Kayıtlar

Hz. etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hz. Hızır Aleyhisselâm’ı Görmek İsteyen Kadın

Hz. Hı zır  Aleyhisselâm ’ı Görmek İsteyen Kadın Sultan II. Mahmud Han zamanında yaşlı bir kadıncağız duymuş ki, Hazreti Hızır her gün yatsı namazında, Yeni Câmî'de görülürmüş. Kendisi de zâten Hızır Aleyhisselâm'ı görmeyi öteden beri çok istermiş. Duyduğu söz üstüne ertesi gün kocasına durumu bildirip, ondan izin alarak yatsı namazına Yeni Câmî'ye gitmiş. Namaz çıkışında, avluda bir kenara çekilmiş ve başlamış çıkanlara dikkatli dikkatli bakmaya. O pür dikkat çıkanları tâkip ederken, karşısından bir yaşlı amca çıkagelmiş. -Neye bakarsın hâtun? -Dediler ki, bu câmîde her gece Hızır Aleyhisselâm görünürmüş. Onu görmeye geldim. -Peki onu görsen nasıl tanıyacaksın? -Bilmem. -O zaman buradan geçse, sen onu tanıyamazsın. -Doğru, nasıl da akıl edemedim. -Bak öyleyse, sana onu nasıl tanıyacağını öğreteyim. -Olur -Arkamdaki câmîyi görüyor musun? -Evet -Işıklarına bak. Söndü mü şimdi? -A evet, söndü. -Şimdi bir daha bak, ışık

İbrahim Hakkı Hz. Ve Atlı...

İbrahim Hakkı Hz. Ve Atlı... İbrahim Hakkı Hazretleri yedi yaşında annesini kaybeder. Dokuz yaşına geldiğinde iyi bir eğitim alması için Tillo’ya götürürler, ilim ve mâna büyüğü İsmail Fakîrullah Hazretlerine teslim ederler. Hocası genç İbrahim Hakkı’nın eline bir testi vererek çeşmeye gönderir. Testiye suyu doldururken bir atlı yanaşır: - “Çekil bakayım önümden be çocuk!” diye İbrahim Hakkı’yı azarlayarak bir tarafa iter ve atını çeşmeye sürer. İbrahim Hakkı testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. İbrahim Hakkı testisini yere bırakır, canını kurtarmak zorunda kalır. Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak hocasının huzuruna gelir. Hocası: - “Ne oldu evladım, neden ağlıyorsun?” diye sorar. - “Efendim, çeşmede su alırken bir atlı geldi, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi de atına tepeletip kırdı.” - “Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi? - “

Hz. Musa Aleyhisselâm'a Gelen On Emir Nelerdir?

Hz. Musa Aleyhisselâm'a Gelen On Emir Nelerdir? Hz. Musa Aleyhisselâm'a gelen on emir nelerdir? Bu On Emir konusunu İslam’a göre nasıl değerlendirmeliyiz? Cevap: Değerli kardeşimiz, “Bir zamanlar biz İsrâiloğulları'ndan, "Yalnız Allah'a kulluk edeceksiniz; ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diyerek söz almıştık. Sonra, içinizden küçük bir kesim dışında, sözünüzden döndünüz; hâlâ da sırt çevirmektesiniz. Vaktiyle sizden, birbirinizin kanlanın dökmeyeceğinize, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair de söz almıştık. Siz de kabullene geldiniz. Hâlâ da (buna) şahitlik ediyorsunuz." (Bakara Suresi, 2/83, 84) Bu âyetlerde İsrâiloğulları'nın yükümlü kılındıkları ve Yahudi-Hristiyan literatüründe  "on emir"  diye bilinen dinî ve ahlâkî vecîbelerden bazıları hatırlatılmakta; Allah'ın onlardan bu vecîbeleri ifa edecekleri yönünde

Arkamdan Ağlama

Arkamdan Ağlama                 Öldüğüm gün tabutum yürüyünce, Bende bu dünya derdi var sanma! Bana ağlama, "Yazık, yazık!" "Vah, vah!" deme! Şeytanın tuzağına düşersen; vah vahın sırası o zamandır. Yazık, yazık; asıl o zaman denir. Cenâzemi gördüğün zaman "Elfirak, elfirak!" deme! Benim buluşmam asıl o zamandır. Beni mezara koyunca elvedâ demeğe kalkışma! Mezar cennet topluluğunun perdesidir. Mezar hapis görünür amma, Aslında canın hapisten kurtuluşudur. Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret! Güneşle aya batmadan ne ziyan gelir ki? Sana batma görünür amma… Aslında o doğmadır, parlamadır. Yere hangi tohum ekildi de yetişmedi? Neden insan tohumu için, Bitmeyecek, yetişmeyecek zannına düşüyorsun? Hangi kova, suya salında da dolu olarak çekilmedi? Can Yusuf'un kuyuya düşünce, niye ağlarsın? Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç! Hz. Mevlana Celâleddin-i Rumi Kuddise Sirrûh

