Kayıtlar

Hacı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hacılarım

Hacılarım Âdemin doğduğu o kutsal vatan, Bir ömür hasretle coşuyor hacım, Nur ala nur olur o yolu tutan, Aşkıyla tavafa koşuyor hacım… Kutsal bir sevdadır verilmiş bize, Kötürüm de olsa can gelir dize, Fer olur bakmayı arz eden göze, Her demi hayalle yaşıyor hacım… Can gelir ismini duysa da kullar, Az gelir çileli olsa da yollar, Hacerül Esved’e uzanır eller, Yaradan aşkını taşıyor hacım… İbrahim makamı o kutsal alan, Ol Hacer değil mi zemzemi bulan, Şad olur orada bir vakit kılan, Kulluk şuuruyla pişiyor hacım… Olmak istiyorsan Mevla ya yakın, Eminim secdeden ayrılma sakın, Cenneti andırır olanca kokun, Safa dan Merve ye koşuyor hacım… Gazi er uyuma rüyayı bırak, Yüce peygamberi taşıdı Burak, Gönül arzularsa olur mu ırak, Allah’ın aşkına koşuyor hacım… Nasip eyle mücrim kulunda görsün, Hak için sürünüp menzile varsın, Aciz bedeniyle kıyama dursun, Sana da istemek düşüyor hacım… (Gazi) Emin KUZUCULAR

Hacı Veyiszade Mustafa Efendi’nin Duası

Hacı Veyiszade Mustafa Efendi’nin Duası Yastığım seccade olsun, uykum namaz kılsın, soluğum zikir çeksin Allah'ım. Ayağımdan başıma, doğduğumdan bu yaşıma bütün günahlarıma tövbe ya Rabbi! Öleceğime bütün kalbimle inanıyorum, Azrail'i karşıma güler yüzle çıkar ya Rabbi! Gözümün ışığını, beynimin dimağını, elimin, kolumun, ayaklarımın direncini, tüm vücudumun güç ve kuvvetini elimden alma ya Rabbi! Bakışım ibadet, sükûtum tefekkür olsun. Konuşmam zikir yapsın. Göz açıp kapayıncaya kadar bizi nefsin elinde bırakma ya Rabbi! Her nefeste dilimi zikirden, kalbimi şükürden, beynimi fikirden ayırma ya Rabbi! Aileme kötülük yapmak isteyenlere mani ol Allah'ım. Allah'ım, günahlarını affettiğin sıddıklardan eyle. Onların sohbetlerine, zikirlerine ilhak eyle ya Rabbi! Yeni doğmuş sübyan gibi karşına çıkarmayı nasip eyle! Bizleri salih kulların arasına katıver. Defterimin kapanmayacağı hayırlar yapmayı nasip et. Naim cennetinin varislerinden eyle. Annemi ve b

Hacı Bayram-ı Veli

Hacı Bayram-ı Veli Yıl: 1433, Yer: Edirne. İhtiyar subaşı nefes nefese huzura çıkar, Padişahı selâmlar. “Engürü’deki şeyhi getirdik efendim!” der, “Ama ...” -Aması ne? -Bu zat söylendiği gibi etrafına çapulcu toplayan bir fitneci değil. Aksine büyük bir âlim ve gönül ehli. -Nereden biliyorsun peki? İhtiyar subaşı bunları değirmende ağartmadık gibilerden sakalını sıvazlar. “Şu kadarını söyliyeyim” der, “kendisi Şeyh Hamideddin-i Veli Hazretleri’nin halifesi!” -Sen ne diyorsun! -Geleceğimizi biliyordu. Bizi yolda karşıladı. Boynunu büküp bileklerini uzattı, “Haydi evladım” dedi, “zincirleyin beni!” -N’aptık biz. Bir Allah dostunu zincire vurduk desene. -Vurmadık efendim. Aksine yol boyu hizmet ettik. -Gönlünü hoşça tutaydınız. -Tutmaz mıyız? Buruk Tanışma II. Murat ilim meclislerinin yabancısı değildir. Molla Yegân, Molla Gürâni, Molla Hüsrev gibi büyüklerden çok şey kapar. Hani altının değerini sarraf bilir derler ya, Hacı Bayram Veli hazretlerinin kıra

