En Faziletli, En Sevaplı Ameller Nelerdir?
En Faziletli, En Sevaplı Ameller Nelerdir?
Cevap:
Değerli kardeşimiz,
Bu konuda kesin bir şey söylemek doğru olmaz. Peygamberimiz'in Sallallahü Aleyhi Vesellem hadislerinde de en hayırlı amel
konusunda değişik ameller zikredilmiştir. Önemli olan niyettir. Peygamberimiz
Sallallahü Aleyhi Vesellem "Ameller niyetlere göredir. "buyuruyor.
İnsanın bir amelde niyeti ve ihlası önemlidir. Bazı zaman olur küçük gördüğümüz
bir amel Allah'ın rızasına uygun olurken diğer taraftan çok büyük zannettiğimiz
bir amel çeşitli sebeblerden dolayı insana hiç sevap getirmeyebilir.
Amellerde dikkat edilecek en önemli husus, sevap
hesabı yapmak yerine Allah'ın rızasını kazanmak olmalıdır.
En çok sevap kazandıran ibadetler farz olanlar, sonra vacip olanlar, sonra da nafile olanlardır.
Zor şartlarda nefsi zorlayarak yapılan ibadetlerin, özellikle gençlikteki
ibadetlerin sevapları fazladır. Mübarek gecelerde, kutsal topraklarda
,mescitlerdeki dua ve ibadetlerin sevabıda fazladır.
Hadis-i şeriflerde bildirilen en faziletli ameller:
Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem'ın bir hasırı
vardı, geceleri perde yapıp gerisinde namaz kılardı, gündüzleri de yayıp
üzerine otururdu. Halk da Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'ın yanına dönüp
(gelip) aynen onun gibi namaz kılmaya başladılar. Sayı gittikçe arttı. Bunun
üzerine Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem onlara yönelerek şunu söyledi:
"Ey insanlar, takat getireceğiniz
işleri yapın. Zira siz (dua etmekten) usanmadıkça Allah da sevap
yazmaktan usanmaz. Allah'a en hoş gelen amel, az da olsa devamlı olanıdır. "
Ravi der ki: Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in
ailesi bir iş yapınca onu sabit kılardı (artık terk etmez devamlı yapardı).
Buhari'nin Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh'den yaptığı bir rivayette:
"Orta yolu tutun, güzele yakın olanı arayın,
sabah vaktinde, akşam vaktinde, bir miktar da gecenin son kısmında yürüyün (ibadet
edin), ağır ağır hedefe varabilirsiniz. Unutmayın ki sizden hiç kimseye,
yaptığı amel, cenneti kazandırmayacaktır. " buyurdu.
"Sen de mi (amelinle cennete gidemiyeceksin) ey
Allah'ın Resulü?" dediler.
"Evet, ben de. Allah affı ve
rahmeti ile muamele etmezse ben de!"
Buhari ve Nesai'de gelen bir başka rivayette:
"Bu din kolaylıktır. Kimse (aşırı gayretle) dini
geçmeye çalışmasın, (başa çıkamaz, yine de yapamadığı eksiklikleri kalır ve)
galibiyet dinde kalır. "buyrulmuştur.
[Buhari, İman 16-29, Ezan 81, Rikak 18; Müslim, Salat 283, (782); Muvatta,
Salatu'l-Leyl 4, (1, 118); Nesai, Kıyamu'l-Leyl 1, (3, 218); Ebu Davud, Salat
317, (1368)]
Yanımda Beni Esed kabilesinden bir kadın vardı. Bu
sırada Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem içeri girdi ve:
"Bu kimdir?" buyurdu.
"Falancadır, geceleri hiç uyumaz, (ibadet
yapar)" dedim. Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:
"Sus, yeter! Size, takat
getirebileceğiniz amel yaraşır. Siz (ibadet yapmaktan) usanmadıkça,
Allah da (sevab vermekten) usanmaz. Allah'a en hoş gelen dini amel,
kişinin devamlı olarak yaptığı ameldir. " buyurdu. [Buhari, İman 32, Teheccüd 18; Müslim, Salatu'l-Musafirin
220-221 (785); Muvatta, Salatu'l-Leyl 4, (1, 118); Nesai, Salatu'l-Leyl 17 (3,
218)]
Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem, (bir gün)
sordu:
"En hayırlı olan ve derecenizi en ziyade artıran,
melikinizin yanında en temiz, sizin için gümüş ve altın paralar bağışlamaktan
daha sevaplı, düşmanla karşılaşıp boyunlarını vurmanız veya boyunlarınızı
vurmalarından sizin için daha hayırlı olan amelinizin hangisi olduğunu haber
vereyim mi?"
