Sılâ-i Rahim Ömrü Uzatır

 Sılâ-i Rahim Ömrü Uzatır

 

Enes îbni Malik Radiyallahü Anh'dan: Resûlüllah (Saliallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

 

“— Kim rızkının bol olmasını ve ömrünün uzamasını severse, sılâ-i Rahim yapsın.” [112]

 

Hadîs-i şeriften anlaşılıyor ki, stlâ-i rahim vazifesini yerine getirmekte iki semere vardır:

 

1— Rızkın genişlemesi ve bol olması,

 

2— Ömrün uzaması.

 

Rızkın genişlemesi, akrabaya yapılan iyilik ve ihsan karşılığında Allah T”>tâ'nın rahmet ve ihsanını va'd buyurmasına dair geçen hadîs-i şerifler mealinden anlaştlrnaktadır. Dilediği kimselere hesapsız rıztk ve faereker verir.

 

ömrün uzaması üzerinde çeşitli izahlar yapılmıştır. Bunların bir kısmı şöyle hulâsa edilir:

 

a) Hadîs-i şerifte: “Sıla yapanın eseri geciktirilir.” ifadesi vardır. Esef; insanın yerde yürürken bırakmış olduğu ize denir. Bir kimsenin izinin uzatılması, hayatta kalması ve ömrünün devam etmesi olur.

 

b) Ecelin bir ismi de eser'dîr. Çünkü ecel ömrün arkasından gider ve onu takip eder. Bu bakımdan eserin, yani ecelin gecikmesi yine ömrün uza­ması demek olur. Yahut geriye iyi ve salİh bir nesil bırakır da, kendisine ölümünden sonra dua ederler. Arkasından hayırla yad edilir.

 

c) Eserin geciktirilmesi, adamın akıl ve anlayışının devam etmesi, bo­zulmaması anlamını da ifade eder. Yaşayışta bereketlilik olur.

 

Ecel, Allah’ü Teâlâ’nın ilminde malûm ve değişmez bir hal olduğuna göre, ger­çek manâda bunun uzaması, ölüm. .işi İle görevlendirilen meleğin ilmine nisbetledİr. Meselâ: Bir insan için, eğer sıJâ-İ rahim yapmazsa ömrü altmış senedir, Sıla yaparsa yetmiş senedir; şeklinde melek'in bilmesi halinde, ömürde uzama olmuş oluyor. Fakat Allah Tealâ, o insanın sıla yapıp yap-mıyacağını ezelden* bildiğinden, onun katında değişen bir şey olmuyor. Netice itibariyle sılâ-i rahmin rızıkta genişliğe ve ömürde berekete vesile olması vardır.

 

Enes ibni Malık Radiyallahü Anh:

 

Bu hadîs-i şerifin ravisi olan Enes ibni Malik ashab-ı ki­ramdan ve ensârdandır. Henüz dokuz veya on yaşlarında iken Resûlüllah'ın hizmetinde clevamlı olarak bulunmuş ve irtihallerinde yirmi yaşını idrak et-mîşti. Yüz yaşına kadar ömür sürdüğünden ve Hazretİ Peygamberin hiz­metinden ayrılmadığından pek çok hadîs rivayet etmiştir.

 

Resûlültah (Sallallahü Aleyhi ve Seliem)"m Medine'ye hicretlerinde, E n e s 'i elinden tutarak annesi Peygamber'e götürdü ve:

 

“— Bu çocuğu, sana hizmet etsin diye getirdim.” dedi.

 

Hazreti Peygamber de onu kabul buyurdular. H a m z a ismindeki sebze türlerinden ot topladığından Hazreti Peygamber ona “Ebu Hamza” künyesini taktı.

 

Küçük yaşta iken Bedir savaşında ve ondan sonraki diğer savaşlarda bulunarak hizmetten geri kalmadı. Basra'da vefat eden ashabın sonuncu­sudur. Yüz yaşına kadar olduğu halde vefat ederek orada defnedildi.