Hz. Lût Aleyhisselâm

Hz. Lût Aleyhisselâm Hz. Lût Aleyhisselâm Peygamber de Hz. İbrahim Aleyhisselâm’ın kardeşlerinden birinin oğluydu. Aynı zamanda Hz. İbrahim Aleyhisselâm’a ilk inananlardandı. Hz. Lût Aleyhisselâm büyüyünce Sodom denilen bölgeye yerleşmişti. Sodom şehri, etrafı verimli topraklarla kaplı bir yerdi. Dağlardan kaynayan sular bütün ovayı kuşatıyordu. Şehrin çevresinde zengin bağlar, bahçeler vardı. Sodomlular da çok zengin idiler. Mermerden yaptıkları saray gibi evlerde oturuyorlardı. Ancak Sodom şehrinde ahlâksızlıklar gün geçtikçe artıyordu. Allah'ın bunca nimetlerine rağmen, Sodomlular tam bir isyan içindeydiler. Putlara inanıyorlar, her kötülüğü yapıyorlardı. Hele yaptıkları bir ahlâksızlık vardı ki, dünyada bu en büyük ahlâksızlıktı. Onlar kadınlar yerine erkeklere yaklaşıyorlardı. Allah ise dünyada yarattığı canlıları bir erkek, bir dişiden meydana getirmişti. Bitkiler, hayvanlar, insanlar hep bu yaratılış üzerindeydiler. Bir erkekle bir kadının evliliğinden bir

Hz. İbrahim Aleyhisselam ve Hz. İsmail Aleyhisselam'ın Kıssaları

Hz. İbrahim Aleyhisselam ve Hz. İsmail Aleyhisselam'ın Kıssaları İbnu Abbas Radiyallahü Anh anlatıyor: "Hz. İbrahim Aleyhisselam beraberinde Hz. İsmail Aleyhisselam ve onu henüz emzirmekte olan annesi olduğu halde ilerledi. Kadının yanında bir de su tulumu vardı. Hz. İbrahim Aleyhisselam, kadını Beyt'in yanında, Devha denen büyük bir ağacın dibine bıraktı. Burası Mescid'in yukarı tarafında ve Zemzem'in tam üstünde bir nokta idi. O gün Mekke'de kimse yaşamıyordu, orada hiç su da yoktu. İşte Hz. İbrahim Aleyhisselam anne ve çocuğunu buraya koydu, yanlarına, içerisinde hurma bulunan eski bir azık dağarcığı ile su bulunan bir tuluk bıraktı. Hz. İbrahim Aleyhisselam bundan sonra emr-i ilahi ile arkasını dönüp Şam'a gitmek üzere oradan uzaklaştı. İsmâil'in annesi, İbrahim Aleyhisselam'ın peşine düştü ve ona Kedâ'da yetişti. "Ey İbrahim aleyhisselam, bizi burada, hiçbir insanın hiçbir yoldaşın bulunmadığı bir yerde bırakıp nereye gid

Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Çocuk Sevgisi

Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Çocuk Sevgisi Hayati OTYAKMAZ Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem çocukları çok severdi Çocuklara karşı çok şefkat ve merhametliydi Her konuda olduğu gibi "Çocuk Sevgisi ve Terbiyesi'' konusunda da Müslümanlara en güzel örnek sevgili Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz olmuştu Çocuğun önem ve değerini belirten hadisi şeriflerinden bazıları şunlardı: ''Çocuk, cennet nimetlerinden biridir'' ''Çocuk kokusu, cennet kokularındandır'' ''Her ağacın bir meyvesi vardır. Gönülün meyvesi de çocuktur'' Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, sevgili torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i kucağına alır, okşar, öper ve severdi Hatta Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem namaz kılarken sevgili torunları mübarek omuzlarına çıkarlardı Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem sokak ve çarsılarda karşılaştığı çocuklara selâm