"Evet! Ey Allah'ın Resulü! " dediler.
"Allah'ın zikridir!" buyurdu. [Tirmizi, Da'avat 6, (3374); Muvatta, Kur'an 24]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri şöyle ferman buyurdu:
"Kim benim veli kuluma düşmanlık
ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en
çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (ayni veya kifaye)şeyleri eda
etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime
erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli,
yürüdüğü ayağı (aklettiği kalbi, konuştuğu dili)olurum. Benden bir şey
isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum.
Ben yapacağım bir şeyde, mü'min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar
hiç tereddüte düşmedim. O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem. " (Buhari, Rikak 38)
Bir seferde Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'la
beraberdik. Bir gün yakınına tesadüf ettim ve beraber yürüdük.
"Ey Allah'ın Resulü, beni cehennemden
uzaklaştırıp cennete sokacak bir amel söyle!" ddim.
"Mühim bir şey sordun. Bu, Allah'ın kolaylık
nasib ettiği kimseye kolaydır; Allah'a ibadet eder, Ona hiçbir şeyi ortak
koşmazsın, namaz kılarsın, zekât verirsin, Ramazan orucunu tutarsın,
Beytullah'a hacc yaparsın!" buyurdular
ve devamla:
"Sana hayır kapılarını göstereyim mi?" dediler.
"Evet ey Allah'ın Resulü! " dedim.
"Oruç (cehenneme) perdedir; sadaka
hataları yok eder, tıpkı suyun ateşi yok etmesi gibi. Kişinin geceleyin kıldığı
namaz salihlerin şiarıdır. " buyurdular
ve şu ayeti okudular. (Mealen):
"Onlar ibadet etmek için gece vakti yataklarından
kalkar, Rabblerinin azabından korkarak ve rahmetini ümid ederek O'na dua
ederler. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeyden de bağışta bulunurlar. " (Secde, 32/16).
Sonra sordu:
"Bu (din) işinin başını, direğini ve zirvesini
sana haber vereyim mi?"
"Evet, ey Allah'ın Resulü! " dedim. "Dinle öyleyse" buyurdu ve açıkladı:
"Bu dinin başı İslam'dır, direği namazdır,
zirvesi cihaddır!" Sonra
şöyle devam buyurdu:
"Sana bütün bunları (tamamlayan) baş amili haber
vereyim mi?"
"Evet ey Allah'ın Resulü! " dedim.
"Şuna sahip ol!" dedi ve eliyle diline işaret etti. Ben tekrar sordum:
"Ey Allah'ın Resulü! Biz konuştuklarımızdan
sorumlu mu olacağız?"
"Anasız kalasıca Muaz! İnsanları
yüzlerinin üstüne -veya burunlarının üstüne dedi- ateşe atan,
dilleriyle kazandıklarından başka bir şey midir?" buyurdular. [Tirmizi, İman 8, (2619)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Kim namazı kılar, zekatı verir ve Allah'a hiçbir
şeyi şirk koşmadan ölürse, ona mağfiret etmek Allah üzerine bir hak olur. Hicret
etse veya doğduğu yerde ölse de!"
Dedik ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Biz bunu halka anlatsak da
sevinseler olmaz mı?"
"Cennette yüz derece var. Her iki
derece arasında arzla sema arasındaki kadar mesafe var. Allah onu kendi yolunda
cihad edenlere hazırladı. Ben mü'minleri bindirebileceğim bir şey bulamamam
sebebiyle onlar da (bu yüzden cihada iştirak edemedikleri için) benden geri
kalmalarına üzülmeleri suretiyle mü'minlere meşakkat vermemiş olsaydım, hiçbir
seriyyeden geri kalmaz, (her birine) iştirak ederdim. Ben (cihad esnasında)
öldürülüp, sonra tekrar diriltilmeyi, tekrar öldürülmeyi isterim. "buyurdular. [Nesai, Cihad 18, (6, 20)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Üç şey vardır; her birine Allah garanti
vermiştir:
- Allah yolunda cihad etmek üzere yola çıkan kimse: Bu
öldüğü takdirde cennete koyma hususunda, ölmeyip döndüğü takdirde ganimet ve
sevapla gelme hususunda garantilidir.
- Mescide giden kimseye, öldüğü takdirde, Allah
cennete koyma hususunda garanti vermiştir.
- Kişi (fitne zamanında bulaşmayıp) evine
çekildiği takdirde Allah ona da garanti vermişti. " [Ebu Davud, Cihad 10, (2494)]
Nu'man İbnu Nevfel (bir gün) dedi ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Farz namazlarımı kılsam,
Ramazan orucumu tutsam, helali helal bilip haramı da haram tanısam ve bunlara
hiçbir ilave (hayır ve ibadet)de bulunmasam cennete gider miyim?"
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:
"Evet! " buyurdular.
Nu'man:
"Vallahi (bu farzlara) hiçbir
ilavede bulunmayacağım!" dedi.
[Müslim, İman 16, (15)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri, Yahya İbnu Zekeriyya
aleyhimasselam'a, beş kelime söyleyip bunlarla amel etmesini ve onlarla amel
etmelerini Beni İsrail'e de söylemesini emir buyurdu. Ancak O, bu hususta ağır
aldı. İsa aleyhisselam kendisine:
"Allah sana beş kelime öğretip onlarla amel
etmeni ve Beni İsrail'e de onlarla amel etmelerini emretmeni söyledi. Ya sen
bunları onlara emredersin veya bunları onlara ben emredeceğim. " dedi.
Yahya aleyhisselam:
"Onları emretmede benden önce davranacak olursan,
yere batırılmam veya azab görmemden korkarım!" dedi ve halkı Beytu'l Makdis'te topladı. Mescid ağzına kadar doldu. Mahfillere
de oturdular. (Söz alıp):
"Allah bana beş kelime gönderdi ve onlarla amel
etmemi ve size de amel etmenizi emretmemi bana emretti: Bunlardan birincisi Allah'a ibadet etmeniz, ona hiçbir ortak
koşmamanızdır. Allah'a ortak koşanın misali şudur: Bir adam, kendi öz malından
altın veya gümüş mukabilinde bir köle satın alır ve: "Bu benim evim, bu da
işim (çalış kazandığını) bana öde!" der. Köle çalışır, fakat kazancını
efendisinden başkasına öder. Kölenin böyle yapmasına hanginiz razı olur? Aynen
bunun gibi, Allah da size namazı emretti. Namaz kılarken (sağa-sola)
bakınmayın. Zira Allah yüzünü, namazda bulunan kulunun yüzüne karşı diker, o
sağa sola bakmadığı müddetçe. Allah size orucu emretti. Bunun misali şu
insanın misaline benzer: O bir grup içerisindedir. Beraberinde bir çıkın içinde
misk var. Herkes onun kokusundan hoşlanmaktadır. Oruçlunun (ağzında hasıl
olan) koku, Allah indinde miskin kokusundan daha hoştur. Allah size
sadakayı emretti. Bunun misali de şu adamın misaline benzer: Düşmanlar onu
esir edip ellerini boynuna bağlamışlar ve boynunu vurmaları için cellatlara
teslim etmişlerdir. Adam: "Ben az veya çok (bütün malımı) vererek
kendimi fidye mukabilinde kurtarmak istiyorum. " der ve nefsini
fidye ödeyerek kurtarır. Allah size, Allah'ı zikretmenizi de emretti. Bunun
da misali, peşinden hızla düşmanın geldiği bir adamdır. Bu adam muhkem bir
kaleye gelip, düşmandan kendini korur. Kul da böyledir. Şeytana karşı kendisini
sadece zikrullahla koruyabilir. "
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem (buraya hikayeyi
tamamlayarak) dedi ki:
"Ben de size beş şeyi emrediyorum: Allah onları
bana emretti. Dinlemek, itaat etmek, cihad, hicret ve cemaat. Zira, kim
cemaatten bir karışcık ayrılırsa boynundaki İslam bağını çıkarıp atmıştır, geri
dönen hariç. Kim de cahiliye davası güderse o cehennem molozlarından
biridir!" Bir adam:
"Ey Allah'ın Resulü! O kimse namazını kılar,
orucunu tutar idiyse (yine mi cehennemlik)?" diye sordu. Aleyhisselatu vesselam:
"Evet, namaz kılsa, oruç tutsa da! Ey Allah'ın
kulları! Sizi Müslümanlar, mü'minler diye tesmiye eden Allah'ın çağrısı ile
çağırın!" buyurdular. [Tirmizi, Emsal 3, (2867)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Cennette bir takım odalar vardır. Dışları
içlerinden, içleri de dışlarından görülür. "
Bunu işiten bir bedevi ayağa kalkıp:
"Bu odalar kim (ler)e ait ey Allah'ın
Resulü?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Sözü güzel yapan, yemek yediren,
oruca devam eden, gece herkes uyurken namaz kılan kimse (lere) ait!" buyurdu. [Tirmizi, Birr 53, (1985)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri diyor ki:
"Ben, kulumun hakkımdaki zannı
gibiyim. O, beni andıkça ben onunla beraberim. O, beni içinden anarsa ben de
onu içimden anarım. O, beni bir cemaat içinde anarsa, ben de onu daha hayırlı
bir cemaat içinde anarım. O, şayet bana bir karış yaklaşacak olursa, ben ona
bir zira yaklaşırım. Eğer o, bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç
yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim. Kim bana şirk
koşmaksızın bir arz dolusu günahla gelse, ben de onu bir o kadar mağfiretle
karşılarım. "[Buhari, Tevhid 16, 35; Müslim, Zikr 2, (2675),
Tevbe 1, (2675)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri demiştir ki:
"Kim bir hayır işlerse ona sevabının
on katı verilir veya arttırırım da. Kim bir günah işlerse bunun cezası, misli
kadardır, veya affederim. Kim bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira
yaklaşırım. Kim bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana
yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim. Kim bana hiçbir şeyi şirk
koşmaksızın arz dolusu hata ile kavuşursa ben de onu bir o kadar mağfiretle
karşılarım. "[Müslim, Zikr 22, (2687)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Abdest imanın yarısıdır. Elhamdülillah
mizanı doldurur; sübhanallah velhamdülillah arz ve sema arasını doldurur. Namaz
nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyadır; Kur'an ise lehine veya aleyhine bir
hüccettir. Herkes sabahleyin kalkar, nefsini satar; kimisi kurtarır kimisi de
helak eder. "[Müslim, Taharet 1, (223); Tirmizi, Da'avat 91, (3512);
Nesai, Zekât 1, (5, 6)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün:
"Bugün sizden kim oruçlu olarak sabahladı?" diye sordular. Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh:
"Ben! " dedi.
Aleyhissalatu vesselam:
"Bugün kim bir cenazeye katıldı?" dedi. Yine Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh:
"Ben! " dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bugün kim bir hastayı ziyaret etti?" dedi. Bu sefer de Hz. Ebu Bekir:
"Ben! " dedi.
Bunun üzerine Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem:
"Bunlar bir kimsede biraraya geldi
mi, o kimse mutlaka cennete girer!" buyurdu.
[Müslim, Zekât 87, (1028)]
(Ashabtan
bazıları):
"Ey Allah'ın Resulü! Zenginler ücretleriyle
gittiler. Onlar da bizim gibi namaz kıldılar, bizim gibi oruç tuttular,
mallarının artanından da sadaka verdiler!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah size de tasadduk edeceğiniz şeyler verdi:
Her bir tesbih sadakadır, her bir tekbir sadakadır, her bir tahmid sadakadır,
her bir tehlil sadakadır, emr-i bil-ma'ruf sadakadır, nehy-i ani'l-münker
sadakadır, herbirinizin (hanımıyla) ciması sadakadır!" buyurdu. Derken cemaatten:
"Ey Allah'ın Resulü! Yani birimizin şehvetine
mübaşeret etmesine ücret mi var?" diye
soranlar oldu. Aleyhissalatu vesselam:
"İhtiyacını haramla görmüş olsaydı bundan ona bir
vebal var mıydı, yok muydu ne dersiniz?" diye
sual ettiler.
"Evet vardı! " demeleri üzerine:
"Öyleyse, ihtiyacını helal yolla
gördü mü bunda onun için ücret vardır!" buyurdular.
[Müslim, Zekât 53, (1106)]
Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle buyurulmuştur:
"Kardeşine karşı izhar edeceğin
tebessümün bir sadakadır. Emr-i bi'l-ma'rufun ve nehy-i ani'l-münkerin
sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yolu gösterivermen sadakadır; gözü sakat
kimse için görüvermen sadakadır; yoldan taş, diken, kemik (gibi şeyleri) kaldırıp
atman sadakadır; kovandan kardeşinin kovasına su boşaltman sadakadır. "[Tirmizi, Birr 36, (1967)]
Resullullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Üç şey vardır, bunlar kimde
bulunursa, Allah onun üzerine himayesini açar ve onu cennete koyar: Zayıflara
rıfk, anne-babaya şefkat, kölelere ihsan. "[Tirmizi, Kıyamet 49, (2496)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Üç kimse vardır ki, bunlara yardım
Allah üzerine bir haktır: Allah yolunda cihad eden, borcunu ödemek isteyen
mükateb, iffetini korumak niyetiyle evlenen kimse. "[Tirmizi, Fezailu'l-Cihad 20, (1655); Nesai, Nikah 6, (6, 61)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Üç kişi vardır, Allah onları sever, üç kişi
de vardır Allah onlara buğzeder.
"Allah'ın sevdiği üç kişiye gelince: "Bir
adam bir cemaate gelir, onlardan Allah adına birşeyler ister, kendisiyle onlar
arasında mevcut bir karabet sebebiyle istemez. Onun başvurduğu kimseler,
istediğini vermezler. İçlerinden biri cemaatin arkasına kayıp, isteyen kimseye
gizlice ihsanda bulunur. (Öyle gizli verir ki) onun verdiğini
sadece Allah'la ihsanda bulunduğu adam bilir. (ikinci adam ise:) Bir
cemaat yoldadır. Gece boyu da yürürler. Derken (yorulurlar ve) uyku
her şeyden kıymetli bir hal alır. Konaklarlar, (başlarını koyup yatarlar). Bir
adam kalkıp bana karşı tevazu ve tazarruda bulunur, ayetlerimi okur. (Üçüncü
adama gelince:) Seriyyeye katılmıştır. Seriyye düşmanla karşılaşır,
hezimete uğrarlar. Ancak o ilerler, öldürülünceye veya başarıncaya kadar
savaşmaya devam eder. "
"Allah'ın buğzettigi üç kişiye
gelince: Bunlar zani ihtiyar, kibirli fakir, zalim zengindir. "[Tirmizi, Cennet 26, (2671); Nesai, Zekât 76, (6, 84)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Yedi kişi var, Allah onları hiçbir
gölgenin olmadığı kıyamet gününde kendi gölgesinde gölgeler; Adil imam, Allah'a
ibadet içinde yetişen genç, tekrar dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan
kimse, Allah için birbirlerini seven, Allah rızası için biraraya gelip, Allah
rızası için ayrılan iki kişi, güzel ve makam sahibi bir kadın tarafından davet
edildiği halde: 'Ben Allah'tan korkarım! ' de (yip icabet etme)yen kimse, sağ eliyle verdiğini sol
eli görmeyecek kadar gizli bir şekilde sadaka veren kimse, Allah'ı tek başına
zikrederken gözlerinden yaş boşanan kimse. "[Buhari, Ezan 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudud 19; Müslim, 91, (1031);
Muvatta, 14, (962, 963); Tirmizi, Zühd 53, (2392); Nesai, Kudat 2, (8, 222,
223)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Kim bir hidayete davette
bulunursa, buna uyanların sevaplarının bir misli ona gelir ve bu durum, onların
ücretlerinden hiçbir şey eksiltmez. Kim bir dalalete çağrıda bulunursa, buna
uyanların günahlarından bir misli de ona gelir ve bu onların günahlarından
hiçbir eksiltme yapmaz. "[Müslim,
İlm 16, (2674); Tirmizi, İlm 15, (2676); Ebu Davud, Sünnet 7, (4609); Muvatta,
Kur'an 41, (1, 218)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Hayra delalet eden onu yapan
gibidir. "[Tirmizi, İlm 14, (2672)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri meleklerine şöyle
emreder;
'Kulum kötü bir amel yapmak isteyince,
onu yapmadıkça yazmayın. Yapınca, onu aleyhine bir günah olarak yazın. Eğer benim
rızamı düşünerek terketti ise bunu onun lehine bir sevap yazın. Kulum iyi bir
iş yapmak arzu edince, yapmasa bile onu, lehine bir sevap yazın. Eğer onu
yaparsa en az on misli olmak üzere yedi yüz misline kadar ona sevap yazın. '
"[Buhari, Tevhed 35; Müslim, İman 203, 205, (128,129);
Tirmizi, Tefsir, Enam (3075)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Kulun gündüz veya gece amelini yazan hafaza
melekleri, yazdıklarını Allah'a yükseltirler. Allah sahifenin baş ve son
kısmını hayırlı bulursa, meleklere şöyle der:
"Sizi şahid kılıyorum, ben kulumun
sahifesinin iki tarafı arasında kalan kısmını mağfiret ettim. "[Tirmizi,
Cenaiz 9, (981)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Kim Müslüman olduğu halde,
saçından bir kıl beyazlarsa, bu, kıyamet günü onun için bir nur olur. Kim Allah
yolunda bir ok atarsa, bu düşmana değse de değmese de, atan için bir köle azadı
yerine geçer. Kim mü'min bir köleyi azad ederse bu onun için cehennemden bir
azadlık vesilesi olur: Her bir uzuv için bir uzvu ateşten kurtulur. "[Tirmizi, Fezailu'l-Cihad, (1634); Nesai, Cihad 26, (6, 26); Ebu Davud, Itk
14, (3966)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Kıyamet günü aziz ve celil olan Allah şöyle
buyuracak:
"Ey ademoğlu! Ben hasta oldum beni ziyaret
etmedin. "
Kul diyecek:
"Ey Rabbim, sen Rabbülalemin iken ben seni nasıl
ziyaret ederim?"
