Nasrullah Şadırvanı

 Nasrullah Şadırvanı

 

Ruhumu bir ilâhî kapladı bilmem neden?

Anladım ki; çağlayan, Nasrullah Şadırvanı.

Güllerin bülbüllere 'nerdesin?' demesi bu,

Her yanından beş vakit, mırıldanır ezanı.

 

Gözlerinden suyunu, inciler döker gibi

Avuç avuç kalplere doldurmada Nasrullah.

Duâ edercesine rükûda iki büklüm

İçenlerin muradı, Lâ İlâhe İlâllah...

 

Engin denizler nasıl, alırsa benden beni

Hep başımı döndürür, baktıkça bu şadırvan.

İçimde derin bir his, dalgalanır durur da

Atar beni meçhule, aktıkça su şadırvan...

 

Bir musıkî âlemi karşısında kendimi

Bularak kaybetmişim, orada bir akşamüstü.

Bembeyaz örtüleri, içinde gül benizli

Nice kişi geçerken, içime ateş düştü.

 

Saf saf olup dediler: Kerim'dir, Kerim Allah!

Gördüm ki, bu girenler Nasrullah'tan içeri...

Ellerinde başları, başlarında önderi

Çıkarken olmuşlardı, yeminli birer çeri...

 

Uyandım ki, onlardı sulara karışanlar,

Onlardı kurtuluşun emsâlsiz neferleri.

Yükselen başlarıyla gönül duvarlarının

Ruhları iman yüklü, kutsaldı seferleri...

 

Adım adım cihana, yayılan bir efsane,

İstiklâlde Akif'in şerbeti bu şadırvan.

Kağnıların dağları çınlatan yalnızlığı,

Türk'ün tarih sayfası, heybeti bu şadırvan...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis