40 Hadis-i Şerif 90 (Yardımlaşma ve Dayanışma)

 40 Hadis-i Şerif 90 (Yardımlaşma ve Dayanışma)

 

001-   Peygamber, "Hangi sadaka en faziletlidir?" diye sorulunca şöyle demiştir: "Malı az olanın gücüne göre verdiği (sadaka!)" (Dârimî, Salât,135)

002-   Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey âdemoğlu, sen infak et, ben de sana infak edeyim!" (Buhari, Nafakât,1)

003-   Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olman ve eşyasını ona yüklemen sadakadır.

004-        "Yoksula verilen sadaka bir, akrabaya verilen ise hem sadaka hem de sıla-ı rahim olmak üzere iki sadaka sayılır." (Nesâî, Zekât, 82)

005-        "Bozguncu, cimri ve yaptığı iyiliği başa kakan kimse cennete giremez." (Tırmizi, Birr, 41)

006-        "Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz" (Tırmizi, Sıfatü'l-kıyâme, 59)

007-        "Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder.” (Tırmizi, Cum'a, 79)

008-        "Çorba pişirdiğinde suyunu biraz fazla koy, sonra komşularına bak, uygun bir şekilde çorbadan onlara ikram et." (Müslim, Birr, 143)

009-        "Size ancak zayıflarınız sebebiyle yardım ediliyor ve rızık veriliyor değil mi!" (Buhari, Cihad, 76)

0010-   Resulullah SallAllahü Aleyhi Vesellem kendisinden bir şey istendiğinde asla "hayır" demezdi. (Müslim, Fedail, 56)

0011-   "Kimin yanında iki kişilik yemek varsa üçüncü bir kişiyi, dört kişilik yiyeceği olan beşinci ya da altıncı kişiyi misafir etsin!" (Buhari, Mevakit, 41)

0012-   "Her iyilik bir sadakadır." (Buhari, Edep, 33)

0013-   "Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer." (Müslim, Birr, 66)

0014-   "Müslümanlar arasında kim bir yetimi yiyecek ve içeceğini üstlenecek şekilde sahiplenirse, affedilmeyecek bir günah işlememişse Allah onu mutlaka cennete koyar." (Tırmizi, Birr, 14)

0015-   Peygamber SallAllahü Aleyhi Vesellem bize şu yedi şeyi emretti: "Hastayı ziyaret etmek, cenazeyi (kabre kadar) takip etmek, aksırana Allah'tan rahmet dilemek, zayıfa yardım etmek, mazluma yardım etmek, selâmı yaymak ve yemin edenin yeminini tasdik etmek." (Buhari, İsti'zan, 8)

0016-   "Yarım hurma (sadaka) ile bile olsa cehennemden korunun. Eğer bunu da bulamazsanız güzel bir sözle (korunun)." (Müslim, Zekât, 68)

0017-   "Biz kendi nasibimize düşen bu kısımdan denize açılan bir delik açsak da üstümüzdekileri rahatsız etmesek!" derler. Bu durumda eğer üst kısımdakiler onları kendi hallerine bırakırlar ve istediklerini yapmalarına imkân verirlerse, hepsi helâk olur. Ama mani olurlarsa hem kendileri hem diğerleri kurtulmuş olur" (Buhari ve Müslim).

0018-   "Mü'min, mü'min için bir kısmı öbür kısmını güçlendiren bina gibidir" der (Buhari ve Müslim).

0019-   “…Kim Müslüman kardeşine yardım eder ve onun ihtiyacını karşılarsa Allah da ona yar­dım eder. Kim Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah da kıyamet gününde onun sıkıntıla­rından birini giderir…” (Muhyiddin-i Nevevî, Riyazü’s-Salihin ve Tercemesi, C 1, s. 284.)

0020-   "Din nasihatten (hayırhahlıktan) ibarettir!" Yanındakiler sordu: "Kimin için ey Allah’ın Resulü?" "Allah için, kitabı için, Resulü için, Müslümanların imamları ve hepsi için! Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona yardımını kesmez, ona yalan söylemez, ona zulmetmez. Her biriniz, kardeşinin ayinesidir, onda bir rahatsızlık görürse bunu ondan izale etsin." (Tirmizi, Birr 17,18, (1927, 1928, 1930); Müslim, İman 95, (55)

0021-   “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 38, 60;Tirmizî, Hudûd 3, Birr 19; İbni Mâce, Mukaddime 17)

0022-   "Kim bir mü’minin dünyevi kederlerinden birini giderirse, Allah da onun Kıyamet günü kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir Müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve ahirette örter. Kişi kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da onun yardımındadır. Kim ilim aramak düşüncesiyle bir yola düşerse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylaştırır. Bir grup, Allah’ın kitabını okumak ve aralarında tedris etmek üzere Allah’ın evlerinden birinde toplanırsa, üzerlerine mutlaka sekme iner ve onları rahmet kaplar, melekler onları sarar. Allah da onları yanında bulunan mukarreb meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz." (Müslim, Zikr 38, (2699); Ebu Davud, Edeb 68, (4946); Tirmizi, Hudud 3, (1425), Birr 19, (1931)

0023-   Hz. Enes (ra)’e "Sana Resulullah SallAllahü Aleyhi Vesellem’ın: "İslam’da dayanışma akdi (hılf) yoktur!" dediği ulaştı mı?" diye sordum. Şu cevabı verdi. "Kureyş’le Ensar arasında, benim evimde dayanışma antlaşması yaptı." (Ebu Davud’un rivayetinde: "Resulullah, bizim evde Ensarla Muhacir arasında iki veya üç kere dayanıma akdi yaptı" şeklindedir.) (Buhari, Edeb 67, Kefalet 2, İ’tisam 16; Müslim, Fedailu’s-Sahabe 204, (2529); Ebu Davud, Feraiz 17)

