Hz. Lût Aleyhisselâm

Hz. Lût Aleyhisselâm

Hz. Lût Aleyhisselâm Peygamber de Hz. İbrahim Aleyhisselâm’ın kardeşlerinden birinin oğluydu. Aynı zamanda Hz. İbrahim Aleyhisselâm’a ilk inananlardandı.

Hz. Lût Aleyhisselâm büyüyünce Sodom denilen bölgeye yerleşmişti. Sodom şehri, etrafı verimli topraklarla kaplı bir yerdi. Dağlardan kaynayan sular bütün ovayı kuşatıyordu. Şehrin çevresinde zengin bağlar, bahçeler vardı. Sodomlular da çok zengin idiler. Mermerden yaptıkları saray gibi evlerde oturuyorlardı.

Ancak Sodom şehrinde ahlâksızlıklar gün geçtikçe artıyordu. Allah'ın bunca nimetlerine rağmen, Sodomlular tam bir isyan içindeydiler. Putlara inanıyorlar, her kötülüğü yapıyorlardı. Hele yaptıkları bir ahlâksızlık vardı ki, dünyada bu en büyük ahlâksızlıktı. Onlar kadınlar yerine erkeklere yaklaşıyorlardı.

Allah ise dünyada yarattığı canlıları bir erkek, bir dişiden meydana getirmişti. Bitkiler, hayvanlar, insanlar hep bu yaratılış üzerindeydiler. Bir erkekle bir kadının evliliğinden bir aile meydana geliyordu. Şöyle bir etrafımıza bakarsak bunun böyle olduğunu görürüz.

Durum böyle iken yoldan çıkan Sodom halkı kadınlarla tamamlanan aileyi bırakıp erkeklerle beraber oluyorlardı. Bu yüzden kimse Sodomluları sevmezdi. Yolları oradan geçen kervanlar hiç Sodom'a uğramazlardı.

Hz. Lût Aleyhisselâm, kendisine Allah tarafından peygamberlik verilince, Sodomluları bu ahlâksız tavırlarından vazgeçmeye çağırdı.

O, inanıyordu ki, kâfirler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, inananlar her zaman onları yenebilirler. Doğruluk ve imanı hiçbir şey yenemez. Lût Aleyhisselâm bunların bilincinde olarak şöyle sesleniyordu:

- Ey Sodomlular, Allah'tan korkun. Putlardan vazgeçin, ahlâksızlığı bırakın. Sizler birer insansınız. Yaptıklarınızı hayvanlar bile yapmıyor. Ben size Allah'ın emirlerini bildiriyorum.

Sodomlular önce Lût Aleyhisselâm'a gülüp geçtiler:

- Lût Aleyhisselâm'a ne oldu böyle, bu peygamberlik de nereden çıktı, dediler.

- Ey Lût Aleyhisselâm sen bize nasihat çekeceğine gel bizimle beraber keyfine bak, bu dünya bir eğlence yeridir, diyorlardı.

Lût Aleyhisselâm, bu sapık insanların hareketlerinden çok üzüntü duyuyordu.

Aradan günler geçti. Sodomlular arasında Lût Aleyhisselâm'ın dediklerini birkaç kişi kabul etmişti. Bu insanları gittikleri yoldan döndürmek için artık onları Allah'ın azabı ile korkutmaya başlama sırası gelmişti.

Hz. Lût Aleyhisselâm:

- Ben size Allah'ın bana verdiği görevi iletiyorum. Siz bu ahlâksızlıklara devam ederseniz çok yakında cezanızı çekeceksiniz.

Halk bu sözlere şaşırmıştı… Ne azabı, sen neler söylüyorsun?

Allah'ın azabından, cezasından kimse kurtulamaz. Yüce Allah sizden öncekileri ne yaptı? Bunları düşünün, kendinize gelin. Hz. Lût Aleyhisselâm, Yüce Allah'ın kötülükten vazgeçmeyen bu insanlara bela yağdıracağını biliyordu. Ve şöyle dua ediyordu:

- Ya Rabbi! Beni ve bana inananları koru. Bizi böyle kötülerin eline bırakma...

O zaman o misafirler gülerek kendilerinin insan değil melek olduklarını açıkladılar:

- Ey Lût Aleyhisselâm korkma, telaşlanma. Bizler Allah'ın elçileriyiz. Sodomlular bize dokunamazlar. Sen kendini üzme, bunlar vazgeçmezler. Bırak gelsinler bize bir şey yapamazlar.

Hz. Lût Aleyhisselâm bunun üzerine Allah'a şükretti. Gidip kapıyı açtı. Bütün halk içeriye hücum etti. Tam o sırada meleklerden Cebrail Allah'ın izni ile o halka bir bakıverdi ki hepsi kör oldular, çığlık çığlığa kaçıştılar. Bir yandan da şöyle bağırıyorlardı:

- Lût Aleyhisselâm’ın evine sihirbazlar toplanmış, kaçın...
Kalabalık dağılınca melekler Lût Aleyhisselâm'a:

- Ey Lût Aleyhisselâm, sen vazifeni yaptın. Sodomlulara Allah'ın emirlerini duyurdun. Artık sana inananlarla burayı terk et. Yalnız hanımın sana inanmadı. Bizi gidip ihbar etti. O da Sodomlularla helak olacak. Siz gidin, hiç kimse geriye dönüp bakmasın. Şunu bilin ki Allah'ın azabı ve cezası buraya geliyor.

Melekler bunu söyleyip gözden kayboldular. Hz. Lût Aleyhisselâm kendisine inananları bir araya topladı. Beraberce şehirden çıktılar.

Sabah olmaya hazırlanıyordu ki Sodom şehrinin üzerine gökten kızgın taşlar yağmaya başladı. O sapık, azgın insanlar, o inanmayanlar, yağmur gibi yağan taşların altında öldüler. Bağları, bahçeleri, evleri yıkılıverdi.

Güneş doğduğunda artık Sodom diye bir şehir yoktu.

Hz. Lût Aleyhisselâm ve ona inanan Müslümanlar ise yollarına devam edip yeni bir yurda yerleştiler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)