Günahkâr Gencin Tövbesi
Günahkâr Gencin
Tövbesi
Ebu Turab Nahşebi hazretleri anlatır:
Bir gün caddede yürüyordum. Mahalle halkının,
bir kadınla münakaşa ettiklerini gördüm. Kadın beni görünce dedi ki:
“- Ey Ebâ Türab! Fasık, günahkâr bir oğlum var.
Dün gece yine şarap içmek istedi. Akşamdan sonra, Allah’ü Teâlâ ona bir
hastalık verdi. Şimdi yatıyor. Ancak oğlumu mahalleden atmak istiyorlar. Ne
olur bize yardım edin!”
Kalabalıktan rica ettim, hemen dağıldılar.
Sonra gencin evine gittim. Genç beni görür görmez dedi ki:
“- Hoş geldiniz yâ Ebâ Türab!”.
Seher vaktinde:
“- Yâ Rabbi! Sabahleyin ‘bana Ebû Türab
hazretlerini görmeyi ve tövbe-i nasuh etmeyi nasip eyle!’ diye dua ettim.
Tövbem kabûl olur mu acaba?”
“- Ey genç! Allah’ü Teâlâ ziyadesi ile
tövbeleri kabul edici ve mağfiret edicidir.
Genç, gözyaşları içinde tövbe etti ve ben de
oradan ayrıldım. Daha sonra genç, annesine demiş ki:
“- Anneciğim sana vasiyetimdir. Beni bu
yataktan, mezellet toprağına indir. Anlıyorum ki, benim ölümüm bu hastalıktan
olacak.
Annesi, onu yere indirmiş. Genç de şöyle dua
etmiş:
“- Yâ Rabbi! Dertlilerin dayanağı, muhtaçların
sığınağı sensin! Toprakla bir olmuş şu kuluna sevdiklerinin hürmetine merhamet
eyle!”
Genç, o gece vefât etmiş. Aynı gece Resûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem Efendimizi rüyada gördüm. Yanında iki yaşlı kimse vardı. Sağ
tarafındakinin İbrahim Aleyhisselâm, diğer tarafındaki ise, Musa Aleyhisselâm olduğunu
söylediler. Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz bana buyurdu ki:
“- Ey Ebâ Türab! Dün senin yanında tövbe eden
genç, bu gece vefât etti. Hak Teâlâ onu saâdete kavuşturdu. O gence izzet gözü
ile bakın. Cenazesinde hazır bulunun!
Hemen uyandım ve kendi kendime dedim ki:
“- Yâ Rabbi! Ne kadar kerimsin ki, daha dün
kötülüğü yüzünden, mahalleden çıkarmak istedikleri günahkârı samimi bir tövbe
ile bu dereceye kavuşturdun!”
Bütün şehir halkıyla gencin cenaze namazını
kıldık ve defnettik. Meğer herkese rüyasında bu tövbekâr gencin vefat ettiği ve
cenazesine katılanların affedileceği müjdesi verilmiş!
Allah’ü Teâlâ her zaman canı gönülden yapılan
tevbeleri kabul edicidir. Yeter ki son nefes gelmeden önce tevbe edelim. Son
nefes ansızın gelebilir. O zaman tevbede çok acele etmek gerek…
Yorumlar
Yorum Gönder