Kayıtlar

büyük etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kısmen Müslümanlık Olmaz

Kısmen Müslümanlık Olmaz   İslam âlimlerinin en büyüklerinden Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, Müslümanlık, her an Allahü teâlâyı hatırlamak demektir, buyurdu. Müslüman, her yerde Müslümandır.   Ve daha açıkladı: - Yani kısmen Müslümanlık olmaz. Camide Müslüman, sokakta canavar, olmaz öyle şey. Müslüman, camide de Müslümandır, sokakta da, evde de, işyerinde de Müslümandır.   Ve ekledi: - O, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bir an unutmaz. Bir günah işleyeceği zaman Rabbini hatırlayıp vazgeçer hemen.   - Hadis-i şerifte; (Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz) buyuruldu.   Şöyle özetledi: - Yaşarken Allah’ı hatırlayan, ölürken de hatırlar.   Kul ibadet ederse…   Bir günde sohbetinde; - Kardeşlerim, insan Allahü teâlâya ibadet ederse, cenâb-ı Hak, onun dünyada işlerini kolaylaştırır, kabirde ona acır, ahirette affeder, buyurdu.   Ve ilave etti: - Biz yeter ki, Allahü teâlâya ihlasla ibadet edelim.

Haydi Hizmete

Haydi Hizmete Kavuşmak isteyen büyük himmete, Hakka inananlar haydi hizmete. Kolay bulunmayan böyle nimete, Bismillah diyerek haydi hizmete. Ter dökelim Ehlisünnet yoluna, Canımız fedadır Hakkın uğruna, Sünni kitapları basıp bağrına, Emri maruf için haydi hizmete. Öğren düşmanların bütün fendini, Tuzağına düşme koru kendini, İlimle yıkmalı küfrün bendini, İlmi yaymak için haydi hizmete. Hani deryaların kaptanı bizdik, Bütün düşmanları sıraya dizdik, Gururlu kralları nasıl da ezdik, Ecdadın torunları haydi hizmete. Hep Hak için hakka koşmalı mümin, Hizmet aşkı ile coşmalı mümin, Bütün engelleri aşmalı mümin, Şanlı zafer için haydi hizmete. (Alıntı)

Büyük Oyun; Hedef Son Ocak (Aile)!

Büyük Oyun; Hedef Son Ocak (Aile)! 1- Müslüman Bir Toplumu Çökertmek İstiyorsanız önce ev hanımlığını ve anneliği değersizleştirin ki evde ana kalmasın. Evde ana kalmayınca nesiller televizyonun ve internetin emzirip büyüttüğü ruhsuz, kimliksiz ve merhametsiz nesiller olarak yetişsin. 2- Bir Toplumu Yıkmak İstiyorsanız; O toplumun babalarını borca, kredi kartı batağına, geçim derdine, işsizliğe ve açlığa mahkûm edin ki ne eşlerine, ne evlatlarına, ne de ailelerine ayıracak vakitleri kalsın. Taksit ödemekten, kirayı denkleştirme derdinden, çocuklarının okul masraflarını düşünmekten başka bir şey düşünmeye mecalleri kalmasın… 3- Bir Toplumu Çürütmek İstiyorsanız Evliliği pahalılaştırıp, nikâhsız birlikteliği ucuzlatın ki genç nesiller haram yollara tevessül etsin. Zinayı kolaylaştırıp evliliği zorlaştırın ki nesiller, flörtün, ahlaksızlığın pençesinde eriyip gitsin. Aile politikalarıyla, nafaka kanunlarıyla, pozitif ayrımcılıkla aileye darbe üstüne darbe indirin ki toplum

