Eğitim İle İlgili Hadis-i Şerifler
Eğitim İle İlgili Hadis-i Şerifler
خَيْرُكُمْ مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ
"Sizin en
hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir.” (Buhari, Fezailül
Kur'an 21).
مَنْ
سَلَكَ طَرِيقاً يَلتَمِسُ فِيهِ عِلْماً سَهَّلَ اللّهُ لَهُ طَرِيقاً اِلَي الْجَنَّةِ
“Kim ilim öğrenmek için yola çıkarsa Allah onu
cennete giden yolu kolaylaştırır.” Tirmizi, İlim,2
مَنْ خرَجَ في طَلَبِ العِلمِ، فَهوَ في سَبيلِ اللَّهِ حَتَّى يَرجِعَ
“İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse,
evine dönünceye kadar Allah yolundadır.”
Tirmizi,
İlim, 2
لاَ حَسَدَ إِلاَّ فِي اثْنَتَيْنِ رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ مَالاً
فَسَلَّطَ عَلَى هَلَكَتِهِ فِي الْحَقِّ، وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ حِكْمَةً فَهُوَ
يَقْضِي بِهَا وَيُعَلِّمُهَا
“İki kişiden başkasına gıpta edilmez. Allah
tarafından kendisine mal verilip de hak yolunda o malı harcayan kimse ile Allah
tarafından kendisine ilim verilip de onunla hükmeden ve onu başkalarına öğreten
kimse.
Buhari,
İlim, 1
إِذاَ ماَتَ اْلإِنْساَنُ انْقَطَعَ عَنْهُ عَمَلُهُ إِلَّا مِنْ
ثَلاَثٍ: صَدَقَةٍ جاَرِيَةٍ، وَعِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ، وَوَلَدٍ صاَلِحٍ يَدْعوُ
لَهُ.
İnsanoğlu
öldüğü zaman üç şey dışında bütün amellerinin sevabı sona erer. Sadaka-i
cariye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat”
Muslim,
Vasiyet, 1
عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ قَالَ:خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) فَقَالَ
“نَضَّرَ اللَّهُ امْرَأً سَمِعَ مِنَّا حَدِيثاً فَبَلَّغَهُ
كَمَا سَمِعَهُ، فَرُبَّ مُبَلَّغٍ أَوْعَى مِنْ سَامِعٍ…”
Ebu'd-Derdâ
anlatıyor:
“Resûlullah
(sav) bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: 'Allah, bizden bir söz işitip,
onu işittiği gibi (başkasına) ulaştıran kişinin yüzünü ak etsin. Kendisine
(bilgi) ulaştırılan nice kimseler vardır ki onu işiten (ve kendisine aktaran)
kimseden daha kavrayışlıdır...”
(Dârimî,
Mukaddime, 24; T2657 Tirmizî, İlim, 7)
وعَنْ مُعاوِيةَ، رضي اللَّه عنْهُ، قال: قَال رسُولُ اللَّهِ صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: «مَنْ يُرِد اللَّه بِهِ خيْراً يُفَقِّهْهُ في الدِّينِ»
متفقٌ عليه .
Muaviye
Radiyallahü Anh’dan bildirildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem
şöyle buyurmuşlardır: “Allah kimin hakkında hayır isterse onu din hususunda
bilgi ve anlayış sahibi kılar.” (Buhari, İlim, 10; Müslim, İmara, 175)
وعَنْ سَهْلِ بن سعدٍ، رضي اللَّه عنْهُ، أنَّ النبي صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ لِعَليًّ، رضي اللَّه عنْهُ: « فو اللَّهِ لأنْ يهْدِيَ
اللَّه بِكَ رجُلاً واحِداً خَيْرٌ لكَ من حُمْرِ النَّعم » متفقٌ عليهِ.