 

Hazretİ Peygamber, ona mal ve evlâd bereketi ile Cennete girmesini duâ etmiş olduğundan, hayatında mal ve evlâd bereketine nail olmuştu. Allah ondan razı olsun.[113]

 

Rivayet edildiğine göre Ejbû Hüreyre Radiyallahü Anh şöyle dedi: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle dediğini işittim:

 

“— Kim rızkının bol olmasına ve ömrünün uzamasına sevinirse, sılâ-i rahim yapsın.” [114]

 

Manâda değişiklik olmamakla beraber bir kelimenin fâfzı değişik olarak aynı hadîs iki ravi tarafından nakledilmiştir. Bu da hadîs-i şerifin sıhhatini kuvvetlendirmiş olur.[115]

 

Sıla-İ Rahim Ve Ana Baba Hakkı

 

Allah Teâla. Cellle Celâlühü şöyle buyuruyor:

 

“- Ey insanlar! Sizleri bir tek insandan yaratan, o tek insandan erkeği ve dişiyi yaratarak bu çiftten bir çok erkek ve kadınlar üretip yeryüzüne yayan Allah’ü Teâlâ’ya karşı gelmekten sakınınız. O’nun adını ileri sürerek birbirlerinizden çeşitli dileklerde bulunduğunuz Allah’dan ve akrabalık bağlarını zedelemekten çekininiz. Çünki, Allah sizin üzerinizde devamlı bir denetleyicidir.” ( Nîsâ Sûresi. 1.)

 

Yine ulu Allah Cellle Celâlühü şöyle buyuruyor:

 

Yoksa idare yetkisi elinize geçse, yeryüzünde kargaşalık çıkararak ve akrabalık bağlarını zedeleyerek baş mı kaldıracaksınız?! Bu kimseler yok mu? Allah onları rahmetinden kovarak kulaklarını sağır ve gözlerini kör etmiştir.” ( Muhammed Suresi. 22-23)

 

Hazreti Allah Cellle Celâlühü buyuruyor ki:

 

“- O kimseler ki, Allah île vardıkları kesin sözleşmeyi bozarak Allah’ü Teâlâ’nın işler halde tutulmasını emrettiği münâsebet ve bağları keserler ve yeryüzünde kargaşalık çıkarırlar. Bu kimseler yok mu? Onlar büyük zarara uğrayanların ta kendileridirler” (Bakara Suresi. 27)

 

Yüce Allah Cellle Celâlühü buyuruyor ki:

 

“- O kimseler ki. Allah ile vardıkları kesin sözleşmeyi bozarlar ve Allah’ü Teâlâ’nın işler halde tutulmasını emrettiği münâsebet ve bağları keserler. Bunlar yok mu? İşte Allah’ü Teâlâ’nın laneti bunların üzerindedir, kötü barınak (Cehennem) da onların olacaktır.” (Ra’d Suresi. 25)

 

Buhari ve Müslim’in Ebû Hureyre’den Radiyallahü Anh rivayet ettiğine göre Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

“- Ulu Allah bütün varlıkları yarattı. Bitirdiği zaman, “Sılâ-i Rahim” ayağa kalkarak; “Ey Allah’ım! Burası akrabalık ve dostluk bağlarını kesmekten kaygı duyanların makamıdır” dedi.

 

Ulu Allah “Evet sana riayet edene yakın olmama ve seni savsaklayanları rahmetimden uzak tutmama razı olmaz mısın?” buyurdu.

 

Rahm “Evet” dedi,

 

Ulu Allah da “Öyleyse orası senin olsun” buyurdu, sonra dilerseniz

 

Allah’ü Teâlâ’nın şu âyetini okuyunuz dedi:

 

“- Yoksa idare yetkisi elinize geçse, yeryüzünde kargaşalık çıkararak akrabalık bağlarını zedeleyecek baş mı kaldıracaksınız?

 

Bu kimseler yok mu? Allah onları rahmetinden kovarak kulaklarını sağır ve gözlerini kör etmiştir.

 

“Bu hadis-i Tirmizi’de rivayet etmiş hasen sahih bir hadisdir demiştir. İbni Mâce ile Hâkim dahi rivayet etmişler. Hâkim isnadı sahihdir demiştir.” Hz. Ebû Bekr Radiyallahü Anh’dan rivayet edildiğine göre.

