Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Ben De Odun Toplayayım!” Buyurdu.
Peygamberimiz Aleyhisselâm: “Ben De Odun Toplayayım!” Buyurdu.
Bir yolculuktadırlar... Yemek için mola verilir.
Sahabilerin her biri bir görev üstlenir. Sevgili Peygamberimiz de:
"Ben de ateş için odun toplayayım" der.
Arkadaşları önüne geçmek isterler:
"Ya Resulallah! Siz dinlenin, biz o işi de
görürüz."
Sevgili Peygamberimiz bütün ciddiyetiyle cevaplar:
"Gerçekten bunu isteyerek yapacağınızı biliyorum.
Ancak ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam.
Bunu Allah'ta sevmez.
Ve Güzeller Güzeli odunları toplamaya koyulur.
Allâhümme salli alâ seyyidine Muhammedin bi-aded-i zerrati’l-kâinati ve mürekkebâtihâ
Allahım! Kâinatın atomları ve molekülleri sayısınca
Efendimiz Muhammed’e sana salat ve selam eyle!
Resulullah Efendimiz evinde nasıl bir eşti?
Vefatından sonra eşi ve bütün inananların annesi Hz.
Ayşe Radiyallahü Anha'ye sorarlar:
“Resulullahın evdeki hali nasıldı?”
Hz. Ayşe Radiyallahü Anha cevaplar:
“O, kendi işini kendi görmekten hoşlanırdı.
Arkadaşları, bütün işini yapmaya hazır olmalarına rağmen bunu istemezdi.
Evdeyken, elbiselerini yamar, evi süpürür, keçileri sağar, develeri bağlar ve
yemlerini verirdi. Ayrıca, ayakkabılarını ve delik su kırbalarını tamir eder,
hizmetçilere de yardım ederek onlarla birlikte hamur yoğururdu. Çarşıdan
yiyeceğini kendi taşır, birisi
"Ey Allah'ın Elçisi! İzin ver ben
taşıyayım."dediğinde,
“Her mü’min, taşıyabiliyorsa kendi yükünü taşısın”
Önemli
olan, mü’min kardeşini yanlışlarından kurtarmaktır. Zulme uğrayanı kurtarmak
kadar, zulmedeni zulmünden çevirmek, zulmünü engellemek de önemlidir. Böylece o
kişi zulmünden vazgeçebilir.
Enes
Radıyallâhü Anh anlatıyor:
Resûlullah
Aleyhissalâtü Vesselâm şöyle buyurdu:
“Din
kardeşin zalim de olsa, mazlum da olsa ona yardım et.”
Bir
adam:
“Ya
Resûlallah! Kardeşim mazlum olunca ona yardım edeyim. Ama zalimse nasıl yardım
edeyim, söyler misiniz” dedi.
Resûlullah
Aleyhissalâtü Vesselâm:
“Onu
zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir” (Müslim,
Birr: 72; Buharî, Mezâlim: 3.) buyurdu.
Gözleri
görmeyen bir adam Hz. Peygambere Sallallahü Aleyhi Vesellem geldi ve:
–
Ya Rasulallah, dua edin de gözlerim iyi olsun, dedi. Bunun üzerine Efendimiz Sallallahü
Aleyhi Vesellem:
–
İstersen dua edeyim, istersen sabret. Ama sabretmen senin için daha hayırlıdır,
buyurdu.
Adam,
görmüyor olmanın kendisine çok ağır geldiğini ve açılması için dua etmesini
istedi. O zaman Hz. Peygamber Sallallahü
Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
–
Öyleyse git, güzel bir abdest al, iki rekât namaz kıl, sonra şöyle dua et:
“Ya
Rabbi, ben senden diliyorum. Rahmet Peygamber’i ile sana yöneliyorum. Ya
Muhammed! Ben seninle Rabbine yöneliyorum, istiyorum ki bu yönelişim sebebiyle
gözlerim açılsın. Ya Rabbi! O’nun şefaatini benim hakkımda kabul eyle ve benim
de kendim için yaptığım duayı kabul et.”
Osman
b. Huneyf Radiyallahü Anh
şöyle diyor:
“Bu
zat gitti, biz daha Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’ın huzurundan
ayrılmamıştık ki tekrar adam geldi. Gözleri iyileşmişti.” (Tirmizî, Deavât,
119; İbn Mâce, İkâme, 189; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/138; Hâkim,
el-Müstedrek, 1/526; Heysemî, ez-Zevâid, 2/279)
Yorumlar
Yorum Gönder