Murâkabe Neden Hayatımızın Temelinde Olmalı?
Murâkabe Nedir?
Murâkabe
kelimesi Arapça kökenlidir ve ‘gözetlemek’ anlamına gelen Arapça’daki “rakabe”
kökünden türetilmiştir. Dikkatle izlemek, ilgilenmek, gözleri açık tutmak gibi
anlamlara gelmektedir.
Metafor
olarak ise kişinin manevi yönüne dikkatini yöneltip, Allah Celle Celâlüh ile
olduğunu daima idrak eder durumda olmasıdır.
Murâkabe,
kulun her zamanda ve mekânda Yüce Allah’ı Celle Celâlüh unutmaması, O’nun
varlığını, kudretini yakından hissetmesi ve Cenâb-ı Hakk’la Celle Celâlüh
beraber olduğu bilincini kalbinde daimî bir şekilde idrak etmesi durumudur.
Kullar
murâkabe duygusunu hakkıyla yaşayabilmek ve hayatlarının bir parçası haline
getirebilmek için, nefislerini terbiye etmeleri ve kalplerini arındırmaları
gerekir. Bu doğrultuda yapılabilecek adımlardan bazıları ise şöyledir;
· Allah’ın Celle Celâlüh emir ve buyruklarına gönülden itaat etmek,
· Kur’an ile hizmet etmek ve Kur’an ile duygulanmak,
· Kul hakkını ve diğer canlıların tüm haklarını önemsemek, gözetmek,
· Helâl gıda konusunda titizlik göstermek,
· Malını Allah Celle Celâlüh için ve gönül rızasıyla vermek, infakta
bulunmak,
· Kalpten zikretmek,
· Salih kimselerle birlikte olmak,
· Toplumsal, sosyal hizmetlerde bulunmak,
· Gıybet, bencillik, israf, cimrilik, yalan, haset, ihtiras, riyâ,
koğuculuk ve Allah’ın Celle Celâlüh rızasının olmadığı daha birçok kötü
ahlâktan kaçınmak,
· Seher vakitlerini ihyâ etmek,
· Hayatını yaşarken bir yandan da ölümü düşünüp, son nefese kadar bütün nefesleri
bu bilinçle alıp vermenin gayreti içinde olmak…
Ayet’i Kerimeler ve Hadis-i Şerifler ile Murâkabe
Gerçek
murakabe, Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etme alışkanlığı kazanmaktır. Çünkü
Rabbimiz Celle Celâlüh Ahzâb Sûresi 34. Ayette; “Siz evlerinizde okunan
Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi
bilendir, hakkıyla haberdardır.” buyurmuştur.
Bir başka
ayet-i kerimede de Allah Celle Celâlüh şöyle buyurmuştur;
“Nefse ve
onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını
(kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran
kurtuluşa ermiştir.” (Şems Sûresi, 7 – 9. Ayetler)
Allah’ü
Teâlâ Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde murakabenin kıymetine işaret etmiş ve
bunun önemini apaçık bir dille anlatmıştır.
“De ki:
“Durmadan bir şeyler yapın; yaptıklarınızı Allah da, peygamberi de müminler de
görecektir. Sonunda, gizliyi de açığı da bilenin huzuruna çıkarılacaksınız ve O
size yapmış olduklarınızın ne olduğunu verecek.”
(Tevbe
Suresi, 105. Ayet)
Allah Celle
Celâlüh bu ayetlerinde ve pek çok ayetinde bazı hatalı davranışlarda bulunan ve
bunlardan pişmanlık duyarak kendisinden bağışlanma dileyen kullarına, yalnızca
tövbe ile yetinmeyip Allah’ın Celle Celâlüh hoşnutluğunu kazanmak için durmadan
çalışmaları gerektiğini belirtmiş ve kullarının hatalarını bu yollarla da
telâfi etme çabası içine girmeleri istenmiştir.
Allah Celle
Celâlüh kullarından herkesin elindeki imkânları en iyi biçimde değerlendirerek
çalışıp çabalamasını ama bunu yaparken de kendisini başı boş değil daima bir
murâkabe altında hissetmesi gerektiğini buyurur.
Bu
bilince dair rivayet edilen hadislerden birisi de şöyledir;
Cibril
Aleyhisselâm, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’e; “Bana ihsanı anlat”
dedi. Resulûllah Sallallahü Aleyhi Vesellem de; “İhsan, Allah’ı görüyormuş gibi
ibadet etmendir. Sen onu görmesen de O, seni görüyor” buyurdu.
(Buharî
İmân, 38; Müslim, İman I)
Murâkabe Bilincine Sahip Olmanın Önemi
Murâkabe
bilinci ile yaşayan kişi, denetleme, kontrol etme, kendi iç alemine bakma, kalp
ile daima Allah’a Celle Celâlüh bakma, kalbi kötülüklerden korumak için nefsi
kontrol altında bulundurma düşüncesine sahip olarak yaşamayı amaçlar. Kulun
daima Rabbinin Celle Celâlüh her halini bildiğini bilmesi farkındalığıdır.
Murâkabe,
her iyiliğin temelini oluşturan ve hayatın her safhasını ilgilendiren bir yaşam
şeklidir. İnsanoğlu murâkabe sayesinde hem gününü farkındalık içerisinde ve
Allah rızası için geçirebilir hem de geçmişinin değerlendirmesini yaparak
hatalarını telafi etme yolları arayışına girer. Murâkabe içinde yaşayan kul,
içinde bulunduğu kötü ya da yanlış durumu düzeltmenin yollarını arar ve bu
gayretle yaşar. Bu şekilde hareket eden Müslüman da daima doğru yolda bulunur,
Rabb’i Celle Celâlüh ile olan ilişkilerinde kalbini iyice kontrol eder, hiçbir
zaman Allah’ı Celle Celâlüh aklından çıkarmaz.
Allah’ın Celle
Celâlüh kendisini izlediğini, doğrusunu da yanlışını da gördüğünü, kendisine
çok yakın olduğunu, yaptıklarını gördüğünü, söylediklerini işittiğini bilen ve
bu farkındalığı hep yaşayan insan murâkabeyi hayatına empoze etmiş insandır.
Böyle kullar kendisi ve toplumu için faydalı, dünya ve ahirette mutlu bir kişi
olma şansına daha çok ve öncelikle nail olurlar.
www.ebrarturizm.com
Yorumlar
Yorum Gönder