Namusunu Koruyan Gencin Hikâyesi
Namusunu Koruyan
Gencin Hikâyesi
Bir genç, beş vakit namazı Hazret-i Ömer Radıyallahü
Anh ile kılardı. Hazret-i Ömer Radıyallahü Anh her selâm verişinde, genci
arkasında görürdü. Hazret-i Ömer Radıyallahü Anh de bu genci sevmişti.
Bir kadın bu gence âşık olup, her zaman haber
göndererek evine çağırtır, fakat genç râzı olmaz, yanına gitmezdi. Bu kadın,
uzun müddet gencin arkasına düştüğü halde, kendisini gence sevdiremedi. Kadın,
bir koca karıya başvurdu.
Koca karı:
“- Seni bu gece o gençle bir araya getirirsem,
bana ne ikramda bulunursun?” dedi.
Kadın:
“- Bu işi yaparsan, sana çok şeyler vereceğim!”
dedi.
Koca karı, o kadın ile birlikte evinde
otururken; genç yatsı namazını kılmış, evine dönüyordu.
Yol üzerinde bulunan koca karının evinin
önünden geçerken, koca karı:
“- Bana yardım edene, Hak Teâlâ da yardım etsin!”
diye feryat etti.
Genç bu feryadı duyunca, koca karıdan
feryadının sebebini sordu. Koca karı:
“- Bir koyun kaçırdım, tutamıyorum, bana yardım
et,” dedi.
Genç bu söze inanıp evden içeri girdi. Gence âşık
olan kadın, kapıyı kilitleyip gencin ayaklarına sarılarak yalvarmağa başladı:
“- Ne zamandan beri senin derdinle yanıyorum,
bana hiç vefâ etmiyorsun. Sana ancak bu hileyi yaparak kavuştum,” diyerek genci
kuvvetle tuttu.
Genç, yine kadına iltifat etmedi, yüzüne
bakmadı. Kadın genci çok övdüğü hâlde, genç yine kadının yüzüne bakmıyordu.
Kadın:
“- Ya bana yaklaş arzumu yerine getir veya feryat
eder bütün mahalle halkını buraya toplarım, rüsva olursun!” dedi.
Genç:
Ahirette rüsva olacağıma burada olurum, dedi.
Genci hiçbir yolla aldatamayan kadın, feryat
etmeğe başladı. Bütün mahalle halkı evin etrafına toplandılar.
Kadın:
“- Bu gece kapımı kilitleyip yatarken, bu adam
gelip bana tecavüz etmek istedi!” dedi.
Mahalle halkı içeri girip, genci dövdü, hatta
başını birkaç yerden yarıp, ellerini, bağlayarak, Hazret-i Ömer’in Radıyallahü
Anh huzuruna getirdiler.
Hazret-i Ömer Radıyallahü Anh genci o halde
görünce:
“- Yâ Rabbi! Bu gence hüsn-i zannım vardır.
Resûlünün hürmeti için beni bu zannımdan döndürme!” diye duada bulundu.
Sonra genci yanına çağırdı ve:
“- Senin hakkında iyi düşünürüm. Bu çirkin işi
senin yapacağını zannetmiyordum. Korkma, yakın gel, Hak Teâlâ doğru kullarının
yardımcısıdır,” buyurdu.
Genç:
“- Bu kadın bana bir kaç yıldır âşık olmuştu. Çok
kere haber gönderdiği halde razı olmamıştım. Sonunda bir koca karı hilesiyle
beni evine çağırdı. Ondan sonraki hadiseleri de birer birer anlattı.
Hazret-i Ömer Radıyallahü Anh:
“- O koca karıyı görünce tanır mısın?” buyurdu.
Genç:
“- Evet, tanırım!” dedi.
Şehirdeki bütün koca karıların dışarı çıkmaları
emir edildi. Hepsi bir yerde gizlenen gencin önünden geçtiler.
Genç, hile yapan koca karıyı tanıdı. Koca karıyı
Hazret-i Ömer’in huzuruna götürdüler.
Hazret-i Ömer’in heybetine dayanamayıp, para
için bu işi, yaptığını ikrar etti.
Koca karı söyleyince, âşık olan kadın ne
yaptıklarını anlattı.
Hazret-i Ömer Radıyallahü Anh kalkıp, gencin
ellerini çözüp, mendili ile başının kanını silip bağladı.
Allahü teâlâ’ya hamd olsun ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü
Vesselam Efendimizin:
“- Ümmetimden, kardeşim Yûsuf aleyhisselâmın
kendini Zeliha’dan sakladığı gibi, yabancı kadınlardan muhafaza eden Sıddıklar
çıkacaktır!” hadîs-i şerîfi bizim zamanımızda bu gence nasib oldu!” buyurdu.
Gencin sırtını okşayarak hayır duâ etti.
Yorumlar
Yorum Gönder