İstanbul’un Fethinin Üç Manevi Kahramanı: Akşemseddin, Molla Hüsrev ve Molla Gürani


İstanbul’un Fethinin Üç Manevi Kahramanı: Akşemseddin, Molla Hüsrev ve Molla Gürani

Fatih Sultan Mehmet, Peygamberimizin müjdelediği "İstanbul'un fethi"ni gerçekleştirme şerefine nail olan bir komutan. Onun "yıkılamaz" denilen surları yıkması ile yeni bir çağ açıldı. Bu kutlu fethin gerçekleşmesinde, askeri ve maddi unsurlar kadar ilmi ve manevi unsurlar da önemliydi. İstanbul'un fethinin üç manevi kahramanı olan Akşemseddin, Molla Hüsrev ve Molla Gürani'ye dair bilinmeyenleri, onların bu fethi nasıl desteklediklerini sizler için derledik.

Hacı Bayram Veli’nin Müridi Oldu

Erken yaşta batınî ilimlere merak salmış ve kendine mürşit aramaya başlamıştır. Bu istekle İran ve Maveraünnehir dolaylarına seyahatlere çıkmış, daha sonra da Şam'a gitmiştir.

Hakkında yazılan menakıbnâmede anlatılanlara göre bir gün rüyasında Ankara'da ikamet eden Hacı Bayram Velî'yi görmüş ve ona intisab için yanına gelmiş, müridi olmuş, üstadının yanında hücreye girmiştir. Daha sonra hacca gitmiş ve Hacı Bayram Velî'nin vefatıyla onun yerine mürşit olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet’in Üzerinde Etkili Oldu

Akşemseddin bu süreçte II. Murad ile görüşme imkânı bularak oğlu II. Mehmed'le tanışmış ve onun üzerinde etkili olmuştur. Fetihten önce iki defa Edirne'ye giderek padişahla görüştüğü bilinir.

1453'ün başlarında II. Mehmed'in fetih planlarını iyice belirginleşip ordunun İstanbul'a yol almasıyla kervana diğer birçok maneviyat ehliyle birlikte o da müritleriyle katılmış, hatta diğer bütün hocalardan öne geçmiştir.

Akşemseddin Fethin Manevi Mimarıydı

Fethin en zor zamanlarında sözleri, teşvikleri, duaları ve mektuplarıyla padişahın maneviyatını yüksek seviyede tutmaya büyük gayret göstermiş, cephedeki askerin şecaat ve cesaretini arttırıcı girişimlerde bulunmuştur.

Bu gayretleriyle fethin manevi mimarı olduğu hakkında birçok tarihçi hemfikirdir.

Fatih’in Tahtı Bırakıp Derviş Olmasına Karşı Çıktı

İstanbul'un fethinden sonra ilk Cuma'da Ayasofya'da hutbeyi okuduğu gibi Ebû Eyyûbe'l Ensarî'nin kabrini manevî işaretlerle keşfedip aziz İstanbul'a bahşetmesi en büyük hizmetlerinden biridir.

Daha sonra Zeyrek civarında müderrislik yaptıysa da Fatih'in tahtı bırakarak derviş olmak istemesine kesin olarak engel olmak istemiş, bu sebeple ondan kendini uzak tutmak için Göynük'e gitmiştir.

Fatih’in Cihan Hükümdarı Olarak Hizmet Etmesini İstedi

Hatta padişahın kendisine gönderdiği hediyeleri bile kabul etmeyerek Fatih'in kendi işini yapmasını sağlamıştır. Akşemseddin'in bu inanılmaz siyaseti, bir hocanın dinine, devletine ve milletine yapabileceği en büyük hizmettir.

Zira o talebesinin kendisi gibi bir mutasavvıf değil, cihan hükümdarı olarak hizmet etmesini doğru bulmuştur.

Molla Hüsrev Kimdir?

Sivas, Tokat bölgesinden Türkmen bir sülaleye mensup olan ve asıl adı Mehmed olan Hüsrev'in doğum tarihi bilinememektedir.

Hakkında en eski ve güvenilir bilgileri veren Taşköprizade'nin bildirdiğine göre küçük yaşta babasını kaybetmiş ve eniştesinin himayesinde eğitimine devam etmiştir.