Rab Teâlâ diyecek:
"Bilmedin mi, falan kulum hastalandı, fakat sen
onu ziyaret etmedin, bilmiyor musun? Eğer onu etseydin, yanında beni bulacaktın?"
Rab Teâlâ diyecek:
"Ey âdemoğlu ben senden yiyecek istedim ama sen
beni doyurmadın!"
Kul diyecek:
"Ey Rabbim, ben seni nasıl doyururum. Sen ki Âlemlerin
Rabbisin?"
Rab Teâlâ diyecek:
"Benim falan kulum senden yiyecek istedi. Sen onu
doyurmadın. Bilmez misin ki, eğer sen ona yiyecek verseydin ben onu yanımda
bulacaktım. "
Rab Teâlâ diyecek:
"Ey âdemoğlu! Ben senden su istedim bana su
vermedin!"
Kul diyecek:
"Ey Rabbim, ben sana nasıl su içirebilirim, sen
ki Âlemlerin Rabbisin!"
Rab Teâlâ diyecek:
"Kulum falan senden su istedi. Sen
ona su vermedin. Bilmiyor musun, eğer ona su vermiş olsaydın bunu benim yanımda
bulacaktın!"[Müslim, Birr 43, (2569)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Kim temiz rızık yer ve sünnete uygun amelde bulunur,
halk da kendisinden bir kötülük gelmeyeceği hususunda güven duyarsa cennete
girdi demektir. "
Bir adam:
"Ey Allah'ın Resulü! Bugün insanlar arasında
böyleleri çoktur!" dedi.
Aleyhissalatu vesselam da:
"Benden sonraki zamanlarda da
olacaklar!" buyurdu. [Tirmizi, Kıyamet 61, (2522)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Kim sağmal bir hayvanı veya parayı
(karz-ı hasen olarak)iareten verirse veya yolunu kaybedene yolunu
gösterirse veya amayı sokağına koyarsa kendisine bir köle azad edenin sevabı
verilir. "[Tirmizi, Birr 37, (1968)]
Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem'e soruldu:
"Ey Allah'ın Resulü! Bir adam gizli olarak
hayırlı ameller yaparken bir de bakarsın halk buna muttali olmuştur da bu onun
hoşuna gitmiştir?"
Aleyhissalatu vesselam:
"Bu kimsenin iki ücreti vardır:
Gizli yapmanın ücreti ve aleni yapmanın ücreti. "[Tirmizi, Zühd 49, (2385)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'a soruldu:
"Ey Allah'ın Resulü! Kişi hayır yapsa halk da bu
sebeple onu övse (bunun hükmü nedir?)"
"Bu mü'mine (Allah'ın razı
olduğuna dair) peşin bir müjdedir. " buyurdular. [Müslim, Birr 166, (2642)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki;
"Allah için sefer yapanlar üçtür:
Gazi, hacı, umreci. "[Nesai,
Hacc 4, (5,113)]
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
"Bir Müslüman bir ağaç diker veya
bir tohum eker de bunların mahsulatından bir kuş veya insan veya hayvan yiyecek
olsa, bu onun için bir sadaka olur. " [Buhari,
Hars 1, Edeb 27; Müslim, Müsakat 12, (1553); Tirmizi, Ahkam 40, (1382)]
Selam ve dua ile. .
Sorularla İslamiyet
Sorularla İslamiyet
Yorumlar
Yorum Gönder