Sehl
ibni Sa’d Radiyallahü Anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi
Vesellem Ali Radiyallahü Anh’a şöyle dedi:
“Allah’a
yemin ederim ki Allah’ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete
eriştirmesi, senin en kıymetli dünya malı olan kırmızı develere sahip olmandan
daha hayırlıdır.” (Buhari, Fezailu’l-Ashab, 9; Müslim, Fezailu’s-Sahabe, 34)
وعن عبدِ اللَّه بن عمرو بن العاص، رضي اللَّه عنْهُما، أنَّ النبي
صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال: «بلِّغُوا عَنِّي ولَوْ آيَةً، وحَدِّثُوا عنْ
بني إسْرَائيل وَلا حَرجَ، ومنْ كَذَب علَيَّ مُتَعمِّداً فَلْيتبَوَّأْ مَقْعَدهُ
من النَّار » رواه البخاري .
Abdullah
ibni Amr ibni As Radiyallahü Anh’dan bildirildiğine göre Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem şöyle buyurdular: “Benim vasıtamla size ulaştırılan Kur’an’dan
bir ayet bile olsa insanlara ulaştırınız. Sizden önce yaşayan toplumlardan olan
İsrailoğullarının ibretli kıssalarından bahsetmenizde de bir sakınca yoktur.
Kim bile bile bana yalan uydurarak hadis isnad ederse cehennemdeki yerine
hazırlansın.” (Buhari, Enbiya, 50)
وعنْ أبي هُريرةَ، رضي اللَّه عَنْهُ، أنَّ رسُول اللَّه صَلّى
اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم، قالَ: « …. ومَنْ سلَك طرِيقاً يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْماً،
سهَّلَ اللَّه لَهُ بِهِ طَرِيقاً إلى الجَنَّةِ » رواهُ مسلمٌ .
Ebu
Hureyre Radiyallahü Anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Kim Kur’an ve sünnet ilmini öğrenmek için bir
yola girerse Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.” (Müslim, Zikr, 39)
وَعَنْ أبي الدَّرْداءِ، رضي اللَّه عَنْهُ، قَال: سمِعْتُ رَسُول
اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم، يقولُ: « منْ سلك طَريقاً يَبْتَغِي فِيهِ
علْماً سهَّل اللَّه لَه طَريقاً إلى الجنةِ، وَإنَّ الملائِكَةَ لَتَضَعُ
أجْنِحَتَهَا لِطالب الْعِلْمِ رِضاً بِما يَصْنَعُ، وَإنَّ الْعالِم
لَيَسْتَغْفِرُ لَهُ منْ في السَّمَواتِ ومنْ في الأرْضِ حتَّى الحِيتانُ في الماءِ،
وفَضْلُ الْعَالِم على الْعابِدِ كَفَضْلِ الْقَمر عَلى سائر الْكَوَاكِبِ، وإنَّ
الْعُلَماءَ وَرَثَةُ الأنْبِياءِ وإنَّ الأنْبِياءَ لَمْ يُورِّثُوا دِينَاراً
وَلا دِرْهَماً وإنَّما ورَّثُوا الْعِلْمَ، فَمنْ أَخَذَهُ أَخَذَ بِحظٍّ وَافِرٍ
» . رواهُ أبو داود والترمذيُّ .
Ebu’d-Derda
Radiyallahü Anh şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’i şöyle
buyururken işittim:
“Her
kim ilim tahsili için bir yola girerse Allah ona cennetin yolunu kolaylaştırır.
Şüphesiz melekler de ilim yoluna girenin yaptığından memnun oldukları için onun
üzerine kanat gererler. Göklerde ve yerde bulunan varlıklar hatta suyun
içindeki balıklar bile, ilim adamları için Allah’tan bağışlanmasını dilerler. Âlim
bir kimsenin bilgisizce ibadet eden bir kimseye üstünlüğü, ayın diğer
yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler
altın ve gümüşü miras olarak bırakmazlar, onlar sadece ilmi miras
bırakmışlardır. İşte o mirasa konan kimse de bol nasip ve kısmet almış olur.”
