Kayıtlar

Din etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ey Müslüman Dini Yaşantından Taviz Verme!

Ey Müslüman Dini Yaşantından Taviz Verme!             Her sabah ezan okuyormuş, sahibi demiş ki: "- Tekrar tekrar ezan okuma yoksa tüylerini yollarım!" demiş. Bu tehdit karşısında horoz korkmuş ve kendi kendisine demiş ki: "- Zaruretler harami helal kılar. Canımı kurtarmak için ezan okumaktan vazgeçmeliyim, nasıl olsa benden başka horozlar var her halükarda onlar ezan okur." Horoz ezan okumayı bırakmıştır artık. Bir hafta sonra sahibi tekrar gelir ve der ki; "- Eğer tavuklar gibi gıdaklamazsan senin tüylerini yollarım!" Horoz bu tehdit üzerine horozluktan da vazgeçer ve tavuklar gibi gıdaklamaya başlar... Horoz tam bir ay gıdaklamaya başladıktan sonra sahibi tekrar gelir ve bu kez şöyle der; "- Şimdi de tavuklar gibi yumurtlamazsan eğer yarın seni keserim!" Der. Bunun üzerine horoz ağlamaya başlar ve der ki; "- Keşke ezan okurken ölseydim!" İşte günümüz Müslümanların da hali bu… Zalim ve zorbaların gayri

Dinimizde İlim ve İlmin Önemi

Dinimizde İlim ve İlmin Önemi Sual: İlim öğrenmenin fazileti nedir? CEVAP İlim öğrenmenin fazileti çoktur. Kur’an-ı kerimde meâlen, Bilmiyorsanız, zikir ehline (ilim ehline, âlimlere) sorun buyuruldu. Enbiya 7 Âyet-i kerimedeki zikir, ilim demektir. Bu âyet-i kerime, bilmeyenlerin, âlimleri bulup onlardan sorup, öğrenmelerini emretmektedir. Hadika Üç ayet-i kerime meali de şöyledir: Allah iman edenleri yüceltir; kendilerine ilim verilmiş müminleri ise, (cennette) kat kat derecelerle yükseltir. (Mücadele 11) De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bilen elbette kıymetlidir. (Zümer 9) Kulları arasında Allah’ü Teâlâdan en çok korkan âlimlerdir. (Fatır 28) Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: İlim öğrenmek, kadın-erkek her Müslümana farzdır. (Beyheki) Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeye çalışınız! (Şir'a) Allah’ü Teâlâ, İbrahim aleyhisselama "Ben ilim sahibiyim, ilim sahiplerini severim" buyurdu. (İbni Abdilber) İlim, İslam

İslâmiyet Empati Dinidir

İslâmiyet Empati Dinidir Bilal Said Parlakoğlu      Empati, diğer adı ile duygudaşlık, karşındakini anlamak ve onun ihtiyacına uygun cevap vermek, sağlam bir iletişim kurmak için kendini onun yerine koymak, onun duygu ve düşüncelerini kendi duyguların ve düşüncelerin gibi düşünüp o kişiyi kendi içinde bulunduğu durum ekseninde değerlendirmeye verilen isimdir. Empati bir süre karşındakinin yerine geçmek, bir süreliğine onun nazarı ile olayları değerlendirmektir. Empati, biz farkında olmadan yıllarca annelerimiz ve öğretmenlerimiz tarafından “Kendine yapılmasını istemediğin davranışı sen de başkasına yapma” cümlesi ile bize öğretilmiştir. Evet, insan çevresini kendisi ile tanıyabilir. Cansız bir objenin ısısını anlamak için bile elimiz ile dokunup o eşyanın soğukluğunu ya da sıcaklığını kendi tenimizde hissetmemiz gerekiyor. İşte empati de aslında budur; karşındaki kişinin duygu ve düşüncelerine dokunup kendi duygu ve düşünce dünyanda onu anlamak ve ona göre karşılık vermek