Kayıtlar

bilmek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yabancı Dil Bilmenin Faydası…

Yabancı Dil Bilmenin Faydası… Farenin burnuna nefis bir peynir kokusu gelmişti.  Araştırmak üzere deliğinden başını çıkarınca, bir kedi sesi işitti ve hemen deliğine sindi. Ertesi gün, yine fare delikten başını çıkarınca, kedi sesini duyup deliğine çekildi. 3. gün, fare iyice acıkmıştı. Kediyi nasıl aldatabilirim düşüncesiyle, delikten başını çıkardığında bu defa kedi sesi değil köpek havlaması işitti. Fare sevindi. Demek ev sahipleri kedi yerine köpek edinmişlerdi.  Kendinden emin ve rahat şekilde, peynirin kokusuna doğru giderken, odanın bir köşesinde gizlenen kedi, bir sıçrayışta fareyi yakaladı. Ve yanında kendisini merakla izleyen yavrusuna: — Gördün mü yavrum! Dedi. Yabancı dil bilmenin faydasını…

Haddini Bilmek

Haddini Bilmek  Bir mülâkat sınavına girmişti. Altı değişik bakanlığın temsilcilerinden oluşan sınav komisyonu tarafından sorulan soruları cevaplamaya çalışıyordu.  Sıra Diyanet İşleri Başkanlığı temsilcisinin sorusuna gelmişti. -İslam’ın şartı kaç?  Böyle bir soruyu hiç beklemiyordu. Belki fetva verecek durumda değildi ama kendisine yetecek kadar dinî bilgilere de sahipti. Biraz kızardı ve yavaş bir sesle; -Beş dedi. Peşinden başka sorular soruldu, cevapladı ama kafasına takılmıştı bir kere, kendi kendine soruyordu; “Otuz beş yaşındayım, benim gibi birine hem de çok ciddi bir sınavda böyle soru sorulur muydu”? Mülâkat sonucunda başarılı olmuştu. Ama o soruyu bir türlü unutamıyordu. Aradan yıllar geçmişti, bir sohbet esnasında birisi; -İslam’ın şartı beştir, ama bana sorarsanız altıncısı da haddini bilmektir, dedi. Evet, haddini bilmek çok çok önemli bir erdemdir. Âlime sormuşlar; -Efendim en iyi neyi bilirsiniz? Âlim cevap vermiş; -Haddimi bilirim.

Doğdular Yaşadılar ve Öldüler

Resim
Doğdular Yaşadılar ve Öldüler Bir zamanlar doğuda çok akıllı ve bilgili  bir hükümdar varmış. Bu hükümdar, yeryüzünde yaşayan insanlara ilişkin her şeyi bilmek istiyormuş. Vezirlerini yanına çağırmış ve: – Bana dünyadaki tüm ulusların  tarih ini yazın, geçmişte ve şimdi nasıl yaşadıklarını, hangi savaşlara katıldıklarını ve çeşitli ülkelerde gelişmiş iş ve sanat kollarını anlatın!” diye buyurmuş. Ve onlara beş yıl süre tanımış. Vezirler önünde saygıyla eğilmişler.  Sonra krallıktaki akıllı adamların en akıllılarını bir araya toplamışlar ve hükümdarlarının dileğini iletmişler. Beş yıl sonra vezirler sarayda tekrar toplanmışlar. – Büyük hükümdarım, dileğiniz yerine getirildi! Dışarıya bakarsanız isteğinizin karşılandığını görürsünüz… Demişler. Hükümdar hayretle gözlerini açmış. Sarayın önünde sonu ufukta kaybolan bir deve kervanı duruyormuş. Her devenin sırtında iki dev heybe ve her heybenin içinde de, marokenle güzelce kaplanmış on büyük cilt varmış. – Bu nedir?