40 Hadis-i Şerif 72

 40 Hadis-i Şerif 72

 

01- Özrü kabul etmeyen, özür dileyenin günahını yüklenmiş olur. (İbni Mace)

02- Kaba kimseye nazik davranan, zulmedeni affeden, mahrum edene ihsan eden, uzaklaşana yaklaşan yüksek derecelere kavuşur. (Bezzar)

03- Kim, bir Müslümanın ayıplarını örtüp gizlerse, Hak teâlâ da, dünya ve ahirette onun ayıp ve kusurlarını örter. Kul, din kardeşine yardım ettiği müddetçe, Allahü teâlâ da o kula yardım eder. (Müslim)

04- Bir kimse, senin ayıplarını söyleyerek seni kötülerse, sen de onun aybını söyleyerek kötülemeye çalışma! Bunun sevabı senin, vebali de kötü söz söyleyenindir. (Nesai)

05- Müslümanlara eza cefa yapmayın, onları çekiştirip ayıplamayın ve onların hata yapmalarını arzulamayın! (İbni Hibban)

06- Kendi aybını gören, Allahü teâlânın hayır dilediği kimsedir buyuruluyor. Kişi için kendi noksanını bilmek gibi irfan olmaz. İmad-ül İslam

07- Kim arkadaşının aybını örterse, Allahü teâlâ da kıyamet günü onun aybını örter. Kim de Müslüman arkadaşının aybını açığa vurursa, Allahü teâlâ da onun aybını açığa vurur. Hatta evinde bile onu rezil eder. (İbni Mace)

08- Kendine reva gördüğünü, sana reva görmeyenin arkadaşlığında hayır yoktur. (İ. Adiy)

09- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Müslümana sövmek fâsıklık, onunla savaşmak küfürdür." (Buhârî, Îmân 36; Müslim, Îmân 116)

10- "Hiç kimse, bir başkasına fâsık veya kâfir demesin. Şayet itham altında bırakılan kişide bu sıfatlar yoksa, o söz onu söyleyene döner." (Buhârî, Edeb 44)

11- "Mü'min ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır." (Tirmizî, Birr 48)

12- "Lâneti çok yapanlar Kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar." [Müslim, Birr 85, (2598); Ebu Dâvud, Edeb 53, (4907)]

13- "Şunu bilin ki, kim bir şeye haksızlıkla lanet ederse, lanet kendisine döner." [Ebu Dâvud, Edeb 53, (4908); Tirmizî, Birr 48, (1979)]

14- "Kişiye şer olarak, Müslüman kardeşini tahkir etmesi yeter…" [Buhari, Nikah 45, Edeb 57, 58, Feraiz 2; Müslim, Birr 28-34, (2563 - 2564); Ebu Dâvud, Edeb 40, 56, (4882, 4917); Tirmizi, Birr 18, (1928)].

15- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a:

16- "Ey Allah'ın Resulü! Müşriklere beddua etsen, onları lânetlesen!" denilmişti. Allah Resulü şu cevabı verdi: "Ben rahmet olarak gönderildim, lanetleyici olarak değil!" [Müslim, Birr 87, (2597)]

17- “Müslüman, Müslüman’ın elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, 211)

18- Peygamber Efendimizin (asm) verdiği bir haberde, beşerî ilişkileri bozuk olan ve fakat mahşer gününe namazıyla, orucuyla ve zekâtıyla gelen bir Müslüman’ın orada kaybına sebep olan ve kendisini hayırlı amel bakımından iflâs durumuna getiren sosyal hataları arasında “Müslüman’a sövmesi” de vardır. (Riyâzu’s-Sâlihîn, 218)

19- “Biri sana dil uzatır ve sende olmayan bir kusurla seni ayıplarsa, sen onu sahip olduğu kusurla dahi ayıplama. Onu, günahı kendine, sevabı sana olduğu halde terk et. Kimseye asla sövme.” (Câmiü’s-Sağîr, 1/66)

