Akraba Ziyareti ve Sıla-i Rahim Yapmanın Faydaları

 Akraba Ziyareti ve Sıla-i Rahim Yapmanın Faydaları

 

Günümüzde büyük şehirlerde yaşamanın ve bazen de maddi imkansızlıklar yüzünden ihmal edilen, unutulan ve yenil nesilin pek de önem vermediği insanların kendi Aile fertleriyle bile zor görüştüğü bir ortamda yaşamaya başladık.

Hâlbuki Dinimiz bu konuya çok önem vermiş akrabalarımızla ilgi ve alakayı kesmememizi ve onlara iyi ve kötü günlerinde yardımcı olmalarını öğütler ve iyilik yapmalarını ister.

 

Ana babaya iyilik ve akrabayı ziyaret ile ilgili hadisler .

 

Yine Abdullah İbni Amr İbni Âs’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

 

“Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi kestikleri zaman bile, onlara iyilik etmeye devam edendir.”

Buhârî, Edeb 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 45; Tirmizî, Birr 10

 

İyilik etmenin başlıca üç şekli vardır:

 

Birincisi, iyiliğe iyiliktir. Yapılan bir iyiliğe en azından teşekkür etmek, insanın en tabii görevidir. Bundan daha değerlisi, iyiliğe benzeri bir iyilikle karşılık vermektir.

 

İkincisi, karşılık beklemeden iyilik etmektir. Böyle davrananlar birinci basamaktakilerden daha üstün kimselerdir.

 

Üçüncüsü de kötülük edene iyilik etmektir. İyiliklerin en değerlisi budur. Zira:

 

İyiliğe iyilik her kişinin kârıdır.

 

Kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır.

 

Er kişinin kârı olduğu için de, kötülük edene iyilik edenler pek azdır.

 

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bu hadîs-i şerîfte, akrabalık bağlarına değer vermeyen kimselerle ilgiyi büsbütün kesmemeyi tavsiye ediyor. Böyle bir akrabanın kötülüğüne iyilikle, kabalığına incelikle, hayırsızlığına hayırlı ve faydalı olmakla cevap vermek gerektiğini belirtiyor.

 

Aramızda akrabalık bağı bulunmayan kimselerin iyiliğine iyilikle karşılık vermek bir insanlık görevidir. Akrabamızın yaptığı iyiliğe yine aynı şekilde bir iyilikle karşılık vermenin hiçbir ayrıcalığı ve üstün yanı yoktur. Akraba olmanın gereği onlara daha iyi davranmak, iyiliklerine fazlasıyla karşılık vermektir. Onlar bizim nezâketimize kabalıkla, candan davranışımıza ilgisizlikle cevap verseler bile, akrabalık bağını koparmamaya gayret etmeliyiz. Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in bizden istediği budur.

 

Kabalıklara aynı davranışla cevap verenler, kaba dedikleri kimselerden farklı olmadıklarını göstermiş olurlar. Hâlbuki Allah Teâlâ bu gibi durumlarda bizden farklı davranış beklediğini şöyle belirtiyor:

 

“İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel davranışla önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur” (Fussilet sûresi (41), 34).

 

Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Ukbe İbni Âmir’e bazı ahlâk esasları tavsiye etmişti. Bunlardan konumuzla ilgili olanları alalım ve iyi insanın bazı özelliklerini görelim:

 

“Seninle ilgisini kesenden sen ilgini kesme!

Sana vermeyene sen ver!

Sana kötülük edeni bağışla!

 

Her küp içindekini sızdırır dışarıya,

Küpün içinde turşu varsa Tuzlu,

Pekmez varsa Tatlı sızdırır dışarıya.

Kalbi güzel insan Güzel Söz söyler,

Kalbi kötü insan Kötü Söz söyler,

Toplumda içinde belli eder kendini.

 

Başlık yeni açılmış, yanlış başlığa konmuş diye eksi veren zavallılar, böyle faydalı başlık açılınca niye rahatsız oluyorsunuz?