 

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

“- Âhîrette çekilecek azabın yanında cezalar öne alınarak dünyada çektirilmeyi hak eden başlıca günahlar gaddarlık ile akrabalık hakkını çiğnemektir.” Buharî ile Müslim’in birlikte naklettiklerine göre

 

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

“- Akrabalık hakkını çiğneyenler Cennete giremezler.

 

“Süfyân: “Bundan murat, sılayı rahim yapmayanlardır” demiştir. Güvenilir ravilerin senedi ile imamı Ahmed dahi rivayet etmiştir.

 

“- İnsanoğullarının amelleri her perşembe günü ve Cuma geceleri Allah’ü Teâlâ’ya arz edilir. Fakat akrabalık hakkını çiğneyenlerin amelleri geri çevrilir.

 

Beyhakinin rivayetine göre Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

“- Cebrail Aleyhisselâm bana gelerek şöyle dedi. Bu gece şaban ayının onbeşinci gecesi (Berat gecesi)dir, Allah bu gece Kelb kabilesinin sürüsündeki koyunların kılları sayısınca kimseyi cehennemden azad eder fakat şu kimselerin yüzüne bile bakmaz:

 

1 – Allah’ü Teâlâ’ya ortak koşanlar,

2 – Kin tutanlar,

3 – Akrabalık bağlarını savsaklayanlar,

4 – Kendini beğenmişlik ve büyüklük duygusunun alâmeti olarak elbisesini topuklarına kadar uzatanlar,

5 – Ana-babaya karşı gelenler.

6 – Devamlı içki içenler.”İbni Hibban ile başkalarının rivayetinde;

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

“- Şu üc kimse cennete giremez:

 

1 – Devamlı içki içenler

2- Akrabalık bağlarını savsaklayanlar

3 – Büyüye inananlar.”

 

İbni Ebü Dünya ile Beyhaki’nin ve kısaltılmış olarak İmamı Ahmed’in rivayetinde Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdular:

 

“- Bu ümmetin içinden öyleleri gelecektir ki, bunlar bir gece her insan gibi yiyip içip oynayacaklar. Fakat maymun ve domuz kılığına girerek sabahlayacaklar, sarsıntıya uğrayıp yerin altına geçecekler veya üzerlerine taş yağacaktır.

 

Halk “Dün gece filân oğulları yerin dibine battı, falan dünyâperestin evi alt üst oldu” diyecektir. Lût kavminin bazı kabileleri üzerine yağdığı gibi onların ve evlerinin üzerine de taş yağacaktır. Hz. Âdem bir kısım kavmini kavuran kasırga gibi bir kasırgaya tutulacaklardır.

 

Bu âfetlerin sebebi şu günahları işlemeleridir:

 

1 – Devamlı içki içmeleri,

2 – Erkeklerin ipekli elbise giymesi,

3 – Oyuncu ve şarkıcı ve kadınlar edinmeleri.

4 – Faiz alıp vermeleri,

5 – Akrabalık haklarını savsaklamaları.

 “Hz. Cabir Radiyallahü Anh buyurur. “

 

Bir haslet daha var ki, Cafer onu unutmuştur. (Taberaninin El-Evsat’ta rivayetine göre) Bir gün biz toplanmış oturuyorken karşımıza

 

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem çıkageldi ve bize şöyle buyurdu:

 

“Ey müslümanlar cemaati Allah’dan korkunuz ve akrabalık haklarını gözetiniz, çünki mükâfatı en çabuk verilen iyi amel, akrabalık hakkını gözetmektir. Gaddarlıktan sakınınız, çünkü cezası en çabuk verilen günah gaddarlıktır, zulümdür. Ana – babaya karşı gelmekten, onları yüzüsütü bırakmaktan sakınınız, çünkü kokusu bin senelik mesafeden duyulduğu halde şu kimseler.

 

Cennetin kokusunu bile duyamazlar:

 

1 – Ana-babaya karşı gelenler, onları yüzüstü bırakanlar,

2 – Akrabalık haklarını savsaklayanlar,

3 – Yaşlı iken zina işleyenler,

4- Büyüklük taslamak gayesi ile elbisesini yerlerde sürünecek şekilde uzatanlar, çünkü büyüklük Allah’ü Teâlâ’ya mahsustur.

 

“İsfehanî’nin rivayetine göre Cabir şöyle demiştir:

 

Peygamberimizin huzurunda oturuyorduk. O: “Akrabalık haklarını gözetmeyenler aramızda oturamazlar” dedi.

 

Bunun üzerine bir delikanlı ayağa kalkarak halkamızdan çıktı ve bir teyzesine gitti, aralarında bir kırgınlık varmış, hemen orada delikanlı teyzesinden afv diledi, teyzesi de onu afvettiğini bildirdi, arkasından delikanlı yine aramıza katıldı.

 

Bunun üzerine Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem “Aralarında akrabalık hakkını çiğneyen birisinin bulunduğu topluluğa Allah’ü Teâlâ’nın rahmeti inmez” buyurdu. Yukardaki hadîs, şu rivayeti doğruluyor, buna göre bir gün ebu Hureyre Radiyallahü Anh Peygamberimizden bahsederken “O akrabalık bağlarını çiğneyenleri aramızdan çıkarırdı” deyince orada bulunan bîr delikanlı ayağa kalktı, hemen yıllardan beri dargın yaşadığı bir halasına gitti, onunla barıştı.Kadın yeğenine davranışının sebebini sorunca oğlan da Ebû Hureyre’nin sözlerini anlattı, kadın “Git, bu konuda ondan daha geniş bilgi al” dedi, oğlan gelip Ebû Hureyre’den daha geniş bilgi isteyince o şöyle dedi.

 

“Çünkü ben Peygamberimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle dediğini duydum:

 

Aralarında akrabalık bağlarını çiğneyenlerin bulunduğu kavimlere Allah rahmet göndermez.”Taberanî’nin (rahimehuitah) naklettiğine göre (Hadiste: Şüphesiz Melekler içlerinde akrabalık hakkına riâyet etmeyenler) bulunan bir kavmin üzerine inmezler demiştir.

 

(Taberanî’nin sahih senediyle) Âdem’de rivayetine göre şöyle demiştir:

 

“Bir gün sabah namazından sonra İbni Mes’ud Radiyallahü Anh bir gurup arasında oturuyordu, bir ara şöyle dediğini duydum, “Allah aşkına, aramızda akrabalık bağlarını koparanlar varsa kalkıp çıksın. Çünkü biz Rabb’imize dua etmek istiyoruz.

 

Oysa ki, gökyüzü kapıları akrabalık bağlarını çiğneyenlerin yüzüne kapalıdır.”

 

Buhârî ile Müslim’in bildirdiğine göre Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

– Sıla-i Rahim, Arş’a asılıdır ve kim beni gözetirse Allah da onu gözetir, kim beni savsaklarsa Allah da onu rahmetinden mahrum eder” der.

 

“Hadisi Ebû Dâvûd’la Tirmizî de rivayet etmiş, Tirmizî onun hakkında: Hasen Sahih bir hadistir demiştir. Fakat, sahihtir demesine itiraz edilerek Munkati olduğu söylenmiştir. Mevsul rivayeti hakkında Buharı hatadır demiştir.

 

Abdurrahman İbni Avf’ın Radiyallahü Anh rivayetine göre

 

Peygamberimiz şöyle buyuruyorken işittim demiştir.

 

“- Ulu Allah der ki, “ben Allah’ım, ben Rahman’ım. Sıla-i Rahm-ı yarattım ve ona kendi adımla aynı kökten türeyen bir isim verdim, onu gözeteni ben de gözetirim, onu çiğneyeni ben de rahmetimden mahrum ederim.”İmam-ı Ahmed’in sahih senetle rivayetine göre:

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

– Faizin en katmerlisi, müslümanın ırzına haksız yere dil uzatmaktır. Rahm Allah’ü Teâlâ’nın “rahman” isminden türemiş karşılıklı bir kan yakınlığıdır. Bu yakınlık bağını çiğneyenlere Allah Cenneti haram eder.

 

“İmam-: Ahmed’in kuvvetli iyi bir isnatla ve İbni Ribba’nın Sahihinde rivayetine göre

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

“- Rahim, Allah’ü Teâlâ’nın “rahman” isminden türemiş, karşılıklı bir kan yakınlığıdır, O der ki, “Yâ Rabbi! Beni çiğnediler, ya Rabb’i beni savsakladılar. Yâ Rabb’i, bana haksızlık ettiler. Yâ Rabb’i. Yâ Rabb’i…” O böyle şikâyet edince Allah ona şöyle cevap verir, “seni gözeteni gözetmeme ve seni çiğneyeni rahmetimden mahrum etmeme razı değil misin?” der.

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

“- Rahim, Arşa asılı bir halkadır, keskin bir dil ile konuşarak şöyle der:

 

Allah’ım! Beni gözeteni sen de gözet, beni çiğneyeni de rahmetinden uzak tut” Ulu Allah da ona şöyle buyurur: Ben “rahman, ve “rahim”im. Rahm’e kendi adımla ayni mastardan türeyen bir isim takdım, onu gözeteni gözetirim, onu çiğneyeni ben de rahmetimden uzak tutarım.

 

“Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

- Şu üç şey Arş’a bağlıdır:

 

1 – Rahim, o der ki. “Allah’ım! Ben senin yanındayım. Hiç bir zaman münasebeti kesmem.

 2 – Emanet, o da der ki, Allah’ım! Ben senin yanındayım, hiç bir zaman hıyanet etmem.

 “3 – Nimet, o da der ki, “Allah’ım! Ben de senin yanındayım, hiç nankörlük etmem.

 “Beyzaz ile Beyhaki’nin rivayetinde

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

“- Mühür Arş’ın direğine asılı durur. Rahim birisinden şikâyette bulunduğu zaman ve kişi Allah’ü Teâlâ’nın emirlerine karşı gelerek günah işlediği vakit, Allah mührü göndererek kalbini mühürler, adam ondan sonra artık yaptığı hiç bir kötülüğün farkına varmaz.” Buhâri ile Müslim’in birlikte bildirdiğine göre

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

– Allah’ü Teâlâ’ya ve Âhiret Gününe inananlar, misafirlerini güzel ağırlasınlar Allah’ü Teâlâ’ya ve Âhiret Gününe inananlar, akrabalık bağlarını gözetsinler. Allah’ü Teâlâ’ya ve Âhiret Gününe inananlar, ya faydalı (doğru) konuşsunlar, yahut sussunlar.”Yine Buhârî ile Müslim’in bildirdiğine göre

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

“- Geçim imkânlarının genişlemesini ve ömrünün uzun olmasını isteyenler, akrabalık bağlarını gözetsinler.

 

“Ebû Hureyre Radiyallahü Anh buyurur:

 

“Peygamber’imizin Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle dediğini duydum: “Geçim yollarının genişlemesini ve ömrünün uzun olmasını arzu eden kimse, akrabalık bağlarını gözetsin”

 

Bu Hadis-i Buhârî ve Tirmizî rivayet etmişlerdir. Lâfzı şudur:

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:

 

“Soylarınızdan akrabaya yardım edeceğiniz şeyi öğrenin, çünkü akrabaya yardım, ailede muhabbet, malda zenginlik, ömürde ziyadedir.

 

” Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:

 

– Ömrünün uzun olmasını, geçim imkânlarının genişlemesini ve son nefeste imansız can vermemeyi isteyen Allah’dan korksun ve akrabalık bağlarını gözetsin.

 

“Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:”

 

– Tevrat’ta der ki, rızkının ve ömrünün artmasını dileyenler, akrabalık bağlarını gözetsinler.

 

“Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurur ki:”

 

– Sadaka vermek ve akrabalık bağlarını gözetmek sayesinde Allah ömrü uzatır, son nefeste imansız can vermek tehlikesini uzaklaştırır, istenmeyen ve korkulan ihtimallerden uzak kalmayı temin eder.”Ebû Ya’lâ’nın (rahimehullah) iyi bir isnatla

 

Hasan kabilesinden biri şöyle der:

 

“Bir gün Peygamber’imizin Sallallahü Aleyhi Vesellem yanına vardım. Kendisi ashabından birkaç kişi ile beraberdi. “Allah’ü Teâlâ’nın Rasülü olduğunu ileri süren sen misin?” diye sordum. O. “Evet. benim” cevabını verdi. Bu cevabı üzerine O’na

 

“Ya Rasulallah, Allah katında en değerli amel nedir?” diye sordum.

 

“Allah’ü Teâlâ’ya iman etmektir” dedi.

 

“Ya Rasulallah sonra arkasından ne gelir” diye sordum,

 

“Akraba bağlarını gözetmek” diye cevap verdi.

 

Arkasından “Yâ Rasulallah Allah’ü Teâlâ’nın en sevmediği ameller hangileridir?” diye sordum.

 

“Allah’ü Teâlâ’ya ortak koşmaktır” dedi.

 

“Ya Rasulallah sonra?” dedim.

 

“Akrabalık bağlarını çiğnemektir” diye cevap verdi.

 

“Yâ Rasulallah daha sonra?” diye sordum.

 

“İyiliği emrederek kötülükten alakoymaktır” diye cevap buyurdular.

 

Buhâri ile Müslim’in birlikte naklettiklerine göre seyahatlerinin bîrinde Peygamber’imizin Sallallahü Aleyhi Vesellem önüne bir çöl bedevisi çıktı. Devesinin dizginini yahut yedeğini tutarak “Yâ Rasulallah beni Cennete yaklaştıran ve Cehennemden uzaklaştıran amel nedir, söyle” dedi.

 

Peygamber’imiz bu soruya önce cevap vermeyerek arkadaşlarının yüzüne baktı ve “bu adam, gerçekten muvaffak oldu yahut gerçekten doğru yola geldi” dedi. Çöl bedevisine Peygamber’imiz “ne demiştin” diye sordu. O da tekrarladı bunun üzerine Peygamber’imiz çöl bedevisine şu cevabı verdi.

 

“Cehennemden uzaklaşıp Cennet’e yaklaşmak istiyorsan varlığına ortak koşmaksızın Allah’ü Teâlâ’ya kulluk edeceksin, namazı dosdoğru kılacaksın, malının zekâtını vereceksin ve akrabalık bağlarını gözeteceksin. Şimdi devemin dizginini bırak da yoluma devam edeyim” buyurdu. Çöl bedevisi arkasını dönerek yoluna koyulunca Peygamber’imiz arkadaşlarına “bu adam eğer kendisine verdiğim emirlere uyarsa Cennete, girer” dedi.

 

Taberanî’nin güzel bir isnatla bildirdiğine göre.

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

– Ulu Allah dünyaya geldiklerinden beri kendilerine buğuz ederek yüzlerine bakmadığı bir kavimle bir ülkeyi onarır ve geçim imkânlarını geliştirir.”Sahâbîler “Bu nasıl olur, yâ Rasulallah” diye sorarlar.

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bu soruya “Bu kavmin akrabalık bağlarını gözetmeye yönelmesi sayesinde” diye cevap buyururlar. Ahmed İbni Hanbel’in (rahimehullah) güvenilir Raviler senediyle rivayet ettiğine göre

 

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

“- Tatlı huya ve müsamahaya sâhib olan kimse, dünya ve âhiretten en yararlı payını, akrabalık bağlarını gözetmeyi, iyi komşuluk ve huy güzelliği almış demektir. Bunlar ülkeleri kalkındırır ve ömürleri uzatır.”Yalnız bu hadiste inkita vardır.Ebu Şeyh, İbni Hibban ve Beyhâkî’nin (Allah onlardan razı olsun) bildirdiğine göre.

 

Peygamber’imize Sallallahü Aleyhi Vesellem “insanların en hayırlısı kimdir” diye sordular, Peygamber’imiz bu soruya “Allah’dan en çok çekinenler, akrabalık bağlarını en titiz şekilde gözetenler, doğruyu emredip eğrilikten alıkoyma görevine en fazla önem verenler” diye cevap buyurdular.

 

Taberanî ve İbni Hibban’a göre sahabîlerden Ebû Zerr (R.A) şöyle der.

 

“Dostum Rasulallah, bana şu iyi huyları edinmemi tavsiye etti:

 

1 – Bana, kendimden daha zenginlere değil, daha fakirlere bakmamı tavsiye etti,

2 – Yoksulları sevmemi ve onlara yakınlık göstermemi tavsiye etti,

3 – Küsmüş olsan bile akrabalar arasında akrabalık bağlarını gözetmemi tavsiye etti”

4 – Allah yolunda hiç bir kimsenin beni kınamasından çekinmememi tavsiye etti,

5 – Acı da olsa gerçeği söylemekten geri durmamamı tavsiye etti.

6 – Sık sık “lahavle ve lâ kuvvete illâ billah” dememi tavsiye etti; çünkü bu cümle, Cennet hazinelerinden biridir.”

 

Buhârî ile Müslim’in ve başkalarının bildirdiğine göre Peygamber’imizin eşlerinden biri olan Hz. Meymune Rasûlullah’a danışmadan kendisine ait olan bir cariyeyi azad eder.

 

Meymune’nin nöbet günü gelince “yâ Rasulallah ben cariyemi azad ettim” diye bildirir.

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem “Sen bunu yaptın mı?” diye sorar.

 

Hz. Meymune “Evet” diye cevap verir. Bunun üzerine Peygamber’imiz ona “Onu azad edeceğine dayılarından birine bağışlasaydın daha çok sevap kazanırdın” diye buyurur.

 

İbni Hibban ve Hakimin rivayet ettiğine göre adamın biri bir gün Peygamberimize Sallallahü Aleyhi Vesellem gelerek “Büyük bir günah işledim, benim tevbem kabu! edilir mi? diye sorar.

 

Peygamberimiz adama “Annen sağ mı?” diye sorar, adam “Hayır” diye cevap verir.

 

O zaman Peygamberimiz “Peki, teyzen var mı?” diye sorar adam “Evet, var” deyince. “O halde git ona iyilik et” buyurur.Buhari ve başkalarının bildirdiğine göre

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

– Akrabalarından gördüğü yakınlığa aynı yakınlığı göstererek karşılık veren kimse, akrabalık bağlarını gözetmiş sayılmaz. Akrabalık bağlarını gözeten kişi arayı açan akrabalar ile münâsebetleri tazeleyen kimsedir.

 

“Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:”

 

– Sakın, eğer başkalarından iyilik görürsek biz de onlara karşı iyi davranırız, bize haksızlık eden olursa, biz de mukabil bir hâksızlık ile onlardan öcümüzü alırız, diyen beyinsizler güruhundan olmayınız. Kendinizi başkalarından gördüğünüz iyiliğe iyilik ile cevap vermeye ve size yapılan haksızlıklara başka bir haksızlıkla cevap vermemeye alıştırınız.”

 

Müslim’in bildirdiğine göre sahabelerden biri bir gün Peygamberimize Sallallahü Aleyhi Vesellem gelerek der ki, “Yâ Rasulallah. benim bir kaç akrabam var. Ben bunlar ile olan bağlarımı gözetiyorum, onlar ise aramızdaki akrabalık hakkını çiğniyorlar. Ben onlara karşı iyi davranıyorum, onlar bana karşı kötü hareket ediyorlar Ben onlara karşı nezâket gösteriyorum, onlar bana kabalık gösteriyorlar ne yapmamı tavsiye edersiniz?

 

“Peygamber’imiz adama şöyle cevap verdi:

 

“Eğer durum dediğin gibi ise, sen onların yüzüne kızgın kül serpiyorsun demektir, böyle davranmaya devam ettikçe onlara karşı Allah’ü Teâlâ’nın desteğini yanında bulursun.

 

“Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:”

 

– Sadakanın en faziletlisi, içinden düşmanlık besleyen bir akrabaya verilenidir.”

 

Bu hadis, yukarıda geçen “akrabalık bağlarını savsaklayanlara karşı yakınlığı tazeleyenlerden bahseden hadisi teyid etmektedir.

 

Taberanî ve Hakim’in naklettiklerine göre Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

“- Şu üç huy kimde bulunursa Allah onu kolay bir hesaplaşmadan sonra Cennete gönderir.”Sahâbilerin “Bu huylar nelerdir?” diye sormaları üzerine

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şu cevabı buyurdular:

 

“1 – Eğer sana vermeyene sen verirsen,

2 – Akrabalık bağlarını çiğneyenlere yakınlık göstermeye devam edersen.

3 – Sana karşı haksız davrananların kusurlarını bağışlarsan, bu üç huyun sahibi isen. Allah seni Cennete koyar.

 

“Ahmed İbni Hanbel’in (rahimehullah) naklettiğine göre Ukbe Bin Âmir Radiyallahü Anh der ki.

 

“Bir gün Peygamberimiz ile karşılaştım, elini tutarak “Yâ Rasulallah bana en faziletli amellerin hangileri olduğunu söyle” dedim.

 

O bana şöyle cevap verdi. “Ya Ukbe, aranızdaki akrabalık bağlarını çiğneyenlere yakınlık göstermeye devam et, sana vermeyene sen ver, sana haksızlık edenin kusurunu bağışla.”

 

Hakim’in rivayetine göre. Peygamber’imiz sözünü şöyle bitirir;

 

“Dinle, ömrünün uzun olmasını ve geçim imkânlarının genişlemesini isteyenler, akrabalık haklarını gözetsinler.”Taberaninin rivayet ettiğine göre

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir sahâbiye şöyle buyurdu.

 

“Dinle, dünya ve Âhiretin en soylu huylarını sana söyleyeyim mi: Aranızdaki akrabalık bağlarını çiğneyenlere yakınlık göstermen, elini boş çevirenlere senin vermen, sana karşı haksızlık edeni bağışlamanda.”

 

Yine Taberâni’nin başka bir rivayetine göre

 

Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur.

 

“- Faziletlerin en üstünü aranızdaki akrabalık bağlarını çiğneyenlere yakınlık göstermeye devam etmen, seni boş çevirene vermen, sana karşı çirkin ve incitici söz kullananların kabalığını bağışlamandır.”Beyzaz’ın rivayetine göre size Allah’ü Teâlâ’nın dereceleri ne ile yükselttiğini göstereyim mi? demiş.Yine Taberâni’nin rivayetine göre ise şöyle buyurmuştur:”- Dinleyin. Allah’ü Teâlâ’nın ülkelere şeref bağışlamasına ve kulların derecelerini yükseltmesine vesile olan huyları size bildireyim mi:Ashâb. “Bildir Yâ Rasulallah” dediler.”

 

1 – Sana kaba davrananı hoş görmen,

2 – Sana Haksızlık edenlerin kusurlarını bağışlaman.

3 – Sana vermeyene vermen.

4 – Akrabalık bağlarını çiğneyenlere yakınlık göstermendir.” buyurdular.

 

İbni Mâce’nin rivayet ettiğine göre, Peygamber’imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

“- Sevabı en erken verilecek olan iyilikler, ana – babaya iyilik ve akrabalık bağlarını gözetmektir. Buna karşılık ilk cezası verilecek olan kötülükler de başta ana – baba olmak üzere başkalarına karşı haksız davranmak ve akrabalık bağlarını” çiğnemektir.”

 

Taberanî’nin rivayet ettiğine göre Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor:

 

“- Âhirete ait olanları saklı tutmak üzere cezası öne alınarak dünyada iken verilmeye en lâyık kötülükler, akrabalık bağlarını çiğnemek, emanete karşı hainlik etmek, ve yalan söylemektir.

 

Buna karşılık sevabı en erken verilecek iyilik de akrabalık bağlarını gözetmektir. öyle ki, bir âilenin mensupları hep fasık olurlar da akrabalık bağlarını gözetmek şartıyla mallarının çoğalmasını isterler ve sayıları çoğalır.

 

tahavi.com

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis