Hz. Ömer Radıyallahu Anh’dan Hikmetli Sözler -2-
Hz. Ömer Radıyallahu Anh’dan Hikmetli Sözler -2-
01- İnsanların en cahili, ahiretini başkasının dünyası için
satandır.
02- İnsanları düzeltebilmemiz için önce kendimizi düzetmemiz
gerekir.
03- Şu ümmet için en çok korktuğum şey, dili ve sözleri ile âlim;
kalbi ile cahil olan kimselerdir.
04- Bir kimse her kimle şakalaşırsa, onun gözünde küçülür ve
heybetsiz olur.
05- Allah’ü Teâlâ’ya itaat eden büyük zatların sözlerine dikkat edin
çünkü onlar tarafından gerçekler tecelli eder ve onu konuşurlar.
06- Şu üç şeyden maksat:
a) Tevbeden maksat günahı bilip yapmamaktır.
b) Amel-i salihte bulunmaktan maksat, kendini beğenmemektir.
c) Şükürden maksat, aczini itiraf edip kulluğu bilmektir.
07- Dünya
şerefi mal ile ahiret şerefi ise salih amel iledir.
08- Namaz seni yolun yarısına ulaştırır, oruç da hükümdarın kapısına
ulaştırır. Sadaka ise, hükümdarın huzuruna çıkarır.
09- Beni en çok şaşırtan şey, bir kimsenin, Allah’ü Teâlâ’yı bilip,
o’na isyan etmesi; Şeytan’ı bilip ona itaat etmesi ve dünyayı bilip ona
meyletmesidir.
10- Fazla gülmeyi terk edene heybet verilir. Fazla konuşmayı terk
edene hikmet verilir. Fazla yemeği terk edene ibadetin lezzeti verilir. Mizahı
terk edene zarafet verilir. Dünya sevgisini terk edene ahiret sevgisi serilir.
11- Hakkımda hangisinin daha hayırlı olduğunu bilemediğim için
darlık ve bolluk günlerimin hiçbirine aldırış etmedim.
12- Ölümü, yattığın zaman yastığının altında, kalktığın zaman
burnunun ucunda bil!
13- Sana kötülük yapan kimseyi ona iyilik yaparak cezalandır.
14- Başkalarına tepeden bakıp küçümseyen kimse, er geç küçümsenip
aşağılanır.
15- İnsan çok uğraşıp didindiği şey ile tanınıp meşhur olur.
16- Çok konuşanın hataları da çok olur.
17- Hatası ayıpları çok olanın edep ve terbiyesi azalır.
18- Edep ve terbiyesi azalanın, şeref ve itibarı kalmaz.
19- Şeref ve itibar kaybedenin; kalbi ölü, vicdanı silik, ruhu paslıdır.
20- Bir kötülük yapmak suretiyle senin hakkında Allah Celle
Celâlüh’e isyan eden bir kişiyi, bir iyilik yapmak suretiyle kendisi hakkında
Allah Celle Celâlüh’e itaat etmekten daha büyük bir şekilde cezalandıramazsın.
21- Kesin bir bilgiye sahip olmadığın sürece Müslüman bir kardeşinin
herhangi bir hareketini en güzeline hamlet.
22- Bir Müslüman kardeşinden duyduğun bir sözü elinden geldiğince
hayra yor.
23- Kendisini töhmet altında bırakacak işler yapan kimse, kendisi
hakkında sû-i zanda bulunup kötü şeyler düşünenleri kınamasın.
24- Sırrını sakladığı sürece kişinin iradesi kendi elindedir.
25- Sonunda ölüm olduğunu bilsen de doğruluktan ayrılma.
26- Seni ilgilendirmeyen şeylere karışma.
27- Olmayacak işler peşinde koşma, çünkü böyle bir şey yararsız, boş
bir uğraş olur.
28- İhtiyacını yerine getirmek istemeyen kimseden hiçbir şey isteme.
29- Yalan yere yemin etmeyi küçümseme ki Allah’ü Teâlâ, seni bundan
dolayı helâk etmesin.