Dönemin Meşhur Hocalarından İcazet Aldı

Küçük yaşlarda Bursa'ya geldiği ve burada devrin meşhur hocalarından icazet aldığı bilinir. Daha sonra Edirne'de de bazı hocalardan ders almıştır.

İcazetinin ardından ilk olarak Edirne'de Şah Melek Medresesi müderrisliğine daha sonra aynı şehirdeki Çelebi Medresesi'ne tayin edilmiştir.

Fetih Hazırlıkları Sırasında Fatih’e Destek Oldu

II. Murad'ın ikinci defa tahta çıkmasının ardından Edirne kadısı olmuştur ki bu başkent kadısı olarak devletin en üst düzey memuriyetlerinden biridir.

Akşemseddin gibi o da II. Mehmed'e İstanbul'u fethe hazırladığı sırada büyük destek vermiştir. Fethin ardından kısa süreli olarak hangi göreve getirildiği tam olarak bilinmese de kendisine tahsisatlar bağlandığı yorumu yapılmaktadır.

Molla Hüsrev İstanbul’dan Neden Ayrıldı?

Daha sonra İstanbul'dan Bursa'ya gitmiştir. Bu ayrılığın ilginç bir sebebe dayandığı belirtilir. Buna göre bir düğün merasiminde Molla Gürani'ye padişahın sağında, kendisine ise solunda yer ayrılmıştır.

Molla Hüsrev bu durumu kendi ilim seviyesi için bir itibarsızlaştırma olarak yorumlamıştır. Bursa'da bir arsa satın alarak medrese inşa ettirmiş, alt seviyeden başlayarak burasını üst düzey bir medrese haline getirmiştir. Fatih'in onu yeniden daveti üzerine İstanbul'a gelerek vefatına kadar kalmıştır.

İlmin En İtibarlı Payelerine Nail Oldu

Ancak kısa süre sonra Galata ve Üsküdar kadılığında bulunmuştur. Bunun yanında Molla Hüsrev ilmiyenin en itibarlı payelerinden olan Ayasofya müderrisliğinde de bulunmuştur.

Rahat tavırlarından anlaşılacağı üzere Molla Hüsrev, maddi imkânları iyi olan biridir. Bu sebeple, anlatıldığına göre makama, mevkie ve şöhrete itibar etmemiştir.

Önemini Bugüne Dek Koruyan Eserler Kaleme Aldı

Bu durum onun halk arasında sevilen biri olmasını da sağlamıştır. Kadılık görevini kerhen kabul ettiği ve bunun kendisi için bir imtihan olduğunu belirtmiştir.

Memuriyeti, İslam hukukunun pratiklerini görmek bakımından bir fırsat olduğunu belirmiştir. Molla Hüsrev, önemini bugüne kadar koruyan eserler kaleme almıştır.

Osmanlı Medrese Ve İlmiye Teşkilatını Şekillendirdi

Molla Hüsrev'in Osmanlı klasik dönemi medrese ve ilmiye teşkilatı üzerinde kalıcı izler bıraktığı söylenebilir.

Büyük bir fıkıh ve hukuk bilgini olan Molla Hüsrev'in telif ettiği eserler medreselerde uzun süre okutulmuş, eserlerine yüzlerce şerh yazdırmıştır.

Molla Gürani Kimdir?

İstanbul'un fethinde askeri ve maddi unsurlar ne kadar önemliyse, ilmi ve manevi hususlar da o kadar önemlidir. Fatih'in dev bir ordusu yanında dev bir danışman ve hoca ordusu da vardı.

Akşemseddin ve Molla Hüsrev'in yanında diğer bir büyük isim de Molla Gürani'dir.

Fatih Sultan Mehmet, Peygamberimizin müjdelediği "İstanbul'un fethi"ni gerçekleştirme şerefine nail olan bir komutan. Onun "yıkılamaz" denilen surları yıkması ile yeni bir çağ açıldı. Bu kutlu fethin gerçekleşmesinde, askeri ve maddi unsurlar kadar ilmi ve manevi unsurlar da önemliydi. İstanbul'un fethinin üç manevi kahramanı olan Akşemseddin, Molla Hüsrev ve Molla Gürani'ye dair bilinmeyenleri, onların bu fethi nasıl desteklediklerini sizler için derledik.

Kaynak: Fikriyat Gazetesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis