Hz. Peygamber Aleyhisselâm'ın Ebu Zerr'e Öğütleri
Hz. Peygamber Aleyhisselâm'ın Ebu Zerr'e Öğütleri
Sahâbe-i Kirâm efendilerimizden biri olan Hz. Ebû Zer el-Ğifârî Radiyallahü
Anh, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’den dinlediği bir nasihat
demetini bize şöyle anlatır:
“- Bir gün veya bir gece) mescide girdim. Bir de baktım ki, Rasûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem yalnız başına oturuyor.
Ben de vardım, yanına oturdum. Bana dedi ki:
“- Ey Ebû Zer! Mescide girdiğinde “Tahiyyetü’l- mescid” namazı
kılman gerekir. Bu da iki rekâtlık bir namazdır. Kalk, bu namazı kıl!”
Ben de kalktım, bu iki rekât namazı kıldım ve sonra gelip tekrar
yanına oturdum.
Hz. Ebû Zer Radiyallahü Anh, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi
Vesellem’in yanına oturduktan sonra O’na bazı sorular sorar ve bu soruların
cevaplarını alır. Sorduğu sorular ve aldığı cevaplar konumuzla alakalı olmadığı
için onları buraya almıyorum. Asıl üzerinde durmak istediğim ve okuyucularıma
iletmek istediğim, Hz. Peygamber efendimizin, Ebû Zer el- Ğifâri’ye yaptığı nasihatlerdir.
Ebû Zer Radiyallahü Anh, şöyle devam ediyor:
“- Ey Allah’ın elçisi! Bana biraz nasihat eder misiniz?” Dedim.
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdu ki:
“- Ey Ebû Zer! Sana, Allah’ın emirleri ve yasaklarına uyarak yaşamanı
tavsiye ederim. Çünkü bütün işlerin başı, bu şekilde takva üzere yaşamaktan
geçer.”
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Kur’ân okumanı ve Allah’ı zikretmeni tavsiye ederim. Böyle
yapman, göklerde yücelmene, yerde nurlanmana sebep olur.” dedi.
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Çok gülmekten sakın. Zira çok gülmek kalbi öldürür ve yüzün nurunu
giderir.” dedi.
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Sana, ya hayır söylemeni veya susmanı tavsiye ederim. Böyle
yaparsan şeytanı yanından kovmuş ve dinin emirlerini yaşama konusunda nefsine
yardımcı olmuş olursun.” dedi.
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Cihada sımsıkı sarılmanı tavsiye ederim. Çünkü cihad,
ümmetimin, dünyaya değil ahirete değer vererek yaşamasını sağlar.” dedi.
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Yoksulları sevmeni, onlarla birlikte olmanı ve onlarla oturmanı
tavsiye ederim.” dedi.
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Her zaman senden aşağıda olana bakmanı; senin üstünde olana
bakmamanı tavsiye ederim. Böyle yapman, Yüce Allah’ın sana verdiği nimetin kadrini
daha iyi anlamanı sağlar.” dedi.
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Yakınların sana uğramasa da senin onlara uğramanı ve onları
ziyaret etmeni tavsiye ederim.” dedi.
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Allah’ın dinini yaşama konusunda (sakın ha!) kınayanların
kınamasından korkma.” dedi.
“- Ey Allah’ın elçisi! Biraz daha nasihat eder misiniz?” dedim.
“- Nefsin için acı ve ağır da olsa her zaman doğruyu söyle.”
dedi ve şöyle devam etti:
“- Ey Ebû Zer, şunu da bil ki, akıl gibi bir tedbir yoktur;
günahlardan kaçmak kadar güzel bir takvâ yoktur; güzel ahlak kadar bir şeref
yoktur.”
(Ebû Nuaym, Hilye,
I,166-167.)
Yorumlar
Yorum Gönder