40 Hadis-i Şerif 52
40 Hadis-i Şerif 52
01-
Abdulah İbni Ömer Radıyallahu Anhümâ’dan rivayet edildiğine
göre, Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu
düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da
ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o
kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslüman’ın
ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”
(Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr
58. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 38, 60;Tirmizî, Hudûd 3, Birr 19; İbni Mâce, Mukaddime
17)
02-
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona hiyânet etmez, yalan söylemez ve
yardımı terketmez. Her Müslüman’ın, diğer Müslüman’a ırzı, malı ve kanı
haramdır. Takvâ buradadır. Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor ve
hakir görmesi yeter.”
(Tirmizî, Birr 18)
03-
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Birbirinizle hasetleşmeyiniz. Almayacağınız bir malın fiyatını müşteri
kızıştırmak için artırmayınız. Birbirinize kin ve nefret beslemeyiniz. Birbirinize
darılıp yüz çevirmeyiniz. Birinizin satışı üzerine başka biriniz satış
yapmasın. Ey Allah’ın kulları, böylelikle kardeş olunuz. Müslüman, Müslüman’ın
kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve onu hakir görmez.
–Peygamberimiz üç defa göğsüne işaret ederek buyurdular ki– Takvâ buradadır. Müslüman
kardeşini hor ve hakir görmesi, bir kimseye şer olarak yeter. Her Müslüman’ın
kanı, malı ve ırzı, başka Müslüman’a haramdır.”
(Müslim, Birr 32. Ayrıca bk. Buhârî, Edeb 57; Ebû Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî,
Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5 (Müslim rivayeti dışındakiler, Enes İbni Mâlik’ten
gelmiştir))
04-
Ümmü Külsûm Binti Ukbe İbni Ebû Muayt Radıyallahu Anhâ, Resûlullah
Sallallahu Aleyhi Vesellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz
söyleyen) kimse yalancı sayılmaz.”
(Buhârî, Sulh 2; Müslim, Birr 101. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 50; Tirmizî,
Birr 26)
05-
Hz. Âişe Radiyallahü Anha’dan rivayet edildiğine göre
Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Akrabalık bağı Arş-ı âlâ’ya tutunarak şöyle demiştir: Beni koruyup
gözeteni, Allah koruyup gözetsin. Benimle ilgisini kesenden Allah rahmetini
kessin.”
(Buhârî, Edeb 13; Müslim, Birr 17)
06-
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre
Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Pazartesi ve perşembe günleri cennet kapıları açılır. Din kardeşi ile
aralarında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah’a şirk koşmayan her kulun
günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya
kadar tehir edin, evet siz bunları birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin!
buyurulur.”
(Müslim, Birr 34-36. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 47)
07-
Arface İbnu Şureyh Radıyallahu Anh anlatıyor: Resûlullah Sallallahu
Aleyhi Vesellem buyurdular ki: “Siz bir kişinin etrafında birlik halinde iken, bir
başkası gelip, kuvvetinizi kırmak veya cemaatinizi bölmek isterse, onu
öldürün.”
(Müslim, İmaret 60)
08-
Hz. Enes Radıyallahu Anh anlatıyor: “Resûlullah Sallallahu
Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
“Dinleyin ve itaat edin! Hattâ, üstünüze, başı kuru üzüm danesi gibi siyah
Habeşli bir köle bile tayin edilmiş olsa, aranızda Kitabullah’ı tatbik ettikçe…
(itaatten ayrılmayın).”
(Buhârî, Ahkâm 4, Ezân 54, 56)
09-
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh anlatıyor: “Resûlullah Sallallahu
Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
“Kim itaatten dışarı çıkar ve cemaatten ayrılır ve bu halde ölürse, cahiliye
ölümü ile ölür.”
(Buhârî, Ahkâm 4; Müslim, İmâret 53, (1848); Nesâî, Tahrim 28, (7, 123);
İbnu Mace, Fiten 7)
10-
Ebû Hüreyre’nin bir rivâyetinde şöyle gelmiştir: Resûlullah Sallallahu
Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
“Kim itaatten çıkar, cematten ayrılır (ve bu halde ölürse) cahiliye ölümü
ile ölmüş olur. Kim de körükörüne çekilmiş (ummiyye) bir bayrak altında savaşır,
asabiyet (ırkçılık) için gadablanır veya asabiyete çağırır veya asabiyete
yardım eder, bu esnada da öldürülürse bu ölüm de cahiliye ölümüdür. Kim
ümmetimin üzerine gelip iyi olana da, kötü olana da ayırım yapmadan vurur, mü’min
olanlarına hurmet tanımaz, ahid sahibine verdiği sözü de yerine getirmezse o
benden değildir, ben de ondan değilim.”