Dua Eden Adama Hazreti Musa Aleyhisselâm’ın Acıması

Dua Eden Adama Hazreti Musa Aleyhisselâm’ın Acıması Musa Aleyhisselâm, Allâhü Teâlâ hazretlerine dua eden, çok yalvaran ve tazarru eden bir kişiye rastladı.  Musa Aleyhisselâm, o kişinin hâline bakarak acıdı ve kendi kendisine;  – “Eğer bu adamın haceti benim elimde olmuş olsaydı; elbette onu yerine getirirdim,” dedi.  Musa Aleyhisselâm’ın böyle şeyleri kalbinden geçirmesi üzerine Allah’ü Teâlâ hazretleri Musa Aleyhisselâm’a vahyetti: – “Ey Musa! Ben ona karşı elbette senden daha çok merhametliyim! Lakin o bana dua ediyor; ama onun bir koyunu var ve onun kalbi hep koyunundadır. Hâlbuki ben, diliyle bana dua edip, kalbi benden başkasında olan kişinin duasını kabul etmem!” buyurdu. Musa Aleyhisselâm, adama bunu hatırlattı. (Ve bu konuda ona öğüt verdi.) Adam da bütün kalbiyle Allâhü Teâlâ hazretlerine yöneldi. Ve böylece haceti yerine getirildi. (Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:619)

Hacı Bayram-I Veli

Hacı Bayram-I Veli Yıl: 1433, Yer: Edirne. İhtiyar subaşı nefes nefese huzura çıkar, Padişahı selâmlar. “Engürü’deki şeyhi getirdik efendim!” der, “Ama ...”  -Aması ne?  -Bu zat söylendiği gibi etrafına çapulcu toplayan bir fitneci değil. Aksine büyük bir âlim ve gönül ehli.  -Nereden biliyorsun peki?  İhtiyar subaşı bunları değirmende ağartmadık gibilerden sakalını sıvazlar. “Şu kadarını söyliyeyim” der, “kendisi Şeyh Hamideddin-i Veli Hazretleri’nin halifesi!”  -Sen ne diyorsun!  -Geleceğimizi biliyordu. Bizi yolda karşıladı. Boynunu büküp bileklerini uzattı, “Haydi evladım” dedi,  “Zincirleyin beni!”  -N’aptık biz. Bir Allah dostunu zincire vurduk desene.  -Vurmadık efendim. Aksine yol boyu hizmet ettik.  -Gönlünü hoşça tutaydınız.  -Tutmaz mıyız. Buruk Tanışma II. Murat ilim meclislerinin yabancısı değildir. Molla Yegân, Molla Gürâni, Molla Hüsrev gibi büyüklerden çok şey kapar. Hani altının değerini sarraf bilir derler ya, Hacı Bayram Veli hazretl

Hacı Bayram Veli Hazretleri Gerçek Mürid

Hacı Bayram Veli Hazretleri Gerçek Mürid Ankaralı Hacı Bayram Veli Rahmetullahi Aleyh, Sultan II. Murat'ın saygı duyduğu bir manevi önderdi. Hükümdar'ın Hacı Bayram'a saygısı o derece çoktu ki, onun müritlerinden vergi almıyordu. Ama ne var ki, bütün Ankara Halkı Veli'nin müridi olduğunu iddia ediyordu! Ankara'da kimden vergi istense” ben Hacı Bayram'ın müridiyim" deyip işin içinden sıyrılıyordu. Bunu öğrenen hükümdar, Hacı Bayram'a mektup gönderir.” gerçek müritlerinizin sayısını bana bildiriniz, müritlerinizden vergi alınmayacak" der. Hacı Bayram, devletine saygılı bir bilge kişiydi. Kendisine bağlılığın kötüye kullanılışından da şikâyetçiydi. Sultanın mektubunu fırsat bilerek, müritlik iddiasındaki herkese” falan gün, falan yerde toplanın" diye haber saldı. O gün Ankara halkı, şeyhlerinin davetine uyarak bildirilen yere akın ettiler. Hacı Bayram, bir tepeciğin üzerini kurduğu kıl çadırından çıkarak kalabalığa sordu: “Beni seviyor

Böylesi Tevazu Ve İncelik

Böylesi Tevazu Ve İncelik Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Bir neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. (O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu.) Durumu Hacı Bektaş-ı Veli'ye anlatır ve Hacı Bektaş-ı Veli, 'Helâl değildir' diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlâna'ya anlatır. Mevlâna ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş-ı Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlâna şöyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. O, öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir. Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin Dergâhına gider. Ve Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Mevlâna'nın kurbanı kabul