40 Hadis-i Şerif 68 (Çocuklar Ve Çocuk Eğitimi İle İlgili 1)

40 Hadis-i Şerif 68 (Çocuklar Ve Çocuk Eğitimi İle İlgili 1)

 

01-      “Kız çocuğunu güzelce terbiye edip Allahü teâlânın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse o kız çocuğu onun için bir bereket olur. Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur. ” [Taberânî]

02-      “Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri güzel olsun! İtibar kazanmaları için en güzel hediyelerle ihsanda bulunun !” [Hakim]

03-      “İki kız evladına güzel muamele eden mutlaka Cennete girer. ” [İbni Mace]

04-      “İki kızı veya iki kız kardeşi olup da maişetlerini güzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz. ” [Tirmizî]

05-       “Çarşıdan aldığı şeyleri erkek çocuklardan önce kız çocuklarına verene Allah rahmetle nazar eder. Allah rahmetle nazar ettiğine de azab etmez.” [Haraiti]

06-       “Çarşıdan turfan da meyva alıp evine getiren sadaka sevabı alır. Getirdiği meyvayı erkek çocuklarından önce kız çocuklarına versin! Kadınları kızları sevindiren Allah korkusundan ağlayanlar gibi sevab kazanır. Allah korkusundan ağlayanın bedeni de Cehenneme haram olur.” [İbni Adiy ]

07-      ”Üç kızına ihtiyaçtan kurtulana kadar iyi bakan yedirip giydiren elbette cenneti kazanır” [Ebu Davut]

08-      ”Üç kız veya kızkardeşinin geçim veya başka sıkıntılarına katlananı Allahü teala cennete koyar. Ashabi kiramdan biri iki tane olursa yine aynı mıdır diye sual edince peygamber efendimiz evet iki tane olursa yine aynıdır buyurdu.Başka birisi ya bir tane olursa diye sual etti. Cevabında buyurdu ki bir tanede olsa  yine aynıdır. [Hakim Haraiti]

09-      "Kim ki üç tane kız çocuğu yetiştirir, güzel terbiye eder, evlendirir ve onlara iyilikte bulunursa, o kişi için cennet vardır." (Ebu Davud, Edep, 120, 121)

10-      "Kimin üç kızı ve üç kız kardeşi veyahut da iki kızı veya iki kız kardeşi olup da geçimlerini güzel sağlar, onlar hakkında Allah'tan korkarsa, o kişi için cennet vardır." (Tirmizi, Bir 13)

11-      "Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yanyana bulunacağız." (Müslim, Bir, 149; Tirmizi Bir, 13)

12-      "Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar." (Buhârî, Zekât, 10, Edeb, 18; Müslim, Bir, 47 Ayrıca bk Tirmizî, Bir, 13)

13-      Yetiştirilmesi tavsiye buyurulan kız çocukları insanın kendi çocuğu olabileceği gibi, kız kardeşleri, sonradan evlendiği eşinin çocukları, hatta başkalarının himâyeye muhtaç çocukları olabilir. Bu konuda yakınlık veya uzaklık önemli değildir. Nitekim Resûl-i Ekrem Efendimiz (asv), “Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himâye eden kimseyle ben, cennette şöyle yanyana bulunacağız.” (Buhârî, Talâk 25, Edeb 24) müjdesini vermiştir.

14-      Buna göre, kız çocuklarını yetiştirip hayata hazırlamak Allah’ı ve Resûlullah (asv)’ı memnun eden bir davranıştır. Kızlarının İslâm esaslarına göre büyütülmesini ve eğitilmesini sağlayan anne babalar, âhirette Resûl-i Ekrem Efendimiz (asv)’e komşu olacaklardır.

15-      “Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar.” (Buhârî, Zekât 10, Edeb 18; Müslim, Birr 147)

16- Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

“Çocuklarınızı üç hususta yetiştirin:

·   Peygamber sevgisi,

·   Ehl-i Beyt sevgisi ve

·   Kur’ân kıraati…

Çünkü hamele-i Kur’ân (yâni Kur’ân hafızları) hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyâmet gününde peygamberler ve asfiyâ (yâni safâya ermiş olan Allâh dostları) ile birlikte Arş’ın gölgesindedir.” (Münâvî, I, 226)

17- Çocukların terbiyesi husûsunda hadîs-i şerîfte:

“Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha hayırlı bir mîras bırakmamıştır.” (Tirmizî, Birr, 33) buyrulmaktadır.

18- “Her doğan çocuk, İslâm fıtratı üzere (temiz ve günahsız olarak, tevhîde meyilli bir sekilde) doğar. Daha sonra anne babası onu (inançlarına göre) ya Hristiyan, ya yahudî ya da Mecusi... Yapar.” (Buhârî, Cenâiz, 92)

19- İbni Abbas radıyallahu anhümâ’nın Hz. Peygamber’e nisbet ederek

bildirdiğine göre Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, “İlk söz olarak çocuklarınıza güzelce “لَآ إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ: Lâ ilâhe illâllah” demeyi öğretiniz! buyurmuştur. Hz. Peygamber’in bizzat kendisi de Haşim oğullarının çocukları konuşmaya başladığı zaman onlara “Çocuk edinmeyen, hâkimiyette ortağı bulunmayan, âcizlikten ötürü bir dosta da ihtiyacı olmayan Allah’a hamdederim” de ve tekbir getirerek O’nun şânını yücelt” anlamındaki İsra sûresinin 111. âyetini yedi kere öğretip söyletirdi. Sahâbiler de çocukları konuşmaya başladığı zaman, ilk söyledikleri söz bu olsun diye yedi kere Lâ ilâhe illellah dedirtmeyi güzel görürlerdi (Abdürrezzak, Musannef, IV, 334)

20- Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyururlar:

“Siz kıyamet günü, kendi isimleriniz ve babalarınızın ismi ile çağırılacaksınız. Öyle ise, isimlerinizi güzel kılın.”[ Ebû Dâvûd, Edeb, 70.]

Abdullah Bin Ömer Radiyallahü Anh, Resulullah Efendimiz’in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

“-İsimlerinizin Allah katında en sevimli (ve makbul) olanı, Abdullah ve Abdurrahman’dır.” (Müslim, Adap,2)

21- Yeni doğan çocuğun başı tıraş edilerek saçın ağırlığınca altın ve gümüş

tasadduk edilir. Bunu bizzat Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem emretmişlerdir. Torunları Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin -radıyallâhu anhümâ”- Efendilerimiz doğduklarında, kızı Hazret-i Fâtıma’ya başlarını tıraş edip, ağırlığınca tasaddukta bulunmalarını emretmiştir. [el-Hakîm, Müstedrek Ale’s-Sahihayn, III, s.179.]

22- Hz. Aişe Radiyallahü Anh'den şöyle rivâyet edilmektedir:

"Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem bize erkek çocuklar için iki, kız çocukları için bir koyun (akîka) olarak kurban etmemizi emretti." (İbn Mâce hadis no: 3163, Zebâih, no: 1515).

Ümmü Kürz (radıyallahu anhâ) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim:

"Oğlan çocuğu için birbirine denk iki kurban, kız çocuğu için bir kurban kesmek gerekir. (Kurbanlığın) erkek veya dişi olması farketmez." [Ebû Dâvud, Edâhî 21, (2834, 2835, 2836); Tirmizî, Edâhî 17, (1516); Nesâî, Akîka 3, (7, 165).]

Abdullah İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için, akîka olarak birer koyun kurban etti." [Ebû Dâvud, Edâhî 21, (2841)]

23- Amr İbni Şuayb babası Şuayb’dan, o da dedesi Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anh’den Resûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:

“Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmalarını söyleyiniz. On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini cezalandırınız yataklarını da ayırınız.” (Ebû Dâvûd, Salât 26)

24- Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem:

“Kim Kur’ân’ı küçük yaşlarda öğrenirse Kur’ân onun etine ve kanına işler (Yâni Kur’ân’ın feyziyle nûrlanır.)” buyurmuştur. (Ali el-Müttakî, I, 532)

25- Rasûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem, kendileri de, Abdülmuttalib

Oğulları’ndan bir çocuk güzel konuşmaya başladığında, ona İsrâ Sûresi’nin 111. âyetini yedi defa okutarak öğretirdi. (Abdurrezzak, el-Musannef, Beyrut 1970, IV, 334; İbn-i Ebî Şeybe, el-Musannef, Haydarabad 1976, I, 348.)

26- Enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi:

Ebû Talha radıyallahu anh’ın hasta bir erkek çocuğu vardı. Ebû Talha evde değilken çocuk öldü. Eve döndüğü zaman:

“- Oğlumun durumu nedir?” diye sordu.