Akrabalarınızın hangilerini arayıp soruyorsunuz?

Ne zaman Sıla-i Rahim yaptınız uzaktaki akrabalarınızı ziyaret ettiniz?

Biraz insan olmayı deneseniz olmaz mı?

 

Akraba Ziyaretinin Önemi!

 

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:

 “Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabâsını kollayıp gözetsin!” (Buhârî, Edeb 12, Büyû’13; Müslim, Birr 20, 21; Ebû Dâvûd, Zekât 45)

 

Kişinin akrabâ ve yakınlarıyla alâkasını devâm ettirmesi, onları koruyup gözetmesi, yâni sıla-i rahimde bulunması, dînimizin çok ehemmiyet verdiği esaslardan biridir. Zîrâ Cenâb-ı Hak, akrabâları birbirlerine mîrasçı kılmış, birtakım haklar ve vazifelerle aralarındaki bağları kuvvetlendirmiştir.

 

Akrabâ çevresi, insanı maddî ve mânevî kötülüklerden muhafaza ettiği gibi muhtelif hayır ve sâlih amellerin işlenmesinde de yardımcı olur. Peygamberler, tebliğlerine akrabâlarından başlamışlardır. Yine onlar, akrabâlarının desteğiyle tebliğ vazifelerine devâm etmişlerdir.[1] Meselâ Şuayb -aleyhisselâm-’ın azgın kavmi kendisine:

 

“…Eğer kabîlen olmasaydı mutlaka seni taşlayarak öldürürdük…” (Hûd, 91) demişlerdi.

 

Dolayısıyla Müslüman, dînî ve dünyevî hususlarda yakınlarına faydalı olmak ve hayırlı işlerde onlardan istifâde edebilmek için akrabâlık bağlarını devâm ettirmeli ve “sıla-i rahim” vazifesini hiçbir zaman ihmâl etmemelidir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

 

“…Akrabâlık haklarına riâyetsizlikten sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.” (en-Nisâ, 1)

 

“…Anaya, babaya, akrabâya… iyi davranın…” (en-Nisâ, 36)

 

Cenâb-ı Hak, “rahim” diye adlandırılan akrabâlık bağına, Rahmân ism-i şerîfinden türeyen bir isim vermiş ve:

 

“…Ona riâyet edene Ben de iyilik ve ihsanda bulunurum. Onu koparanı da lutuf ve merhametimden mahrum bırakırım.” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Zekât, 45/1694)

 

Ayetlerde, Akrabaya Saygı ve Hürmet Etmek

 

Akrabalara hürmet, saygı ve mali yardımda bulunmak Kur’an’ın bir çok ayetinde göze çarpmaktadır: – “Allah’ü Teâlâ’dan ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir.” (Nisa suresi, 1) – “Anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin.” (Bakara, 83) – “İçinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda göç (hicret) edenlere (mallarından) vermeyeceklerine yemin etmesinler; bağışlasınlar; feragat göstersinler. Allah’ü Teâlâ’nın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.” (Nur Suresi, 22) ve daha bir çok ayet.[10]–[11]–[12]–[13]–[14]

Bir konunun Kur’an’da tekrar edilmesi onun önemini göstermektedir. Allah Teâlâ bu ayetlerde rahimlerle (akrabalarla) ilişki ve bağa emirde bulunmuş ve kıyamette insanlardan bu konu hakkında sorguya çekilecekleri açıklanmıştır. Rahmi koparanların da lanete uğradıklarını ve onların göz ve kulaklarının hakikatleri idrak etmekten menedileceklerine dair tehditte bulunmuştur.

 

Tüm akrabalar arasında Kur’an’da anne ve babanın çok özel yerinin olduğu görülmektedir. Allah azze ve celle, Allah’ü Teâlâ’ya iman ve kulluktan sonra anne ve babaya iyilikte bulunmayı emretmektedir: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “of!” bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.” (İsra Suresi, 23)

 

Sıla-i Rahim'in (Akraba ziyareti) Faydaları Nelerdir?

 

Anne- babaya, akrabaya ve komşuya iyilik yapmak ömrü uzatır mı? sıla-i rahmin başka faydaları var mıdır? kişi, sıla-i rahim yapıp da iyiliğe karşılık kötülük bulursa ne yapmalıdır?

 

Cevap:

Sıla-i rahim (akrabayı, komşuyu gözetme ve iyilik ki, bunun en başında ana-babaya iyilik ve itaat gelir) hususunda zikredebileceğimiz birkaç Hadis-i Şerif şöyledir:

Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

 

* 'Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.' (Buhari; Tirmizi)

 

* 'Sıla-i rahmi kesen Cennet'e giremez.' (Ahmed b. Hanbel; Bezzar)

 

* 'Sıla-i rahim, güzel komşuluk, yahut güzel ahlak, beldeleri mamur, ömürleri uzun eder.' (Ahmed b. Hanbel)

 

* 'Yakınlara sıla-i rahimde bulunmak; malda zenginliği, ailede ise sevgiyi artırır, ömrü de uzatır.' (Taberani) Burada 'ömür uzamasından' maksadın ne olduğu hususunda iki görüş vardır: Birinci görüş: Ömrün uzamasından maksat; ömürde bereket, salih amellerde muvaffakiyet, kendisinden sonra hayırlı bir evlat bırakmaktır. İkinci görüş: Ra'd suresindeki; Allah dilediğini siler, dilediğini de sabit bırakır. Ana kitap onun katındadır. (er-Ra'd, 13/39) ayeti ile delil getirerek, kaza-i muallakta bu ömrün değişip, uzayacağını söylemişlerdir. Mana hangi görüşe olursa olsun, sıla-i rahimde Allah’ü Teâlâ’ya itaat hali mevcut olup, kulun dünya ve ahiret saadeti için elzemdir. Hz. Ali (r.a.)'dan altın silsile yoluyla gelen bir rivayete göre; Hz. Ali (r.a.) Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem 'e, 'Allah dilediği şeyi siler, dilediğini de sabit bırakır.' (er-Ra'd, 13/39) ayetinin manasını sormuş, Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem de cevaben: 'Bundan maksat; Allah rızası için bir sadakadır; ana-babaya iyilik ve ihsandır; sıla-i rahimdir. Ya Ali ! Bu hasletlerden her biri, şekavetten (cehennemlik olmaktan), saadete (cennetlik olmaya); ömrün uzamasına; kötü kimselerle karşılaşmaktan korunmaya vesile olur.' buyurmuştur. (Tecrid-i Sarih, c.6, s.366) Abdullah b. Amr b. as (r.anhüma)'dan rivayetle Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurmuştur ki: 'Bir kimse sıla-i rahim eder de, ömründen üç gün kalmış bulunursa, Allah onun ömrünü otuz seneye uzatır. Bir kimse de sıla-i rahmi keser de otuz sene ömrü bulunursa, Allah da bunun ömrünü kısaltır da üç güne indirir.' (Tecrid-i Sarih, c.6, s.366)

 

Akraba Ziyareti Rızkın Bollaşmasına Ecelin Gecikmesine Sebeptir!

 

"Her kim rızkının bol olmasını ve ecelinin gecikmesini istiyorsa akrabasını görüp gözetsin" (Buhari, Edeb)

“Rızkının bol ve ömrünün uzun olmasını isteyen kimse yakınlarıyla ilgilensin.” (Buhârî, Tirmizî)

“Ömrünün uzun, rızkının bol ve iyi bir şekilde ölmeyi arzulayan kimse Allah’ü Teâlâ’dan korksun, haramlardan korunsun ve yakınlarıyla olan ilişkisini sürdürsün.” (Bezzar, Hakim)

“Tevrat’ta:

