Müseddes Na'tı Şerif-i Nebevî

Müseddes-i Na't-ı Şerif-i Nebevî

 

Sultan-ı rûsül şâh-ı mümeccedsin Efendim

Bî-çârelere devlet-i sermedsin Efendim

Divân-i ilâhide ser-âmedsin Efendim

Menşur-ı “Le-amrük”le mü'eyyedsin Efendim.

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed'sin Efendim

Hak’dan bize sultân-ı mü'eyyedsin Efendim.

 

Peygamberler sultanı, dinin ululanmış şahısın Efendim

Çaresizler için daima devletsin  Efendim

İlahi divanda en başta gelensin Efendim

Le'amrüke fermanı ile onaylanmış olansın Efendim.

 

Sen Ahmed'sin, Mahmud'sun, Muhammed'sin  Efendim

Allah'tan bize (gönderilen) onaylanmış sultansın  Efendim.

 

Hutben okunur minber-i iklim-i bekâda

Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-ı cezâda

Gül-bâng-ı kudûmün çekilir Arş-ı Hudâ’da

Esmâ-i şerifin anılır arz u semâda.

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed'sin Efendim

Hak’dan bize sultân-ı mü'eyyedsin Efendim.

 

Sonsuzluk yurdunun minberinde senin hutbendir okunan

Hesaplaşma gününün mahkemesinde senin hükmündür geçen

Allah katına kadar heryerde övgüler sanadır

Yerkürede de, gökkubbede de kutlu adındır anılan.

 

Sen Ahmed'sin, Mahmud'sun, Muhammed'sin  Efendim

Allah'tan bize (gönderilen) onaylanmış sultansın  Efendim.

 

Ol dem ki velilerle nebîler kala hayrân

“Nefsi” deyü dehşetle kopa cümleden efgân

Ye’s ile usâtın ola ahvâli perişân

Destur-ı şefaâtla senindir yine meydân.

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed'sin Efendim

Hak’dan bize sultân-ı mü'eyyedsin Efendim.

 

O zaman ki velilerle peygamberler şaşırıp kalacaklar,

"Ben ne olacağım" diye dehşetle herkes  feryat edecek,

Karamsar ve asilerin hali perişan olacak

Şefaat izninle meydan yine senin olacak.

 

Sen Ahmed'sin, Mahmud'sun, Muhammed'sin  Efendim

Allah'tan bize (gönderilen) onaylanmış sultansın  Efendim.

 

Bir gün ki dalıp bahr-ı gam-ı fikrete gittim

İlden getirip kendümi bî-hodlûğa yitdim

İsyânım anıp âkıbetimden hazer itdim

Bu matlaı yâd eyledi bir seyyîd ki işittim.

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed'sin Efendim

Hak’dan bize sultân-ı mü'eyyedsin Efendim.

 

Bir gün ki düşüncelerin kederli denizine dalıp gittim

Ne yaptığımı bilmeyecek hale gelip kendimden geçtim

İsyanlarımı hatırlayıp geleceğimden ürktüm

(O sırada) senin soyundan gelen bir zatın bu matlaı okuduğunu işittim.

 

Sen Ahmed'sin, Mahmud'sun, Muhammed'sin  Efendim

Allah'tan bize (gönderilen) onaylanmış sultansın  Efendim.

 

Ümmideyiz ye’s ile âh eylemeyiz biz

Sermaye-i imanı tebâh eylemeyiz biz

Babın koyup agyâre penâh eylemeyiz biz

Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz.

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed'sin Efendim

Hak’dan bize sultân-ı mü'eyyedsin Efendim.

 

Biz ümitliyiz, karamsarlıkla ah etmeyiz,

İman varlığını harabetmeyiz biz

Senin kapın dururken ellere sığınmayız biz

Senin sayende bir başkasına dönüp bakmayız biz.

 

Sen Ahmed'sin, Mahmud'sun, Muhammed'sin  Efendim

Allah'tan bize (gönderilen) onaylanmış sultansın  Efendim.

 

Bîçâredir ümmetlerin isyânına bakma

Dest-i red urup hasret ile dûzaha yakma

Rahm eyle aman âteş-i hicrânına yakma

Ez-cümle kulun Gâlib-i pür-cürmü bırakma

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed'sin Efendim

Hak’dan bize sultân-ı mü'eyyedsin Efendim.

 

Ümmetlerin isyanı çaresizliğindendir, bakma

Elini çekip hasretinle cehennem gibi yakma

Merhamet et aman hasretinin ateşiyle yakma

Kısacası bu çok günahkar kulun Galibi bırakma.

 

Sen Ahmed'sin, Mahmud'sun, Muhammed'sin  Efendim

Allah'tan bize (gönderilen) onaylanmış sultansın  Efendim.

(Sallallahü Aleyhi Vesellem)

 

Şeyh Gâlib

(1757 - 1799)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)