40 Hadis-i Şerif 79
40 Hadis-i Şerif 79
001- "Kıyamet gününde kulun
hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi
gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar.
Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb'i: 'Kulumun
nâfile namazları var mı, bakınız?' der. Farzların eksiği nafilelerle
tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir."
(Tirmizî, Mevâkît 188; bk. Ebû Dâvûd, Salât 149; Nesâî, Salât 9; İbni Mâce,
İkâmet 202)
002- Hz. Aişe validemiz diyor ki:
Peygamberimize, namazda yüzü çevirip bakma hakkında sordum, şu cevabı verdi:
”O, bir çalmadır ki, şeytan onu kişinin namazından çalar,
kaçar.” (Buhârî, Ezan, 93; Tirmizî, Cuma, 59; Ebu Davut, Salat, 161)
003- Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem ”ihsan”ı tarif ederken,
فَأَخْبِرْنِي عَنْ الْإِحْسَانِ قَالَ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ
كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ
004- ”Allah’ü Teâlâ’ya sanki
O’nu görüyormuş gibi ibadet etmendir. Eğer sen Allah’ü Teâlâ’yı görmüyorsan O
seni görüyor.”(Buhârî, İman, 37; Müslim, İman, 1)
005- Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem
قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نِعْمَتَانِ
مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنْ النَّاسِ الصِّحَّةُ وَالْفَرَاغُ
006- “İki nimet vardır ki,
insanlardan çoğu bu nimetleri değerlendirmekte aldanmıştır: Sağlık, boş vakit.”
( Buhâri, Rikak, 1)
007- ”İki günü eşit olan
ziyandadır.” (Deylemî, Firdevs, 3/611)
008- Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem şu hadis– i şerifini de unutmamak lazım. Şöyle buyuruyor:
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ
حُسْنِ إِسْلَامِ الْمَرْءِ تَرْكُهُ مَا لَا يَعْنِيهِ
009- ”Boş ve faydasız işleri
terketmek, kişinin İslâmiyetinin güzelliğindendir.” (Tirmizî, Zühd, 11; İbn
Mâce, Fiten, 12)
010- Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem
يَامَعْشَرَالشَّبَابِ مَنْ اسْتَطَاعَ مِنْكُمْ الْبَاءَةَ
فَلْيَتَزَوَّجْ وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَعَلَيْهِ بِالصَّوْمِ فَإِنَّهُ لَهُ
وِجَاءٌ
011- ”Gençler! İçinizden
evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira evlenmek, gözleri (haramdan) daha çok
korur, iffeti daha çok muhafaza eder. Gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun.
Çünkü orucun şehveti kıran bir özelliği vardır.” (Buhârî, Nikâh, 2; Müslim,
Nikâh, 1)
012- Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem
وَأَتَزَوَّجُ النِّسَاءَ فَمَنْ رَغِبَ عَنْ سُنَّتِي فَلَيْسَ مِنِّي
013- ”Evlenmek benim
sünnetimdir. Benim sünnetimden yüz çeviren ise benden değildir’ (Buhârî, Nikâh,
1; Müslim, Nikâh, 1; İbn Mâce, Nikâh, 1) buyurmuştur.
014- Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem
إِنَّ النَّبِيَّ(صعلم)قَالَ لَا يَزْنِي الزَّانِي حِينَ يَزْنِي
وَهُوَ مُؤْمِنٌ وَلَا يَشْرَبُ الْخَمْرَ حِينَ يَشْرَبُهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ
وَلَا يَسْرِقُ السَّارِقُ حِينَ يَسْرِقُ وَهُوَ مُؤْمِنٌ
015- ”Zina eden (mümin) zina
ettiği zaman (tam ve olgun) bir mümin olduğu halde zina etmez…” (Buhârî,
Eşribe, l; Müslim, İman, 24)
016- Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem bunu olgun imanın şartı saymakta ve:
عَنْ النَّبِيِّ (صعلم) قَالَ لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى
يُحِبَّ لِأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
017- “Hiç biriniz kendiniz
için arzu ettiğinizi (din) kardeşiniz için de arzu etmedikçe (kâmil manada)
iman etmiş olmaz” (Buhârî, İman, 7; Müslim, İman, 17)
018- Bir Genç Peygamberimiz
Sallallahü Aleyhi Veselleme Gelerek:
·
Ya
Rasulallah, zina etmeme izin ver, çünkü nefsime hâkim olamıyorum, der.
·
Orada
bulunanlar gence döner ve:
·
Sus,
sus, derler ve genci susturmaya çalışırlar. Peygamberimiz gence dönerek,
yaklaş, buyurur.
·
Genç,
Peygamberimizin yanına yaklaşır. Peygamberimiz, otur, buyurur, genç de oturur.
·
Peygamberimiz
ile genç arasında şu konuşma geçer.