(Ebu Davud, İlim, 1; Tirmizi, İlim, 19)
وعنْ عبدِ اللَّه بن عمرو بن العاص رضي اللَّه عَنهُما قال: سمِعتُ
رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقول: « إنَّ اللَّه لا يقْبِض العِلْم
انْتِزَاعاً ينْتزِعُهُ مِنَ النَّاسِ، ولكِنْ يقْبِضُ العِلْمَ بِقَبْضِ
العُلَماءِ حتَّى إذا لمْ يُبْقِ عالماً، اتَّخَذَ النَّاسُ رُؤوساً جُهَّالاً
فَسئِلُوا، فأفْتَوْا بغَيْرِ علمٍ، فَضَلُّوا وأَضَلُّوا » متفقٌ عليه
Abdullah
ibni Amr ibni As Radiyallahü Anh şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi
Vesellem’i şöyle derken işittim: “Allah ilmi, insanların hafızalarından silmek,
kalplerinden söküp çıkarmak suretiyle almaz, ilim adamlarının ölümüyle almış
olur. Böylelikle ortada Âlim kalmamış olur da insanlar bazı cahilleri önder
edinirler. Bu kimseler kendilerine sorulan sorulara bilmedikleri halde fetva
verirler ve böylece hem kendilerini, hem de başkalarını saptırırlar.” (Buhari,
İlim, 34; Müslim, İlim, 13)
"الكلمة الحكمة ضالة للمؤمن فحيث وجدها فهو أخق بها”
-“Hikmetli
söz mü’minin yitiğidir. Onu nerde bulursa onu almaya en layık olandır”
Tirmizi,
İlim 7(2687)
"طلب العلم فريضة علي كل مسلم“
“İlim
öğrenmek kadın erkek her Müslümana farzdır.”
İbn
Mâce, Mukaddime, 17
"اللهم اني أعوذبك من علم لا ينفع من دعاء لايسمع ومن قلب
لايخشع ومن نفس لاتشبع”
“Allahım fayda vermeyen ilimden, kabul
edilmeyen duadan, korkmayan kalbden, doymayan nefisden sana sığınırım”
İbn
Mace, Mukaddime,23
"افضل الصدقة أن يتعلم المرء المسلم علما ثم يعلمه اخاه المسلم”
“Sadakanın en faziletlisi Müslüman kişinin
ilim öğrenmesi, sonra da o ilmi Müslüman kardeşine öğretmesidir” İbn Mace,
Mukaddime,20
"من علم علما فله أجر من عمل به.لا ينقص من اجر العامل”
“İlim öğreten kimseye, öğrettiği ilimle amel
edenlerin kazandıkları sevaptan bir şey eksilmeden bir misli verilir”
İbn
Mace, Mukaddime, 20
"ما من خارج خرج من بيته في طلب
العلم الا وضعت له الملائكة أجنحتها رضا بما يصنع”
“İlim öğrenmek için evinden çıkan kimseye bu
davranışından dolayı kanatlarını onun için indirirler”
İbn
Mace, Mukaddime, 17
مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فِي الدِّينِ
“Allah
kime hayır dilerse dini konularda onu bilgili ve anlayışlı kılar.” (Dârimî,
Mukaddime: 16) Tirmizî: Bu konuda Ömer, Ebû Hüreyre ve Muaviye’den de hadis
rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Ebû
Hüreyre Radiyallahü Anh dedi ki: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle
buyurdu:
مَنْ
سَلَكَ طَرِيقًا يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْمًا سَهَّلَ اللَّهُ لَهُ طَرِيقًا إِلَى
الْجَنَّةِ
“Her
kim din ilmini tahsil için yola koyulur ve her sebebe başvurursa Allah Cennete
varan yolu onun için kolaylaştırır.” (Müslim, Zikir: 17; Ebû Dâvûd, Salat: 27)
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Enes b. Mâlik Radiyallahü Anh dedi ki:
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
مَنْ
خَرَجَ فِي طَلَبِ الْعِلْمِ فَهُوَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ حَتَّى يَرْجِعَ
“Her
kim dini ilimleri tahsil için yola koyulursa dönünceye kadar Allah yolunda
cihâdda cihâd etmiş gibidir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî
Sahbere
Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle
buyurmuş:
مَنْ طَلَبَ الْعِلْمَ كَانَ كَفَّارَةً لِمَا مَضَى
“Her
kim dini ilim tahsili için yola koyulur ve tüm sebeplere sarılarak ilim
öğrenirse bu yaptığı iş geçmiş günahlarına keffâret olur.” (Dârimî, Mukaddime:
6). Tirmizî
Ebû
Hüreyre Radiyallahü Anh dedi ki: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle
buyurdu:
مَنْ سُئِلَ عَنْ عِلْمٍ عَلِمَهُ ثُمَّ كَتَمَهُ أُلْجِمَ يَوْمَ
الْقِيَامَةِ بِلِجَامٍ مِنْ نَارٍ
“Her
kime öğrendiği dini ilim sorulursa o da çeşitli sebeblerden dolayı o bilgisini
gizlerse kıyamet günü o kimseye ateşten bir gem vurulacaktır.” (İbn Mâce, Mukaddime:
24; Ebû Dâvûd: İlim: 17)
Ebû
Harun el Abdî Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Saîd’den
bazı şeyler öğrenebilmek için onun yanına gelirdik; o da bize şöyle derdi:
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in tavsiyesi üzere hoş geldiniz, çünkü;
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuş:
Ebû
Saîd el Hudrî Radiyallahü Anh’den: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle
buyurdu:
يَأْتِيكُمْ رِجَالٌ مِنْ قِبَلِ الْمَشْرِقِ يَتَعَلَّمُونَ،
فَإِذَا جَاءُوكُمْ فَاسْتَوْصُوا بِهِمْ خَيْرًا
“Doğu
bölgesinden ilim öğrenmek için size Müslümanlar geleceklerdir. Onlar size
geldiklerinde: Onlara iyi tavsiyelerde bulununuz. Ebû Harun el Abdî dedi ki:
Ebû Saîd bizi gördüğü zaman Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in tavsiyesi
gereğince hoş geldiniz dedi.” (İbn Mâce, Mukaddime: 22; Dârimî, Mukaddime: 26) Tirmizî:
Bu hadisi sadece Ebû Harun’un, Ebû Saîd’den rivâyetiyle bilmekteyiz.
Abdullah
b. Amr b. As Radiyallahü Anh dedi ki: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle
buyurdu:
إِنَّ اللَّهَ لَا يَقْبِضُ الْعِلْمَ انْتِزَاعًا يَنْتَزِعُهُ
مِنَ النَّاسِ، وَلَكِنْ يَقْبِضُ الْعِلْمَ بِقَبْضِ الْعُلَمَاءِ، حَتَّى إِذَا
لَمْ يَتْرُكْ عَالِمًا اتَّخَذَ النَّاسُ رُءُوسًا جُهَّالًا، فَسُئِلُوا
فَأَفْتَوْا بِغَيْرِ عِلْمٍ فَضَلُّوا وَأَضَلُّوا
“Allah
ilmi insanların kafalarından söküp çıkaracak kaldıracak değildir. Fakat ilmi,
ilim adamlarını ortadan kaldırmak suretiyle kaldıracaktır. Sonu da hiç âlim
kalmayacak ve insanlar cahil bilgisiz kimseleri kendilerine önder lider ve
kurtarıcı seçecekler ve onlara dini ve ilmi meseleler soracaklar onlar da
cahilce fetva vererek hem kendileri sapıtmış hem de başkalarını saptırmış
olacaklardır.” (Müslim, İlim: 5; İbn Mâce, Mukaddime: 1) Bu konuda Âişe ve
Ziyâd b. Lebid’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen
sahihtir. Aynı hadisi Zührî, Urve’den, Abdullah b. Amr’dan ve Âişe’den benzeri
şekilde rivâyet etmişlerdir.
Ebû’d
Derdâ Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem ile birlikte bulunuyorduk gözleri semaya dikti ve şöyle
buyurdu:
هَذَا أَوَانُ يُخْتَلَسُ الْعِلْمُ مِنَ النَّاسِ حَتَّى لَا
يَقْدِرُوا مِنْهُ عَلَى شَيْءٍ "، فَقَالَ زِيَادُ بْنُ لَبِيدٍ
الْأَنْصَارِيُّ: كَيْفَ يُخْتَلَسُ مِنَّا وَقَدْ قَرَأْنَا الْقُرْآنَ؟ فَوَاللَّهِ
لَنَقْرَأَنَّهُ، وَلَنُقْرِئَنَّهُ نِسَاءَنَا، وَأَبْنَاءَنَا، فَقَالَ: "
ثَكِلَتْكَ أُمُّكَ يَا زِيَادُ إِنْ كُنْتُ لَأَعُدُّكَ مِنْ فُقَهَاءِ أَهْلِ
الْمَدِينَةِ، هَذِهِ التَّوْرَاةُ وَالْإِنْجِيلُ عِنْدَ الْيَهُودِ،
وَالنَّصَارَى فَمَاذَا تُغْنِي عَنْهُمْ
“İlim
insanlardan aşırılıp kaybolacağı zaman ilim adına hiçbir şeye güçleri
yetmeyecektir.” Bunun üzerine Ziyâd b. Lebîd el Ensarî dedi ki: Kur’ân-ı
devamlı okuduğumuz halde ilim bizden nasıl aşırılıp yok edilecektir? “Allah’a
yemin ederim ki Kur’ân-ı mutlaka okuyacağız kadınlarımıza ve çocuklarımıza da
okutacağız.” Bunun üzerine Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdu ki: Ey
Ziyâd annen senin hasretinle yansın, Ben de seni Medîne halkının
hukukçularından saymakta idim. İşte Tevrat ve İncil Yahudî ve Hıristiyanların
elindedir. Onlara ne faydası oluyor Cübeyr diyor ki: Sonra Ubâde b. Sâmit’le
karşılaştım ve kardeşin Ebû’d Derdâ nelerden bahsediyor işitmedin mi? Ebû’d
Derdâ’nın söylediklerini kendisine haber verdim Ubâde b. Sâmit şu cevabı verdi:
Ebû’d Derdâ doğru söylemiştir. İstersen insanlardan kaldırılacak ilk ilmi sana
haber vereyim mi? “Huşu`” dur. Belki de büyük bir mescide gireceksin ve orada
huşu’ içerisinde bir adam bulup göremeyeceksin.”
(Müslim,
İlim: 5; İbn Mâce, Mukaddime: 1) Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Muaviye b.
Salih hadisçiler yanında güvenilen biridir. Yahya b. Saîd el Kattan’dan başka
onun hakkında söz edeni bilmiyoruz. Muaviye b. Salih’den de bu hadisin bir
benzerini rivâyet edilmiştir. Bazıları da bu hadisi Abdurrahman b. Cübeyr b.
Nüfeyr’den babasından, Avf b. Mâlik’den rivâyet etmişlerdir.
Ka’b
b. Mâlik Radiyallahü Anh’ın babasından rivâyet etti ki babası: Rasûlullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğunu işittim:
مَنْ طَلَبَ الْعِلْمَ لِيُجَارِيَ بِهِ الْعُلَمَاءَ، أَوْ
لِيُمَارِيَ بِهِ السُّفَهَاءَ، أَوْ يَصْرِفَ بِهِ وُجُوهَ النَّاسِ إِلَيْهِ
أَدْخَلَهُ اللَّهُ النَّار
“Âlimlerle
tartışıp boy ölçüşmek veya avam, ayaktakımı kimselerle mücadele etmek veya
halkın dikkatini kendine çekmek için ilim tahsil eden kişiyi Allah Cehennemine
atacaktır.” (Dârimî, Mukaddime: 34) Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu
şekliyle bilmekteyiz. İshâk b. Yahya b. Talha hadisçiler yanında sağlam bilinen
kimselerden değildir. Hafızası yönünden hakkında söz edilmiştir.
