Farz
Farz
Yapılması açıkça ve kesin olarak bildirilen dinin
emirlerine “FARZ” denir. Farzları terk etmek haramdır, büyük günahtır.
Farzın çoğulu feraizdir.
Farzların yapılmasında büyük sevaplar vardır. Özürsüz
olarak yapılmamaları da, Allah’ü Teâlâ’nın azabını gerektirir.
Farz İki Çeşittir
1- Farz-ı Ayn,
2- Farz-ı Kifâye.
1- Farz-ı Ayn
Mükellef (yükümlü) olan her Müslüman’ın bizzat kendisinin
yapması lazım olan farzdır.
Mesela, iman etmek, beş vakit namaz kılmak, Ramazan ayında
oruç tutmak, zengin ise zekât vermek ve hacca gitmek, farzı ayndır.
Mükellef olan her Müslüman’ın haramları öğrenip
haramlardan kaçması, farzları öğrenip farzları yapması en birinci görevidir.
Haramlardan kaçmaz, farzları yapmazsa Allah’ü Teâlâ’nın
gazabını hak eder, büyük günaha girer.
Her Müslüman imanı, İslâm’ı, küfüre düşüren halleri, 32
farzı ve 54 farzı, vacipleri, sünnetleri, mekruhları, müstehapları, müfsitleri, mubahları
öğrenmek zorundadır.
Farz-ı Ayn da ikiye ayrılır
a- Devamlı Farz:
b- Muvakkat (Geçici) Farz:
Devamlı Farz: Amentünün altı maddesini bilmek ve
daima inanmak daimî (devamlı) farzdır. Haramlardan kaçmak, beş vakit namaz
kılmak, zekât vermek gibi…
Muvakkat farz: Vakti geldikçe işlediğimiz farz
amellerdir. Vakti geldikçe kılınan beş vakit namaz, Ramazan ayı tutulan oruç,
zengin olunca zekât vermek, gibi…
Fakirlere zekât vermek, hacca gitmek farz değildir. Ancak
zengin olursa bu amelleri işlemesi farz olur.
2- Farz-ı Kifâye:
Müslümanlardan bazısının yapması ile diğerlerinin
sorumluluktan kurtulduğu farzlardır. Verilen selâmı almak, cenazeyi yıkamak,
cenaze namazı kılmak, sanatına, ticaretine lazım olandan fazla din ve fen
bilgilerini öğrenmek gibi farzlar böyledir.
Kifaye olan farzı,
Müslümanların bir kısmı yapmadığı takdirde, bundan haberi olan ve bunu yapmaya
gücü yeten bütün Müslümanlar Allah’ü Teâlâ katında sorumlu olup günah işlemiş
bulunurlar.
Yorumlar
Yorum Gönder