Tövbe Bir Hazînedir

Tövbe Bir Hazînedir Horasan´ın büyük velilerinden Ahmed Nâmıkî Câmî Rahmetullahi Teâlâ Aleyh hazretleri buyurdular ki: Ahmed Nâmıkî Câmî, ümmîydi gerçi fakat, Kitap yazıp herkese, ederdi çok nasihat. Tövbe etmek hakkında, buyurdu: “Ey insanlar, Büyük bir hazînedir, günahlara istiğfâr. Hak teâlâ buyurdu: “Tövbe edin hepiniz, Ancak tövbe etmekle, kurtulabilirsiniz.” Benim tövbe edecek, bir hâlim yoktur demek, Müslümana yakışan, bir söz olmasa gerek. Şöyle ki, rağbet etse, bir insan bu dünyâya, O, her bir nefesinde, her an girer günaha. Zîrâ Peygamberimiz, şöyle buyurmuşlardır: “Dünyâya düşkün olmak, günahların başıdır.” Bir saatte, bin nefes, insan alıp veriyor, Bu, yirmi dört saatte, yirmi dört bin oluyor. İşte bu nefesleri, kul alırsa gafletle, Yâni sarılmış ise, dünyâya muhabbetle. Ve bir günah işleyip, üzülmüyorsa şâyet, Onun her nefesine, yazılır bir mâsiyet. Bir günde yirmi dört bin, günah eder bu ise, Demek ki tövbe

Karpuz

Karpuz Büyük bir karpuz tarlası olan çiftçi her akşam tarlasına çocukların dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti. Bir süre düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi: “- Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!” Tarlaya koyduğu uyarı levhasından sonra artık karpuzlarının çalınmayacağından emin bir şekilde eve geldi, deliksiz bir uyku çekti. Ertesi akşam çiftçi karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu. Karpuzlarını denetleyerek eksik olmadığını düşünürken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti: “- Şimdi o karpuzlardan iki tane var!”

Büyük Belâya, Haksızlığa, Derde, Azaba Düşenlerin Okuyacağı Dua

Büyük Belâya, Haksızlığa, Derde, Azaba Düşenlerin Okuyacağı Dua Gece kılınan namazdan sonra, mümkünse secdede veya beş vakit namazın farzlarının arkasından devam edilirse bu duaya, kısa zamanda selâmete erilir… أَللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ وَبِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ لَا اُحْصِى ثَنَآءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ Okunuşu: Allâhumme inniy eûzü birızake min sehatike ve bimuâfâtike min ukubetike ve eûzü bike minke. Lâ uhsiy senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik.” Anlamı: Allah’ım! Gadabından rızâna, cezâlandırmandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Seni ne kadar medhetsem de hakkıyla medhetmiş olamam. Sen kendini nasıl medhettiysen öylesin. Mevcut kaynaklardan Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’in bu duayı, gece namazında, secdede yaptığını öğreniyoruz. Kaynak: (Malik, Dua, No: 497, Müslim, Salât, 222)

Büyük Bir Şeyhin Namaz Kılışı

Büyük Bir Şeyhin Namaz Kılışı Diyanet Gazetesi, sy. 207 (15 Şubat 1979), s. 4. İslâm dini kendisine aklı muhatap edinmiştir. Bütün mükellefiyetler, kulluk vazifeleri akıllı kimselere terettüp eder. Mesela çocuklar aklî tekâmülleri tamamlanmamış olduğundan sorumlu sayılmazlar. Hatta akıl ve irade sahibi bir kişinin, gafillik ve cehaletle yapacağı kusurlar, günahlar bağışlanmış, kasıt ve taammüd ile sehv ve hatanın arası tefrik edilmiştir. Daha da ilerisini söyleyelim, bir kimse aklı yerindeyken hür iradesiyle sonu zarara varan bir hareket yapsa, doğru olduğuna inanmış ve iyi bir niyetle yapmışsa, yine suçlu sayılmaz. Çünkü amellere mükâfât ve ceza vermede esasen niyetin iyiliği veya kötülüğüne bakılır. Demek ki hareketlerimizi iyi niyet ve duygularla akıl ve irademizi kullanarak yapmalıyız. İyi niyet olmayınca netice ne olursa olsun kişi günahkâr sayılıyor. Akıl ve irade hâkimiyeti olmadan ihtiyarsız, şuursuz, duymadan hissetmeden yaptığımız mihaniki fiillerin neticesi ise b

Neden Bu Zamanda Büyük Veli Zatlar Yetişmiyor?

Neden Bu Zamanda Büyük Veli Zatlar Yetişmiyor? İmamı Azam Ebu Hanifenin (r.a) babası Sabit hazretleri bir akarsuyun kenarında abdest alırken suyun üstünde gelmekte olan bir elmayı farketti. Onu yakalayıp ısırdı. Tam suyu boğazından geçerken: “– Bu elmanın sahibi acaba helal eder mi?” diye aklından geçti. Akarsuyu takip edip elma bahçesine ulaştı. Biraz yukarda, bir elma ağacının akan suya doğru eğildiğini gördü. Dalları elma doluydu. Anlaşılmıştı. Bu elma buradan düşüp kendisinin yanına kadar gelmişti. Bahçeye girdi ve bahçe sahibini buldu. Durumu ona anlattı ve: “– Bana hakkınızı helal ediniz. Bilmeden, düşünmeden elmanızı ısırmış oldum”, dedi. Bahçe sahibinin şartı vardı. “– Bana iki sene hizmet edersen o zaman düşünürüz”, dedi. Sabit Hazretleri adamın şartını kabul edip başladı hizmet etmeye. İki sene boyunca adama hizmette bulundu. İki sene sonunda: “– Hakkınızı helal edecek misiniz, iki senedir size hizmet ediyorum”, dedi. Bahçe sahibinin şart

Büyük Günahlar Ve Bu Günahları Doğuran Altı Günah

Büyük Günahlar Ve Bu Günahları Doğuran Altı Günah 01-   Allah'ü Teâlâ'ya baba demek, 02-   Allah'ü Teâlâ'ya şirk koşmak, 03-   Allah'ü Teâlâ'nın rahmetinden ümit kesmek, 04-   Ana ve baba hakkına tecavüz etmek, 05-   Besmelesiz kesilen hayvanın etini yemek ve kan içmek, 06-   Domuz eti yemek, 07-   Faiz yemek, 08-   Haksız yere öldürmek, intihar etmek, 09-   Harem-i Şerifte günah işlemek, 10-   Hırsızlık yapmak, 11-   İçki içmek, 12-   İftira etmek, 13-   Kumar oynamak, 14-   Livata yapmak (arkadan ilişkide bulunmak), 15-   Namuslu kadına zina isnat etmek, 16-   Rüşvet almak ve vermek, 17-   Savaştan kaçmak, 18-   Sihir, büyü yapmak, 19-   Söz gezdirmek, çekiştirmek, 20-   Yalan yere şahitlikte bulunmak, 21-   Yalan yere yemin etmek, 22-   Yetim malı yemek, 23-   Yol kesmek, 24-   Zina etmek… Büyük Günahları Doğuran Altı Günah Bu günahlardan sakınmakla hemen hemen bütün günahlardan kurtulmak Allah'ü T

En Büyük Cömert

En Büyük Cömert Önemli bir sefer hazırlığı yapılıyordu. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem herkesten yapabileceği yardımı en üst sınırda yapmasını istedi. Hz. Ömer Radiyallahü Anh bu isteğe uyarak büyük miktarda bir yardımla Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’in huzuruna çıktı. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem sordu: – Ya Ömer, malının ne kadarını yardım olarak getirdin? Hz. Ömer Radiyallahü Anh cevap verdi: – Tam yarısını getirdim ya Resulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem, size getirdiğim kadar da geride var. Biraz sonra Hz. Ebû Bekir Radiyallahü Anh geldi. O da büyük bir yardımda bulundu. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem ona da sordu: – Malının ne kadarını getirdin? Cevap verdi: – Tamamını getirdim ya Resulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem, evimde Allah ve Resulünün sevgisinden başka bir şey bırakmadım. Bunun üzerine Allah’ın Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: – Allah yolunda fedakarlıkta Ebû Bekir’i kimse geçeme

En Büyük Cömert

En Büyük Cömert Önemli bir sefer hazırlığı yapılıyordu. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem herkesten yapabileceği yardımı en üst sınırda yapmasını istedi. Hz. Ömer Radiyallahü Anh bu isteğe uyarak büyük miktarda bir yardımla Hz. Peygamberin huzuruna çıktı. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem sordu: – Ya Ömer, malının ne kadarını yardım olarak getirdin? Hz. Ömer Radiyallahü Anh cevap verdi: – Tam yarısını getirdim ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem, size getirdiğim kadar da geride var. Biraz sonra Hz. Ebû Bekir Radiyallahü Anh geldi. O da büyük bir yardımda bulundu. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem ona da sordu: – Malının ne kadarını getirdin? Cevap verdi: – Tamamını getirdim ya Rasulallah Sallallahü Aleyhi Vesellem! Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem tekrar sordu: –   Evine ne bıraktın? –   Evimde Allah’ü Teâlâ’nın ve Rasulü Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sevgisinden başka bir şey bırakmadım. Bunun üzerine Allah’ın Resulü Sallallahü Aley

Dilin Büyük Tehlikesi

Dilin Büyük Tehlikesi Dilin tehlikesi büyüktür. Onun tehlikesinden kurtuluş ancak susmakla mümkündür. Bunun için İslâm susmayı övmüş ve Müslümanları susmaya teşvîk etmiştir. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır : “Susan kurtulmuştur!” Susmak, hikmettir. Susan ise pek az! Abdullah b. SUfyan Radiyallahü Anh, babasından şöyle rivayet eder: “Ben Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’e; Ey Allah’ın Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem! Bana İslâm’dan öyle bir-şey öğret ki bundan sonra artık hiç kimseden İslâm hakkında birşey sormaya muhtaç olmayayım!” diye sorduğumda Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem cevâb olarak buyurdular ki:   “Allah’a fmân ettim de, sonra dosdoğru ol!” Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’e sormaya devam ettim: “Hangi şeyden sakınayım yâ Resûlallâh Sallallahü Aleyhi Vesellem?” O da eliyle: “Mübarek dillerini işaret etti.” Sehl b. Sa’d es-Sa’df, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurdukları

“Senden büyük Allah var!”

“Senden büyük Allah var!” Padişahım çok yaşa!!! Osmanlı devlet geleneğinde hemen her padişaha uygulanan ve devlet törenlerinde dönemin padişahına dua niyetinde söylenen “Padişahım Çok Yaşa” sözü, asli manası incelenmediğinden, belki de yeterince önemsenmediğinden dolayı genç nesillere yanlış aktarılmış, akıllara yanlış kazınmıştır. Osmanlı devlet törenlerinde uygulanan ve teşrifat geleneklerinden biri sayılan padişah ve vezirler için söylenen güzel söz ve “Padişahım Çok Yaşa” nidaları, şimdilerde ise yerini el çırpmaya yani alkışa bırakmıştır. Uygulandığı dönemlerde ise hükümdara bir dalkavukluk, yalakalık değil halk tarafından: “Sen yaşa, sen yaşa ki devlet yaşasın, ülke yaşasın, millet yaşasın!” anlamına gelmekteydi. Devletin sağ olması milletin sağ olması, refah içinde yaşamak demekti. Bu sebeple padişahın bizzat iştirak ettiği törenlerde hep bir ağızdan söylenir, dualar ile devletin, milletin sağ olması niyaz edilirdi. Şimdilerde Sultan Abdülhamid Han’ın bazı m