0024-   "Kardeşine zalim de olsa mazlum da olsa yardım et" "Mazlumsa yardım ederim, zalim nasıl yardım ederim?" diye sorulmuştu. "Onu zulümden alıkoyarsın, bu da ona yardımdır" buyurdu. (Buhari, Mezalim 4, İkrah 7; Tirmizi, Fiten 68, (2256)

0025-   ResulullahSallAllahü Aleyhi Vesellem: "Kim kardeşinın ırzını mudafaa ederse, kıyamet günü Allah, onun yüzünden ateşi çevirir." (Tirmizi, Birr 20, (1932)

0026-   Resulullah SallAllahü Aleyhi Vesellem , bir ihtiyaç taleb eden kimse gelince arkadaşlarına yönelir ve: "Şefaat edin, ecir kazanın! Allah da Resulünün diliyle dilediğine hükmetsin!" derdi. (Buhari, Edeb 37, Salat 88, Mezalim 5; Müslim, Birr 145, (2627); Ebu Davud, Edeb 126, (5131); Tirmizi)

0027-   "Şu hususlar da Allah’ı yüceltmenin birer şubesidir: Bir Müslüman yaşlıya ikramda bulunmak. İçindekiyle amel hususunda ölçüyü aşmayan ve ondan uzaklaşmayan Kur’an hamiline (hafızına) ikramda bulunmak. Adil olan iktidar sahibine ikram." (Ebu Davud, Edeb 23, (4843)

0028-   Resulullah SallAllahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa, Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder." (Tirmizi, Birr 75, (2023)

0029-   "Küçüklerimize merhamet, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir." Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "…Ma’rufu emretmeyen, münkerden nehyetmeyen (de bizden değildir)." (Tirmizi, Birr 15, (1920)

0030-   Anlattığına göre, kendisine bir dilenci uğramıştır, o da bir parça ekmek vermiştir. (Bir müddet sonra) üstü başı düzgün, kıyafeti yerinde bir dilenci daha uğramıştır. Hz. Aişe onu oturtup yemek yedirmiştir. Kendisine bunun sebebi sorulunca şu açıklamayı yapmıştır: "Resulullah SallAllahü Aleyhi Vesellem: "İnsanlara mevkilerine göre ikramda bulunun" buyurmuştur." (Ebu Davud, Edeb 23, (4842)

0031-   "Kim helal kazancından bir hurma miktarı sadaka verirse -ki Allah sadece helâl olanı kabul eder- Allah o sadakayı büyük bir hoşnutlukla kabul eder. Sonra onu sahibi için, sizden birinizin tayını yetiştirdiği gibi (özenle) dağ gibi olana kadar büyütür (bereketlendirir). (Buhari, Zekât, 8)

0032-   "Kulların sabaha eriştiği her gün (yeryüzüne) iki melek iner. Bu iki melekten biri, 'Allah'ım, malını hayır yolunda harcayan kişiye (harcadığı malın yerine) yenisini ver. ' der. Diğeri de, 'Allah'ım, malını (hayır yollarında harcamayarak) elinde tutan (cimrilik eden) kişinin malını telef et. 'der. (Buhari, Zekât, 27)"

0033-   "Dul bir kadının ve fakirin işleri için koşturan kimse, Allah yolunda cihat eden yahut geceyi namazla gündüzü oruçla geçiren kimse gibidir.” (Buhari, Nafaka, 1)

0034-   Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin. Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuzu kanaat getirinceye kadar ona dua edin.” (Ebu Dâvud, Zekât, 38)

0035-   Resûlullah SallAllahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, "Ey Allah'ın Resûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?" dedi. Bunun üzerine Resûlullah SallAllahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır.” (Buhari, İkrah, 7)

0036-   Hz. Âişe'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber hanımları bir koyun kesmişlerdi de Resûlullah SallAllahü Aleyhi Vesellem: "Koyundan ne kadarı kaldı?" diye sordu. Âişe, dedi ki: "Sadece kürek kemiği bölgesi kaldı! Gerisini dağıttık" deyince; Resûlullah SallAllahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Küreğinden başka hepsi bize (sevap olarak) kaldı.” (Tırmizi, Kıyame, 33)

0037-   "Kıyamet günü müminin serinleyeceği gölgelik (verdiği) sadakasıdır.” (İbn Hanbel, 4, 233)

0038-   "Müslüman Müslümanın (din) kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu düşman eline vermez (himaye eder). Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Her kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun (bu iyiliği) sayesinde kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim dünyada, bir Müslümanın (ayıbını) örterse Allah da kıyamet günü onun (ayıbını) örter.” (Mülim, Birr, 58)

0039-   Resûlullah SallAllahü Aleyhi Vesellem, "Ben ve yetime kol kanat geren kimse cennette böyle (yan yana) olacağız.” buyurdu ve aralarını hafifçe açarak işaret parmağıyla orta parmağını gösterdi. (Buhari, Talâk, 25)

0040-   "Kim darda kalan borçluya zaman tanırsa yahut (alacağının tamamını veya bir kısmını) borçluya bağışlarsa, Allah onu, başka hiçbir gölgenin (himayenin) olmadığı kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde (himayesinde) gölgelendirecektir.” (Tırmizi, Büyü', 67)

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)