·
Peygamberimiz:
·
Birisi
bu işi annenle yaparsa bundan hoşlanır mısın? Buyurur.
·
Genç:
·
Hayır, vallahi hoşlanmam, der. Peygamberimiz:
·
İnsanlar da senin gibi anneleri ile birilerinin bu işi
yapmasından hoşlanmazlar.
·
Kızınla birisi bu işi yaparsa razı olur musun?
·
Hayır, vallahi razı olmam.
·
İnsanlar da senin gibi, kızlarının başkalarıyla bu işi nikâh
bağı olmadan yapmalarına razı olmazlar.
·
Kız kardeşin bir başkası ile bu işi yaparsa razı olur musun?
·
Hayır, vallahi razı olmam. İnsanlar da senin gibi kız
kardeşlerinin böyle bir iş yapmalarına razı olmazlar.
·
Halan böyle bir iş yaparsa, hoş karşılar mısın?
·
Hayır, vallahi hoş karşılamam. İnsanlar da bunu halaları için
hoş karşılamazlar.
·
Teyzen bu işi yaparsa hoş karşılar mısın? Hayır, vallahi hoş
karşılamam, der. Peygamberimiz:
·
Kendin ve yakınların için razı olmadığın bir şeye başkaları için
nasıl razı olacaksın buyurur ve elini gencin omzuna kor ve ona şöyle dua eder:
“Allah’ım, bu gencin günahını bağışla, kalbini bu gibi duygu ve
düşüncelerden temizle ve iffetini koru. Olayı rivayet eden zat diyor ki, genç
bundan sonra böyle meşru olmayan bir işe iltifat etmemiştir.” (Ahmed b. Hanbel,
5/256, 257)
18-
Peygamberimiz
Müslümanın güvenilirliğini ortadan kaldıran dört kötü huya dikkatimizi çekiyor
ve şöyle buyuruyor:
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صعلم) أَرْبَعٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ كَانَ
مُنَافِقًا خَالِصًا وَمَنْ كَانَتْ فِيهِ خَلَّةٌ مِنْهُنَّ كَانَتْ فِيهِ
خَلَّةٌ مِنْ نِفَاقٍ حَتَّى يَدَعَهَا إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ وَإِذَا عَاهَدَ
غَدَرَ وَإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ وَإِذَا خَاصَمَ فَجَرَ
19- ”Dört huy vardır ki,
bunlar kimde bulunursa, o kimse katıksız münafık olur. Kimde bunlardan bir şey
bulunursa – onu bırakıncaya kadar– kendisinde nifaktan bir haslet var demektir.
(bunlar:) konuştu mu yalan söyler, söz verirse sözünde durmaz. Vaat ederse
vadinden döner, bir dava ve duruşma esnasında haktan ayrılır.”(Müslim, İman,
25)
20-
Peygamberimiz
Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor:
عَنْ النَّبِيِّ (صعلم) قَالَ قَالَ اللَّهُ تَعَالَى ثَلَاثَةٌ
أَنَا خَصْمُهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ رَجُلٌ أَعْطَى بِي ثُمَّ غَدَرَ وَرَجُلٌ
بَاعَ حُرًّا فَأَكَلَ ثَمَنَهُ وَرَجُلٌ اسْتَأْجَرَ أَجِيرًا فَاسْتَوْفَى
مِنْهُ وَلَمْ يُعْطِهِ أَجْرَهُ
21- “Allah Teâla buyurdu ki:
Ben kıyamet gününde şu üç çeşit insandan davacıyım: 1) Benim adıma and içer de
sonra yemini bozar, verdiği sözü yerine getirmez. 2) Hür bir adamı köle diye
satar da aldığı parayı yer. 3) Bir işçi tutar, onu çalıştırır da ücretini
vermez.” (Buhârî, İcare, 10)
22- İbn Mes’ud Radiyallahü
Anh diyor ki, Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem e: Hangi ameller daha
faziletlidir? Diye sordum,
قَالَ سَأَلْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَيُّ الْعَمَلِ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem:
قَالَ (صعلم) الصَّلَاةُ عَلَى وَقْتِهَا
“Vaktinde kılınan namaz” buyurdu.( Buhârî, Mevakıtü’s– Salât, 5;
Müslim, İman, 37)
23-
Hz.
Ömer Radiyallahü Anh şöyle demiştir:
“Peygamberimize vahiy geldiği zaman yanında arı uğultusuna
benzeyen bir ses duyulurdu. Bir gün yanında olduğumuz halde kendisine vahiy
geldi. Bir saat bekledik açıldı, kıbleye döndü ellerini kaldırarak şöyle dua
etti:
وَرَفَعَ يَدَيْهِ وَقَالَ اللَّهُمَّ زِدْنَا وَلَا تَنْقُصْنَا
وَأَكْرِمْنَا وَلَا تُهِنَّا وَأَعْطِنَا وَلَا تَحْرِمْنَا وَآثِرْنَا وَلَا
تُؤْثِرْ عَلَيْنَا وَارْضِنَا وَارْضَ عَنَّا ثُمَّ قَالَ صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أُنْزِلَ عَلَيَّ عَشْرُ آيَاتٍ مَنْ أَقَامَهُنَّ دَخَلَ
الْجَنَّةَ ثُمَّ قَرَأَ قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ حَتَّى خَتَمَ عَشْرَ
آيَاتٍ
“Allah’ım, bize artır, eksiltme, bizi yükselt alçaltma, bize ver
mahrum bırakma, bizi üste çıkar, alta düşürme, bizi razı et ve bizden razı ol.”
”Bana on ayet indi. O ayetlerle amel eden cennete girer” buyurdu
ve Mü’minûn Sûresi’nin baş tarafındaki bu on ayeti okudu. (Tirmizî, Kitabu
Tefsiri’l– Kur’an, 24)
24- Hz. Aişe validemize:
Peygamberimizin ahlâkı nasıldı? diye soruldu. Hz. Aişe: Allah’ü Teâlâ’nın
elçisinin ahlâkı Kur’an idi demiş ve bu Mü’minun Sûresinin başındaki ayetleri
okumuş: “İşte Peygamberin ahlâkı böyle idi’‘ demiştir. (İbn Kesir, 3/237)
25-
"Ra’sü’l-akli
ba’de’l-îmâni bi’llâhi’t-teveddüdü ile’n-nâsi" "Aklın gereği, Allah’a
imandan sonra, O’nun için sevmek, sevilmek ve insanlarla dost
geçinmektir." (Mecmeu’z-Zevâid, 8/17; Biraz farkla, Beyhakî, Sünen,
10/109; Taberanî, el-Mu’cemü’s- Sağîr, 2/21)
26-
"El-bereketü
mea ekabiriküm." "Bereket, büyüklerinizle birlikteliktir."
(Hâkim, el- Müstedrek)
27-
"Milâkü’d-dîni’l-verau."
"Dînin özü, günâh ihtimâli olan şeylerden sakınmaktır." (Ebû Nu’aym)
28-
"Ed-duâü
hüve’l ibadetü." "Duâ ibâdettir." (Ahmed b. Hanbel, Müsned)
29-
"El-birrû
hüsnü’l-hulki." "İyilik, ahlâk güzelliğidir." (Nesâî, Sünen)
30-
"Er-rifku
re’sü’l-hikmeti." "Yumuşak davranma (rıfk), hikmetin başıdır."
(Buhârî)
31-
"Kelimetü’l-hikmeti
dâlletü külli hakimîn." "Hikmetli söz, hikmet arayan herkesin
yitiğidir." (Buhârî)
32-
"Niyetü’l
mü’mini eblegu min amelihi." "Mü’minin niyeti, amelinden daha
etkilidir." (Ahmed b. Hanbel, Müsned)
33-
"Matlu’l
ganiyyi zulmün ve mes’eletü’l ganiyyi nârün" "Zenginin, vâdeli
borcunu vaktinde ödememesi zulüm; varlıklı kimsenin dilenmesi ise
ateştir." (Ahmed b. Hanbel)
34-
"El-idetü
atıyyetün." "Vaat edilen, verilmelidir." (Ebû Nu’aym)
35-
"Ed-dînü’n-nasîhatü."
"Din, nasihattir." (Buhârî, Sahîh, 1, 20)
36-
"Er-rifku
re’sü’l-hikmeti." "Yumuşak davranma (rıfk), hikmetin başıdır."
(Buhârî)
37-
"El’a’mâlü
bi’n-niyât." "Ameller niyetlere göre değerlendirilir." (Ahmed b.
Hanbel, Müsned, 1, 25, 43)
38-
"Min
hüsni islami’l mer’i terkühû mâ lâ ya’nîhi" "(Doğrudan ya da dolaylı
olarak Cenab-ı Hakk’ı hatırlatmayan) lüzumsuz bütün duygu, düşünce ve fiilleri terk
etmesi, kişinin İslam’ı bilmesinin ve gereklerini yerine getirmesinin
mükemmelliğindendir." (Tirmizî, Zühd, 11)
39-
"El-mecâlisü
bi’l-emâneti." "Meclislerde konuşulanlar, emânet hükmündedir."
(Ebû Dâvûd, Sünen, 4, 369)
40-
"Men
tevâdaa rafeahullâhu ve men tekebbera vedaahullâhu." "Allah için
tevazu göstereni Allah yüceltir. Kibirli olanı ise Allah alçaltır." (Ahmed
bin Hanbel, Müsned, 3/76)
Yorumlar
Yorum Gönder