Kayıtlar

göz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnsanın Gözünü Bir Avuç Toprak Doyurur

İnsanın Gözünü Bir Avuç Toprak Doyurur Halinden yoksul olduğu anlaşılan bir adam, deniz kenarında oltayla balık tutuyordu. Tevafuken oradan geçmekte olan ülkenin padişahı bu gariban adamla ilgilendi ve ona, “Oltana ben burada iken ilk takılan şey ne olursa sana onun ağırlığınca altın vereceğim” dedi. Biraz sonra oltaya takıla takıla ortası delik bir kemik takıldı. Hükümdar balıkçıya, “Ne yapalım, rızkın bu kadar, oltana ağır bir şey takılmadı” diyerek alıp sarayına götürdü. Saraya varınca adamlarına, balıkçıya elindeki kemiğin ağırlığınca altın vermelerini emretti Kemiği terazinin kefesine koydular, öbür kefesine de altın koymaya başladılar. Beş, on, yirmi, elli diyerek altınları koydular ama kemik yerinden oynamıyordu. Görünüşte dört beş altını zor tartar göründüğü halde, tahminlerin on misli üzerinde altın koydular kemik bana mısın demedi. Altını doldurmaya devam ettiler, terazinin kefesi doldu taştı ama kemik tarafı yerinden kımıldamıyordu. Bunda bir sır olduğunu anladılar.

Münafıkın Gözü Olmasaydı

Münafıkın Gözü Olmasaydı Bir gün öğle nemâzından sonra, Cebrâîl aleyhisselâm yetmişbin melek ile gelerek, En’âm sûresini getirdi. Resûlullah hazretleri o gece bütün Eshâb-ı kirâmı Âişe r.a hazretlerinin evinde topladı. Kandil yakıp, Sûre-i En’âmı okudular. Kandil ışıksız oldu. Resûlullah hazretleri Ebû Bekr hazretlerine buyurdular ki, – Yâ Ebâ Bekr, kandili ışıklandır. Bir sâat sonra yine karardı. Hazret-i Resûl-i ekrem yine buyurdu. – Yâ Ebâ Bekr, kandilin ışığını çoğalt.. Hazret-i Ebû Bekr, kandili ışığını çoğaltmak için kalkdı. Bakdı ki kandilin yağı tükenmiş. Dedi ki, – Yâ Resûlallah! Kandilde yağ kalmamış. Bu gece yağ almak imkânımız da yokdur. Kandil bize lâzımdır, kelâm-ı Rabbilâlemîni okuyalım. Hazret-i Resûlullah buyurdular ki, – Bir mikdâr kendi ağzının tükrüğünden kandile damlat. Âişe-i Sıddika hazretleri buyurur ki, – Babam bir mikdâr ağzının suyunu, Resûlullah hazretlerinin emr-i şerîfi ile kandile damlatdı. Kandilin ışığı çoğaldı. Allahü tebâr

İnsan Bedeninde Allah’ü Teâlâ’nın Şaşılacak Sun’u

İnsan Bedeninde Allah’ü Teâlâ’nın Şaşılacak Sun’u İnsanın  kalb hâlleri nden anlattıklarımız, böyle bir kitap için kâfidir. Bundan fazlasını öğrenmek isteyenler için Acâibü’l –  Kalb kitabımız  vardır. O kitabda ve bu kitabda, bir insanın kendini tanıması tamamen anlatılamadı. Anlattıklarımız kalbin bâzı sıfatlarının izahıdır [açıklamasıdır]. Bu, insanın bir rüknüdür. Diğer rüknü de bedendir. Bedenin yaratılmasında da şaşılacak hâller çoktur. Dıştaki ve içteki her bir uzuvda; garib, duyulmamış mânâlar, faydalar vardır. İnsanın bedeninde binlerce damar, sinir ve kemik vardır. Her birinin şekli ve sıfatı başkadır. Her birinin vazifesi ayrıdır. Senin ise onlardan haberin yoktur. Senin bildiğin şu kadardır: El ve ayak, tutmak ve yürümek içindir. Dil, konuşmak içindir. Ama gözün on ayrı kısımdan yapıldığını, bunlardan biri vazifesini yapmazsa görme işi olmayacağını bilmezsin ve yine bu kısımların her birinin ne yaptıklarını ve hangi sebeple görmeye tesir ettiklerini bilemezsin. G

Kalpleri Nurlandıran Üç İsim

Kalpleri Nurlandıran Üç İsim Aşağıdaki üç ismi adedi kadar zikreden insanın basireti (Kalp Gözü) açılır. 72 adet يَا بَاسِطُ جَلَّ جَلآلُهُ  Ya Basit’u 1106 adet يَا ظَّاهِرُ جَلَّ جَلآلُهُ  Ya Zahir’u   256 adet يَا نُّورُ جَلَّ جَلآلُهُ Ya Nur’u 

Çalış Kardeş Çalış Meydan Senindir

Çalış Kardeş Çalış Meydan Senindir En kutsal sermaye alın teridir, Haram para pistir, elin kiridir, Helâl para ise; gözün nurudur. Çalış kardeş, çalış, meydan senindir! Toprağı parçala, bir şeyler üret, Bulutlara yüksel, gökleri titret, Çalışmak mutluluk, gayret et gayret! Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Mert olan çalışır, işten kaçamaz, Başkasına gidip, avuç açamaz, Kazancını kötü yola saçamaz. Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Bilim ve ahlâkın, bizi baş etsin, Uyandır milleti, cehli tuş etsin, Başardığın işler, gönül hoş etsin. Çalış kardeş, çalış, meydan senindir! Kılavuzun iman, İslâm, ilimdir, Mürşidin ehlisünnet gerçek âlimdir. Reformcuya kanma, sonun ölümdür, Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Tembel hiç sevilmez, sevgi bulamaz, Hep sürünür asla, dimdik duramaz, Ömür boyu ağlar, mutlu olamaz, Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Başar ki tarih

Sende Varsa Mutlusun!

Sende Varsa Mutlusun! Allah’a inanarak, hayatın güçlüklerine katlanabilecek kadar;  İNANÇ… Geleceğin daha iyi olacağına inanacak kadar;  ÜMİT... Doğru bildiklerin için mücadele edebilecek kadar;  CESARET... Topluma, ailene, İslam'a faydalı olabilecek kadar;  SAĞLIK... İhtiyaçlarına yetebilecek, zekâtını verebilecek kadar;  PARA... Başkalarının daima iyi yönlerini görebilecek;  GÖZ... Çevrendeki insanlara yardım eli uzatabilecek kadar;  CÖMERTLİK... İnsanlardan karşılık beklemeden yapabileceğin;  İYİLİK... Hayatın zorluklarına karşı hayatı ve insanları kuşatacak;  SEVGİ... Kuş tüyü kadar yumuşak ve rahat bir;  VİCDAN... Dilini, belini, kalbini, keseni ve gözünü haramdan saklayabilecek;  İRADE... Gördüklerinin, duyduklarının düzelmesini bekleyebilecek kadar;  SABIR... Günahlarını, noksanlarını itiraf edebilecek kadar;  FAZİLET… En kötü halinde bile Allah’tan razı olabilecek kadar;  ŞÜKÜR… Allah’ü Tealanın seni her an görd