Çocuğun annesi Ümmü Süleym:

“- O şimdi eskisinden daha rahat, dedi. Akşam yemeğini hazırlayıp getirdi. Ebû Talha yemeğini yedi sonra da hanımıyla yattı. Daha sonra hanımı ona “Çocuğu defnediniz” dedi.

Ebû Talha sabahleyin Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’e gitti ve olup biteni anlattı. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem:

“- Bu gece ilişkide bulundunuz mu?” diye sordu.

Ebû Talha:

“- Evet, dedi. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem:

“- Allahım, bu ikisine mübârek kıl” diye dua etti.

 (Zamanı gelince) Ümmü Süleym bir erkek çocuk doğurdu. Ebû Talha bana:

“- Çocuğu al, Peygamber’e götür” dedi. Ümmü Süleym de bir miktar hurma verdi, Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem:

“- Çocuğun yanında herhangi bir şey var mı?” diye sordu. Ben:

“- Evet, bir kaç hurma var, dedim. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem hurmaları ağzına alıp çiğnedi. Sonra çıkarıp çocuğun ağzına koydu ve damağını hafifçe oğdu, adını da Abdullah koydu. (Buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107)

27- Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in üvey oğlu, Ebû Seleme Abdullah İbni Abdülesed’in öz oğlu Ebû Hafs Ömer’şöyle dedi:

Ben Hz. Peygamber’in himâyesinde yetişen bir çocuktum. Yemek yerken, elim yemek tabağının her yanına giderdi. Bunun üzerine Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem bana şöyle buyurdu:

“Oğul, besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!”

O günden sonra buyurduğu gibi yedim. (Buhârî, Et`ıme 2, 3; Müslim, Eşribe 108. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ıme 8)

28- Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan nakledildiğine göre şöyle demiştir:

Bir gün (Çocuk yaşta iken) Hz. Peygamber’in terkisinde bulunuyordum. Bana:

“Yavrucuğum, sana bazı kaideler öğreteyim” dedi ve şöyle buyurdu: “Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip korusun. Allah’ın (rızâsını) her işte önde tut, Allah’ı önünde bulursun. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen, Allah’tan dile! Ve bil ki, bütün bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsalar, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği faydayı temin edebilirler. Yine eğer bütün ümmet, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir. (Bundan sonra takdirde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.) Tirmizî, Kıyâmet 59

Tirmizî dışında bir rivayette de (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 307) şöyle buyurulmaktadır: “Allah’ın emir ve yasaklarını gözet, O’nu önünde bulursun. Bolluk içindeyken (emirlerine bağlı kalmakla) sen Allah’ı tanı ki O da darlığa düşünce (kurtarmak suretiyle) seni tanısın. Bil ki senin hakkında yazılmamış olan şey başına gelmez. Sana takdir edilen de seni atlayıp (başkalarına) gitmez. Bil ki zafer sabırla, sevinç üzüntüyle, kolaylık da zorlukla birliktedir.”

29- Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Çölde yaşayan bedevîlerden bir grup Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’ in huzuruna geldiler ve:

“- Siz çocuklarınızı öpüyor musunuz?” Diye sordular. Peygamberimiz:

“- Evet!” buyurdu. Onlar:

“- Fakat biz, Allah’a yemin ederiz ki, onları öpmüyoruz!”, dediler. Resûlullah

Sallallahü Aleyhi Vesellem:

       “- Allah sizin kalblerinizden merhamet duygusunu çıkarıp almışsa, ben ne

yapabilirim ki!” buyurdu. (Buhârî, Edeb 18; Müslim, Fezâil 164. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 3

30- Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yanyana bulunacağız” buyurdu ve parmaklarını bitiştirdi. (Müslim, Birr 149. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 13)

31- Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Yanında iki kız çocuğu bulunan bir kadın gelerek bir şeyler istedi. Evde bir hurmadan başka bir şey yoktu. Onu çıkarıp kadına verdim. Kendisi hiç tatmadan hurmayı ikiye bölerek çocuklarına verdikten sonra kalkıp gitti. Bu sırada Peygamber aleyhisselâm yanımıza geldi. Ben bu olup biteni kendisine anlatınca şöyle buyurdu:

“Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar.” (Buhârî, Zekât 10, Edeb 18; Müslim, Birr 147. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 13)

32- Peygamber Efendimiz iyilik etmekte gözetilmesi gerekli sırayı şöyle tesbit buyurmuştur:

“Harcamaya nefsinden başla. Artanı çoluk-çocuğuna sarf eyle. Ailenden bir şey artarsa, bunu da akraba ve yakınlarına harca. Bunlardan arta kalanı da sağındaki solundaki konu-komşuya ver!” (bk. Nesâî, Zekât 60, Büyû 84. Ayrıca bk. Müslim, Zekât 41 ).

