Kayıtlar

artık etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dört Mum

Dört Mum Dört mum yavaşça yanıyordu. Ortam çok yumuşaktı ve konuştukları duyuluyordu. İlki söyledi: "Ben barışım!" Artık kimse benim yanık kalmamı sağlamıyor, sanıyorum söneceğim. " Alevi hızla azaldı ve bütünüyle söndü. İkincisi söyledi: "ben inancım!" Neredeyse herkes benim artık gerekli olmadığımı düşünüyor. O nedenle daha fazla yanık kalmama hiç gerek yok!’’ Konuşmayı bitirdiği zaman, bir rüzgâr hafifçe esti ve onu söndürdü. Üzgünce üçüncü mum sırası gelince konuştu: "Ben sevgiyim!" Yanık kalmak için artık gücüm kalmadı. İnsanlar beni bir kenara bıraktı ve önemimi anlamadı. Kendilerine en yakın olanları bile sevmeyi unuttular!" Ve hiç zaman yitirmeden söndü. Ansızın... Bir çocuk odaya girer ve üç mumun yanmadığını görür… "Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonuna kadar yanmanız gerekir!" Bunu söyleyerek, çocuk ağlamaya başlar. Ardından dördüncü mum söyler: ”Korkma ben hala yanıkken diğer mumları

Mutluluğu Yakalamak

Mutluluğu Yakalamak Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya koyulmuş. Ne yaptıysa da mutluluğu yakalayamamış. Kimden yardım istesem diye düşünürken, uzak bir diyarda, zengin bir bilgeyi önermişler. Bu bilge aklı, bilgisi ve malı ile ün salmış zengin birisiymiş. Kim yardımına gelse sorularına cevap verip derdine derman bulmadan geri göndermezmiş. Bu bilgeden yardım istemeye, mutluluğu nasıl yakalarım diye sormaya karar vermiş. Uzun bir yolculuktan sonra bilgeyi bulmuş, ancak kapısında derdine derman arayanlardan oluşan çok uzun bir kuyruk varmış. Bilgenin gerçekten sorusuna doğru cevap vereceğine inanmış, beklemeye başlamış. Sonunda sıra ona da gelmiş ve bilgeye mutluluğu nasıl yakalarım diye sormuş. Bilge bu soruyu cevaplarsa sıradaki diğer insanların beklemekten sıkılacağını düşünmüş, adamlarından bir kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatmış sonra demiş ki: – Sarayımın her yerini gez ve sonra tekrar gel ama

Çabuk Yetiş Ellere

Çabuk Yetiş Ellere Yürü artık koş artık, çabuk yetiş ellere, Uyanmazsan yok olur, karışırsın sellere... Ufalanır, toz olur savrulursun yellere, Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil! Yol çıkmaza girerse, dağlardan aşmalısın, Herkes yavaş giderken, sen hızlı koşmalısın, Eller yerde koşarken, sen gökte uçmalısın Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil!   İlim, amel ve ihlâs; değişmez halin olsun, Ehlisünnet âlimler, rehberin kolun olsun, Güzel ahlâk ve bilim, doğruluk yolun olsun. Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil!   Saniyeler çok mühim, sakın vakit kaybetme, Odaklan hedefine, sakın gevşeklik etme! Artık cihada başla, nefsin peşinden gitme, Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil!   Yarın olur deme hiç, belki yarın hiç gelmez. Bir gün devlet çökerse, bu millet asla gülmez. Din ve namus giderse, bir daha geri dönmez. Yürü yiğidim yürü, eğlenecek gün değil!   Bugün tövbe günüdür, acele tövbeni yap, Bugün hizmet günüdür, en güzel hiz

Çalış Kardeş Çalış Meydan Senindir

Çalış Kardeş Çalış Meydan Senindir En kutsal sermaye alın teridir, Haram para pistir, elin kiridir, Helâl para ise; gözün nurudur. Çalış kardeş, çalış, meydan senindir! Toprağı parçala, bir şeyler üret, Bulutlara yüksel, gökleri titret, Çalışmak mutluluk, gayret et gayret! Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Mert olan çalışır, işten kaçamaz, Başkasına gidip, avuç açamaz, Kazancını kötü yola saçamaz. Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Bilim ve ahlâkın, bizi baş etsin, Uyandır milleti, cehli tuş etsin, Başardığın işler, gönül hoş etsin. Çalış kardeş, çalış, meydan senindir! Kılavuzun iman, İslâm, ilimdir, Mürşidin ehlisünnet gerçek âlimdir. Reformcuya kanma, sonun ölümdür, Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Tembel hiç sevilmez, sevgi bulamaz, Hep sürünür asla, dimdik duramaz, Ömür boyu ağlar, mutlu olamaz, Çalış kardeş çalış, meydan senindir! Başar ki tarih

Vız Gelir Sana

Vız Gelir Sana Uyan, kalk, yiğidim; kendini topla, “O kutlu seferler” başladı artık... İmanının rehberdir, yoldaştır sana, Dağlar gibi engel, vız gelir sana! Bilgi tezgâhında, güzelce bilen, İmanı İslâm’ı, iyice öğren, Hedefi iyi seç, Hak Yola yönlen, En güçlü zorluklar, vız gelir sana! Aşkına aşk katıp, eserler üret, Sevgiye odaklan, kalpleri fethet! Düşmanları alt et, dostları mest et. Yedi düvel bile, vız gelir sana! Bu millet ezildi, zillete düştü, Darbeler yedi, yolundan şaştı, Sahte efelerin, peşinden koştu, Acılar yokluklar, vız gelir sana! İnanan yolundan, ölse de şaşmaz, Kendisi düşse de, bayrağı düşmez, Cesedin çiğnetir, hakkı çiğnetmez, Gökler dolusu güçlük, vız gelir sana! Rabbim yardım eder, her an destekler, Cennetler açılır, yolunu bekler, Boşa gitmez, hiçbir zaman emekler, Tuzaklar, engeller; vız gelir sana!                                                                        Yaşar AKKAŞ “Bu eserlerin iz