“Ömrünün uzun, rızkının bol olmasını isteyen kimse, yakınlarıyla ilişkisini sürdürsün.” sözü yazılıdır.” (Bezzar, Hâkim)

“Şübhesiz gizli verilen sadaka Allah’ü Teâlâ’nın gazabını dindirir. Akrabalarla iyi ilişkiler ömrü uzatır. İyiliklerin yapılması kötü ölümden korur. “La ilahe illallah” sözü kendisini söyleyen kimseden doksan dokuz bela çeşidini def eder. Ki, bunların en hafifi kaygı ve üzüntüdür.” (İbn-i Asakir)

“Kim ölümünden sonra eserinin devam etmesini ve rızkının geniş olmasını istiyorsa, sıla-i rahim yapsın.” (Müslim, Buhari)

“Sevabı (karşılığı) en çabuk verilen ibadet sıla-i rahimdir. Hatta aile efradı fasık ve facir olmasına rağmen bazı hanelerin malları artar ve adetleri çoğalır. Çünkü onlar sıla-i rahim yaparlar.” (Beyhâkî, Harâkî, İbn Hibban)

 

Allah Celle Celâlühü Akraba Hakkını Gözeten Kullarını Nasıl Metheder?

 

Allah Teâlâ, sıla-i rahimde bulunan kullarını şöyle methetmektedir:

 

“Onlar ki, Allâh’ın riâyet edilmesini emrettiği şeye riâyet ederler (sıla-i rahimde bulunurlar), Rablerinden korkarlar ve (bilhassa) hesâbın kötü olmasından endişe ederler.” (er-Raʻd, 21)

 

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- iyilikte bulunmada gözetilmesi gereken sırayı şöyle beyân etmiştir:

 

“Harcamaya kendinden başla! Artanı çoluk-çocuğuna sarf et. Âilenden bir şey artarsa, bunu da yakınlarına harca. Bunlardan arta kalanı da sağındaki solundaki komşulara ver!” (Bkz. Nesâî, Zekât 60, Büyûʻ 84; Müslim, Zekât 41)

 

Akrabaya yapılan infak için, hem sadaka hem de akrabayı koruyup gözetme sevâbı vardır. (Tirmizî, Zekât, 26)

 

Sıla-i rahimin birtakım zorlukları da olabilir. Lâkin ona vaad edilen mükâfatlar, daha fazla ve daha büyüktür. Fahr-i Kâinât Efendimiz, bu mükâfatların ikisini şöyle haber vermiştir:

 

“Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin!” (Buhârî, Edeb 12, Büyûʻ 13; Müslim, Birr 20, 21)

 

Bunun aksine, akrabalarıyla bağını keserek onlarla ilgilenmeyen kişiler de şöyle îkaz ve tehdit edilmişlerdir:

 

“Onlar, Allâh’a söz verdikten sonra verdikleri sözü bozarlar, Allâh’ın gözetilmesini emrettiği kimselerle alâkayı keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar, lânete uğramışlardır; cehennem de onlar içindir.” (er-Raʻd, 25)

 

Yine bu mevzûda Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

 

“Âhirette cezasını ayrıca vermekle beraber, dünyada Allah Teâlâ’nın çabucak cezalandırmasını en fazla hak eden günahlar, zulüm ve akrabayı ihmâl etmektir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 43; Tirmizî, Kıyâme, 57; İbn-i Mâce, Zühd, 23)

 

“Akrabasıyla ilgisini kesen kimse cennete giremez.” (Buhârî, Edeb, 11; Müslim, Birr, 18, 19)

 

Bu âyet ve hadisler, sıla-i rahimin ehemmiyetini açıkça ortaya koymaktadır.

 

Sıla-i Rahim!

 

Akraba ve yakınları ziyaret etme, hallerini ve hatırlarını sorma, gönüllerini alma anlamında bir İslam ahlâkı terimi.

 

İslam'da insanlar arası ilişkilere önem verildiği gibi özellikle yakınlardan başlayarak anne ve babanın ve sırayla diğer akrabaların ziyaret edilip gözetilmesi prensibi son derece önemlidir.

 

Halit b. Zeyd (Ebu Eyyüb el-Ensarî) hazretlerinden rivayet edildiğine göre bir adâm Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem 'e gelerek: "-Yâ Rasûlallah; beni Cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?" dedi... Rasûlüllah şu cevabı verdi:

 

"Allah’ü Teâlâ’ya ibadet eder ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahm edersin" (Buharî, Zekât, 1).

 

Peygamber Efendimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem bu kadar önemle üzerinde durduğu ve yapıldığı zaman Müslümanların Cennete girmelerine sebep olacağını haber verdiği sıla-i rahim; her türlü hayır işlerinde akraba ve yakınların görülüp gözetilmesidir.

 

Gerek âyetlerde, gerek hadislerde, bunun, namaz, zekât gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi, İslâmdaki önemini göstermektedir. Alimler sıla-i rahimde bulunmanın vacib olduğu görüşündedirler. Bunun, terkedilmesi, yani akraba ve yakınlarla olan ilgisinin kesilmesi, büyük günâh sayılmıştır. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:

 

"Allah’ü Teâlâ’dan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının" (en-Nisâ, 4/I);

 

"Onlar ki Allah’ü Teâlâ’nın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler (akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar...";

 

Fakat Allah’ü Teâlâ’nın tevhit akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah’ü Teâlâ’nın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar (akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada verenler var ya; işte bunlar, lânet onlara ve yurdun kötüsü Cehennem de onlara" (er-Ra'd, 13/21, 25)

 

Akraba Ziyareti Sıla-i Rahim!

 

Akraba ilişkileri ” Sıla-i Rahim ” olarak isimlendirilmiş ve önemle üzerinde durulmuştur. Zira insanoğlu, doğumundan ölümüne kadar ilgiye muhtaç bir varlıktır.

 

Dinimiz ilgi ve alakada öncelik ana babaya tanımakla beraber, diğer hısım ve akrabalara karşı iyi davranılmasınada büyük önem vermiştir. Amca, hala, teyze, dayı ve bunların çocukları, kayın valide, kayın baba ve kayın birader gibi yakınlara karşı insani, ahlaki ve sosyal görevler ifa edilir. Birçok ayet ve hadiste akraba ile ilişkilerin sürdürülmesi ve onların haklarının gözetilmesi emredilmiştir.

 

Kur’an-ı Kerim’ de ” Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emereder…. ” ( Nahl,16/19 ) ” Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolscuya hakkını ver…. ” ( İsra,17/26 ) anlamındaki ayetler ve ” Akrabalık bağını koparan kimse ( cezasını çekmeden ) cennete giremez ” ( Buhari, “edep” , 11 ) ; ” Faziletli işlerin en üstünü senden ziyareti kesen akrabanı ziyaret ederek ilişkini sürdürmendir. ” ( Ahmed,III,438 ) anlamındaki hadisler akraba ziyaretinin önemli olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle, akrabaların sevinçli ve acılı günlerinde yanlarında bulunmak hem insalık hemde dini görevlerimizdendir. Onlara fiili veya sözli olarak her hangi bir zarar vermemeli, onları kötülememeli, unutmamalı ve dargın durmamalıyız.

 

Akrabalık ilişkilerini sürdürmek farz, bu ilişkileri koparmak ise haramdır. akrabasını unutmayan, onlar ile ilişkisini sürdüren kimse sevap, aksine davranıp koparanda günah kazanmış olur. Bir adam Peygamberimize:

– Ya Resulallah ! Bana cennete girmeme vesile olacak bir amel söyle, dedi. Peygamberimiz:

– ” Allah’ü Teâlâ’ya ibadet eder ve ona hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namazı kılar, zekâtı verir, akrabayı gözetirsin ” ( Buhari “Edeb”,10 ) buyurdu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis