Kayıtlar

Kılınan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Aceleyle Kılınan Namaz, Namaz Sayılmaz

Aceleyle Kılınan Namaz, Namaz Sayılmaz Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, itinasız kılınan namazı, namaz saymazdı. Bir gün gelişigüzel namaz kılan bir kimseye: – Dön de, namazını yeni baştan kıl. Çünkü sen namazı kılmış olmadın, dedi. Adam dönüp yine eskisi gibi kıldı. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem yine ona: – Dön, yeni baştan kıl. Çünkü sen namazı kılmış olmadın, diye buyurdu ve bu ihtar üç defa vuku buldu. En sonunda adam: – Seni hak din ve kitapla gönderen Allah’a yemin ederim ki, ben bundan başka türlüsünü bilmiyorum, bana doğrusunu öğret, dedi. Bunun üzerine Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: – Namaza duracağın zaman tekbir al. Sonra ne kadar kolayına gelirse, o kadar Kur’ân oku. Arkasından rükûa varıp, mutmain [azaların yatışmış] oluncaya kadar dur. Sonra başını kaldırıp ayakta doğruluncaya kadar dur. Daha sonra, secdeye varıp mutmain oluncaya kadar kal. Sonra başını kaldırıp mutmain oluncaya kadar otur. Bunu namazın bütününde böylece yap,

Hapishanede Kılınan Namaz

Hapishanede Kılınan Namaz Horasan valisi Abdullah bin Tâhir, çok âdil biriydi. Jandarmaları birkaç hırsız yakalamış, valiye bildirmişlerdi. Getirilirken hırsızlardan birisi kaçtı. O sırada Hiratlı bir demirci, Nişapur'a gitmişti. Demirciyi, gece evine giderken, jandarmalar yakaladılar ve diğer zanlılarla beraber valiye çıkardılar. Vali dedi ki: — Hepsini hapsedin! Bir suçu olmayan demirci, hapishanede hemen abdest alıp, namaz kıldı. Ellerini uzatıp: "Yâ Rabbî! Bir suçum olmadığını ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan ancak sen kurtarırsın!” diye dua etti. Vali uyurken rüyasında dört kuvvetli kimse gelip, tahtını ters çevirecekleri zaman uykudan uyandı. Hemen kalkıp, abdest aldı, iki rekât namaz kıldı. Tekrar uyudu. Tekrar o dört kimsenin tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı. Kendisinde bir mazlumun ahı olduğunu anladı. Vali hemen hapishane müdürünü çağırtıp sordu: — Acaba bu gece hapishanede mazlum birisi kalmış mı? Müdür dedi

Gösteriş İçin Kılınan Namaz

Gösteriş İçin Kılınan Namaz Bir kişi iftar dâvetinde bulunulduğu eve gitmiş. Vakit girip ezan okununca herkesle iftarını açıp, sofraya oturmadan evvel namaz için müsaade istemiş. Ev sahipleri ve diğer misafirler sofrada yemeklerini yerken o kişi yavaş yavaş farz namazını kılmış, ardından da nâfile ibâdette bulunmuş. Tam sofra kalkacakken oturup, bir-iki lokma yeyip; “- Ben az yerim, bu kadarı kâfi” demiş. Sofradakiler o kişi için: “Ne kadar zâhid ve takvalı, ibâdet etmeyi dünya nimetlerine tercih ediyor!” demişler. Meclis dağılıp herkes evine çekildiği zaman o kişi de hızla evinin yolunu tutmuş ve eve girer girmez hanımına; “- Bana acilen sofra kur! İnsanlar ‘Az yer, bol ibâdet eder!’ desin diye bir lokma bir şey yedim, çok açım!” demiş. Bu sözü duyan çocuğu da babasına şöyle sormuş: “- Peki, babacığım, yiyemediğin yemeğin kazasını yapıyorsun da, gösteriş için kıldığın namazı, yaptığın ibadetleri de kaza edecek misin?” M. Fatih ÇITLAK

Hapishanede Kılınan Namaz

Hapishanede Kılınan Namaz Horasan vâlisi Abdullah bin Tâhir, çok âdil biriydi. Jandarmaları birkaç hırsız yakalamış, vâliye bildirmişlerdi. Getirilirken hırsızlardan birisi kaçtı. O sırada Hiratlı bir demirci, Nişapur’a gitmişti. Demirciyi, gece eve giderken, jandarmalar yakaladılar ve diğer zanlılarla beraber vâliye çıkardılar. Vâli dedi ki: – Hepsini hapsedin! Bir suçu olmayan demirci, hapishanede hemen abdest alıp, namaz kıldı. Ellerini uzatıp: ”Yâ Rabbi! Bir suçum olmadığını ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan ancak sen kurtarırsın!” diye duâ etti. Vâli uyurken rüyâsında dört kuvvetli kimse gelip, tahtını ters çevirecekleri zaman uykudan uyandı. Hemen kalkıp, abdest aldı, iki rek’at namaz kıldı. Tekrar uyudu. Tekrar o dört kimsenin tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı. Kendisinde bir mazlumun âhı olduğunu anladı. Vâli hemen hapishane müdürünü çağırtıp sordu: – Acaba bu gece hapishanede mazlum birisi kalmış mı? Müdür dedi ki: – Bunu