Yavuz Sultan Selim Han
Yavuz Sultan Selim Han
Onuncu
Osmanlı padişahı olan Yavuz Sultan Selim; Trabzon da vali iken dünyaya gelen
oğlunun adını Süleyman koydu. Daha sonra Kanuni Sultan Süleyman olarak anılacak
olan bu yavru, küçük yaştan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirildi.
Benzeri görülmeyen bir terbiye ve eğitim aldı.
Mısır
seferi dönüşünde Yavuz Sultan Selim, hocası İbn-i Kemal ile birlikte at
üzerinde gidiyorlardı. Birdenbire İbn-i Kemal in atının ayağından sıçrayan bir
çamur, Yavuz Selim in giydiği sırmalı kaftanının üzerine sıçradı ve kirletti.
Yavuz
Sultan Selim;
“- Halka
rehberliği ancak ilim ve ahlakta yükselmiş olanlar yapabilir!” demiştir.
“- Bana
başka bir kaftan veriniz. Bu kaftan de böylece hazinemde saklansın!”, demiş ve
sırtındaki kaftanın sandukasına örtülmesini vasiyet etmiştir.
“- Âlimlerin
atlarının ayaklarından sıçrayan çamurun bile makbul olduğunu gelecek nesiller
ibretle görsün! Çünkü âlimler her zaman padişahlara lazımdır.” Diyerek âlimlerin
değerini vezirlerine anlatmış oldu.
Öldüğü
zaman bu kaftan vasiyeti üzerine türbesindeki sandukasının üstüne serildi.
Yavuz
Sultan Selim Han, İlim ve ahlakta ün kazanmış yüksek adamların devlet işlerinde
kullanılmasını vasiyet etmiştir.
Yavuz
Selim, hazineyi altınla doldurunca; onun zenginliği karşısında;
“- Benim
altınla doldurduğum hazineleri torunlarımdan her kim akçe ile doldurabilirse
kendi mührü ile mühürlesin. Ve illa hazine-i hümayun benim mührümle
mühürlensin!", diye vasiyet etmiştir.
Oğlu
Süleyman’ın süslü elbiseler giydiğini görünce:
“- Süleyman sen böyle süslenirsen, anan ne giyecek!", diyerek sadeliği tavsiye
etmiştir.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder