Hakîkî Mü’min Abdülvâhid bin Ziyâd Rahmetullahi Aleyh
Hakîkî Mü’min Abdülvâhid bin Ziyâd Rahmetullahi Aleyh
“Abdülvâhid
bin Ziyâd”, tebe-i tâbiînden.
“Basra”
denen beldede yetişen âlimlerden.
Devamlı
ibâdet ve ilimle meşgûl idi.
Her
insana, iyilik etmekle meşhur idi.
Bir defâ
Abdülvâhid bin Ziyâd’ın yanında,
(Mü’min
nasıl olmalı?) diye sorduklarında,
Buyurdu:
(O, Allahtan korkup, benzi sararır.
Kaçınır
haramlardan, emirlere sarılır.
Düşünür
mahşerdeki verecek hesâbını.
Titrer,
hâtırladıkça Cehennem azâbını.
İşlemiş
bulunduğu günâhlar sebebiyle,
Ayıplar
kendisini, uğraşır nefsi ile.
Bir sözü
söylemeden, düşünür, ölçer, biçer.
Hayırlı
değil ise, söylemekten vazgeçer.
İşlediği
günâhlar, üzer ki öyle onu,
Göremez
başkasının, ayıp ve kusûrunu.
Bu, öyle
bir kuldur ki, elinden ve dilinden,
Yanında
bulunanlar, zarar görmez kat’iyyen.)
“Abdülvâhid
bin Ziyâd”, mübârek bir zât idi.
Günâhını
düşünüp, devamlı ağlar idi.
Derdi:
(Hak teâlâ’ya, gün boyu secde etsek,
Mümkün
olmaz yine de, Ona tam şükreylemek.)
Bir
kimse, kendisinden nasîhat isteyince,
Buyurdu
ki: (Şükreyle, kuvvetin yettiğince.
İnsanlardan
birisi, iyilik yapsa sana,
Nasıl
memnun kalırsın, yaptığı bu ihsâna.
Hâlbuki
o, bir kuldur, zavallı ve âcizdir.
Her
ihsânın sâhibi, elbette Rabbimizdir.
Çünkü O,
insanlara vermezse güç kuvvet,
Hiç
kimse, hiç kimseye yapamaz bir şey elbet.)
Bir gün
de, bir sohbette, sordular ki bu zâta:
(Hakîkî
bir müslümân, nasıl olur acabâ?)
Buyurdu
ki: (Öğrenir önce ilmihâlini.
Sonra
da, buna göre, düzeltir her hâlini.
Günâh
işlese bile, üzülür, kalbi yanar.
Unutmaz
o günâhı, tâ ölünceye kadar.
“Ben,
Rabbime nasıl da karşı geldim” diyerek,
Pişmân
olur ve ağlar, göz yaşları dökerek.
İbâdet
yapınca da, kusûrlu, noksan bulur.
Ve o
ibâdetini, tamâmiyle unutur.
Her gün
akşam olunca, kendine sorar ki hep:
“Bu gün
sen, Allah için, ne amel yaptın acep?”
Çeker ki
kendisini gece gündüz hesâba,
Düşmesin
âhiret’te Cehenneme, azâba.
“Dünyâ”
düşüncesini, kalbinden söküp atar.
Âhiret’te
azaptan kurtulmaya yol arar.
Gönlünden,
tam olarak atar “Uzun emel”i.
Zîrâ iyi
bilir ki, ânî gelir eceli.
“Dünyâ
muhabbeti”ni, aslâ sokmaz kalbine.
Uygun
olur her işi, dînin emirlerine.
Abdullatif
Uyan (Şiirlerle Menkîbeler)
Yorumlar
Yorum Gönder