33- Resûli Ekrem’in âzadlı kölesi Ebû Abdullah (Ebû Abdurrahman da denilir) Sevbân İbni Bücdüd’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem şöyle buyurdu:

“Bir kimsenin harcadığı paraların en değerlisi ailesinin ihtiyaçlarına harcadığı para, Allah yolunda cihâd etmek için beslediği atına harcadığı para ve bir de beraberce Allah yolunda cihâd ettiği arkadaşlarına sarfettiği paradır.” (Müslim, Zekât 38. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 42; İbni Mâce, Cihâd)

34- Ebû Mes`ûd el-Bedrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

“Bir adam Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.” (Buhârî, Îmân 41, Megâzî 12, Nefekât 1; Müslim, Zekât 49. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 60)

35- Ümmü Seleme radıyallahu anhâ şöyle dedi:

“- Ey Allah’ın Resûlü! (Eski kocam) Ebû Seleme’nin çocuklarına para harcamak bana sevap kazandırır mı? Onları öyle muhtaç durumda bırakacak değilim ya! Onlar benim kendi çocuklarımdır, diye sordum.

Resûlullah şöyle buyurdu:

“- Evet, onlara yaptığın harcamanın sevabı senindir.” (Buhârî, Nefekât 14; Müslim, Zekât 47)

36- Çocukların Haccı Anne Babasına Sevap Kazandırır

İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, Ravha mevkiinde bir deve kervanına rastladı ve:

“- Sizler kimlersiniz?” dedi. Onlar:

“- Biz müslümanlarız, sen kimsin? Diye sordular.

Peygamber efendimiz:

“- Ben Allah’ın Resulüyüm” dedi. İçlerinden bir kadın, küçük bir çocuğu Peygamberimiz’e doğru kaldırarak:

“- Bu çocuğun haccı olur mu? diye sordu. Resûlullah Efendimiz:

“- Evet, ayrıca sana da sevap vardır” buyurdu. (Müslim, Hac 409. Ayrıca bk. Ebu Dâvûd, Menâsik 7)

37- Ebû Îsâ Mugîre İbni Şu’be radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ size ana babaya itaatsizlik etmeyi, verilmesi gerekeni vermeyip almaya hakkı olmayan şeyi istemeyi ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi haram kılmış; dedi kodu yapmayı, çok soru sormayı ve malı israf etmeyi de mekruh kılmıştır.” (Buhârî, İstikrâz 19, Edeb 6, Zekât 53; Müslim, Akdıye 10-14)

38- Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Peygamber aleyhisselâm’ın hanımlarından hiçbirini Hatice’yi kıskandığım kadar kıskanmadım. Üstelik onu (Resûl-i Ekrem’in yanında) hiç görmedim. Fakat Resûl-i Ekrem onu sık sık anardı. Bir koyun kesip etini parçaladığında, çoğu zaman Hatice’nin dostlarına gönderirdi. Bazan (dayanamayıp) Resûl-i Ekrem’e:

“- Sanki dünyada Hatice’den başka kadın kalmadı! derdim.

Resûl-i Ekrem:

“- O şöyle şöyleydi” diye özelliklerini sayar ve “Çocuklarım ondan oldu”, derdi.

Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr 20; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 74-76. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 70, Menâkıb 70

39- Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’e içecek bir şey getirdiler. O da içti. Bu sırada sağ tarafında bir çocuk, sol tarafında yaşlılar oturuyordu.

Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem çocuğa dönerek:

“- Bunu yaşlılara verebilir miyim?” diye sordu.

Çocuk:

“- Hayır, vallahi olmaz yâ Resûlallah! Senden kazanacağım hayrı kimseye bağışlayamam, dedi.

Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem de kabı çocuğun eline verdi. (Buhârî, Şirb ve’l-müsâkât 1, 10, Mezâlim 12, Hibe 22, 23; Eşribe, 19; Müslim, Eşribe 127)

40- Nebevî terbiye altında yetişen Enes -radıyallâhu anh-, çocukların yanından geçerken onlara selâm verir ve:

“Peygamber -aleyhissalâtü vesselâm”- da çocuklara böyle selâm verirdi.” buyururdu. (Buhârî, İsti’zân, 15; Müslim, Selâm, 15)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)