(Müslim, İmâret 53, (1848); Nesâî, Tahrim 28, (7, 123); İbnu Mâce, Fiten 7)
11-
Hz. Ebu Hüreyre Radıyallahu Anh anlatıyor: “Biz kader
hususunda münâkaşa ederken Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem çıkageldi.
Öylesine kızdı ki, öfkenin hâsıl ettiği kızıllıktan, yüzünde sanki nar taneleri
ortaya çıkmıştı. Bize şöyle çıkıştı:
“Bununla mı emredildiniz, yoksa ben size bunun için mi gönderildim. Bilin
ki, sizden öncekileri, dinî meselelerdeki münâkaşalarının çokluğu ve
peygamberleri hakkında düştükleri ihtilâfları helâk etmiştir.”
(Tirmizî, Kader 1, (2134); İbnu Mâce, Mukaddime 10, (85))
12-
Mâlik dedi ki: Bana ulaşan habere göre Allah Resulü Sallallahu
Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Size iki şey bıraktım, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla
sapıtmazsınız: Allah’ın Kitâb’ı ve Allah Resulü Sallallahu Aleyhi Vesellem’in
sünneti.”
(Mâlik, Muvattâ (kader no. 3, s. 899))
13-
İrbâd b. Sâriye Radıyallahu Anh’dan: “Bir gün Allah Resulü Sallallahu
Aleyhi Vesellem bize namaz kıldırdı, sonra mübarek yü zünü bize çevirerek, gözleri
yaşartan, kalbleri yerinden oynatan son derece güzel ve tesirli bir öğüt verdi.
İçimizden biri dedi ki:
“Ey Allah Resulü! Sanki bu bize veda eden birinin öğütü gİbi geldi. Bize
tavsiyen nedir?” Şöyle buyurdu:
“Size Allah’tan korkmanızı, dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Habe§î
bir köle bile (başınıza geçse) ona itaat etmelisiniz. Çünkü benden sonra
yaşayanlar birçok İhtilaf göre cekler. Onun için benim sünnetime, hidayete
ermiş doğru yolda olan râşid halifelerin sün netine sarılın. Ona sımsıkı
sarılın, azı dişle riyle ısırıp bırakmayın. Sonradan icad edilmiş (islâm’a
aykırı) işlerden uzak durun. Çünkü sonradan icad edilmiş her şey bid’attir. Her
bid’at de dalâlet (sapıklık)tır”.
(Ebû Dâvud (no. 4607) ve Tirmizî (no. 2676))
14-
Hz. Ebu Hureyre’den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem: “Mü’min saf ve kerem sahibidir. Bozguncu insan ise (daima)
aldatıcı, alçak ve cimridir” buyurmuştur.
(Tirmizî, birr 41. Ahmed b. Hanbel, 11-394.Sünen-i Ebu Davud Terceme ve
Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/622-623.)
15-
Câbir İbn Semüre’den; demiştir ki: Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem bir gün mescide girdi. (Mescidde) cemaat (ayrı ayrı) halkalar
halinde oturuyorlardı. Bunun üzerine:
Sizi niçin böyle dağınık halde görüyorum” buyurdu. Hz. Cabir hadise
ilaveten şunu da söylemiştir: (Hz. Peygamber bu sözü söylerken, birliği seviyor
ayrılıktan nefret ediyor (intibaını vermek istiyor) gibiydi.
(Müslim, sala l19; Darimî, sala 19; Ahmed b: Hanbel, 11, 377, 416, 526, 537,
V, 93, 101, 107. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 16/29.)
16-
Ebu Hüreyre’den (rivayet edildiğine göre) Peygamber Sallallahü
Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
“Cennet kapıları, her pazartesi ve perşembe günleri açılır. Bu iki günde
kendisiyle (din) kardeşi arasında düşmanlık bulunan kimseden başka, Allah’a
şirk koşmayan herkes bağışlanır. (Aralarında düşmanlık bulunan bu iki kimse
hakkında meleklere):
Bu ikisini birbirleriyle barışincaya kadar bekletiniz” denir.
(Müslim, Birr: 54; Ebû Dâvûd, Edeb: 70)
17-
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’den (rivayet edildiğine göre)
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:
“Mümin mü’minin aynasıdır ve mü’min, mü’minin kardeşidir. Onun geçimini
muhafaza eder ve onu arkadan da çepçevre sarıp (tehlike ve zararlardan) korur”
buyurmuştur.
(Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 16/135.)
18-
İbn Abbâs Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, şöyle buyurmuştur: “Allah’ın yardımı
cemaatle beraberdir.”
(Tirmizî rivâyet etmiştir.)
19-
İbn Ömer Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellemşöyle buyurdu: “Allah benim ümmetimi veya Muhammed ümmetini-
sapıklık üzerine bir araya getirmeyecektir. Allah’ın yardımı cemaatle
beraberdir. Her kim cemaatten ayrılırsa Cehenneme ayrılmış olur.”
(Tirmizî rivâyet etmiştir.)
20-
İbn Ömer Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Ömer, Şam’ın bir bölgesi olan Cabiye’ de bize bir hutbe vererek şöyle konuştu:
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in bize söylediği bazı şeyleri size
söylemek üzere aranızdayım. O bize şöyle demişti: “Size ashabımı sonra onların
peşinden gelenleri sonra da onların peşinden gelenlerin yaşantılarını tavsiye
ederim bunlardan sonraki nesillerde yalan yayılacaktır. O derece ki kendisinden
yemin etmesi istenmediği halde insanlar yemin edecekler, şâhidlikleri
istenmediği halde insanlar yalan şâhidliği yapacaklardır. Dikkat edin bir erkek
bir kadınla tek başına kalmasın; üçüncüleri şeytandır. İslam cemaatinden
ayrılmayın, ayrılıklardan sakının çünkü şeytan cemaate katılmayıp tek
kalanlarla beraberdir. Cemaatten olan iki kişiden uzaktır. Kim Cennetin en
güzel yerlerinden köşk sahibi olmak isterse; İslam cemaatinden ayrılmasın. Kimi,
yaptığı iyilik sevindiriyor ve kötülükleri de üzüyorsa o kimse mü’mindir.”
(İbn Mâce, Fiten: 8)
21-
Ebû Mûsâ el-Eş’arî Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine
göre, Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Mü’minin mü’mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı
kenetleyip tutan binalar gibidir.”
Hz. Peygamber bunu açıklamak için, iki elinin parmaklarını birbiri arasına
geçirerek kenetledi.
(Buhârî, Salât 88, Mezâlim 5; Müslim, Birr 65. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr
18; Nesâî, Zekât 67)
22-
Ebû Eyyûb el Ensarî Radiyallahü Anh’den rivâyet edildiğine
göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellemşöyle buyurmuştur: “Müslüman’ın, Müslüman
kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir. İki Müslüman birbirleriyle
karşılaştıkları zaman birisi yüzünü şu tarafa çevirir diğeri ise öteki tarafa
çevirir. Halbuki bu iki Müslüman’ın hayırlısı önce selam verendir.”
(Buhârî, Edeb: 62; Müslim, Birr ve Sıla: 8)
23-
Câbir Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellemşöyle buyurdu: “Şeytan namaz kılan Müslüman’ların
kendisine ibadet etmesinden ümidini kesmiştir. Fakat onların aralarını açmak ve
birbirlerine düşürmekte ümitlidir.”
(Müslim, Birr ve Sıla: 7)
24-
Ebû Hüreyre Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellemşöyle buyurdu: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim
ki; İman etmeden Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de iman etmiş
olmazsınız. Size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir işi göstereyim
mi? Selamı aranızda yaygınlaştırınız.”
(Müslim, İman: 17; Ebû Dâvûd, Edeb: 27)
25-
Arfece b. Şüreyh el Eşcaî Radiyallahü Anh’ten rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’i minberde cemaate hitab
ederken gördüm şöyle diyordu: “Benden sonra fesat çıkacak, kötülükler
olacaktır. Kimin cemaatten ayrıldığını ‘İslâm cemaatine karşı geldiğini’ veya
Muhammed ümmetinin düzenini bozmak istediğini görürseniz kim olursa olsun
öldürün. Zira Allah’ın yardımı cemaat üzerinedir. Şeytan, İslâm cemaatinden
ayrılanla beraberdir.”
(Müslim, İmara: 14; Ebû Davud, Sünnet: 30)
26-
Üsâme b. Şerik Radiyallahü Anh’ten rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Herhangi bir
kimse çıkarda ümmetimin arasını açmak isterse onun boynunu vurun.”
(Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
Ebu Musa el-Eş’arî Radiyallahü Anh’tan rivayet edilmiştir:
“Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, kendisini Muâz’la birlikte Yemen’e
göndereceği zaman ikisine:
“Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin.
Birbirinizle uyumlu olun, görüş ayrılığına düşmeyin” buyurdu.
(Buhari, Meğâzî 60, Cihad 164, Edeb 80, Ahkam 22; Ebu Dâvud, Hudud 1, 4356;
Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/410, 417.)
27-
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’tan rivayet edildiğine göre, Peygamber
Sallallahü Aleyhi Vesellemşöyle buyurmaktadır:
“Kim itaattan çıkar ve İslam cemaatinden inanç yönünden ayrılırsa cahiliye
ölümü üzerine ölür.”
“Kim körü körüne çekilmiş bir sancağın altında savaşır, sırf bu asabiyet
davası için öfkelenir yada insanları bu davaya çağırır veya bu davaya yardım da
bulunur ve bu yolda öldürülürse, işte böyle bir kimsenin ölümü tam bir cahiliye
ölümüdür.”
“Her kim, ümmetime karşı çıkar, ümmetimin iyisini de kötüsünü de vurur, mümininden
çekinmez, söz verdiği kimseye karşı sözünü yerine getirmezse işte o kimse
benden değildir, ben de ondan değilim!”
(Nesâî, Tahrimu’d-Dem 28; İbn Mâce, Fiten 7, 3948; Ahmed b. Hanbel, Müsned,
2/296)
28-
Arfece Radiyallahü Anh’tan rivayet edilmiştir:
“Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’i:
“Doğrusu benden sonra bazı şeyler olacaktır. Buna göre kim bu ümmetin
kurulu düzenim dağıtmak isterse kim olursa olsun onun boynunu derhal kılıçla
vurun” buyururken işittim.
(Ebu Dâvud, Sünnet 26-27, 4762; Nesâî, Tahrimu’d-Dem 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned,
4/261, 341, 5/23.)
29-
Ebu Hureyre Radiyallahü Anh’tan rivayet edildiğine göre, Resulullah
Sallallahü Aleyhi Vesellemşöyle buyurmaktadır:
“Doğrusu Yüce Allah, kıyamet gününde:
“Sırf Benim azametim (ve taatım) için birbirini sevenler nerededirler?
Benim gölgemden başka hiçbir gölge bulunmayan bugünde Ben onları kendi gölgemde
gölgelendiririm” buyurur.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/237, 338, 370, 523, 535.)
30-
Abdullah İbn Ömer Radiyallahü Anh’tan rivayet edildiğine göre,
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellemsöyle buyurmaktadır:
“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez. Tehlikeli durumlarda
onu yardımsız bırakmaz. Bir kimse din kardeşinin ihtiyacı hususunda yardımcı
olursa Allah da zor bir duruma düştüğünde ona yardımcı olur. Her kim bir
Müslümamn sıkıntısını giderirse Allah da buna karşılık kıyamet gününün
sıkıntılarından bir sıkıntıyı o kimseden giderir. Kim de bir Müslümamn
günahını
suçunu örterse Allah da kıyamet günü o kimsenin dünyada işlediği bir
günahı yada suçu örter.”
(Buhârî, Mezalim 3, İkrah 7; Ebu Dâvud, Edeb 38, 93; Tirmizî, Hudud 3, 66;
Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/303, 334, 371.)
31-
Nu’mân İbn Beşîr Radiyallahü Anh’tan rivayet edildiğine göre,
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellemşöyle buyurmaktadır:
“Müslüman’lar bir adam gibidir. Gözü ağrırsa bütün vücudu ağırır. Başı
ağrısa da bütün vücudu ağırır.”
(Buhârî, Edeb 27.)
32-
Ebu’d-Derdâ Radıyallahu Anh şöyle dedi: Resûlullah Sallallahu
Aleyhi Vesellem’i: “Bir köy veya kırda üç kişi birlikte bulunur da namazı
aralarında cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları kuşatıp yener. Şu halde cemaate
devam ediniz. Muhakkak ki sürüden ayrılan koyunu kurt yer” buyururken işittim.