30- Sakın fâcirlerle (kötülerle) arkadaşlık yapma ki sonra
kötülüklerini öğrenirsin.
31- Düşmanlarından uzak durduğun gibi Allâh Celle Celâlüh’ten
korkmayan dostlarından da sakın; çünkü O Celle Celâlüh’ten korkmayan kimse asla
güvenilir birisi değildir.
32- Kabirlerin yanından geçerken kork.
33- Taat gösterirken kendini hiç mesabesine indir.
34- Günah işlerken akıbetini düşün.
35- Bir iş yaparken, içlerinde Allâh Celle Celâlüh’ten korkanlarla
istişare et; çünkü Allâh’ü Teâlâ’dan, kulları içinde ancak âlimler korkar.
(Fâtır S. 28) buyurmaktadır.
36- Hakikati anlayana kadar din kardeşinin davranışını iyiye yor.
37- Müslüman kardeşinin ağzından çıkan bir lakırdıyı iyiye yor
mümkün oldukça kötüye yorma.
38- Kendini töhmet altında bırakacak işlere mübaşeret eden, kendisi
hakkında kötü düşünenleri kınamasın.
39- Sırrını gizleyen muradına erer.
40- Sadık arkadaşlar edin, gölgelerinde yaşarsın. Çünkü sadık
dostlar, huzurlu anlarda süs, sıkıntılı demlerde silahtır.
41- Seni ölüme götürse de doğruluktan ayrılma.
42- Seni ilgilendirmeyen işe karışma.
43- Henüz vuku bulmamış şeylerden sorma.
44- İhtiyacını, onu gidermeni istemeyenlere iletme.
45- Yalan yere yemini hafife alma Allah’ü Teâlâ seni helâk eder.
46- Kötülüklerini öğrenmek düşüncesiyle de olsa fâcirlerle arkadaş
olma.
47- Düşmanlarından uzak dur.
48- Güvenmediğin dostlarından sakın. Güvenilir kimse de Allah’ü
Teâlâ’dan korkandır.
49- Mezarlıklarda derin saygı içinde ol.
50- Taat ânında kendini zavallı gör.
51- Günah işlemek istersen sonunu düşün.
52- Oğlum; ben ölürüm, sen de benim başımı, üzüntü içinde toprağa
korsun. Fakat asıl üzüntü benimdir. Eğer Rabbim bana merhamet etmezse, halim
nice olur?
53- (Rabbime kavuşunca) Hesaptan kolaylıkla kurtulabilsem, benim
için yeter. Fazla bir şey istemem.
54- Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekin. Mizanda
amelleriniz ölçülüp tartılmadan önce nefsinizi (iyilik ve kötülüklerinizi)
ölçüp tartın. Zira nefsinizi bugün hesaba çekmeniz, yarın maruz kalacağınız hesap
ve sorgudan daha kolaydır.
55- Kendinizi o en büyük hesaba hazırlayın ki, "O gün sizler
huzura alınır, sorguya arz olunursunuz; hiç bir şeyiniz gizli kalmaz."
(el-Hâkka, 18)
56- İnsanların kendisini itham etmelerine (kınanacak işleri açıktan
yapmak suretiyle) zemin hazırlayan kimse, kendisine kötü zan besleyenleri sakın
kınamasın!
57- Sırrını gizleyen kimse ise, insanların kendisi hakkında kötü
düşünceler beslememesini sağlayabilir.
58- Durumu hakkında kuvvetli kanaat sahibi olmanı sağlamaya yetecek
kadar bilgi sana gelinceye kadar kardeşin hakkındaki düşüncelerini, onun en iyi
amellerini ve en güzel halini esas alarak oluştur.
59- Müslüman kardeşinden sadır olan bir sözü, en güzel şekilde tevil
edebildiğin sürece şerre ve kötülüğe yorma. Kardeşinin senin hakkında işlediği
bir masiyeti büyüterek, onun taatine ve hakkındaki hayırlı düşüncene denk
tutma.
60- Şiddet göstermeden güçlü, kuvvetli; zayıflık belirtmeden yumuşak
ol.
61- Akrabanın cefası yabancının darbesinden daha acıdır…
62- Ahlak güzelliği bedenden daha güzel ve devamlıdır!
63- Yaşamayı temin eden bir sanat insanlara el açmaktan daha
hayırlıdır.
64- Hüs-ü zan, ibadet güzelliğindendir. Güzel nam, ömrün meyvesidir!
Merhamet afetlerin perdesidir…
65- Dünyada bana üç şey sevdirildi:
a) Maruf ile emir,
b) Münkerden nehy,
c) Allah Azze ve Celle’nin ahkâmını yerine getirmek!
66- Allah korkusu her hikmetin başıdır!
67- Başkalarına karşı en hayırlı olan insan, kendine karşı hayırlı
olandır!
68- Din kerim kimselerin güzelliğidir!
69- Zaman sana biriktirmediğini ve ummadığını getirir!
70- Nice sözler vardır ki, inci kolyelerinden daha güzel ve gece
yıldızlarından daha parlaktır!
71- Sırrın senin esirindir. Söylediğin zaman sen onun esiri olursun!
72- Hapishaneler dirilerin kabri, düşmanların sevinci ve dostların
tecrübe yeridir.
73- Şaki insan Allah’ın gazabıyla, mahlûkatın felaketine sevinmesi
arasında olan insandır!
74- Hacet sahibi ahmaktır. Hacetinin giderilmesinden başka bir
isteği yoktur…
75- Sükût insanın en nefis elbisesidir!
76- Arkadaşının işini en güzel şekilde yap.
77- Dini, dünya karşılığında satan insan, dalalete saplanmıştır!
78- Uzun boylu kızmak devamlı hastalık getirir.
79- Düşmana itaat etmek helak olmaktır!
80- İmanın üçte biri hayâ, üçte biri akıl, üçte biri cömertliktir.
81- Ümidi az olanın hüznü çok olur!
82- Açgözlülük fakirlik, kanaat etmek zenginliktir!
83- Zalim mağlup, mazlum muzafferdir!
84- Sadık arkadaşlara sarılıp onların gölgesinde yaşa. Onlar refah
zamanında, belâ zamanında hazır kuvvettir.
85- Doğruluk, her ne kadar seni öldürse bile ondan ayrılma!
86- Çabuk kalkmak ve doğru konuşmak, oturup kalkmanın izzet ve
şerefidir.
87- Mü’minin izzet ve şerefi insanlara muhtaç olmamasıdır!
88- Güzel ahlak en hayırlı dosttur!
89- Cehalet öyle bir binektir ki üzerine binen zelil olur,
arkadaşlık yapan yolunu kaybeder!
90- Koyunun tozu kurdun gözüne sürmedir!
91- Kötü arkadaştan ayrılış yalnız kalmakla mümkündür!
92- Namazı zayi eden bir adamı
görürseniz, ona, Allah haklarından başka şeyleri daha çok zayi eden bir kişi
gözüyle bakınız.
93- Sevmen aşırı sevmemen yıpratıcı
olmasın.
94- Mezardaki babasının ruhunu şad
etmek isteyen, onun geride bıraktığı arkadaşları ile ilişkiyi kesmesin.”
95- Astına iyi muamele eden üstünden
iyi muamele görür. Nice bakış vardır ki şehvet üretir; şehvetin çoğu ise geride
sürekli kalan bir üzüntü bırakır.
96- İslâm ülkelerinin sınırları çok
genişledi, işler çoğaldı. Her yerde adâletin temin edilmesi zorlaşmaya başladı.
Hazret-i Ömer Radiyallahü Anh bu halden sıkılıp: “Yâ Rabbî! Ruhumu kabzet!”
demeğe başladı. Bir gün ağlarken sebebi sorulunca: “Nasıl ağlamayayım ki,
Fırat kenarında bir oğlak zayi olsa korkarım ki Ömer’den sorulur!” diye Buyurdu.
Yorumlar
Yorum Gönder