20- “Allah’ın mü’min kulu kızdığında zulmetmez. Sevdiği kişi için günaha girmez. Kendisine emanet edilen şeyi zayi etmez. Haset etmez. Başkasının şerefini lekelemez. Etrafına sövüp saymaz. Şahidi bulunmasa da üzerindeki hakkı itiraf eder. Başkasına kötü lâkap takmaz.” (Câmiü’s-Sağîr, 2/1375)

21- “Dikkat ediniz! Mü’mini öldürmek kâfirlerin vasfıdır. Mü’mine sövmek fâsıkların vasfıdır. Bir mü’minin, kardeşini üç günden fazla konuşmayarak terk etmesi helâl değildir.” (Câmiü’s-Sağîr, 2/1435)

22- “Müslüman’ı öldürmek kâfire yakışır. Müslüman’a sövmek günahtır." (Câmiü’s-Sağîr, 3/2912)

23- “Bir kişinin Müslüman’ın şerefine dil uzatması büyük günahlardandır. Bir sövmeye iki sövme ile karşılık vermek büyük günahlardandır.” (Câmiü’s-Sağîr, 3/3491)

24- “Birbiriyle sövüşen iki kimsenin söyledikleri şeylerin günahı, kendisine sövülen haddi aşmadığı sürece ilk sövmeye başlayan kimse üzerinedir.” (Müslim, Birr, 68)

25- Güneş batıp gece karanlığı başladığı yâhud akşama girdiğiniz zaman çocuklarınızı (dışarı çıkmaktan) men' ediniz. Çünkü şeytanlar o sırada dağılırlar. Geceden bir saat geçince de (dışarıdaki) çocuklarınızı evlerinize koyunuz. O zaman Allah'ın ismini anarak kapıları kapatınız. Çünkü şeytan, kapatılmış kapıyı açamaz. Yine Allah'ın ismini anarak su kırbalarınızın ağızlarını bağlayınız. Yine Allah'ın ismini anarak yiyecek kaplarınızın üzerlerini örtüp kapatınız, velev üzerlerine enlemesine birşey koymanız suretiyle olsun. Yanan kandillerinizi de söndürünüz! (Buhârî, Eşribe, Bab 21, Hadis no: 47, 48)

26- "Allah katında işlerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır." (Buharî, İman, 43).

27- "Israrla sürdürülen / sürekli işlenen bir suç -küçük de olsa- küçük olarak kalmaz. Ve samimi olarak kendisinden pişmanlık duyulan, tövbe ve istiğfarla karşısına dikilen bir suç -büyük de olsa- artık büyük sayılmaz." (Aclunî, II/364)

28- "Mümin bir günah işlediği zaman, kalbinde (manevî pastan) siyah bir nokta oluşur. Kişi tövbe eder, günahtan uzaklaşır, istiğfar ederse, kalbi -tekrar- cilalanmış olur. Eğer böyle yapmayıp, günah işlemeye devam ederse, kalbindeki siyah lekeler de artmaya devam edecektir. 'Hayır, yaptıkları günahlar sebebiyle onların kalpleri oldukça paslanmıştır/artık cilalanma özelliğini kaybetmiştir.' (Mutaffifîn, 83/14) ayetinin işaret ettiği paslanma budur." (İbn Mace, Zuhd, 29)

29- "Eğer siz suç işlemeseydiniz, Allah sizi ortadan kaldırır, yerinize suç işleyen nesiller yaratırdı. Ta ki onlar günah işlesin, Allah da onları affetsin." (Müslim, Tevbe, 9-11)

30- Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.(Tirmizî, İlm, 14.)

31- Bizi aldatan bizden değildir.(Müslim, Îmân, 164.)

32- İslâm, güzel ahlâktır.(Kenzü’l-Ummâl, 3/17)

33- İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.(Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16)

34- Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.(Tirmizî, Birr, 55)

35- Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz. (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.)

36- Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî,.)

37- İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.(Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58).

38- Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.(Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.)

39- Mümin kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.(Tirmizî, Birr, 58.)

40- İnsanların Peygamberlerden öğrene geldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.(Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6. )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)