hizmet için yürüdüm. Bir küçücük beylik idim, üç kıtayı bürüdüm.   Bu tepeler tanır beni, ha bu ufuklar tanır. Şarktan güneş doğduğunda, gölgem garba uzanır.   Mazlumların gözyaşlarını şefkat ile silmişim. Vatan, namus, din ve devlet kıymeti bilmişim Irzıma göz dikenlerin haklarından gelmişim.   Bu hisarlar tanır beni, ha bu kal'alar tanır. Nal sesimi işitenler, kıyamet koptu sanır!

Sana Hayrandır Efendim

  Rûhum sana âşık, sana hayrandır Efendim, Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim.   Ecrâm ü felek, Levh u Kalem, mest-i nigâhın, Dîdârına âşık Ulu Yezdân’dır Efendim.   Mahşerde nebîler bile senden medet ister, Rahmet, diyen âlemlere, Rahman’dır Efendim.   Kıtmîrinim ey Şâh-ı Rusül, koğma kapından, Asilere lütfun, yüce fermândır Efendim..   Ta Arşa çıkar her gece âşıkların âhı, Medheyleyen ahlâkın, Kur’ân’dır Efendim.   Aşkınla buhurdan gibi tütmekde bu kalbim, Sensiz bana cennet bile hicrandır Efendim...   Doğ kalbime bir lâhzacık ey Nur-i dilârâ, Nûrun ki; gönül derdime dermandır Efendim...   Ulvî de senin bağrı yanık âşık-ı zârın, Feryâdı bütün âteş-i sûzandır Efendim...   Ali Ulvi Kurucu Rahmetullahi Aleyh

Dağlıca Marşı

  Dağlıca Marşı   Sana sıkılan kurşun Ciğerime saplanır Bilmem bu acı nasıl Yüreğimde saklanır   Can verdiğin bayrağın Tabutuna sarılmış Sana yüce yaradan Cennetten yer ayırmış   Şehidim rahat uyu Biz bekleriz vatanı Bu millet affeder mi Sana kurşun atanı   Can verdiğin bayrağın Tabutuna sarılmış Sana yüce yaradan Cennetten yer ayırmış   Melekler seni bekler Hasretle gökyüzünde Sen her şeye değersin Milletin gözünde   Can verdiğin bayrağın Tabutuna sarılmış Sana yüce yaradan Cennetten yer ayırmış   Kemal Çiçek

Ölüm Sana Gelir Bir Gün

Ölüm Sana Gelir Bir Gün Bir gül gibi sararırsın Teneşire uzanırsın Sen kendini ne sanırsın? Ölüm sana gelir bir gün.   Aldanma hiç gençliğine Güvenme hiç kimliğine Kavuşursun benliğine Ölüm sana gelir bir gün.   Etin çürür toprak olur Ağaç dalın yaprak olur Sanma ondan kaçmak olur Ölüm sana gelir bir gün.   Ölümü unutma düşün Sonra O’nadır dönüşün Kötü yolda nedir işin? Ölüm sana gelir bir gün.   Bakarsın ki yolun sonu Olursun masala konu Sakın unutma sen bunu Ölüm sana gelir bir gün.   Üç şey seni takip eder Kabrine kadar da gider Diğerleri geri döner Ölüm sana gelir bir gün.   Çoluk-çocuk geri döner Dünya hayatında biter Toprağında otlar biter Ölüm sana gelir bir gün.   Gece gündüz çalışırsın Bu hayata alışırsın Topraklara karışırsın Ölüm sana gelir bir gün.   Gece ki çok uzun gece Ölüm bakmaz yaşa gence Yaşasan da tam keyfince Ölüm sana gelir bir gün.   Kabrin belirsiz olunca Yatarsı