(Ebû Dâvûd, Salât 46. Ayrıca bk. Nesâî, İmâmet 48)
33-
Abdullah İbni Amr İbni’l-Âs Radıyallahu Anhümâ’dan rivayet
edildiğine göre Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem, Allah Teâlâ’nın, İbrahim
alehisselâm hakkındaki: “Rabbim, putlar insanlardan birçoğunun sapmasına sebep
oldular. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir” (İbrâhim sûresi (14), 36) âyetini
ve Îsâ aleyhisselâm’ın: “Eğer kendilerine azâb edersen, şüphesiz onlar senin
kullarındır. Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin”
meâlindeki sözünü (Mâide sûresi (5), 118) okudu, ellerini kaldırdı ve:
“Allahım, ümmetimi koru, ümmetime acı!” diye dua etti ve ağladı.
Bunun üzerine Allah Teâlâ: “Ey Cebrâil! Rabbin herşeyi daha iyi bilir ya
git, Muhammed’e niçin ağladığını sor, buyurdu. Cebrâil geldi, Resûlullah Sallallahu
Aleyhi Vesellem de ümmeti için duyduğu endişeden dolayı ağladığını söyledi.
Zaten Allah her şeyi en iyi bilendir. (Cebrâil’in dönüp durumu haber vermesi
üzerine) Allah Teâlâ: “Ey Cebrâil! Muhammed’e git ve ona şu sözümüzü ilet”
buyurdu: “Ümmetin konusunda seni razı edeceğiz ve seni asla üzmeyeceğiz.”
(Müslim, Îmân 346)
34-
Ebû Necih İrbâz İbni Sâriye Radıyallahu Anh şöyle dedi: “Resûlullah
Sallallahu Aleyhi Vesellem bize çok tesirli bir öğüt verdi. Bu öğütten dolayı
kalpler ürperdi, gözler yaşardı. Bizler:
–
Ey Allah’ın Resûlü! Bu öğüt, sanki ayrılmak üzere olan
birinin öğüdüne benziyor, bari bize bir tavsiyede bulun, dedik. Bunun üzerine:
–
“Size, Allah’a çok saygı duymanızı, başınıza bir Habeşli köle
bile emir olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra sağ
kalıp uzunca bir hayat sürenler pek çok ihtilaflar görecekler. O zaman sizin
üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi
Râşidîn’in sünnetine sarılmanızdır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan
ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir,
sapıklıktır” buyurdular.
(Ebû Dâvûd, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 16. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 6)
35-
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh’den rivâyet edildiğine göre
Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem:
36-
“İstemeyenler dışında, ümmetimin tamamı cennete girer”
buyurdu. Bunun üzerine:
–
Ey Allah’ın elçisi, cennete girmeyi kim istemez ki? denildi.
Peygamber Efendimiz:
–
“Bana itaat edenler cennete girer, bana karşı gelenler
cenneti istememiş demektir” buyurdu.
(Buhârî, İ’tisâm 2)
37-
Ebû Abdullah Nu’mân İbni Beşîr Radıyallahu Anhümâ’dan rivayet
edildiğine göre Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Ya saflarınızı düzeltirsiniz, ya da Allah Teâlâ sizin aranıza düşmanlık, buğz
ve kalblerinize ihtilâf koyar da birbirinizden yüz çevirirsiniz.”
(Buhârî, Ezân 71; Müslim, Salât 127. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 93;
Tirmizî, Mevâkît 53; İbn Mace, İkâme50)
38-
Numân İbni Beşir Radıyallahu Anhümâ’ dan rivayet edildiğine
göre, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini
korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer
uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”
(Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66)
39-
Enes Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî Sallallahu
Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de
sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”
(Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71-72. Ayrıca bk. Tİrmizî, Kıyâmet 59; Nesâî,
Îmân 19, 33; İbn Mâce, Mukaddime 9)
40-
Ebû Mûsâ el-Eş’arî Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine
göre Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ, bir ümmete rahmetle muamele etmek isterse, o ümmetin
peygamberini onlardan önce öldürür. Onu, kendileri için âhirette öncü ve
kılavuz yapar. Allah Teâlâ, bir ümmeti de helâk etmek isteyince, daha
peygamberleri sağ iken o millete azâbeder, onun gözü önünde onları mahveder. Peygamberi
yalanlayıp emrine karşı gelmeleri yüzünden onları helâk etmek suretiyle
peygamberini de memnun ve teselli eder.”
(Müslim, Fezâil 24)
41-
Ebü’d-Derdâ Radıyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah
Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyururdu:
“Bir Müslüman’ın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul
olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir
melek ona, ‘duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin’ diye dua eder.”
(Müslim, Zikir 87, 88.
Ayrıca bk. İbni Mâce, Menâsik 5)
Kaynak: Kadın ve Aile (kadinveaile.com)
Yorumlar
Yorum Gönder