İbn Ömer Radiyallahü Anh’den: Nebi Sallallahü
Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
مَنْ تَعَلَّمَ عِلْمًا لِغَيْرِ اللَّهِ أَوْ أَرَادَ بِهِ غَيْرَ
اللَّهِ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ
“İlmi;
Allah rızasından başka gayelerle öğrenen veya ilimle Allah rızasından başka
şeyleri isteyen kişi Cehennem’deki yerine hemen hazırlansın.” (Ebû davud, İlim:
4) Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadis hasen
garibtir. Bu hadisi sadece bu şekliyle Eyyûb’un rivâyeti olarak bilmekteyiz.
Ebân
b. Osman’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:
“Zeyd b. Sabit günün ortasında Mervan’ın
yanından çıktı bu saatte onu kendisine bir şey sormak için çağırmıştır dedik,
kalkıp kendisine sorduk evet dedi. Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’den
işittiğim şeylerden sordu. Ben de Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in
şöyle buyurduğunu işittim:
Abdullah
b. Mes’ûd Radiyallahü Anh dedi ki:Nebi Sallallahü Aleyhi Vesellem’i işittim
şöyle diyordu:
نَضَّرَ اللَّهُ امْرَأً سَمِعَ مِنَّا شَيْئًا فَبَلَّغَهُ كَمَا
سَمِعَ فَرُبَّ مُبَلِّغٍ أَوْعَى مِنْ سَامِعٍ
“Allah
bizden herhangi bir şeyi işiten ve işittiği gibi de tebliğ edip başkalarına
aktaran kişinin yüzünü Allah ak etsin. Çünkü tebliğ edilen kişi benden işiterek
tebliğ edenden daha anlayışlı ve kavrayışlı olabilir.” (İbn Mâce, Mukaddime: 1)
Bu hadis hasen sahihtir. Abdulmelik b. Umeyr bu hadisi Abdurrahman b.
Abdullah’tan rivâyet etmiştir.
Abdullah
b. Mes’ûd Radiyallahü Anh’den rivâyete göre, Rasûlullah Sallallahü Aleyhi
Vesellem şöyle buyurmuştur:
نَضَّرَ اللَّهُ امْرَأً سَمِعَ مَقَالَتِي فَوَعَاهَا وَحَفِظَهَا
وَبَلَّغَهَا فَرُبَّ حَامِلِ فِقْهٍ إِلَى مَنْ هُوَ أَفْقَهُ مِنْهُ، ثَلَاثٌ
لَا يُغِلُّ عَلَيْهِنَّ قَلْبُ مُسْلِمٍ: إِخْلَاصُ الْعَمَلِ لِلَّهِ،
وَمُنَاصَحَةُ أَئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ، وَلُزُومُ جَمَاعَتِهِمْ، فَإِنَّ
الدَّعْوَةَ تُحِيطُ مِنْ وَرَائِهِمْ
“Benden
bir söz işitip onu belleyip başkalarına aktaranın Allah yüzünü ak etsin. Nice
bilgili kimseler vardır ki, o bilgisini kendisinden daha bilgili birisine
nakleder.
Şu
üç gurup insan hiç aldanmaz kalbi saf sağlam ve hak üzeredir. Yaptığı her şeyi
ihlas ve samimyetle yapan kişi Müslümanların önder ve liderlerine nasihat eden
kimse; cemaatin gerekliliğine inanan kişi ki bu üç şeyin hepsi davet
kapsamındadır.” (İbn Mâce, Mukaddime: 18)
Yorumlar
Yorum Gönder