Kayıtlar

Çöllerdeyim

  Çöllerdeyim   Dağlar aştım usanmadan, Aşkın ile yana geldim. Dağlar aştım usanmadan, Aşkın ile yana geldim…   Kara yüzüm utanmadan, Koştum huzuruna geldim, Sen bilin ya Rasûlallah! (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Ya Rasûlallah! (Sallallahü Aleyhi Vesellem)   Çöllerdeyim çöllerdeyim, Yapayalnız çöllerdeyim… Çöllerdeyim çöllerdeyim, Yapayalnız çöllerdeyim…   Tutulmuşum ben dertteyim, Hasretinden ağlıyorum… Sen bilin ya Rasûlallah, (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Ya Rasûlallah… (Sallallahü Aleyhi Vesellem)   Geçti ömrüm bittim eyvah Ettim günah oldu gümrah… Geçti ömrüm bittim eyvah Ettim günah oldu gümrah…   Şefaat ya Rasûlallah, (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Bugün huzuruna geldim… Sen bilin ya Rasûlallah (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Ya Rasûlallah… (Sallallahü Aleyhi Vesellem)   Çöllerdeyim çöllerdeyim, Yapayalnız çöllerdeyim… Çöllerdeyim çöllerdeyim, Yapayalnız çöllerdeyim…   Tutulmuşum ben dertteyim, Hasretinden ağlı

Onlar Neler Çekmediler

  Onlar Neler Çekmediler   Hak emrine rıza göster, Hem kullara eyle sabır, İster Hak dostlarına sor, Onlar neler çekmediler...   Nuh tufanı olmadı mı? Dünya tekrar dolmadı mı? Dert tükenip kalmadı mı? Onlar neler çekmediler...   İbrahim’i Nemrut attı, Hak ateşi çimen bitti, Ol Muhammed göçüp gitti, Onlar neler çekmediler...   Meşakkat çektim sanarsın, İleri varma yanarsın, Eyyüb’ü görsen ağlarsın, Onlar neler çekmediler...   Fakirlikte İsayı gör, Çobanlıkta Musa’yı gör, Git Yemen’de Üveys’i gör, Onlar neler çekmediler...   Davud döverdi demiri, Hem çeliği eğirirdi, Odur demircinin piri, Onlar neler çekmediler...   Yunus denize atıldı Balık karnına yutuldu İkindi vakti kurtuldu Onlar neler çekmediler...   Yakub’un gözleri kördü, Yusuf’u kurtlardan sordun, O kurtlara yemin verdi, Onlar neler çekmediler...   Fatıma’nın oğlu Hasan, Tevazulu latif insan, Zehir içtiler testiden, Onlar neler çekmediler..

Cami ve Mescitlerle İlgili Ayet-i Kerimeler ve Hadis-i Şerifler

Cami ve Mescitlerle İlgili Ayet-i Kerimeler   01- “´Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, onun huzurunda toplanacaksınız. (Enfal, 24) 02- “Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleler oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.” Bakara, 114 03- “Şüphesiz ki kâfir olan ve kâfir olarak can verenler (var ya!), Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti böylelerinin üzerinedir.” (Bakara 161) 04- “(Onlar, lanetin içinde) ebedî kalacaklardır. Onlardan azap hafifletilmeyecek ve onlara değer verilmeyecek/onların azabı ertelenmeyecektir.” (2-Bakara 162) 05- "Ey âdemoğulları, her mescide gittiğinizde ziynetinizi, en güzel elbisenizi giyin. Yiyin, için (fakat) israf etmeyin. Çünkü Allah

Üzülme!

Üzülme!   Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. “Rabbin sana küsmedi ki…” Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. “Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki…”   Üzülme! Üzülme! Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.   Üzülme! Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.   Üzülme! Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberler

Duydum ki Bizi Bırakmaya…

  Duydum ki Bizi Bırakmaya…   Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme! Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme!   Sen yad eller dünyasında ne arıyorsun yabancı; Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun etme!   Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru; Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme!   Ey ay felek harap olmuş alt üst olmuş senin için; Bizi öyle harap öyle alt üst ediyorsun etme!   Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi; Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme!   Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan; Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme!   Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan; Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme!   Âşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer; Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme!   Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi; Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme!   Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize; O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme!